Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2028 E. 2023/1606 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2028
KARAR NO: 2023/1606
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2019/383 E. – 2020/154 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağı için 15/04/2019 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu borca yönelik ödeme emrinin davalıya 18/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, aynı gün davalının bu borcunu müvekkilinin hesabına ödediğini, davalının yine aynı gün icra dosyasına itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının borcun aslını ödediğini, takibin ferileri olan vekalet ücreti ve masraf ve harç giderlerini ödemediğini, itirazın iptali ile takibin vekalet ücreti ve yargılama giderleri açısından devamına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “..dava açılmadan önce icra takibinden sonra ödeme yapılmış olduğu sabit olup, söz konusu ödemelerin dava dilekçesinde dahi belirtildiği, davacı tarafından itirazın iptali davasında miktar belirtilmeden davalının haksız itirazının iptali istenildiğinden, icra takibinden sonra yapılan ödemelerin TBK m.100 gereğince yapılan ödemelerin faiz ve alacağın ferilerine yönelik olarak yapıldığı ve bu hususun infaz aşamasında nazara alınması gerektiğinden açılan davanın kabulüne, davanın açıldığı anda davasında haklı olan davacı yararına yargılama gideri ve maktu vekâlet ücreti takdirine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili şirket tarafından dava konusu borcun itirazın iptali davası açılmadan önce ödendiğini, iş bu dava açılmadan önce davacı şirkete yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında Yargıtay içtihatları gereği hukuki yarar bulunmadığını, Yerel mahkeme kararı incelendiğinde her hangi bir gerekçe olmadığı gibi hukuki yarar yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, -11.11.2019 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince davacı vekiline dava değerini açıklaması ve harcı tamamlaması için 2 haftalık kesin süre verildiğini ve davanın açılmamış sayılacağı ihtar edildiğini, Davacı vekili tarafından ara karar gereğinin yerine getirilmediğini, Dava değerinin dava dilekçesine aykırı olarak açıklandığını, harcın da yatırılmadığını, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı borçlu aleyhine 15.04.2019 tarihinde, 1.000.000,00 TL asıl alacak tutarında icra takibi başlatıldığını, Borçlunun 18.04.2019 tarihinde, yalnızca asıl alacak olan 1.000.000,00 TL’yi hesaba ödediğini, Borçlar Kanunu 100. Madde gereğince kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve giderlere mahsup edileceğini, tarife gereğince 1.000.000 TL için vekalet ücretinin 53.950,00 TL olduğunu, müvekkili takip açarken 44.40 TL başvurma harcı ve 5.045,41 TL nispi peşin harç ödediğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca da, icra takibi açıldıktan sonra yalnızca asıl alacağın ödenerek takibe itiraz edilmesi durumunda, asıl alacağın fer’ileri niteliğinde olan icra vekalet ücreti, işlemiş faiz ve takip masraflarının itirazın iptali davası açılarak talep edilmesinde hukuki yararın bulunduğunu,11.11.2019 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca dava değerini açıklamak ve eksik harcı tamamlamak üzere taraflarına süre verildiğini, 18.11.2019 tarihli dilekçe ile dava değeri ve harç konusunda açıklama yaptıklarını, nispi peşin harcın 1.009 TL olduğunu, itirazın iptali davalarında, dava açılırken ödenecek harçtan, icra dairesine ödenen peşin harç düşülerek harç ödemesi yapıldığını, takip açarken icra dairesine ödedikleri nispi harcın 5.045 TL olduğunu, kısmi ödeme nedeniyle dava değeri 59.039,81 TL olduğundan bu rakam için ödenmesi gereken nispi harcın 1.009 TL’ olduğunu, ödemiş oldukları 5.045 TL nispi peşin harcın mahsup edileceği için taraflarına nispi harç ödemesi çıkmadığını ödemenin bu nedenle yapılmadığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, taraflara arasındaki alacağa dayalı yapılan icra takibine itiraz nedeni ile itirazın iptali talebine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 15.04.2019 tarihinde davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, asıl borç olan 1.000.000,00 TL’nin 18.04.2019 tarihinde ödendiği ancak ferilerinin ödenmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça da icra takibinden sonra asıl alacak miktarının ödenmiş olması nedeni ile feriler yönünden takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2011/13-29 E., 2011/56 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararları). Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2011 tarih ve 2011/19-532 E., 2011/640 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı tarafça asıl alacak miktarı bakımından takip tarihinden sonra ödeme yapıldığından ve ödenen asıl alacak miktarı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından, asıl alacağın ferilerine ilişkin davacı tarafça iş bu itirazın iptali davasının açılmasında hukuki yararı vardır. Eldeki dava, asıl alacak miktarının takipten sonra hesaba ödenmesi nedeni ile vekalet ücreti ve harca ilişkin ferilerine ilişkin olup, ferilerin ödenmediği, taleple bağlı kalınarak harç ve vekalet ücreti yönünden takibin devamına karar verilmesinde aykırılık bulunmadığı, harcın icra dosyasına mahsuben yatırıldığına ilişkin dilekçe verildiği, sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2020 tarih ve 2019/383 E., 2020/154 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/12/2023