Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2152 E. 2023/1681 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2152 Esas
KARAR NO: 2023/1681
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2018/412 E. – 2020/39 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. nin … isimli bilgisayar yazılımının FSEK Mevzuatı uyarınca eser sahibi olduğunu, “…” isim hakkını marka olarak almış ve tescil ettirmiş olduğunu, sahip oldukları programın kullanılması, sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması, tamamının veya bir bölümünün başka bir şekilde kullanılması vs. hiçbir konuda ülkemizde veya dışarıda hiçbir kişi yada kuruluşa izin veya yetki verilemediğini, olay tarihinde davacı şirkete gelen ihbar ve şikayetler dikkate alınarak, İstanbul Anadolu l.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/136 D.İş. Sayılı dosyasında yapılan tespit sonucunda düzenlenen 15.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirketin iş sahibi olduğu, işlerin yapıldığı şantiyede davalılara ait … numaralı bilgisayarda mali hakları davacıya ait olan … yazılımı ile …, …, …, …, …, …, …, …, …, … modüllerinin 01/06/2017 tarihinden itibaren bilgisayarda aktif ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, davalı şahıslar hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış oldukları şikayetlerinin … nolu soruşturmaya devam edildiğini, davalıların müvekkil firmanın sahibi olduğu yazlımı herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın şifre kırmak suretiyle bilgisayarında kullandıklarını, davalıların işi ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiklerini açıkça ortaya çıkardığını ve müvekkil firmanın mali haklarına tecavüz ettiklerini belirterek, müvekkil şirketin mali haklarının ihlalinden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin programın yüklenme tarihi olan 01.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tespit yapılan iş yerinin … Ticaret Limitet Şirketi adlı tüzel kişiliğe ait olduğunu, …’ ün anılan şirketin sermaye ortağı olup, tüzel kişiliğin eylemlerinden ötürü mali anlamda sorumlu olmadığını, kendisine husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığından davanın … yönünden husumetten reddinin gerektiğini, İstanbul Anadolu l.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/136 D.İş dosyasına göre işyerinde bulunan bilgisayarların … Yapı İnşaat A.Ş. den 22.02.2018 tarihinde satın alındığını ve programın 01.06.2017 tarihinden itibaren söz konusu bilgisayara kurulu olduğunun belirtildiğini, anılan programın müvekkili tarafından indirilmediğini, kopyalanmadığını, işyerini devir alan müvekkil firmanın bilgisayar içindeki programların lisanslı olduğunu düşündüklerini, aktif olarak kullanılmadığından programın lisanslı olup olmadığını da sormadıklarını, programını kendileri indirmedikleri halde hukuka saygılarından ötürü davacı firmanın belirleyeceği tazminatı ödemeye hazır olduklarını, ancak davacı firmanın uzlaşma taleplerini geri çevirdiğini, tespit sonrasında davacı firmayla görüşmeleri sonucunda davacının fahiş tazminatlar talep ettiklerini, davacının söz konusu programı izinsiz indirmeye elverişli olacak şekilde programladığını ve izinsiz kullanıcıların izlenebileceği bir portal oluşturarak iyi niyetli firma ve kişilere tuzak kurduklarını ve sonuç olarak tazminat ödemeye hazır olduklarını belirterek, haksız ve hukuksuz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan deliller, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile davacı tarafından üretilip pazarlanan bilgisayar programının, sahibinin hususiyetini yansıtacak biçimde şekillenmiş bulunması, FSEK’de öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikrî bir çabanın ürünü olması nedeniyle ilim eseri vasfında bulunduğu, FSEK’in 12. maddesi hükmü de nazara alındığında, eserle ilgili hakların ve kullanım yetkisinin sahibinin davacı şirket olduğu,davalı şirkete ait işletmede bir bilgisayarda … ana modül ile …, …, …, …, … ve … modüllerinin izinsiz ve lisansız biçimde 01/06/2017 tarihinde yüklenmek suretiyle kullanıldığının tespit edildiği, davalıların davacıya ait eserden kaynaklanan çoğaltma hakkını ihlâl ettiği, şirket ortağı olan davalı gerçek kişinin de şirketin iş ve eylemlerini gerçekleştiren kişi konumunda bulunması sebebiyle haksız fiil niteliğindeki bu eylemden sorumluluğunun bulunduğu, bu şekilde davacının FSEK’ten kaynaklanan çoğaltmayla ilgili malî haklarının ihlâli ve uğradığı zarar sebebiyle eylem tarihinde yürürlükte bulunan FSEK’nun 68.maddesi uyarınca üç katı kadar telif tazminatı isteyebileceği, telif bedelinin toplam 29.901,00 TL olduğu, üç katının ise 89.703,00 TL olduğu, davacı tarafın 89.703,00 TL talep ettiği anlaşılmakla,” davanın kabulüne, 89.703,00 TL’nin 01.06.2017 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı … San.ve Tic.Ltd.Şti yönünden; davacının söz konusu programın 01.06.2017 tarihinden itibaren müvekkil şirket tarafından kullanıldığını iddia ettiğini, ilk derece mahkemesinin de bu talepten yola çıkarak davanın kabulüne karar verdiğini, müvekkil şirketin dosyada bulunan fatura ve iş yeri teslim tutanağından da anlaşılacağı üzere söz konusu iş yerini ve iş yerinde bulunan bilgisayarları … A.Ş.’den devraldığını, söz konusu bilgisayarın bulunduğu firmayı 22.08.2018 tarihinde devraldığını, burada husumet yönlendirilecek şirketin … Yapı İnş. A.Ş. olduğunu, … yönünden; müvekkili …’ın … San.ve Tic.Ltd.Şti’nin sermaye ortağı olup tüzel kişiliğin eylemlerinden sorumlu tutulamayacağını, tüzel kişiliğin iş yerinde bulunan bilgisayarları … İnşaat A.Ş.’den 22.02.2018 tarihinde devraldığını ve … isimli programın devirden önce 01.06.2017 tarihinde bilgisayara yüklendiği göz önünde bulundurulduğunda müvekkili …’e husumet yönlendirilemeyeceğini, İstanbul Anadolu FSHHM’nin 2018/136 D.İş dosyasında beyan edildiği ve anılan dosyaya sunulan fatura ve iş yeri teslim tutanağından anlaşılacağı üzere müvekkil firmanın iş yerini ve iş yerinde bulunan bilgisayarları … Yapı İnş. A.Ş.’den satın aldıklarını, anılan lisanslı programın 01.06.2017 tarihinden beri bilgisayara kurulu bulunduğunu, iddianın bu yönde olduğunu, anılan programın müvekkiller tarafından indirilmediğini ve kopyalanmadığını, iş yerini devralan müvekkil firmanın bu bilgisayar ve içindeki programların lisanslı olduğunu düşündüğünü, lisanslı programı yasadışı indirenler kendileri olmadığı halde yasal olmayan kullanımdan ötürü davacı firmanın makul ve piyasa şartlarına uygun olarak belirleyeceği tazminatı ödemeye hazır olduklarını bildirdiklerini, ancak davacı firmanın programı indirmedikleri ortada olmasına rağmen uzlaşma taleplerini geri çevireren müvekkil firmadan fahiş tazminat talep ettiklerini, anılan programın izinsiz kurulumu ve kullanılması hususunda davacı tarafına ağır kusuru hatta kastı bulunduğunu, lisans sahibinin fahiş tazminat talep edebilmesine imkan yaratılması adına programın kopyalanmaya elverişli olacak şekilde özel olarak güvenlik açığı olacak tarzda programlandığını, programın lisanssız olarak kullanıldığını öğrenmeleri sonucu derhal firma yetkilileri ile görüşmelerine rağmen yetkililerin fahiş tazminatlar talep ettiğini, davalı tarafın kendilerine gelen ihbar ve şikayetler sonucu müvekkil firmaya ait iş yerinde tespit yapıldığını iddia ettiğini, müvekkil firmanın harita işi yapan bir firma olmayıp anılan programı yoğun kullanmasının söz konusu olmadığını, bu programın kullanıldığını şirket yetkililerince bilinmediğini, tazminat hukukunun dayanağının kasıt ve kusur olduğunu, müvekkil firmanın iyi niyetli olduğunu, müvekkilin iş yerini ve bilgisayarları devralırken bilgisayarlarda kurulu olan programların lisanslarını sormadığını, müvekkil şirketin olsa olsa ancak ihmalinin söz konusu olacağını, davacı tarafın kusurunun kendilerinden ağır olduğunu, en iyi ihtimalle mütefarik kusurun söz konusu olduğunu, bu nedenle tazminat talebinin reddi veya makul bir tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava konusu programın davalı tarafından indirilmediğine dair beyanların gerçeği yansıtmadığını, somut olayda uzlaşma talebini kabul etme zorunlulukları bulunmadığını, müvekkil şirketin somut olayda ağır kusurlu olduğu hatta kastının bulunduğu iddiasının davalı tarafın kendi kusurlarını örtmek için öne sürdüğü beyanlar olduğunu, tazminat taleplerinin kanunun belirttiği sınır içinde olup fahiş olmadığını, müvekkil firmanın tuzak kurduğu iddiasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, tazminat şartlarının kanunda sayılan fiillerden olan çoğaltma fiilinin hukuka aykırı şekilde gerçekleşmesiyle oluştuğunu ve bu durumda davalı tarafın kusuru aranmayacağını, davalının iş yeri faaliyetinde kullanılan bilgisayarlarda müvekkil şirket yazılımlarını kullanarak projeler ürettiğini ve ticari kazanç elde ettiği göz önünde bulundurulduğunda kusurların olmadığının söylenemeyeceğini, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu davacıya ait “…” isimli bilgisayar yazılımının davacının izni olmaksızın korsan diye tabir edilen biçimde yüklenerek davalı tarafından kullanılmakta olduğu belirtilmek sureti ile yüklenme tarihi 01.06.2017 tarihinden itibaren maddi tazminatın ticari (reeskont) faizi ile birlikte davalıdan tahsili davasıdır.Davalı şirket yetkilisinin diğer davalı … olduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu FSHHM’nin 2018/136 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 17.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; aleyhine tespit istenene ait iş yerinde bulunan … numaralı bilgisayarda mali hakları davacıya ait olan … yazılımı ile …, …, …, …, …, …, …, …, …, … modüllerinin 01/06/2017 tarihinden itibaren bilgisayarda aktif ve çalışır durumda olduğu belirtilmiştir.08/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “1.Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/136 D.İş dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda yazılımın bulunduğu bilgisayarda … yazılımının modülleri ile birlikte kurulu olduğunun tespitinin yapılmış olduğunu, araştırma sonucunda …, .., …, …, … ve … modüllerinin program yüklenirken otomatik olarak yüklendiği, söz konusu modüllerin standart olarak ana modül içerisinde yer aldığı ve …, …, … ve … modüllerinin ekstra modül olarak yüklendiği bilgilerine ulaşıldığını, yapılan araştırmalar sonucunda … yazılımının kalıcı lisansla birlikte satıldığının tespit edildiğini, dava konusu … yazılım ve …, …, …, … modüllerinin – söz konusu bilgisayara kurulu olduğu 01.06.2017 tarihi baz alındığında- 2017 yılı bedelinin toplamda 39.900,00 TL + KDV olduğunun tespit edildiğini, dava konusu … yazılımı ve …, …, …, … modüllerinin 2019 yılı güncel bedelinin toplamda 55.750,00 + KDV olduğunun tespit edildiği” belirtilmiştir. 20.11.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; “dava konusu … yazılımı ve Netpro, Harita, İmar, Plan modüllerinin söz konusu bilgisayara kurulu olduğu 01.06.2017 tarihi baz alındığında, iskontolu olarak 2017 yılı telif bedelinin toplamda 29.901,00 TL + KDV olduğunun tespit edildiği” belirtilmiştir. Davacı vekili 02.12.2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile; davanın başında talep edilen 10.000,00 TL yazılım bedelini 79.703,00 TL artırmak suretiyle hesap edilen 89.703,00 TL nin haksız eylemin gerçekleştiği 01.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar istinaf dilekçesinde davalılardan …’ e husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmüş iseler de, …’ün davalı şirket yetkilisi olduğu TMK 50. maddeye göre şirket yetkilisi kişisel olarak ta sorumlu olduğundan bu kişiye karşı da husumet yöneltilebilir. Tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu, mahkeme dosyasından alınan bilirkişi raporu ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının bilgisayarı dava dışı … İnşaat A.Ş. den 22.02.2018 tarihinde fatura ile satın aldığı programın bilgisayarın satın alınmasından önce 01.06.2017 tarihinden itibaren söz konusu bilgisayarda kurulu olduğu, programın kullanıldığına dair herhangi bir değerlendirmenin dosyada mevcut bulunmadığı, bu nedenle davanın reddi gerekir iken kabulüne karar verilmesi hukuken yerinde görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusnun 6100 sayılı HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın her iki davalı yönünden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarih, 2018/412 E., 2020/39 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davanın her iki davalı yönünden reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL karar harcından peşin yatırılan 170,78 TL ve ıslah ile alınan 1.361,12 TL’den toplam 1.531,9‬-TL’nin mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, fazlaya ilişkin olan bakiye 1.262,05-TL harcın davacı tarafa talebi ve isteği halinde iadesine, 4/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/ç- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 36,10 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 184,7‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 7- Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2020/5920 esas icra takip dosyasına yatırmış olduğu 178.371,42 TL teminatın 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davalılara talebi halinde İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/12/2023