Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2058
KARAR NO: 2023/1624
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2018/48 E. – 2019/541 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1993 yılından bu yana alüminyum bar, çubuk, tel, profil, tüp, boru ve bağlantı parçalan İmalatı ve ticareti ile İştigal ettiğini, bu faaliyetlerinin kendi adına tescil ettirdiği … markası adı altında yürüttüğünü, davalı tarafın 04.04.2016 tarihinde başvurduğu “…” markasına müvekkilinin itiraz ettiğini ve markanın reddedildiğini, red kararına rağmen markanın davalı tarafça kullanılması sebebiyle kendilerine ihtarname çekildiğini ve kullanıma son vermelerinin istendiğini, davalı tarafın ihtarnameden sonra tecavüzü sonlandırmak yerine yeni bir marka başvurusunda bulunduğunu ve müvekkilinin bu markanın da yayınına itiraz ederek markayı iptal ettirdiğini, davalı tarafın tecavüz teşkil eden eylemlerinin İstanbul 1. FSHHM’nln 2017/125 D.lş. sayılı dosyası üzerinden tespit edildiğini, davalının işyerinde ve www…com.tr ibareli internet sitesinde markayı kullandığının tespit edildiğini, davalı tarafın eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle, davalı tarafın ticaret unvanında kullanmakta olduğu ve müvekkili adına tesdlli … markasını kullanmasının men’i ile haksız kullanılan tescilli markanın ticaret unvanından terkinine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile men’ine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, şimdilik 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 21.01.2016 tarihinde tescil edildiğini ve ticaret unvanının … A.Ş. olduğunu, şirket faaliyetlerinde ticaret unvanım kullandığım, müvekkilinin … ve … nolu markalarına itiraz edilmediğini, ihtarnameden sonra müvekkilinin gerekli düzeltmeleri yaptığını ve “… ” markasını kullanmadığını, müvekkili tarafından marka kullanılmadığını, üretilmediğini bu nedenle talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davacı tarafın maddi kazanç kaybını ortaya koyacak hiçbir belge de sunmadığını, açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın KISMEN KABULÜNE,2-Davalının ticari ünvanının, davacının markasına, markasal kullanım olarak kullanımından dolayı tecavüz ettiğinin ve haksız rekabet yarattığının tespitine, davalının … ibaresini içeren ticaret ünvanının sicilden terkinine, 3-Davalının … ibaresini alan ad, yönlenderici kod, anahtar sözcük olarak kullanmasının men’ine, www…com.tr internet adresinin terkinine, 4-Davalının haksız rekabetinin tespit edildiğinden, haksız rekabetin men’ine ve ref’ine, 5-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı tarafın iş faaliyet kollarının farklı olduğunu benzerlik göstermediğini, bilirkişilerin ve mahkemenin müvekkilin davacı ile aynı iş kolunda aynı işi yaptığı tespiti ve değerlendirmesinin hatalı olduğunu, hukuka aykırı olarak ticaret sicilinden müvekkilinin ticari ünvanının terkini kararı verildiğini, yine müvekkili şirketin faaliyetlerinde ticaret unvanı olan …Ticaret A.Ş.’ yi kullanmakta olup sonraki tarihli bir ticaret unvanının, öncelik hakkına sahip bir markaya tecavüz oluşturmasının koşulu unvanın markasal olarak kullanılması yani kullanımının markasal işlev görmesi olduğunu , taraf şirketlerin iş ve faaliyet konuları birbirinden bağımsız olup ortak faaliyet konuları bulunmadığını, hatalı şekilde hukuka aykırı kararın verildiğini, davalını marka tescil başvurularının reddedilmesi ve davacı tarafından ihtarname tebliğ edilmesinden sonra “…” isimli markayı hiçbir ürününde ihlal oluşturacak şekilde kullanmadığını, hatalı bilirkişi raporu ile hukuka ve usule aykırı kararı verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap: Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … markasının 06. Sınıfta tescilli olduğunu , davalının 3 adet marka başvurusunun 06 ve 35.s ınıfta olduğunu her iki şirketin de faaliyet alanlarının aynı olduğunu, davalının markayı davacı ile aynı faaliyet kolunda kullanmak istediğini, davalının iddiasının mesnetsiz olduğunu, davalının … markasını unvansal olarak değil markasal olarak kullandığını, yalnızca unvanda kullanılmakla yetinilmediğini, bu hususların bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davalı firmanın gerek www…com.tr uzantılı alan adı içerisinde ve gerekse işyerinde fiili olarak … markasını yoğun bir şekilde kullandığını, bu kullanımın iltibas teşkil ettiğini belirterek istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Davacı vekili, 01.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini geri alarak netice-i talebini daraltmıştır. Türk Patent ve Marka Kurumunun kayıtlarına göre, “…” esas ibareli beş adet markanın 06. Sınıfta en eskisi 2011 başvuru tarihli olmak üzere davacı adına tescilli olduğu, davalı adına kayıtlı marka bulunmadığı, marka başvurularının itiraz üzerine reddedildiği görülmektedir. İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/125 D.iş sayılı dosyası ile davalının markasal kullanımları yönünden delil tespiti ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. SMK m.7 maddesinde marka sahibinin izinsiz olarak yapılması hâlinde, önlenmesini talep edebileceği fiiller belirtilmiş, aynı kanunun 29. Maddede ise, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller gösterilmiş, buna göre , marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak gösterilmiştir. Aynı kanunun 149. Maddesine göre marka hakkına tecavüz edilen hak sahibinin tecavüzün tespitini, önlenmesini durdurulmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Dosya kapsamına göre , davacı şirketin 1993 yılında tescil edildiği ve “…” ibareli markanın sahibi olduğu, davalı şirketin 28.11.2018 tarihinde “… TİC. A.Ş.” unvanı ile tescil edildiği,her iki şirketin ticari faaliyetlerinin aynı ve benzer olduğu, davalının faaliyet ve ürünlerinde “…” ibaresini kullandığı, davacı markasının esas unsurunu teşkil eden “… ibaresini ticaret ünvanı, iş evrakı ve internet alan adında davacı markasının tescilli olduğu 06. Sınıfta yer alan mal ve emtialarda aynen kullanıldığı, davalının bu kullanımlarının markasal kullanım olduğu, bu nedenlerle iltibas teşkil ettiği, SMK 7 ve 29 .maddeleri kapsamında marka hakkına tecavüz oluşturduğu anlaşılmıştır. Davanın kısmen ıslahında ; davada yapılmış olan belli bir usul işlemi ıslah edilir (HMK m. 181) (düzeltilir) ve bundan sonraki usul işlemlerinin (ıslah edilen usul işlemi ile ilgili oldukları ölçüde) yapılmamış sayılması sağlanır (Kuru, s. 4014). Davacının talep sonucunu (müddeabihi) arttırması, talep sonucunu terditli dava hâline dönüştürmesi ve talep sonucunun daraltılması gibi işlemler kısmen ıslaha örnek olarak sayılabilecek usule müteallik işlemlerdir.Eldeki dosyada davacı vekili dava dilekçesini kısmen ıslah ederek netice-i talebini daraltmıştır. Bu usuli işlem feragat niteliğinde değildir. Islah edilmiş haline göre davada maddi tazminat talebi bulunmadığından mahkemece bu konuda hüküm kurulmaması hukuka uygundur.Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih ve 2018/48 E. 2019/541 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55 -TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 85,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 256,15-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/12/2023