Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1998 E. 2023/1482 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1998 Esas
KARAR NO: 2023/1482
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2018/43 E. – 2019/459 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)|Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip www….com internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, www…com üzerinden satışa sunulan ürünlerin internet sitesinden teşhiri için müvekkilinin fotoğraf sanatçısı sıfatına haiz çalışanlarınca, güzel sanat eseri vasfını haiz fotoğraf ve görseller meydana getirildiğini ve müvekkilinin bordrolu çalışanlarınca meydana getirilen bu fotoğraf ve görsellerin mali hak sahibi olduğunu, müvekkilinin FSEK’ten doğan hakların sahibi olduğunu, anılan eserler üzerinde işleme, çoğaltma, yayma ve umuma iletim hakkının kullanılması ve bu hakların kullanım yetkisinin üçüncü kişilere devredilmesi konusunda da izin verme yetkisine sahip olduğunu, davalının www…net isimli internet sitesi üzerinden ticaret mevkiine arz ettiği ürünlerin teşhiri için site içeriğinde müvekkilinin mali hak sahibi olduğu fotoğrafların usulüne uygun şekilde izin almaksızın kullandığı ve müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin çalışanlarının çekimleri gerçekleştirirken yer, açı, ışık, teknik gibi hususlarda ayarlamalar yaparak, kendilerinin belirlediği çerçevede görsellere hususiyet kazandıracak teknikler kullanarak çekim yaptıklarını, durumun tespiti için İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/168 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını ve müvekkiline ait 17 görselin davalının www…net domain adresli web sitesinde kullanıldığının tespit edildiğini, davalıya tecavüzün durdurulması amacıyla ihtarname gönderildiğini, bunun üzerine davalının mankenlerin baş kısmını kaldırarak gövde kısmını kullanarak devam etmek suretiyle yeni bir tecavüz gerçekleştirdiğini, ihtara rağmen müvekkiline ait fotoğrafları kullanmaya devam ettiğini iddia ederek, müvekkilinin yapımcısı ve mali hak sahibi olduğu eserlere tecavüzün ref’ine, men’ine, haksız rekabetin tespitine, önlenip yasaklanmasına, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendi bünyesinde işçi çalıştırmadığını ve işle ilgili çalışmaları için dışarıdan destek aldığını, müvekkiline satışa çıkarılacak ürünler ile ilgili fotoğrafları tedarikçiler ve anlaştığı taşeron firmaların sağladığını, bu nedenle karşı tarafça izinsiz kullanıldığı iddia edilen fotoğrafların müvekkilinin bilgisi dahilinde bulunmadığını, davacı tarafın kendine ait fotoğrafların izinsiz kullanıldığına ilişkin davalı müvekkiline ihtar çektiğini bunun üzerine müvekkilinin izinsiz kullanıldığı iddia edilen fotoğraları siteden kaldırdığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, ihtar üzerine derhal belirtilen fotoğrafları kaldırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “her ne kadar eser sahipliğine dayalı taleplerde bulunulmuş ise de, davaya konu görsellerin fotoğrafların eser vasfına haiz olmadığı, ürün teşhiri amacıyla oluşturulmuş katalog çekimler olduğu, şu hale göre FSEK kapsamında eser korumasından faydalanamayacağı, her ne kadar davaya konu görseller eser vasfına haiz değil ise de, davalının davacıya ait görselleri izinsiz kullanmasının izahı yapılan TTK 18/2 ve 54 , 55/1-a/4 vd maddeleri göz önünde bulundurulduğunda haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının haksız rekabete yönelik talebinin kabulü ile haksız rekabetin tespiti ile haksız rekabet teşkil eden kullanımların durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda ilgili foto ve görsellerin davalıya ait www…net isimli siteden çıkarılmasına, aksi takdirde ilgili linklere siteye erişimin engellenmesine, ayrıca davalının bu eyleminin TBK 58 kapsamında haksız fiil teşkil ettiği, dolayısıyla davacının manevi tazminat isteminin yerinde olduğu, davalının kullanım durumu, eylemin ağırlığı hak ve nesafet kuralları gözetildiğinde 5.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu gerekçesiyle manevi tazminata yönelik talebinin de kısmen kabulüne,” karar verilerek hüküm özetinin ilanı yönünde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerleşik Yargıtay içtihatlarından da açıkça görüleceği üzere fotoğrafın eser olup olmadığına ilişkin tespit konunun teknik ve özel bilgiyi gerektirmesi sebebiyle bilirkişi görüşü alınarak yapılabileceğini, müvekkili şirketin mali haklarına sahip olduğu fotoğrafların eser niteliğini haiz olup olmadığına ilişkin eksik inceleme yapıldığını,Müvekkili çalışanlarının, ürünlerin sergilenmesi amacıyla çekmiş olduğu fotoğrafların alelade bir çekim olmadığını, çalışanların fotoğrafların çekimi esnasında yere, tekniğe ışığa, açıya vb. hususlara dikkate ederek bu doğrultuda modellere poz verdirmek suretiyle kendi belirlediği çerçevede ve üslupta, ve görsele hususiyet kazandıracak teknikler kullanarak çekim yaptığını, fotoğraf çekimlerine hususiyetini kattığını ve fotoğrafların eser niteliğine haiz olduğu izahtan vareste olduğunu, Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi 12.11.2019 tarihli kararı ile davalının haksız ve hukuka aykırı fiili nedeniyle 5.000 TL tutarında manevi tazminata hükmetmişse de, bu tutarın dava dilekçesi ile talep edilen tazminat tutarının çok altında kaldığını ve müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararı karşılamadığını beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi’nin vermiş olduğu eser sahipliği yönünden taleplerin reddine ilişkin karar ile 5.000 TL tutarında manevi tazminata ilişkin kararın kaldırılarak müvekkilinin mali hak sahibi olduğu eserlere vaki tecavüzün ref’i ile men’ine ve 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, kendi bünyesinde işçi çalıştırmadığını, işle ilgili çalışmaları da dışarıdan destek alarak icra ettiğini, müvekkiline, satışa çıkarılacak ürünler ile ilgili fotoğrafları da tedarikçiler ve anlaştığı taşeron firmaların sağladığını, bu nedenle karşı tarafça izinsiz kullanıldığı iddia edilen fotoğrafların müvekkilinin bilgisi dahilinde bulunmadığını, Karşı tarafça kendisine ait fotoğrafların izinsiz kullanıldığına ilişkin olarak müvekkiline ihtar çekildiğini, bunun üzerinde davalının, izinsiz kullanıldığı iddia edilen fotoğrafları siteden kaldırdığını, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir kötü niyeti bulunmadığını,Yerel mahkemece TTK 54 ve 55/1-a/4 uyarınca haksız rekabetin koşullarının oluştuğu ve bu nedenle de davanın bu bakımdan kabulüne karar verildiğini, ancak anılan kanunun düzenlenmesinden de anlaşılacağı üzere somut olaya ilişkin herhangi bir ihlal bulunamadığını, bu nedenle söz konusu hükmün kaldırılması gerektiğini, Davaya konu olaylar bakımından da sadece haksız fiilin varlığının manevi tazminata hükmetmeye yetmediğini, somut olayda manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını, FSEK 70/1 uyarınca istenen tazminatlarda kusur aranmadığını, ancak genel hükümler dairesince TBK 57 ve 58. Maddeleri nazara alınarak hükmedilecek manevi tazminatlarda kusur ve manevi tazminatı oluşturacak diğer önemli hususlardın da bir arada bulunması gerektiğini, Mahkemece bu hususa dikkat edilmediğini, Yerel mahkemece tek başına haksız fiilin varlığı yetermişçesine FSEK 70/1’in kıyasen uygulanmaya çalışıldığını ve bu madde ile TBK 58. maddesinin birbiriyle harmanlanmaya çalışıldığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış tecavüzün ref’i, men’i, haksız rekabetin tespiti, önlenip yasaklanması, maddi durumun ortadan kaldırılması, manevi tazminat talebine ilişkindir.Davacının istinaf nedenleri incelendiğinde;Davacı; davalının www…net isimli internet sitesi üzerinden ticaret mevkiine arz ettiği ürünlerin teşhiri için site içeriğinde müvekkilinin mali hak sahibi olduğu fotoğrafların usulüne uygun şekilde izin almaksızın kullandığı iddiasında bulunarak tecavüzün tespiti, men ve ref’ini talep etmiş, Mahkemece; söz konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmadığı, ancak eylemin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne dair yukarıdaki şekilde hüküm kurulmuş, bu karar taraflaca istinaf edilmiştir.Mahkemece her ne kadar, davaya konu fotoğrafların eser niteliği yönünden, bu hususun benzer nitelikteki bir çok dosyada yer alan tespitler dikkate alınarak Mahkemece değerlendirilebilecek nitelikte olduğu kanaati ile ayrıca bir rapor alınmadan karar verilmiş ise de; FSEK’in 4/b.5.maddesinde, fotografik eserler ve slaytlar estetik niteliğe sahip olmaları ve hususiyet taşımaları şartıyla güzel sanat eseri olarak kabul edilmişlerdir. Fotoğraflarda estetik nitelik, konunun çıplak gözle görülenden başka türlü yansıtılması halinde ve fotoğrafçının fotoğrafı çekerken yaptığı hazırlık çalışmalarında ve fotoğraf üzerine aksettirmiş olduğu hususlarda görülür. Yani bir kişinin poz verirken, ışık durumunu ayarlarken yapmış olduğu hazırlık çalışmaları ve fotoğrafa ait cam veya fitm üzerinde yapmış olduğu rötuşlar, o fotoğrafa güzel sanat eseri niteliğini kazandırır. Eğer bir fotoğraf, onu çekmiş olan kimsenin hususiyetini taşımıyorsa ve estetik bir niteliğe de sahip değilse, o fotoğraf güzel sanat eseri olarak korunmaz. Bununla birlikte, bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğrafların her zaman bir ilim ve sanat eseri olarak korunması mümkündür.Bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğraf ve resimlerin eser sayılabilmesi için, bunların da sahiplerinin hususiyetini taşımaları gerekir Burada da hususiyet muhtevada veya şekilde olabilir, ancak bu kategoride özellik daha çok muhtevada belirmektedir. Bir fotoğraf veya resim aynı zamanda hem estetik niteliğini haiz hem de bilimsel ve teknik nitelikte ise bu takdirde üstün olan niteliğe göre, eseri bilim veya edebiyat eserleri veya güzel sanat eserleri kategorisi kapsamında düşünmek gerekir. Eğer iki nitelikte aynı derecede ise, bu takdirde her iki eser kategorine de dahil olduğu kabul edilmek gerekir. Ne bilimsel veya teknik ne de estetik niteliğini haiz olmayan fotoğraf ve resimler, fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmezler, bu tür ürünler ancak mülkiyet hakkına ilişkin hükümlere göre veya kişinin fotoğraf veya resmi söz konusu ise, FSEK .m.84 vd çerçevesinde korunabilirler.Ancak, bir fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıyan eser olup olmadığının tespitinin, hakimin hukuki bilgisi dışında kalan özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu hususta konunun uzmanı ya da uzmanlarından oluşan bilirkişi görüşü alınmalıdır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2004 tarih, 2772/12672 sayılı ve 05.03.2007 tarih, 927/3892 sayılı kararları ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 205/305 sayılı kararları da bu yöndedir. Bu durumda, Mahkemece teknik bilgi gerektiren bir hususta kendiliğinden sonuca varılarak hüküm kurulması hatalı olup, Mahkemece, emsal nitelikte olduğu ileri sürülen İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/398 Esas sayılı dosyasına sunulmuş bilirkişi raporları ve var ise başkaca emsal nitelikte olan dosyalar celbedildikten sonra, dosyanın alanında uzman bir heyetten oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile, dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olup olmadığı hususunda rapor aldırılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, davalının istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih, 2018/43 E. 2019/459 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Davalı vekilinin istinaf isteminin incelemesine YER OLMADIĞINA,4-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,6-Davalı vekilinin istinaf talebinin esası incelenmediğinden davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve başvurma harcının talebi ve isteği halinde davalı tarafa iadesine,7- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,8- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1-g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/11/2023