Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2121 E. 2023/1682 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2121
KARAR NO: 2023/1682
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/10/2019
NUMARASI: 2016/254 E. – 2019/401 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 5846 sayılı FSEK’in 42.maddesi gereğince kurulmuş bir meslek birliği olduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasında akdedilen 07/05/2009 tarihli Meslek Birlikleri Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesinin tarafların karşılıklı edimlerini hüküm altına aldığını, sözleşmenin 5.maddesi ile davalı şirketin mali hak bedeli ödemeyi aynı maddenin 2.bendinde ödemeler karşılığında faturaların KDV eklenerek kesileceği, damga vergisi de dahil olmak üzere sözleşmeden doğan her türlü vergi, resim ve harçları ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, davalının hangi oranda müvekkiline borcu olduğunu bilmesine rağmen bakiye borcunu ödemediğini, bunun üzerine alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borca ve imzaya itiraz ettiğini, davalının bu haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, sözleşmenin 8.maddesinde sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu hususunun düzenlendiğini iddia ederek, müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak yapılan sözleşmedeki imzaların müvekkili şirkete ve yetkililerine ait olmadığını, müvekkilinin davacı yana böyle bir borcunun bulunmadığını, ortada geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, ayrıca davanın bir alacak davası iddiası ile tacir olan taraflar arasında açılması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davaya dayanak yapılan alacakların zamanaşımına uğradığını, zaman aşımı def’inde bulunduklarını, davacının davayı kötüniyetli olarak açtığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı imza incelemesine yönelik bilirkişi raporları ile bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı davalı borçlu ile aralarında akdedildiği iddia olunan 07/05/2009 tarihli Meslek Birlikleri Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesine dayalı olarak davalının sözleşme gereği ödemekle yükümlü olduğu lisans bedellerini kötüniyetli olarak ödemediği, bunun üzerine alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatmış oldukları ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan borca ve imzaya itirazın iptalini talep etmiş ise de, davalı borçlunun imzaya yönelik itirazlarının değerlendirilmesi yönünden yaptırılan bilirkişi incelemelerinde sözleşmede yer alan imzaların şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığı tespit edilmiş olmakla davalı borçlunun sözleşmeye, sözleşmeye dayalı düzenlenen faturalara ve yine sözleşmeden kaynaklı cari hesaba dayalı olarak başlatılan takipten sorumluluğunun bulunmadığı, itirazında haklı olduğu, her ne kadar davalı kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davacının yapılan takip yönünden dosya kapsamı itibarı ile kötü niyetli olduğunun kabulünü gerektirir bir durum bulunmadığı anlaşılmakla” davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan 19.07.2017 tarihli ve 12.06.2019 tarihli bilirkişi incelemesi neticesinde davalı şirketin imzaya yönelik itirazı incelemeye alındığında davalı şirket yetkilisine ait imzanın sözleşmede şirket kaşesi ile beraber atılan imza ile örtüşmediği, imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edilerek davanın reddine karar verildiğini, davalı şirketin 07.05.2009 tarihli lisans sözleşmesinden kaynaklanan mali hak bedeli alacağı için açılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine itirazda bulunmayarak işbu takibe konu dosya borcunu ödediğini, davalı tarafından yetkisiz temsilci tarafından sözleşmenin akdedildiği iddia edildiyse de TBK 46/1 uyarınca ödeme yapılarak icazet verildiğini, davalı tarafından imzaladığını kabul etmediği sözleşmeye istinaden yapmış olduğu ödeme sözleşmenin varlığını haksız yere borçtan kurtulma maksadıyla inkar ettiğini ispat ettiğini, kararın eksik ve hatalı yargılama ile verildiğini, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemece usul ve yasaya uygun hareket edildiğini, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddiası aksine mahkemece yapılan yargılama neticesinde davaya konu sözleşme üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığının açık olmadığının açık olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun reddi ile ilk derece mahkemesi kararının onanmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İİK 67. maddeye göre açılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yılına ait lisans bedelleri damga vergisi ile birlikte toplam 23.354,11 TL’nin tahsili amacıyla sözleşmeye istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Davalı cevap dilekçesinde sözleşmedeki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, adli grafolog bilirkişi Dr. … tarafından tanzim edilen 19.09.2017 tarihli raporda ve grafoloji uzmanı … tarafından düzenlenen 12.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda 07.05.2009 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi’ndeki imzanın davalı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece takibin dayanağı olan sözleşmedeki imza davalı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup davacı istinafında davalı aleyhine aynı sözleşmeden kaynaklı bir başka icra dosya olan İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında yapılan takip neticesinde bu takibe itiraz etmeyerek dosya borcunu ödediğini, TBK 46/1’e göre ödeme yapılarak icazet verildiğini belirterek istinaf talebinin kabulünü ileri sürmüş ise de, davacı tarafından cevaba cevap dilekçesinde davalının beyanlarına karşı cevap verilmediği, bilirkişi raporundan sonra bu iddialarını dile getirdiği ve dava konusu olmayan diğer icra dosyasındaki takip konusunun farklı dönemleri kapsadığı anlaşıldığından bu istinaf sebebine itibar edilmemiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/10/2019 tarih ve 2016/254 E., 2019/401 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/12/2023