Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2212 E. 2023/1677 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2212
KARAR NO: 2023/1677
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2018/412 E. – 2019/533 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 5846 sayılı FSEK’in 42.maddesi gereğince kurulmuş olan bir meslek birliği olduğunu, taraflar arasında 09/11/2016 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin Mali Şartlar başlıklı 5.maddesinde mali hak bedeli ödemeyi, akdedilen sözleşme gereği, ödemeler için kesilen faturalara KDV ekleneceği, damga vergisi de dahil olmak üzere sözleşmeden doğan her türlü vergi, resim ve harçlardan sorumlu olduğunun açıkça hükme bağlandığını, damga vergisi ve ödemeler için kesilen faturalara KDV ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 7.maddesinde sözleşmenin süresinin ve feshinin açıkça düzenlendiğini, davalının müvekkili şirkete yazılı bildirim yapmadığını, sözleşmenin ilgili maddesi gereği aynı şartlarda yıldan yıla yenilerek devam ettiğini, davalı borçlunun kötü niyetli olduğunu, müvekkili meslek birliğine hangi oranda borcu olduğunu bildiği halde ödemesini yapmadığını, bakiye borcunu da ödemediğini, alacaklarının tahsiline yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyaları ile ilamsız takip başlattıklarını, davalı şirketin borca, faize ve imzaya itiraz ettiğini, söz konusu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin otel işletmeciliği yaptığını, otel sahibi firma ile anlaşmasından dolayı firmanın zorunlu kıldığı davacı şirket ile sözleşme imzalamak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin özgür iradesi ile sözleşme imzalaması söz konusu olmadığından sözleşme serbestisinden bahsedilebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin tercih hakkının bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tek taraflı davacı tarafı koruyan sözleşmeler olduğunu, sözleşmenin sadece müvekkiline sürekli ve yerine getirilip getirilmediği gözlemlenebilir bir edim yüklediğini, buna rağmen sözleşmede fesih hakkının davacı tarafa ait olduğunu, müvekkilinin sözleşmede yer alan koruma altındaki eser, icra ve fonogramları kullanmadığı halde bedelini ödemek durumunda kaldığını, bunun devamında müvekkili şirketin bildirim almaksızın sözleşmenin tek taraflı ve davacı yanı koruyan hükümleri gereği temerrüde düşmüş durumunda olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, alınmayan hizmet için müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmasının beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine ve takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalının 09/11/2016 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaları ödememesi üzerine davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı takip dosyaları ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içerisinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, mali müşavir bilirkişi tarafından taraflar arasındaki sözleşme hükümleri kapsamında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre davacının takip tarihi itibarı ile takip talebi ve ödeme emirlerinde belirtilen miktarlarda davalıdan alacaklı olduğu, izahı yapıldığı üzere davacının dava dilekçesindeki talebin zaten ıslahla talep ettiği hususları kapsadığı bu noktada noksan harcın ikmali gerekirken ıslah dilekçesi ile tekrardan talepte bulunmasının usule uygun düşmeyeceği, (her ne kadar davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki itiraza ilişkin kurulan b bendindeki hükümde davanın kısmen kabulü yönünde kısa karar oluşturulmuş ise de esasen tam kabul yönünde hüküm tesis olunduğu sehven kısa karara hesaplamanın hatalı aktarıldığı bu hususun tarafların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik yaratmayacağı anlaşılmakla HMK 304 kapsamında maddi hata niteliğindeki açıklama kısmındaki damga vergisine ilişkin husus ve dosya numarasındaki eksiklik resen gerekçeli kararda düzeltilmek suretiyle reddedilen kısım bulunmadığından yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti tam kabul üzerinden değerlendirilmek suretiyle karar tesis olunmuştur.) davalının sözleşmenin genel işlem şartları taşıdığı faiz ve hizmet alımına ilişkin tirazlarının TTK 18/2 hükmü gereği basiretli tacir yükümlülüğü dikkate alındığında dinlenemeyeceği anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulü ile itirazların iptaline, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla takip miktarlarının %20 si oranında inkar tazminatına hükmolunarak” davacının davasının kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına, icra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca takip miktarı olan 8.067,16 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, taleple bağlı kalınarak takibin 8.670,44 TL’nin (5.208,45 TL 2016 yılı sözleşme bedeli + 3.292,69 TL 2017 yılı sözleşme bedeli + 69,10 TL 2016-2017 yılı damga vergisi olmak üzere) takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranları üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca takip miktarı olan 8.670,44 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın likit olmamasının ancak bilirkişi marifeti ile hesaplanabilmesine ve bu doğrultuda alacaklı tarafından dahi ıslah yoluna gidilmiş olması sebebiyle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, cevap dilekçesi ve delillerinin değerlendirilmediğini, eksik incelemeyle rapor oluşturulduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulünü, mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı icra dosyalarına vaki itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine 2016 yılı sözleşme bedeli 4.4470,78 TL, 2017 yılı sözleşme bedeli 3.532,08 TL, damga vergisi 64,30 TL olmak üzere toplam 8.067,16 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine 2016 yılı sözleşme bedeli 5.208,45 TL, 2017 yılı sözleşme bedeli 3.3392,89 TL, damga vergisi 69,10 TL olmak üzere toplam 8.670,44 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunda davacı tarafın ticari defter kayıtlarında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 4.535,08 TL alacaklı göründüğü, ticari defterlerinde yer almayan 3.532,08 TL 2017 yılı sözleşme bedeli için talepte bulunabileceği, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 5.277,55 TL alacaklı göründüğü, ticari defter ve kayıtlarında yer almayan 3.392,89 TL 2017 yılı sözleşme bedeli için talepte bulunabileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından 17.05.2019 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen miktarın 16.737,6 TL olduğunu, davanın müddeabihini ıslah ederek 16.737,7 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesini talep ettiği, davacı tarafından daha sonra vermiş olduğu 24.05.2019 tarihli dilekçesi ile davayı miktar yönünden ıslah ederek 16.737,6 TL üzerinden alacak davası olarak devam edilmesini talep ettiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK 176 ve devamı maddesinde ıslah hükümleri düzenlenmiş olup, taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından 17.05.2019 tarihli birinci ıslah dilekçesi ile davanın miktarı yönünden ıslah ettiği, 24.05.2019 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile davanın konusunu alacak davası olarak ıslah ettiği anlaşıldığından, öncelikle HMK 176/2’ye göre aynı davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceğinden birinci ıslah dilekçesi esas alınmış, ikinci ıslah dilekçesine itibar edilmemiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı bilirkişi raporuna göre alacaklının her iki icra takibine konu alacak yönünden alacağının sübut bulduğu, taraflar arasında ki sözleşmede artış oranlarının her yıl ne şekilde yapılacağının kararlaştırıldığı, UFE, TÜFE ye göre yapılacak artış oranını davalının tek başına hesap edebilecek durumda olduğu, sözleşmeye göre ödeme karşılığında fatura tanzim edileceği belirtildiğinden mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuken yerindedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2018/412 E., 2019/533 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.143,34 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 571,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 571,5‬ TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/12/2023