Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2062 E. 2023/1587 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2062 Esas
KARAR NO: 2023/1587
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2019
NUMARASI: 2019/211 E. – 2019/7 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … firması tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile, işbu faktoring firmasına müvekkili … A.Ş. Tarafından verilmiş bir kısım müşteri senedinin vadesinde ödenmemiş olduğu iddia ve gerekçesiyle faktoring sözleşmesi ekinde imzalatılmış 21/02/2017 tanzim tarihli 1.000.000,00-TL bedelli senet ve işbu senet üzerinde kefil olarak yer alan diğer müvekkillerinin imzaları dayanak kabul edilerek 149.500,00-TL asıl alacak ve işlemiş faiz tutarları ve yasal dayanağı olmayan komisyon bedeli ile birlikte 149.988,43-TL takip çıkışı üzerinden icra takibi açıldığını, işbu icra takip dosyası ile müvekkili davacıların tüm mal varlığına haciz konulduğunu, müvekkillerinden …’a ait 9 adet taşınmazın İspir İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile satışı yapıldığını, müvekkili davacı … A.Ş. Tarafından faktoring şirketine verilmiş tüm müşteri senetleri faktoring şirketi tarafından tahsil edildiğini ve bu nedenle davalı firmaya herhangi bir borcu kalmadığını, müvekkillerinin açılmış olan icra takibi ile talep edilmiş 149.988,43-TL tutarının tamamı davalı … şirketince işbu tahsilatların hiç biri alacaklı tarafça icra müdürlüğüne bildirilmediğini ve tarafımızdan sadece icra vekalet ücreti ve icra yargılama giderlerinin aslında talep edildiği takip dosyasında dosyada hiç tahsilat yokmuş gibi kötüniyetli şekilde tüm dosya hesabı nazarıyla İspir İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile müvekkili …’a ait 9 adet taşınmazın davalı alacaklı faktoring firması ile doğrudan işbirliği içerisinde olan kişilere satışı yapıldığını, alacaklı tarafın yapmış olduğu tahsilatların icra müdürlüğüne bildirmesi için 02/01/2019 tarihinde .. iş emri numa.nı tahsilat bildirim yapılmadığını, icra müdürlüğüne 02/01/2019’de gönderilen talepleri doğrultusunda işlem sağlanmaması üzerine 10/04/2019 tarihinde … iş emri numarasıyla Uyap üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğüne ikinci kez talep dilekçesi gönderildiğini ve yine sonuç alınamadığını, Karşıyaka … Noterliğinin 10/04/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek davalı … şirketinden İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilgili alacak tutarının tamamının davalı … şirketince tahsil edilmesine karşın tahsilatların icra müdürlüğüne bildirilmediğini, işbu davadaki taleplerinin menfi tespit istemine ilişkin olduğundan (TTK 5/a mad. Göre ise; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulması gerektiğinden) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/521 Esas 2019/423 Karar sayılı 21/03/2019 tarihli ilamını dikkate alarak arabuluculuğu başvurulmaksızın bu davayı açtığını, davanın kabulüne karar verilerek, müvekkillerinin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “davanın arabuluculuk şartına tabi olduğu, ancak arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olduğu gerekçeleriyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava açılırken emsal içtihat nazarıyla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2019 tarihli 2019/521 E. 2019/423 K. sayılı ilamı dikkate alınarak, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A Maddeleri gereği arabuluculuğa başvurulması gerektiği nazarıyla menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvuru şartı bulunmadığından, kendilerince böyle bir başvuru yapılmaksızın dava açıldığını, İlk derece Mahkemesince, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/1734 E. 2019/1521 K. sayılı ilamını gerekçe gösterilerek, açılmış olan dava menfi tespit davası olsa dahi arabulucuya başvuru gerektiği gerekesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu konuda Bölge adliye mahkemeleri kararları arasında ortaya çıkmış yargısal çekişme ve çelişki olduğunu, menfi tespit davalarında, dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığının açık ve kesin olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davanın arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı noktasındadır. 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüte ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. (Yargıtay 11. HD.’nin 24/05/2022 Tarih ve 2021/139 E. – 2022/3987 K.). Açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu hususlar gözetilmeden arabuluculuya başvurulmamış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2019 tarih, 2019/211 E. 2019/7 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6. ve 362/1-g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/12/2023