Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2006 E. 2020/103 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2006 Esas
KARAR NO: 2020/103
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 24/02/2020
NUMARASI: 2020/34 E. – 2020/34 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tespit ve tedbir isteyen dilekçesinde özetle, tespit isteyen dilekçesinde; tespit isteyen şirketin “…” maddesinden ilk kez barut ve dinamit maddesi elde ettiğini, bu usulle ilgili müvekkilinin tescilli … ve … numaralı incelemesiz usul patentlerini 2018 yılında incelemeli patente dönüştürdüğünü, halen inceleme aşamasının devam ettiğini, aleyhine tespit istenen şirketin de aynı madde ve usullerle üretim yaptığını öğrendiklerini belirterek, öncelikle üretimin 09-12/03/2020 tarihlerinde yapılması nedeniyle, aleyhine tespit istenene ait olduğu belirtilen 41.631659, 27.192875 koordinatlarındaki … Köyü/… Beldesi/ KIRKLARELİ adresindeki fabrikada bir patent uzmanı ve bir kimya mühendisi bilirkişi ile keşif yapılarak; … ve … numaralı usul patenti başvurularındaki istemlerinde belirtilen usul ile aynı yöntemle veya eşdeğer yöntemle aynı ürünü üretip üretmedikleri, barut ve dinamit hammaddesi üretim prosesinde kullanılan kimyasal maddelerin neler olduğu, patent başvurularındaki maddeler ile aynı veya eşdeğer olup olmadıkları, bu şekilde üretilen ürünlerin satışa sunulup sunulmadığı, aleyhine tespit istenenin buluş konusu usule doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elinde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak fiillerini gösterir herhangi bir evrakın bulunup bulunmadığının tespitine, daha sonra aleyhine tespit istenen şirketin … caddesi, … Plaza, No:…, Kat:… Kozyatağı/ Kadıköy/İSTANBUL adresindeki merkezinde keşif yapılarak aleyhine tespit istenenin buluş konusu usule doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elinde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak fiillerini gösterir herhangi bir evrakın bulunup bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Delil tespiti talep eden tarafından, delil tespitinden sonra 17/03/2020 tarihli beyan dilekçesi ile, … tarafından, davacı …’e ait … ve … numaralı patent başvurularından doğan haklarına tecavüz edildiğini, bu nedenle davalının haksız rekabet teşkil eden … maddesinden barut hammaddesi üretme fiillerinin durdurulmasını ve önlenmesini, bu itibarla … maddesinden barut hammaddesi olarak üretilen malları ithal ve ihraç etmesi, pazarlaması satması ve her türlü ticaretinin durdurulması ve önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin 24/02/2020 tarihli değişik iş kararı ile delil tespiti talep edenin taleplerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek, delil tespiti talep eden şirketin usul patentlerine tecavüz iddiasıyla aleyhine tespit istenilen şirketin üretim yeri olan fabrikasında karşı tarafa haber verilmeksizin aynı usulle, aynı ürünlerin üretilip üretilmediği ve satışa sunulup sunulmadığına dair inceleme yapılmasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla, bu yöndeki delil tespiti talebinin kabulüne, tespit isteyenin gerek aleyhine tespit istenenin fabrikasında, gerekse İstanbul’daki merkezinde aleyhine tespit istenenin buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elinde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak fiillerini gösterir herhangi bir evrakın bulunup bulunmadığının tespiti de talep edilmişse de, aleyhine delil tespiti istenenin ticari kayıtlarıyla ilgili olan bu delillerin kaybolma ihtimali bulunmadığı, ticari kayıtların belli bir süre saklanması zorunlu olduğundan, bu kayıtların yargılama sırasında da incelenebileceği anlaşılmakla, buna yönelik tespit taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Keşiften sonra yapılan tedbir istemine ilişkin olarak Mahkemece 17/03/2020 tarihinde; Kırklareli Asliye Hukuk (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatı ile) Mahkemesin’e karşı tarafa ait fabrikada üretimin yapılıp yapılmadığı, yapılıyorsa hangi usule göre yapıldığına dair delil tespiti yapılarak bilirkişi raporu alınması için talimat yazıldığını, istinabe edilen mahkemece düzenlenen talimat keşif zaptının incelenmesinde; fabrikada barut ve dinamit üretimi yapıldığına dair bir bulguya rastlanmadığını, bu üretimim yapıldığına dair belgelerin sunulması istenildiği halde iş yerinde bulunan çalışanlar tarafından hiç bir belge sunulmadığını, bunun üzerine mahkemece “teknik bilirkişilerin keşif kapsamında iddia konusu edilen zabıtta geçtiği üzere karşı tarafın istenilen bilgi ve belgeleri göstermemelerinden kaynaklı rapor düzenlemelerine esas yeterli veri ve bilgi temin edemediklerinden delil tespiti konusu hakkında rapor düzenlemelerine yer olmadığına” karar verildiğini, her ne kadar delil tespiti talep eden tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmesi de talep edilmişse de; ihtiyati tedbir talebine dayanak yapılan patentlerin usül patenti olması, aleyhine tespit istenen tarafından barut ve dinamit üretimi yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, üretim yapılmışsa da, hangi usulle yapıldığının tespit edilemediğini, bu nedenle aleyhine tedbir istenenin … maddesinden barut ve dinamit üretimi yaptığı kabul edilse bile, ihtiyati tedbir talep edene ait usül patentlerinin koruma kapsamında kalan bir usül kullanılıp kullanılmadığının anlaşılamadığını, keşif sırasında keşif mahallinde aleyhine tedbir istenilen şirket yetkililerinin bulunmadığını, bu nedenle HMK’nun 291/1.maddesinin uygulanamayacağını, yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talep edenin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, HMK 291/2 md’sinin ilk derece mahkemesi tarafından kanunda olmayan şartlar öne sürülerek uygulanmadığını, davacının geliştirmiş olduğu bu yöntemler için … ve … başvuru numaralarıyla TürkPatent nezdinde incelemesiz usul patenti başvurusu yaptığını ve 2018 yılında söz konusu patent başvurularının incelemeli usul patent başvurusuna dönüştüğünü ve başvuruların ilanının tamamlandığını, Aleyhine tespit talep edilen … A.Ş.’nin, davacı şirketin usul patentine tabii usulü kullanarak … maddesinden barut hammaddesi ürettiğini, keşif zaptındaki hususlar dikkate alınarak, şirketin patent haklarına tecavüzün tespitini kötü niyetle ve mahkeme kararına rağmen engelleyen şirkete karşı HMK m.291/2’deki “iddia olunan vakıanın kabul edildiği sayılması” hükmünün uygulanması gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin makul ve yasal koşullarının mevcut olduğunu, İstanbul Anadolu 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/34 d.iş dosyasında, 17.03.2020 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın ortadan kaldırılarak, ihtiyati tedbir kurulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Talep, ihtiyati tedbir istemi içeren dilekçede patent başvurularından doğan haklarına tecavüz edildiği gerekçesi ile, davalının haksız rekabet teşkil eden … maddesinden barut hammaddesi üretme fiillerinin durdurulması ve önlenmesi, bu itibarla … maddesinden barut hammaddesi olarak üretilen malları ithal ve ihraç etmesi, pazarlaması satması ve her türlü ticaretinin durdurulması ve önlenmesi yönünde karar verilmesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli görülmektedir. Bu bağlamda, keşifteki HMK 291 maddesi kapsamında yapılan incelemede, Hakim öncelikle kendisine düşen bu görevi yerine getirerek keşfin düzenin sağlanması için gerekli tedbirleri alarak bunları keşif tutanağına geçirmeli, bundan sonra alınan tedbirler keşfi engellemek amacına yönelik olarak ihlal edilirse HMK’nın 291/2. maddesinde yazılı yaptırımı uygulamalıdır. Somut olayda, 17/03/2020 tarihli keşif tutanağından hakimin bu aşamadan önce, keşfin düzenini sağlamak için gerekli tedbirleri aldığı, uyarıları yaptığı ve bunlara uyulmaması halinde neticesinin ne olacağı konusunda tarafları uyardığı, buna rağmen alınan tedbirlerin bertaraf edilerek keşfin icrasının tamamlanamadığı anlaşılmıştır. Ancak keşfin sağlıklı yapılmasını engelleyen her tutum ve davranışın doğrudan aleyhindeki tüm delilleri kabul etmiş sonucunu doğuracağını kabul etmek de adil yargılanma hakkı ile örtüşmeyeceğinden, dosyanın delil tespiti dosyası olduğu, esas yargılamada yapılacak keşif ile birlikte değerlendirme yapılması gerektiği aksi düşünüldüğünde böyle bir sonucun 6100 sayılı HMK’nın 291. maddesinin amacına da uygun olmayacağı açıktır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ve keşif birlikte irdelendiğinde, bir sonuca varılması için öncelikle yapılacak esas yargılamada, patent belgelerinin de incelenmesi ve aleyhine tespit istenen şirket yönünden de kayıtların incelenmesi ile sonuca ulaşılacağından, keşfin yapılamamasının neticesinin de bu sonuçlarla birlikte değerlendirildikten sonra, tespit istenen için, aleyhine delil niteliği taşıyıp taşımayacağı değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bu nedenle, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de, iddianın bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/02/2020 tarih ve 2020/34 Değişik İş dosyasında; İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İhtiyati tedbir isteyen tarafından istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından YAPTIRILMASINA, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2020