Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2002 E. 2020/139 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2002
KARAR NO: 2020/139
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/09/2020
NUMARASI: 2017/298 E. 2020/261 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin online çiçek ve hediye sektöründe e- ticaret sitesi olan Türkiye genelinde 350’den fazla çiçekçi iş ortağı ile en kolay ve ekonomik yoldan çiçek göndermeyi sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdüren bir firma olduğunu ve ilgili sicillere tescil ile hak sahibi konumuna geldiğini, “…” ve “…” ibarelerini Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilli markalarında ve ticaret ünvanında, www…com adlı web sitesinde kullanmakta olduğunu, müvekkilinin TPE nezdinde tescilli “…” ve “…” ibareli birçok markanın yanında ozel/2218 sayı ile “…” sözcük tanınmış markasının da tek hak sahibi olduğunu, müvekkillerinin gerçekleştirdiği olağan denetimlerde www…net internet sitesinin müvekkillerinin marka tescillerinden ve ticaret ünvanının kullanılmasından doğan haklarını ihlal ettiğini, özellikle arama motorları üzerinden müvekkillerinin itibarından ve tanınmışlığından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmeye çalışıldığını, anılan web sitesinin iletişim bilgilerinde …, … adı altında ‘… Cd. No:… 4. Levent İstanbul’ adresinde faaliyet yürütüldüğünün tespit edildiğini, söz konusu sitenin nasıl ödeyeceğim kısmına girildiğinde verilen banka hesap bilgilerinin … adına kayıtlı olduğunu, tespit edilen söz konusu hukuka aykırı kullanımın, müvekkillerinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabete sebebiyet verdiğinin sabit olduğunu açıklanan tüm nedenlerle www…net adlı internet sitesinin alan adında ve içeriğinde farklı yerlerde müvekkillerine ait ticari ünvan ve tescilli markaların aynı veya benzerlerinin kullanıldığınının ve www…net internet sitesinin yönlendirici kodlarının, metataglarının, anahtar sözcüklerinin, hosting şirketlerinin, içerik, yer ve erişim sağlayıcıları ile alan adının kimin adına kayıtlı olduğunun tarih ve saat belirterek bilirkişi vastısayla tespitini, tespit edilecek içeriklerin www…net internet sitesinden kaldırılmasını, bu mümkün olamıyorsa anılan intenret sitesine erişimin engellenmesini, müvekkillerinin marka tescillerinden doğan haklarına tecavüzün durdurulmasını, davalının eylemleri ile oluşan haksız rekabetin varlığının hükmen tespitini, haksız rekabetin önlenip yasaklanmasını, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını ve hükmün ilanını talep etmiş, ayrıca 06/03/2020 tarihli duruşmada “…” ve benzer ibarelerin davalı tarafından Google Adwords’te kullanımının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi ile; müvekkilinin 1996’dan bu yana baba mesleği olan çiçekçilik işi ile uğraştığını, 2000’li yılların başında müvekkilinin çiçek satışı yapan bir kişi ile tanışıp internet üzerinden de çiçek satışı yapma fikrini www…com / www…net / www…com gibi alan adları üzerinden hayata geçirmiş olduklarını, bu doğrultuda bir bilişim uzmanı olan … ile … Ltd. Şti’nde ortak olduklarını ve birlikte internet üzerinden çiçek satışı yapma işine giriştiklerini, müvekkilinin 2000’li yılların başında ‘…’ ismini internet sitesi alan adı olarak kullanmak istediğini, ancak bunun öncesinde başkası tarafından alınmış olduğunu aktif olarak kullanılmadığını görerek www…net alan adını almış ve açmış olduğunu, bu sebeple … isminin bir alan adı olarak fiilen kullanılması tanınmış, bilinen bir hale getirilmesinin herkesten önce müvekkilleri tarafından www…..net alan adı üzerinden gerçekleştirildiğini, davacı şirketin ise … sicil no ile kayıtlı … Ltd. Şti’nin adını 2008 yılı sonlarında … Ltd. Şti olarak değiştirilmiş ve ilk olarak www…net alan adı ile başladığını sonrasında www…com’la devam ettiğini, internetten çiçek satışı işine davacının müvekkilinden yıllar sonra girdiğini, tüm bunlara göre gerek TTK gerek FSEK ve gerekse 556 sayılı KHK çerçevesinde … üzerinden asıl hak sahibinin müvekkilleri olduğunu, … isminin davacı tarafından bir marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, var olan tescilin hükümsüz olduğunu, davacının piyasada uzun süredir müvekkili ile aynı ismi kullandığını, ancak davayı uzunca bir süre bekledikten sonra ikame ettiğini, whois/domaintools kayıtlarına göre; www…com alan adının, davacı şirkete ait olup olmadığının belirli olmadığını, davanın bu sebeple husumetten reddinin gerektiğini, aynı şehirde aynı piyasanın içinde müvekkillerinin varlığından yıllardır haberdar olan davacının bu başvurusunun zamanaşımı yönüyle de reddedilmesi gerektiği talep etmiş, karşı dava dilekçesinde ise; TPE, KHK’ye açıkça aykırı şekilde tescil ettirilmiş olan … markası bağlantılı diğer tüm markaların hükümsüzlüğünün tespiti ile TPE nezdinde sicilden terkinine karar verilmesini, yine sunulan deliller çerçevesinde … ismini/markasını önceden beri kullanarak maruf ve meşhur hale getiren asıl hak sahibi müvekkili … adına hükmen tesciline karar verilmesini, davacı karşı davalının tedbir talebinin reddine karar verilmesini, davacının sahibi olduğu TPE nezdindeki kayıtlı … marka haklarına ihtiyaten haciz konulmasını, davacının … ve bağlantılı isimlerinin her türlü kullanımının önlenmesini, davacının … ve bağlantılı isimler yoluyla müvekkili aleyhine yaptığı tüm haksız rekabetlerden, men’ini, bu yollarla yapılan tüm tecavüzlerin önlenmesini, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ilanını ve fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydı ile müvekkilinin uğradığı her türlü maddi manevi zararların karşılanması amacıyla maddi manevi tazminata hükmolunmasını talep etmiştir. Mahkemenin 06/03/2020 tarihli ara kararı ile; tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporları, sunulan mütalaa içerikleri ve yargılamanın gelmiş olduğu safha dikkate alınarak değerlendirildiğinde yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla yasal şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacı karşı davalı vekilinin tedbir talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf sebepleri; Makemece verilen ara kararının hatalı olduğu, davalı tarafın, davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, verilen ara kararının kaldırılması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava ve karşı dava, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, haksız rekabet, tazminat, markanın hükümsüzlüğü, tescil, tazminat taleplerine ilişkin olup, davacı-karşı davalı vekilince Mahkemenin 06/03/2020 tarihli ara kararına yönelik olarak istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı vekili tarafından her ne kadar Mahkemenin 06/03/2020 tarihli ara kararına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, Mahkemenin 11/09/2020 tarihli kararı ile davanın esası hakkında karar verildiği, taraflarca açılan davaların reddedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece davanın esası ile ilgili olarak karar verilmiş olduğundan, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebi ile ilgili olarak inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İlk derece mahkemesince davanın esası hakkında karar verilmiş olduğundan davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebi ile ilgili olarak inceleme yapılmasına YER OLMADIĞINA, 2- İstinaf incelemesi yapılmadığından davacı-karşı davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf yoluna başvurma harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- Yasa yoluna başvuran davacı-karşı davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020