Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2147 E. 2023/1671 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2147
KARAR NO: 2023/1671
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2018/371 E. – 2019/356 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesi … ile dava dışı …’nin evliliklerinin 2017 yılında sonlandığını, müvekkilinin annesi …’e karşı eski eşi … tarafından İstanbul 9. Aile Mahkemesinin 2018/475 Esas sayılı dosyası ile ortak çocuk müvekkilinin velayetinin değiştirilmesi için dava açıldığını ve söz konusu davaya müvekkilinin annesi hakkında birtakım olumsuz içerikler sunulduğunu, bu durumun sosyal medyada ve internet mecrasında yayınlanması üzerine, müvekkilinin annesi ve babası hakkında olumsuz ve kişilik haklarını ihlal eder nitelikte haberler ve içerikler yayınlandığını, İstanbul 9. Aile Mahkemesinin 2018/475 Esas sayılı dosyası ile görülen velayet davasında, davacının iddialarının müvekkilinin saygınlığına, onuruna ve manevi haklarına ağır derecede zarar verici olduğunu, toplumun genel ahlakını da ilgilendirdiğini, davacının medyatik yanı sebebiyle dava içeriğinin dava dışı kişilere ve basına açık olması halinde müvekkilinin ve özellikle de ortak çocuk müvekkili …’nin yaşayacağı telafisi imkansız muhtemel zararlar nedeniyle, davanın basına ve üçüncü kişilere tamamen kapalı ve gizli olarak yürütülmesine karar verilmesinin talep edildiğini ve talepleri yerinde görülerek, dava dosyasına sunulan her türlü iddia, yorum, görüntü ve delille ilgili olarak, müvekkili ve çocuğu bakımından telafisi imkansız zararların doğmasını engellemek için 13.07.2018 tarihli “yazılı ve görsel medya organları ile internet ortamında velayetin değiştirilmesi davası ile ilgili olarak her türlü haber ve yorum içeren haberlerin durdurulması” yönünde tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin annesi ve babası hakkında çıkan ve müvekkilin de resminin yayınlandığı linklerin de içinde yer aldığı tüm linkler bakımından, Beykoz Sulh Ceza Hakimliğine başvurulmuş olup, Hakimlikçe ilgili haber ve içeriklerin müvekkilin annesinin kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesi ile erişimin engellenmesine karar verildiğini, ancak huzurdaki davanın açılmasının sebebinin davalının müvekkilin annesi ile babası arasındaki velayet davasında annesi hakkındaki olumsuz ve kişilik haklarına saldırı içeren yorum ve içerikler verilirken, hiçbir şeyden habersiz ve henüz kendini koruyamayacak ve ifade edemeyecek küçük bir çocuk olan müvekkil …’nin adının ve fotoğraflarının sayfalarca bu haberlerin ve içeriklerin arasında yayınlanması olduğunu, müvekkili …’nin adı ve fotoğraflarının annesi ve babası arasında yaşanan birtakım olumsuzluklar, annesi hakkında çıkan kişilik haklarını ihlal eder nitelikteki içerikler içerisinde davalı tarafından yayınlandığını, bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek, TMK’nun 24, FSEK’nun 86, TBK’nun 49, Basın Kanununun 13 ve Birleşmiş Milletlerin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin 3. ve 16. maddeleri uyarınca kişilik hakları ihlal edildiğinden 250.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının fotoğraflarının yer aldığı haberlerin yayından kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … ile eşi arasında İstanbul 9.Aile Mahkemesinde görülen velayetin değiştirilmesi davasında müşterek çocuklarının babası … tarafından dosyaya davacı anne ile İntizar isimli şarkıcı arasında tuhaf ilişkiler olduğu yönünde belgeler/CD kayıtları sunulduğunu, … Magazin yazarı …’nun da bu belgelerden ve bizzat elde ettiği bilgilerden hareketle 14.07.2018 günlü haberiyle bu ilişkiyi kamuoyuna açıkladığını, çocuğun velisi davacının çocuğuyla birlikte gündem olmak için gerek sosyal medyada, gerekse ulusal medya mecralarında iradesiyle pozlar vrdiğini ve onlarcasının bu mecralarda yayınlanmasına göz yumduğunu, eşiyle olan velayet kavgasına kadar çocuğunun resminin haber mecralarında yayınına ses çıkarmayan veya şöhretini pekiştirmek için buna göz yumarak bundan haz duyduğunu, haber amaçlı yazılarda haberle birlikte resim yayınının yasal olduğunu, bu hallerde muvafakatin söz konusu olmadığını, resmin yayımı yoluyla şeref ve haysiyetin ihlali veya kişilik haklarına tecavüz halinin, resmin ancak reklam aracı olarak kullanılmasında söz konusu olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davacı küçüğün fotoğrafının annesi ile babası arasında devam eden velayet davasıyla ilgili ve annesi hakkında başka bir kadınla ilişki yaşadığına dair yapılan haberlerle ilgili olarak internet ortamında izin alınmadan ticari amaçlı olarak kullanıldığı sabit olmuştur. Topluma mal olmuş kimselerin fotoğraflarının, ancak kamu yararı bulunması, güncel olaylarla bağlantılı olarak, kamunun haber alma hakkı kapsamında ve bu sınırlarla kullanılmasının mümkün bulunduğu, davacının fotoğrafının ise bu kapsamda kullanılmadığı anlaşılmıştır. Eylemin bu haliyle FSEK’in 86. maddesi, TBK’nun 58/1. ve TMK’nın 24. maddesi kapsamında davacının kişilik haklarına tecavüz teşkil etmekte ve davacının manevi tazminat talep hakkı bulunmaktadır. Davacının içinde bulunduğu şartlar, yaşı, yapılan haberin içeriği, davacının haber konusuyla doğrudan ilgisinin bulunmaması, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak talebin kısmen kabulü gerektiği anlaşıldığından,” Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 30.000,00 TL manevi tazminatın ilk yayının yapıldığı 14.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 220.000,00 TL’lik talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın mahkemenin görevsizliği nedeniyle kaldırılması gerektiğini, dava konusu haberin kamuoyunda aleniyet kazanan ve yargıya intikal eden belgelere dayanılarak yapıldığını, davacı annenin haber öncesi kamuoyunda tanınıp bilinmek veya şöhret olmak için çocuğu ile çektirdiği fotoğrafları kamuoyu ile paylaştığını, mahkemece dava konusu haberin ticari kazanç amacıyla yayınlanıp güncel olaya dayalı olmadığı gerekçesinin kabul edilemeyeceğini, 5846 sayılı FSEK 86 maddesinin resminin yayımı yoluyla kişilik haklarına tecavüzün resmin ancak reklam amacıyla kullanılması durumunda söz konusu olduğunu, davacının ve çocuğunun topluma mâl olduğunu, küçüğün olayda yaşı itibariyle manevi üzüntü duymasının düşünülemeyeceğini, hukukumuza göre eylemle zarar arasında uygun illiyet bağının varlığı gerektiğini, çocuğunun resmini basın/kamuoyuna iletenin çocuğun velisi davacı/anne olduğunu, olayın toplumda yarattığı infial ile orantılı olarak gazetecinin haberinde kelimeleri, ifadeleri, haberin önemli unsuru olan başlık ve resmi dilediğince seçmekte özgür olduğunu, dava konusu haberde davacının oğlunu ön plana çıkarmak gibi bir amaç olmadığını, haberlerdeki amacın davacı/anne ve eşi tarafından yargıya taşınıp kamuoyu önünde yaşanan ve toplum vicdanını yaralayan eylemlerin eleştirilmesi olduğunu, olayın kapsam ve niteliği göz önüne alındığında hükmolunan tazminat miktarının fahiş olup tazminatı cezaya dönüştürücü nitelikte olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiş olsa da bu karara ilişkin herhangi bir gerekçe belirtilmediğini, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olduğunu, mahkemece izinsiz yayınlanan fotoğraf ve haberlerin kendini koruyamayacak ve ifade edemeyecek durumdaki çocuğun psikolojisini ve hayatını ne derece etkileyebileceği dikkate alınmaksızın belirlenen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, müvekkilin adı ve fotoğraflarının annesi ve babası arasında yaşanan olumsuzluklar ile anıldığını, davalı tarafından olumsuz içeriklerle birlikte yayınlandığını, BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve ülkemizde de imzalanan çocuk haklarına dair sözleşmeye göre çocuğun temel yararı esas alınarak her türlü müdahale ve saldırılara karşı korunmasının amaçlandığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu, davacı küçüğe ait fotoğrafın izinsiz olarak internet ortamında yayınlanması sebebiyle FSEK’ten kaynaklanan haklarının ihlali gerekçesiyle açılan manevi tazminat davasıdır. Bilişim uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 06.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda; dosya ve internet üzerinde yapılan araştırmalar bütünlük oluşturacak şekilde değerlendirildiğinde davalı tarafa ait olduğu anlaşılan www…com.tr internet sitesinde davacının fotoğrafının yayınlandığı, tespite konu alt sayfalarının ekran görüntülerinin rapor ekinde sunulduğu belirtilmiştir. 5846 Sayılı FSEK’nun 86. maddesinde;” Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arzedilemez. Birinci fıkradaki muvafakatin alınması: 1. Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynıyan kimselerin resimleri; 2. Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler; 3. Günlük hadiselere mütaallik resimlerle radyo ve filim haberleri; için şart değildir. Birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanununun 49. uncu maddesi ile koşulları varsa, Türk Ceza Kanununun 134, 139 ve 140 ıncı maddeleri hükümleri uygulanır. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hâllerde de Türk Medenî Kanununun 24 üncü maddesi hükmü saklıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır.Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davacı küçüğün fotoğrafının annesi ile babası arasında devam eden velayet davasıyla ilgili ve annesi hakkında başka bir kadınla ilişki yaşadığına dair yapılan haberlerle ilgili olarak internet ortamında izin alınmadan ticari amaçlı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Topluma mal olmuş kimselerin fotoğraflarının, ancak kamu yararı bulunması, güncel olaylarla bağlantılı olarak, kamunun haber alma hakkı kapsamında ve bu sınırlarla kullanılması mümkündür. Davacı küçüğün fotoğrafının davalı tarafından kullanılması ise bu kapsamda değerlendirilemez. Davalının eyleminin bu haliyle FSEK’in 86. maddesi, TBK’nun 58/1. ve TMK’nın 24. maddesi kapsamında davacı küçüğün kişilik haklarına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır. Davacı küçüğün manevi tazminat talebinde hakkı bulunmaktadır. Davacı küçüğün içinde bulunduğu şartlar, yaşı, yapılan haberin içeriği, davacı küçüğün haber konusuyla doğrudan hiçbir ilgisinin bulunmayışı, olayın ağırlık derecesi, etkilenme şekli de göz önüne alındığında, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarı dosya kapsamına uygundur. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2018/371 E., 2019/356 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.049,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 458,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.591,3‬0 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı ve davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/12/2023