Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/208 E. 2021/9 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/208
KARAR NO: 2021/9
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2017
NUMARASI: 2016/63 E. 2017/595 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, distribütör ve davalı arasında 01/01/2012 tarihli Açık Satış Noktası Sözleşmesi imzalandığını, Taraflar arasında Sözleşme’nin; 2. maddesi gereği davalı. Sözleşme süresince Sözleşme adresinde yazılı işyerinde müvekkil şirketin pazarlama, dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerini satmayı ve bulundurmayı ,9/b maddesi gereği davalı bira satışına İlişkin faaliyetlerini kısmamayı ve bira satışını azaltacak davranış ve eylem içerisine girmemeyi ve çeşitlice başkaca yükümlülükleri kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, müvekkili şirket ve bayi/distribütör tarafından Sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin tamamının eksiksiz olarak yerine getirilmiş olmasına rağmen, karşı tarafın Sözleşmeye aykırı olacak şekilde işletmeyi kapattığı istihbar olunduğunu, akabinde davalının işyerinde, Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2015/36 D, İş sayılı dosyası ile yapılan keşif akabinde ibraz edilen bilirkişi raporunda; işletmenin kapalı olduğu ve sair hususların tespit ve rapor edildiğini, tespit talepleri doğrultusunda yapılan keşif akabinde Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2015/86 D, İş dosyasına sunulan 16/11/2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere davalı müvekkili şirketle imzalamış olduğu Sözleşme’ye, bu Sözleşme karşılığında yüksek miktarda genel katkı almasına ve çeşitli yükümlülükler altına girmesine rağmen Sözleşmedeki yükümlülüklerini ihlal ederek yaklaşık 2 yıl önce işletmesini kapatmış olduğunu, 01/01/2012 tarihli Sözleşmenin 11. Md. uyarınca Müvekkil Şirket tarafından davalının İşyerinin işletilmesine katkıda bulunmak üzere toplam 20 000,00-TL katkı yapıldığını, işleyiş itibariyle, davalı satış desteğine ilişkin olarak ödenen genel katkı bedeline ilişkin bayi/distribütöre fatura kesmesi sonrasında bu tutarın bayi/distribütör tarafından Müvekkili Şirket’e fatura edildiğini, Davalıya 20.000.00-TL katkı bedeli yapıldığını, cari hesap ekstresi ve banka ödeme kayıtları ile bayi/distribütörün Müvekkil Şirket’e kestiği faturadan tespit edildiğini, ek olarak Sözleşme’nin 16. Maddesi müvekkil şirketin her türlü zarar talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalının Sözleşme süresi içinde işletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması veya Sözleşme hükümlerinden birini ihlal etmesi halinde aldığı katkı payını ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi ile birlikte geri ödeyeceği ve ayrıca 11,000-USD cezai şart ödeyeceği hükmüne havi olduğunu, tarafların tacir olması karşısında Borçlar Kanunu ve Yargıtay kararları uyarınca cezai şartta tenkisin de mümkün olmadığını, Davalı tarafın Sözleşme’ye aykırı olarak İşletmeyi kapattığı Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi nin 2015/86 D, İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Davanın kabulüyle; katkı bedeli olan toplam 20.000.00-TL’nin Ödeme tarihi olan 29/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi ile birlikte iadesi ile davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesine, 11 000-USD/Amerikan Doları cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunu’nun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca Amerikan Dolarına uygulanan 1 yıl vadeli en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2015/66 D, İş sayılı tespit talepleri kapsamında yaptıkları yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama, masraf, harç ve vekalet ücretlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı adresinin Gebze olduğunu, genel yetki kuralına göre davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, İstanbul Ticaret Mahkemesinin yetkisiz, yetkili mahkemenin ise Gebze Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde ekler olarak belirtilen satış sözleşmesi, bilirkişi raporu, fatura ve belgeler ile TCMB güncel döviz kurunun taraflarına tebliğ edilmediğini, HMK 121. Maddesi gereği, dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi gerektiğini, Davacının, taraflar arasında yapıldığını belirttiği sözleşmenin müvekkilde bulunmadığını. Müvekkile ait işyerinin kapalı olduğunun doğru olduğunu, işyerinin kapalı olmasının nedeninin (müvekkil tarafından kapatılmamıştır) Gebze Belediye’sinin 24/10/2013 tarihli Başkanlık oluru ile kapatılmış olduğunu, işyerinin Gebze Belediyesi tarafından kapatıldığını, belediyeden sorulduğunda kanıtlanacağını, Müvekkili sözleşme yapıldıktan sonra, işyeri belediye tarafından kapatılıncaya kadar, davacıya ait ürünleri sözleşme gereği satışa sunmuş olduğunu, Hatta müvekkili … da davacıya ait ürünleri halen satmakta olduğunu, Türk hukukunda ve Doktrinde distribütörlük sözleşmesinin sona ermesi için; a)Karşılıklı fesih, b)Belirsiz bir süre için yapılmış distribitörlük ilişkisinden doğan fesih, c) Belirli süreli sözleşmenin süresinin dolması ile fesih, d) Sebebe bağlı fesih, e)Herhangi bir tarafın iflası, ölüm, hususlarının kısıtlanma olarak sayıldığını, burada belediyenin işyerini kapatmasından kaynaklanan sözleşmenin feshinin söz konusu olduğunu, Davalının da bunu bildiğini, çünkü geldiğinde yerin kapalı olduğunu gördüğünü, bunu mücbir sebep olarak kabul etmek gerektiğini, belediyenin işyerini kapatmaya kadar da satış sözleşmesine uyulduğunu, başka bir ürün satılmadığını, Distribütör sözleşmesinin müvekkile verilmediğini ve dava dilekçesiyle taraflarına gönderilmediği için içeriğini bilmediklerini, tek taraflı, matbu olarak düzenlenmiş olma İhtimali nedeniyle hükümsüz sayılması gerektiğini, zira boşlukların sonradan doldurulma ihtimalinin yüksek olduğunu, bunun sözleşme üzerinde yapılacak inceleme ile anlaşılabileceğini belirterek öncelikle davanın yetki yönünden reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; sözleşmenin davalının kusuru sebebiyle feshedildiği, bilirkişi raporuna göre, davalıya cari hesaba mahsup yolu ile ödenen 20.000,00 TL destek tutarının, faizi ile birlikte geri ödenmesi gerektiği, bu alacağa ilişkin olarak mahsup tarihi olan 01.04.2012 tarihinden 21.01.2016 dava tarihine kadar ticari avans farzı oranları üzerinden 9.627,92 TL tutarında faiz talep edilebileceği, davacının, sözleşmede belirlenen 11.000,00 USD tutarındaki cezai şartı dava tarihinden itibaren işleyecek TCMB nın açıkladığı 1 yıllık USD mevduata fiilen uygulanan faiz oranlarını aşmamak kaydı üzere faizi ile birlikte talep edebileceğinin bildirildiği, raporun denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 20.000 TL alacağın 01.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11.000 USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek TCMB’ nın açıkladığı 1 yıllık USD mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Gebze Belediyesinin meskun mahal olarak kabul ettiği bu bölgelerde içki satışı ile ilgili engeller çıkartıp ruhsat vermediğinden işyerinin kapandığını, Ancak Belediyenin bu yasaklamayı gerçek nedeni göstererek değil, “mevzuata uyulmaması” gibi genel bir gerekçeye bağladığını, sözleşmenin yapıldığı tarihte içki satışına engel bir durumun olmadığını, sözleşme imzalandıktan sonra ruhsatının iptal edildiğini, işyerinin kapanmasında bir davalının bir kusurunun bulunmadığını, Cezai şarta karar verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmeyi imzalarken zorda kaldığını, sözleşmede edimler arasında açık oransızlık olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı davrandığı iddiası ile sözleşmenin feshinden doğan katkı bedeli ile cezai şart alacağına ilişkin alacak davasıdır. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 8. maddesinin; “İşletici, İşyerini en geç 01 10.2012 tarihinde faaliyete haiz olarak işletmeye açmak ve ruhsat, izin satış belgesi vs. gibi her türlü yasal zorunlulukları belirtilen süreye kadar yarine getirerek bira satışını sağlamakla yükümlüdür. Anılan şart ve sorumlulukların zamanında tam olarak yerine gelmemesinden dolayı, işyerinde bira satışı yapılamaması halinde şirket veya bayi/distribütör, İhtara gerek kalmaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak fesheder ve iş bu sözleşme gereğince işleticiye yapılmış olan tüm yatırım ve mali yardımları ve bu sözleşmenin md 16 her türlü hak ve alacaklarını derhal tahsil etmeye ve İşleticinin vermiş olduğu her türlü teminatı herhangi bîr ihbara gerek kalmaksızın nakde çevirmeye yetkilidir/ hükmünü içerdiği, Sözleşmenin 11. maddesinde; “Şirket işyerinin açılmasına veya işletilmesine katkıda bulunmak ve işyerinde bira satışlarını arttırmak amacı ile bayt veya distribütör İle İşleticinin karşılıklı mutabakata vardığı 20.000,00 TL (Kdv dahil) tutarında nakit bazlı aktarım verecektir, hükmünü içerdiği, Sözleşmenin 16. maddesinin; ” İşletici sözleşme süresi içinde İşletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması, işletmeyi devretmesi veya işletmede İş değişikliği yapması veya işbu sözleşmede belirtilen hükümlerden herhangi birini ihlal etmesi veya İşbu sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde, şirket veya bayi/distribütör kayıtlarındaki borçları ile şirketten ve/veya bayi/distribütörden almış olduğu mali yardım, katkılar ve her türlü sabit yatırım harcamaların tümünü ve uygulanan iskonto tutarlarını verildiği tarihten itibaren işlemiş faizi de dahil olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte şirket ve/veya bayi/distribütöre nakden ve defaten itirazsız geri ödemeyi ve aynca şirkete 11.000,00 $ (USD) cezai şart He birlikte şirket ve/veya bayi/distribütörün kar kaybı da dahil olmak üzere uğradığı her türiü zararını itiraz etmeksizin nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder. İşletici cezai şartın tenkisini hiçbir şekilde talep edemez/ hükmünü içerdiği görülmüştür. Gebze Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğünün 24.10.2013 tarihli yazı ve ekleri ile 01.12.2016 tarih ve 1072 sayılı yazı ve ekleri incelendiğinde; iş yerinin ruhsatlandırma sırasında aranan şartların devam etmediği ve diğer belediye yasaklarıyla ilgili hükümlere uyulmadığından, lokanta vasfını kaybettiği gerekçesiyle ruhsatın ve turizm işletme belgesinin iptal edildiği, Gebze Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından yapılan denetimlerde ”proje kapsamı dışında tadilat” ile ilgili işlemler yapıldığı, davalının sözleşme kapsamında işletmenin devamını sağlayacak yükümlülüklerini yerine getirmediği ve bu haliyle sözleşmenin feshinde kusurlu taraf olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan davalı taraf her ne kadar sözleşme imzalanırken muzayaka halini ileri sürmüş ise de; bu iddiayı ispata yarar dosyaya yansıyan bir bilgi, belge ve delilin bulunmadığı görülmekle davalının bu iddiasına itibar edilmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/11. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2017 tarih ve 2016/63 E. 2017/595 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 3.665,29 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 1.037,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.627,64 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/01/2021