Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2114 E. 2020/105 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2114 Esas
KARAR NO: 2020/105
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/06/2020
NUMARASI: 2020/73 E. – 2020/71 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili, talep eden şirketin ticari faaliyetleri sırasında gerçekleştirdiği olağan denetimleri sırasında ilgili internet sitesinin, müvekkilleri şirketin marka tescillerinden doğan haklarının ihlal edilerek, karşı yan tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olacak biçimde alan adı olarak ve ilgili internet sitesi içeriğinde kullanıldığını, özellikle internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda müvekkillerinin itibarından ve tanınmışlığından faydanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmeye çalışıldığının açık olduğunu, müvekkillerinin tescilli ‘… markasının karşı yan tarafından hiçbir hak veya meşru bağlantı olmadan ticari etki yaratacak biçimde …net.tr internet sitesi için alan adı olarak kullanılmasının marka tescilinden doğan haklara tecavüz oluşturduğunun sabit olduğunu, karşı yanın açıklanan bu şekilde marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin aynı zamanda TTK hükümleri uyarınca haksız rekabete de sebebiyet vermekte olduğunu, …net.tr olan, söz konusu internet sitesinin alan adında müvekkillerine ait tescilli markanın kullanıldığının, internet sitesi sahibinin kimliğinin ve adresinin uzman bir bilirkişi tarafından tespitini, tespit edilecek içeriklerin …net.tr internet sitesinden kaldırılması, bu mümkün olamıyorsa anılan internet sitesine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir uygulanması İlk Derece Mahkemesinden talep edilmiştir. Mahkemece, 03.06.2020 tarihinde verilen değişik iş kararı ile tespit ve tedbir taleplerinin değerlendirilmesi yönünde dosyanın bilirkişiye tevdiine, rapor sunulduktan sonra tedbir taleplerinin değerlendirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak değerlendirildiğinde, bahse konu internet sitesinde ticari etki yaratacak nitelikte bir kullanımın mevcut olmadığı, internet sitesi içeriğinin tamamen farklı ve bilgisayar ile ilgili teknik konuda olduğu, ortada üzerine karar verilebilecek bir karıştırılmanın mevcudiyetinin bulunmadığı dikkate alındığında talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluşmadığı kanaat getirilmekle talep edenin tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili şirketin “…” esas ibareli markaların sahibi olduğunu, “www…com.tr” adlı resmi internet sitesi kanalıyla ürün ve hizmetlerini tanıttığını, tedbir istenilen internet alan adı ve/veya site içeriğinde müvekkili şirketlerin adının ve logolarının izinsiz olarak kullanıldığını, karşı yan’ın sahibi olduğu …net.tr alan adında, talep eden şirket’in tescilli markası kullanıldığı müddetçe uğranılan zarar arttığından, ihlale yol açan ibarelerin kaldırılması, bu mümkün değil ise ..net.tr alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbire karar verilmesini, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/73 D.İş numaralı dosyası kapsamında ilgili yasal mevzuata aykırı şekilde verilen ihtiyati tedbir hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararın düzeltilerek tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Talep, ihtiyati tedbir istemi içeren dilekçede belirtilen internet sitelerine erişimin engellenmesi yönünde karar verilmesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli görülmektedir. Bu bağlamda, ihtiyati tedbir talep eden tarafa ait markaya tecavüz durumunda da, tecavüzün ref’inin sağlanması amacıyla internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesi de mümkün bulunmaktadır. Ancak internet sitesi için verilecek erişimin engellenmesi kararı, sitenin maliki aleyhine verilebileceğinden, site maliki belirlenmeden yani taraf teşkili sağlanmadan bu yönde bir karar verilmesinin yerinde olmayacağı düşünülebilir. Zira somut uyuşmazlıkta da durum bu şekildedir. Ancak, somut uyuşmazlıkta da olduğu gibi, bu tür internet sitelerinin gerçek sahiplerinin bulunması çoğu zaman neredeyse imkansız olduğundan, bu gibi durumlarda çekişmesiz yargı hükümleri tatbik edilebilir (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, İstanbul, Eylül 2018, s.867). Somut uyuşmazlıkta alınan bilirkişi raporunda, bahse konu alan adının 22/05/2012 tarihinde oluşturulduğu, kayet edenin “.. A.Ş.” isimli şirket olduğu, yer ve erişim sağlayıcısının “… Ltd. Şti” isimli şirket olduğu, içerik sağlayıcı ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamadığından alan adının sahiplik bilgilerinin tespit edilmediği, internet sitesinin … ibaresinin kullanımına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı, içerik olarak da sunucunun düzgün çalışıp çalışmadığını test için kullanıldığı uyarısı ile karşılaşıldığının tespit edildiği bildirilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ve bilirkişi raporu birlikte irdelendiğinde, ihtiyati tedbir talep eden şirket adına tescilli bulunan “www…com.tr” vs. ibareli markanın talep dilekçesinde belirtilen ..net.tr web sitesinde, doğrudan alan adlarında kullanılmış olduğu, ancak içerik sağlayıcı ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamadığından alan adının sahiplik bilgilerinin tespit edilmediği ayrıca internet sitesinin … ibaresinin kullanımına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı, içerik olarak da sunucunun düzgün çalışıp çalışmadığını test için kullanıldığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de, iddianın bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği, öte yandan sahiplik bilgilerine ulaşılmasa dahi kullanıma ilişkin koşulların oluşması halinde yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir istenilmesinin tabii bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/06/2020 tarih ve 2020/73 E., 2020/71 K.sayılı kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından yapılan istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İhtiyati tedbir isteyen tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İhtiyati tedbir isteyen tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2020