Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/201 E. 2021/226 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/201
KARAR NO: 2021/226
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/06/2017
NUMARASI: 2013/428 E. 2017/420 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesiyle; Müvekkili ve davalı arasındaki satış akdine konu malların alıcı davalıya teslim edildiğini ve satılan ürün bedeline karşılık fatura tanzim edilerek davalı yana tebliğ edildiğini, teslim edilen faturalara rağmen davalının fatura bedeli 3.950,00-TL’yi ödemediğinden, alacağın tahsili için, borçlu-davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğinden takibin durduğunu, haksız itirazın iptaline, 3.950,00-TL asıl alacak ile işlemiş ve işleyecek olan ticari faizi ile birlikte tahsiline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının 1 yıllık yasal süreyi geçirdiğinden öncelikle davanın usulen reddini, taraflar arasında 2010 yılında başlayan ticari ilişkinin 2012 yılına kadar devam ettiğini, cari hesaba göre makbuz karşılığında davacı şirkete ödemeler yapıldığını, makbuzlarda ödemelerin ait olduğu fatura belirtilmemekle beraber, tarafların ticari kayıt ve defterleri incelendiğinde, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun tespit edileceğini, faturalara dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas … Esas sayılı dosyaları ile haksız icra takipleri yapıldığından, takiplere müvekkili tarafından süresinde itiraz edildiğini, 23/12/2011 tarihli fatura ile KDV dahil 14.352,23-TL tutarında malın iade edildiğini, davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Taraflar arasında ticari satış ilişkisi bulunduğu, davacının takibe dayanak gösterdiği iki adet faturadan doğduğunu iddia ettiği bakiye 3.950,00-TL alacağı için icra takibine giriştiği, davalının fatura bedellerinin ödendiği savunmasında bulunduğu, davalının delil listesinde bildirdiği çekler, ödeme makbuzları ve dayandığı çekler ile ilgili bankalara yazılan müzekkere cevapları, ilgili ödeme makbuzu suretleri incelendiğinde, ödemelerin 4.675,00-TL lik kısmının takibe dayanak faturalar nedeniyle davacıya ödendiği, bu hususun davalının da kabulünde olduğu, bunun dışındaki ödemelerin ise dava dışı …’e Bakırköy 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/439 esas sayılı dosyasına konu ticari ilişki nedeniyle yapıldığının anlaşıldığı, davalının takip ve dava konusu faturalara konu malların bedellerinin tamamının ödendiğine yönelik savunmada bulunduğunu ve savunmasını ispat eder delil sunamadığı, fatura konusu malı teslim aldığını kabul ettiği, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan, takibe dayanak 27/09/2010 tarihli … numaralı 987,24-TL tutarlı ve 30/10/2010 tarihli … numaralı 7.630,74-TL bedelli toplam 8.617,98-TL alacacaktan 4.675,00-TL kısmi ödemenin mahsubu ile 3.942,98-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibine borçlu tarafından yapılan itirazın 3.942,98-TL yönünden iptali ile takibin 3.942,98-TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile devamına, alacak likit olduğundan 3.942,98-TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili; İİK 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından, davanın usul bakımından reddine karar verilmesini, 04.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından sunulan 2 adet fatura içeriği malların davalıya teslimine ilişkin teslim belgesi veya imzalı irsaliye sunmamış olduğu, davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, aksine dosya içeriği belgelerden, 4.675,00-TL’lik ödeme tutarı kadar davalıya borçlu olduğu, 25.05.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda; 2010 yılı ticari defterlerinin sunulmadığından, inceleme yapılamadığı, 10.07.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda; mahkemenin talimatı doğrultusunda İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/668 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde dosya ve kasada davacıya ait ticari defterlerin bulunmadığı, bu nedenle inceleme yapılamadığı, 18.07.2016 tarihli raporda; davacıya ait 2011 yılı ticari defterlerinden yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış ve defteri kebir defterinin sunulmamış olması nedeniyle, Yargıtay 19.H.D. 2015/5613 e. – 2016/483 K. Ve 21.01.2016 tarihli kararları uyarınca kendi lehlerine delil olamayacağından, son rapor tarihine kadar dosyaya sunulmuş defter, fatura, irsaliye vs delil bulunmadığı halde, tam aksi yönde 2.955,74-TL borçlu olduğuna ilişkin görüşün mahkemece dayanak yapılması hukuka aykırılık oluşturduğu faturanın tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığını,Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8001 Esas – 2017/5603 Karar sayılı 05.07.2017 günlü kararında belirttiği üzere, kural olarak satıcının satış konusu malın teslimini kanıtlamak zorunda olup, davacının belge sunarak malın davalı tarafa teslim edildiğini kanıtlamadığından, davacının kendi defterindeki kayıtlar belge ile desteklenmediği sürece tek başına davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceğini, kesin delillerle Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde kabule karar verilmesi nedeniyle hukuka aykırı mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava İİK’nun 67 ve devamı maddeleri kapsamında itirazın iptali davasıdır.Bakırköy … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasının incelenmesinden, ödeme emrinin davalı tarafa 01/08/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 06/08/2012 tarihinde yapmış olduğu itiraz ile takibin durduğu, İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasının, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerekip, itiraz alacaklıya tebliğ edilmediğinden, 09/09/2013 tarihinde açılan itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşıldığından, davanın süresinde açılmadığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Takibe konu faturalar 27/09/2010 tarih ve … sayılı 987,27 TL tutarlı, 30/10/2010 tarih ve … sayılı 7.630,74 TL tutarlı olup, davacıya ait 2010 yılı defterleri davacı tarafça dosyaya sunulmadığından bilirkişi tarafında incelenmediği, davacı tarafça faturaya konu malların davalıya teslim edildiği, teslim tutanağı veya irsaliyeli fatura ile kanıtlanmadığı bilirkişi raporları ile sabit ise de; tarafların 2010 yılınan itibaren ticari ilişki içinde oldukları, cari hesap usulü ile çalıştıkları, davalı tarafın fatura konusu ürünlerin teslim alınmadığına ilişkin savunmasının olmadığı, sadece ödeme yaptıklarına ilişkin savunmasının mevcut olduğu, bilirkişi tarafından 20/03/2011 tarihli 4.675,- TL tutarlı ödemenin varlığı tespit edilmiştir. Yargıtay 19. HD’nin 03/06/2004 tarih ve 2003/9890 esas 2004/7591 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;” kısmi ödeme, faturanın borçluya ulaştığını ve borcun ifa edileceği günün müttefikan tayin edilmiş olduğunu göstereceğinden, bu tarihten takip tarihine kadar işlemiş faiz istenebileceği ve iptaline karar verilen alacak yönünden icra inkar tazminatına hükmedileceğine ilişkin ” kararı uyarınca, davalı tarafın kısmi ödeme savunması karşısında, 2010 yılı defterlerinin sunulmamış olması, faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin teslim tutanağı veya irsaliyeli fatura ile kanıtlanmaması sonuca etkili olmadığından istinaf talebinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkin, … ile davalı taraf arasında görülen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/439 Esas ve 2014/177 karar sayılı dosyasındaki gerekçeli kararda Dairemizde istinaf incelemesine konu Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesin 2013/428 esas sayılı dosyasına atıf yapılarak; ” davalının ödeme savına dayanak gösterdiği ödeme belgelerine göre 4.675,00-TL’lik makbuzun davacıya ait ödeme makbuzu olmadığı, dolayısıyla cari hesap borcunun belirlenmesinde esas alınamayacağı, kaldı ki bu makbuzu veren … Limited Şirketinin açtığı davanın Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde devam ettiği ve o yargılama dosyasında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemesinin takdirinde olduğu ” belirtilmek suretiyle kısmi ödemenin Bakırköy … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu 27/09/2010 tarih ve … sayılı 987,27 TL tutarlı, 30/10/2010 tarih ve … sayılı 7.630,74 TL tutarlı faturalara ilişkin olduğunun tespiti karşısında, davacının her iki faturadan dolayı 987,24TL+7.630,74 TL=8.617,98 TL alacağının olduğu, 4.675,00-TL ödeme mahsup edildiğinde 8.617,98 TL – 4.675,00 TL = 3.942,98 TL bakiye alacağın kaldığı sabit olduğundan, mahkemece de bu miktar üzerinden karar verildiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun olan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2017 tarih ve 2013/428 E.2017/420 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 269,34 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 67,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 201,84 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/03/2021