Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2008 E. 2020/143 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2008 Esas
KARAR NO: 2020/143
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2019
NUMARASI: 2019/1440 E. – 2019/1457 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz isteyen vekili, mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesinde, … Osmancık Şubesine ait 15/10/2019 keşide tarihli … seri nolu 20.000 TL bedelli bir adet çek aslına istinaden ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme neticesinde; 2019/1440 Değişik iş, 2019/1457 Karar sayılı karar ile, ”Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 20.000 TL. Alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 3.000 TL Teminat karşılığında İİK’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın, İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür etmemek üzere İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine” şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekili tarafından sunulan 03.11.2019 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş, mahkemece duruşmalı olarak yapılan itirazın incelemesinde, 2019/1440 değişik iş, 2019/1457 karar sayılı ek karar ile ” Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; İhtiyati hacze itiraz eden tarafın yetkiye yönelik itirazının taraflar arasında düzenlenen Faktoring Sözleşmesi’nin 25. maddesinde bulunan yetki şartı gereğince İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMK’nın 17. maddesi kapsamında tarafların tacir olması sebebiyle ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin yetkiye yönelik itirazının reddi gerektiği, itiraz eden vekilinin yetki itirazı dışındaki itiraza konu ettiği hususların da esasa ilişkin hususlar olup, İİK’nın 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeblerinden olmadığı, esasa ilişkin davada tartışılmasının gerektiği anlaşılmakla; İİK.’nın 265. madde kapsamına uymayan itirazın ve yetki itirazının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.” gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine yönelik karara karşı borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuş, dilekçede özetle, borçlu …’in faktoring sözleşmesinin tarafı olmadığı ve söz konusu borçtan da sorumlu olmadığı, sözleşmeye taraf olmasa da borcun ödendiği gerekçeleriyle istinaf yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı resen gözetilerek yapılmıştır. 2004 Sayılı İİK’ nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) 2004 Sayılı İİK’nın 265. maddesinde; ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilir. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu taraf esas olarak faktoring sözleşmesinin tarafı olmadığını ve söz konusu borçtan da sorumlu olmadığını, sözleşmeye taraf olmasa da borcun ödendiğini savunmaktadır. Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı … Osmancık Şubesine ait 15/10/2019 keşide tarihli … seri nolu 20.000 TL bedelli bir adet çeke dayalı olarak verilmiş olup, çekin arkasında, … imza ve kaşesinin bulunduğu, diğer yandan dosyaya bir örneği sunulan factoring sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin altında yine … imza ve kaşesinin bulunduğu, istinaf eden tarafın açıkça imza inkarının bulunmadığı anlaşılmıştır.Talep tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.” 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 maddesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. 6361 Sayılı Kanunun 9/2. maddesi hükmü uyarınca faktoring şirketlerinin Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş, fatura ile tevsik edilmeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamayacakları veya tahsilini üstlenemeyecekleri bilinmektedir. Esasen bu konunun, borçlu vekilinin ihtiyati hacze itiraz sebepleri içinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Ancak bu resen gözetilmesi gereken bir husus olmakla talep dilekçesinin ekinde bu hüküm uyarınca ihtiyati haciz isteyen faktoring şirketinin bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilen bir alacağı devralmasına kanaat uyandıracak belgeleri sunduğu, bu haliyle anılan belgelerin yaklaşık ispat koşullarını sağladığı anlaşıldığından mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemekle istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2019 tarih ve 2019/1440 E., 2019/1457 K. sayılı kararına karşı borçlu taraf … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı karşı tarafça peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Karşı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- Karşı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020