Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1990 E. 2020/42 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1990
KARAR NO: 2020/42
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/04/2020
NUMARASI: 2019/270
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İhtiyati tedbir talep eden vekili yerel mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle, davacı firmanın, animasyon hizmetleri başta olmak üzere animasyon malzemeleri, oyunlar ve oyuncaklar, etkinlikler için süsler ve sair malzemeler üreten bir firma olduğunu, ticaret ünvanının esas unsuru olarak “…” ibaresini tescil ettirmek adına başvurularda bulunmasına rağmen davalı tarafından kötü niyetle, kullanılmayan dava konusu … sayılı marka gerekçe gösterilmek suretiyle başvuru işlemlerinin aksatıldığını, davalı yanın kötüniyetli olarak tescil ettirdiği davaya konu markayı 28.sınıftaki mallar bakımından kullanmadığını, davalıya ait “…” ibareli … tescil sayılı markanın kullanılmayan markalardan biri olup sicilde gereksiz yer kapladığını beyan ederek markanın kullanılmaması nedeniyle iptaline, markanın müvekkiline karşı kullanımının tedbiren engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilleri firmanın 1997 yılında kurulmuş olduğunu, şirketin faaliyet alanının kültür ve spor malzemeleri üretim ve satışı olduğunu, merdiven koruma ağları, inşaat güvenlik, ağları balkon güvenliği balkon koruma ağları ve spor ağlarında, kafes ve saha çevre koruma fileleri futbol,voleybol, basketbol, hentbol, su topu, golf, buz hokeyi, tranbolin, top havuzu ve her çeşit file üreten ayrıca golf topu, bowling setleri, oyuncaklar, spor salonu için çeşitli aletler, jimnastik ve spor aletleri ve malzemeleri, yılbaşı süsleri, çeşitli animasyon amaçlı süsler, şapkalar, çeşitli kırtasiye malzemeleri, spor malzemeleri ve ekipmanları, oyun ve oyuncaklar, jimnastik ve spor aletleri, şov amaçlı ayakkabı ve şapkalar gibi çok geniş alanda faaliyet göstermekte olduklarını, müvekkillinin … markasını 1997 yılından beri yoğun olarak kullanmakta olduğunu, müvekkilleri firmanın ‘…’ ibareli markasını 2007 yılından beri tescil almış olduğu emtialarla ilgili yoğun olarak kullanımına ilişkin örnek mahiyetindeki faturaları dilekçe ekinde detaylı bir şekilde sunulduğunu, davacı vekili tarafından müvekkilleri aleyhine 6769 SMK’nın 9 ve 26. maddesine göre müvekkilleri adına tescilli … nolu ‘…’ markasının kullanılmaması sebebiyle marka iptal davası açılmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, Anayasa Mahkemesi, 6 Ocak 2017 tarihli 29940 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanan 2016/148 sayılı esas ve 2016/189 sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14.maddesine dayalı ‘marka kullanma zorunluluğu’na dayalı marka iptal davalarının açılmasının anayasaya aykırı bulunulmuş olduğunu, bu sebeple 556 sayılı KHK hükmü gereğince tescil edilmiş markalar Anayasa mahkemesinin iptal etmiş olduğunu, bu sebeple davanın ve talebin reddi gerektiğini, her türlü maddi ve manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla; öncelikle müvekkilleri markası üzerine uygulanan ihtiyati tedbirin kaldırılması ile haksız ve afakî açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkemece 14/01/2020 tarih ve 2019/270 esas sayılı karar ile ”Tüm dosya kapsamı yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin kabulü yönünde” karar verilmiş, karar karşı davalı tarafça yasal süresinde yapılan itiraz üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiş, karar aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalı tarafça istinaf deilmiştir.Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalı taraf istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tedbir için hükmolunan teminatın yetersiz olduğunu, tedbir kararının cevap dilekçesindeki benzer gerekçelerle hukuka aykırı olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleşmediğini, mahkemece verilen kararda yaklaşık ispat koşullarının hangi delillerle sağlandığına dair bir gerekçe sunulmadığını beyan etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, davalı adına tescilli ”…” ibareli … sayılı markanın, tescil edildiği sınıfta kullanılıp kullanılmadığı, SMK’nun 9.maddesinde belirtilen şartların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususudur. Belirtilen husus aynı zamanda istinaf başvurusunun konusu yapılmıştır.Taraflarca dosyaya sunulan vergi ve sicil kayıtları ile, faturalar ve ticari defterler, web sitesi kayıtları ile yargılama sırasında aldırılan 02.06.2020 tarihli bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının, adına tescil ettirmiş olduğu ”…” ibareli … sayılı markayı, tescil ettirdiği sınıftaki malları pazar payı oluşturacak şekilde kullanıma konu ettiği dikkate alınarak, ilerde telafisi güç veya imkansız zararların önüne geçmek amacıyla başkaca istinaf sebepleri incelenmeksizin mahkemece verilen 14/01/2020 tarih ve 2019/270 esas sayılı tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, -İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/270 Esas sayılı dosyasında 25/02/2020 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karar ile 14/01/2020 tarihli ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin ara kararın KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen şekilde işlem yapılmak üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf incelemesi dosya üzerinden duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Davalı tarafından İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. 362/1-f gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/09/2020