Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1969 E. 2020/44 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1969
KARAR NO: 2020/44
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2019/516 E. 2019/514 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden vekili, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dilekçesi ile, karşı tarafça müvekkiline ait TPMK nezdinde tescilli … sayılı tasarım belgesine konu bavul tasarnımları ile başkaca tasarımların yoğun olarak taklit edilip üretiminin yapıldığını ve bu durumun müvekkilinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek söz konusu hususların tespitini ve taklitli ürünler ile bu ürünlerin üretiminde kullanılan makine ve teçhizatın toplatılarak yed-i emine teslimine ve karşı yanın söz konusu ürünlere ilişkin üretim ve satışının durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından 13.11.2019 tarih, 2019/516 Değişik iş sayılı karar ile, ”İhtiyati tedbir isteyenin talebinin SMK 159 ve HMK’nın 389 maddeleri uyarınca kabulüne, SMK’nın 159/2-c maddesi uyarınca, aleyhinde tedbir istenen tarafın takdiren 30.000,00 TL (OtuzBin TL.) nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat göstermesine, Tedbir isteyen tarafın HMK’nın 393/1 maddesi uyarınca, karar tarihinden itibaren bir hafta süre içerisinde tedbirin uygulanması istenmediği takdirde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, Tedbir isteyen tarafça bir haftalık süre içerisinde tedbirin uygulanması istediği takdirde, karardan bir suretinin aleyhinde tedbir istenen tarafa tebliği ile, tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde 30.000,00 TL (OtuzBin TL.) nakdi eveya kesin ve süresiz banka teminat mektubu yatırması, aksi takdirde tedbir isteyen taraf adına tescilli … tescil nolu tasarımın koruma kapsamındaki ürünler ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan ürünlere tedbiren el konularak yed-i emine teslimine” karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen tedbir kararı üzerine, karşı taraf vekili tarafından sunulan 17.12.2019 havale tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine, mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde; tedbirin süresinde infazının istenilmediği ve süresi içerisinde esas hakkındaki davanın açılmadığı gerekçesiyle tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına karar verilmiştir.Mahkemece tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına dair verilen karar ihtiyati tedbir talep eden tarafça istinaf edilmiştir.Tedbir talep eden tarafça sunulan istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin uzun yıllardır bavul, valiz, çanta, kemer,cüzdan, deri veya köseli sandıklar, anahtar muhafazları, şemsiyeler vb ürünlerin üretim ve satımı ile iştigal ettiğini, tasarımını yaptığı ürünlerin Türk Patent Enstitüsü tarafından tescilini yaptıran bir şahıs şirketi olduğunu ve tasarladığı ürünlerle ilgili tesciller yapılarak tescil belgesi aldığını, müvekkilince satışa arz edilen bu ürünlerin taklit edildiği …. (…) tarafından sanki kendi ürünüymüş gibi satışa arz edildiğini ve katalog dahi yaptırıldığının haricen tespit edildiğini, emek, zaman ve kullanılan materyal ve kalıplar sebebiyle ciddi maliyetler yapılan bu ürünlerin karşı tarafça sıfır emek ve maliyetle daha düşük bedellerle ve taklit edilerek piyasaya arz edildiğini, söz konusu durumun haksız rekabet oluşturduğunu, kanuni tüm şartları taşıyan endüstriyel tasarımlar için tescil edilen tüm tasarımlarla ilgili yerel mahkemeden koruma talep edildiğini, ürünlerin taklit olup olmadığı, taklitlerden kaç renkte ve kaç adet üretildiği, satışa arz edilip edilmediği, haksız rekabet oluşup oluşmadığının, müvekkilin tasarımlarına hangi şahıs yahut tüzel kişilerce tecavüz edildiğinin tespiti istendiğini, yapılan tasarım delil tespitinde Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Öğretim Görevlisi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporu ile söz konusu iş yerinde tespite konu ürünlerin üretim, depolama, ve staışının yapıldığının tespit edildiğini, müvekkiline ait … numaralı tescilli baklava desenli bavul tasarım ile karşı tarafa ait bavul tasarımı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı ve iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandığının tespit edildiğini, ilk derece mahkemesinden yerinde yapılacak inceleme sonucunda üretim araçlarına el konulması, tecavüzün önlenmesine yönelik karar verilmesi, bu ürünlerin toplattırılması ve yediemine teslimi, bu taklit ürünlerin üretiminde kullanılan makine ve teçhizatın toplanarak yediemine teslimi, üretim ve satışının durdurulmasına karar verilmesinin talep edildiğini, ancak yerel mahkemenin yalnızca ürünlerin toplattırılmasına karar verdiğini, karar neticesinde hem icra hakkımız hem de maddi manevi tazminat hakkı doğduğunu, karşı tarafla yapılan görüşmeler neticesinde şayet bir daha mezkur ürünlerin taklitlerini üretmez iseler aleyhlerine icra takibi ve maddi manevi tazminat davası açmayacaklarını ancak bu şartlarla uzlaşacaklarını beyan ettiklerini, karşı tarafın da yapılan görüşmeler neticesinde bir daha üretmeyeceklerini, sulh olmak istediklerini beyan ettiğini, taraflarca mezkur hususlar üzerine anlaşma sağlandğını, ne var ki; karşı tarafın kötü niyetle bu durumu kullanarak tedbirin kendiliğinden kalkacağı süreye kadar bekleyerek üretip stokladıkları malları piyasaya çok az bir değer ve kötü bir kalite ile sürmeye devam ettiğini, bu kötü niyetli hareketler karşısında ciddi ve giderilemeyecek ölçüde zarara uğradıklarını, bu sebeple verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmaması ve devamına ilişkin karar verilmesi gerektiğini, yalnızca ürünlerin toplattırılmasının müvekkilinin zararını gidermediğini, aynı zamanda üretim araçlarına el konulması, taklit ürünlerin üretiminde kullanılan makine ve teçhizatların toplatılarak yediemine teslimi gerektiğini, aksi halde taklit ürünler üretilerek piyasaya sunulmaya devam edileceğini, zararın artacağını, ihtiyati tedbirin kaldırılması halinde müvekkilinin önlenemeyen önemli ölçüde zarara uğrayacağını, aleyhine ihtiyati tedbire başvurulan tarafça yapılan haksız ve hukuka aykırı itiraz neticesinde kaldırılan ihtiyati tedbir kararının müvekkili ve tasarımlarını korumasız bırakmakta olup usul ve yasaya aykırı haksız bir karar olduğunu beyan ederek bu kararın kaldırılarak ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini ve üretim araçlarına el konulmasını, tecavüzün önlenmesini ve bu taklit ürünlerin üretiminde kullanılan makine ve teçhizatın toplanarak yediemine teslimi, üretim ve satışının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nın 393/1 maddesinde; “İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda; yerel mahkemece verilen tedbir kararının uygulandığına ilişkin tedbir isteyen taraça dosyaya sunulmuş bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Bir haftalık süre içinde tedbir kararının uygulanmasının talep edilmediği, istinaf yoluna başvuran tarafça da böyle bir iddia da bulunulmadığı anlaşılmakla tedbir kararının kendiliğinden kalktığı, bu hususta yerel mahkeme tarafından verilen ”tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına” ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesin’nin 13/02/2020 tarih ve 2019/516 Değişik iş, 2019/514 Karar sayılı ara kararına yönelik olarak tedbir talep eden vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK md.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar harcı peşin alındığından yeniden mahsubuna yer olmadığına, 3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi dosya üzerinden duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-f gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/09/2020