Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1942 E. 2023/251 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1942
KARAR NO: 2023/251
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2017/329 E. – 2019/797 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Finansal Kiralama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde; Finansal Kurumlar Birliği nezdinde 22.2.2019 Tarih ve … tescil numarası ile tescil edilen … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında Davalı Kiracıya 1 ADET, … TESCİL PLAKA NOLU, … MARKA, … TİPİ, 2018 MODEL, … MOTOR NOLU, … ŞAŞE NOLU otomobil teslim edildiğini, davalı kiracının, yukarıda belirtilen sözleşmenin genel şartlarına göre belirlenen ve Kiracı tarafa noter marifetiyle tebliğ edilen ödeme planına göre kira borçlarını vadelerinde ödemediğinden temerrüde düştüğünü ve bu nedenle müvekkil şirket tarafından 6361 sayılı kanunun 31. maddesi gereğince; mayıs, haziran ve temmuz 2021 kirası için 60 gün ödeme önelli, Beyoğlu … Noterliği’nin 05.08.2021 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderildiğini, söz konusu ihtarnamenin Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak Kiracıya 07.08.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, anılan ihtarnamede Kiracıya söz konusu kira borçlarının 60 gün içinde ödenmemesi halinde Finansal Kiralama Kanunu’nun 31. Maddesi uyarınca Finansal Kiralama Sözleşmesinin fesih edilmiş olacağının, kiralananların 3 ( üç ) gün içerisinde Müvekkili Şirkete iade ile teslim edilmesi gerektiğinin, teslim edilmemesi halinde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiğini, kiracının buna karşın ihtarnameye konu kira bedellerini 60 günlük süre içerisinde ödemeyerek sözleşmenin feshine sebebiyet verdiği gibi kiralananları da müvekkil şirkete iade etmediğini, dava konusu Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin 49. Maddesinde düzenlenen delil sözleşmesi ile Müvekkili Şirket kayıtlarının HMK 193. Maddesi kapsamında kesin delil olarak kabul edilmiş olup müvekkili şirket kayıtları çerçevesinde temerrüt şartlarının gerçekleştiğini ve sözleşmenin münfesih olduğunun ortada olduğunu, Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve davalı ile müvekkili şirket arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesileri uyarınca kiralananların mülkiyeti müvekkil şirkete ait olacağını, davalının edimlerini yerine getirmediği gibi sözleşmeye aykırı hareket ettiği için yukarıda belirtildiği üzere sözleşme fesholduğundan kiralananın müvekkil şirkete iadesi yükümlülüğü doğduğunu, davalının rızaen kiralananı teslim etmediği gibi kiralananı saklama ve kaçırma girişimlerinde bulunduğundan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/706 D. İş sayılı dosyasından kiralananın müvekkil şirkete tesliminin sağlanmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı tarafından kiralananın rıza ile teslim ve iade edilmemesi sebebi ile bu kez 6361 sayılı kanun ve ekli münfesih sözleşme gereğince kiralananın müvekkili şirkete aynen iadesi ile teslimine karar verilmesini talep zarureti doğduğunu, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve Finansal Kiralama Sözleşmesinin açık hükümleri karşısında; Taraflar arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesinin fesih olduğunun tespiti ile mülkiyeti Müvekkil Şirkete ait ve üçüncü kişilere devri mümkün olmayan Finansal Kiralama Sözleşmesine konu; 1 ADET, … TESCİL PLAKA NOLU, … MARKA, … TİPİ, 2018 MODEL, … MOTOR NOLU, … ŞAŞE NOLU OTOMOBİL’ den ibaret dava konusu malın müvekkili şirkete aynen iadesine, İhtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne finansal kiralama yoluyla satılmış olan kiralanan aracın davacıya aynen iadesi ile teslimi için dava açıldığını, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/706 D.İş sayılı dosyası ile davacı tarafça ihtiyati tedbir kararı alınarak aracın teslim alındığını, takiben mahkemece 15.12.2021 tarihli karar ile davacı tarafa tasarruf yetkisi verildiğini ve aracın davacı tarafça 1.150.000,00-TL’ye satılmış olduğunu henüz öğrendiklerini, satışın hangi usulle yapıldığını ve ayrıntılarını hala öğrenebilmiş olmadıklarını, davaya konu 2018 model … tipi … marka … plakalı aracın piyasa değerinin en az 1.750.000,00-TL iken davacı tarafça 1.150.000,00-TL bedelle satılmış olmasının kabul edilebilir olmadığını, sunulan kıymet takdir raporunun da gerçek değerden uzak ve fahiş oranda düşük bir olduğunu, müvekkilinin bu sebeple uğradığı zararın tazmini için davacıya karşı her türlü dava ve talep haklarının kullanılacağını, mahkeme nezdinde açılan bu davadan yukarıda yer vermiş oldukları üzere vekaletlerinin kabulüne karar verilen 21.02.2022 tarihinde haberdar olduklarını, huzurdaki davada müvekkillerine yapılan Hesap Kat İhtarnamesi ve dava dilekçesi tebligatlarının usulsüz olduğunu, dosyada yer alan tebligat incelendiğinde Hesap Kat İhtarnamesinin … isimli kişi imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğünü, bu kişinin müvekkili şirket çalışanı olmadığını, davacı tarafın ve bilirkişi raporunun tebligatın usulüne uygun olduğuna yönelik iddia ve değerlendirmelerinin 7201 sayılı Tebligat Yasasına aykırı olduğunu, tüzel kişilere yapılacak tebligat usulünün yasada açıkça belli olduğunu, sözleşmede belirlenen adrese yapılacak tebligatların da Tebligat Yasasına uygun tebliğ edilmesinin esas olduğunu, yazılı adreste kime olursa olsun yapılacak tebligatın kabulünün hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, zira sözleşmedeki tebligat adresi belirlemesinin bu adresten taşınma halinin diğer tarafa bildirilmemesi esasına dayanmakta olup, tebligat kanunu hükümlerinin bertarafı anlamını taşımadığını, keza dava dilekçesinin tebliğinin de 35. Maddeye göre usulsüz olarak yapıldığını, şirket temsilcisinden sonra yetkili bir kişinin bulunmaması ya da yetkilendirilmiş bir evrak müdürünün bulunmaması halinde bu durumun da tutanağa geçirilmesi gerekeceğini, söz konusu sıra izlendikten sonra yukarıda yer verilen şahıslardan hiçbirisinin olmaması ve durumun tutanak altına alınması halinde ancak o şirketteki çalışana tebliğ edilmesinin mümkün olacağını, mahkeme nezdinde yapıldığı iddia edilen tebligat nazara alındığında kanunun öngörmüş olduğu zorunlu prosedürün izlenmediğinin, tebligatın yetkisiz kişiye yapıldığı ve usulsüz olduğunun görüleceğini belirterek her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, teminatın iade edilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”Bilirkişi tarafında yapılan tespite göre de; davacı … kiralama şirketinin, ödemelerini yerine getirmeyen kiracıya, FKK’ nun 31. maddesi gereği ihtarname keşide ederek borçlarını 60 gün içerisinde ödemesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceği ihtarında bulunmuş olup; verilen süre içerisinde kiracı tarafından borçların ödenmediği goörülmekle, Finansal Kiralama Kanunu’ nun 31. ve kiralama sozleşmeşinin 28. maddesi gereği 07.10.2021 temerrüt tarihi itibariyle finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiği ve finansal kiralama sözleşmesinin feshedilmesiyle, FKK’ nun 24, 25. ve kiralama sözleşmesinin 41. maddesi gereği finansal kiralamaya konu malların iade koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış olmakla davacının davasının kabulü” gerekçesiyle Davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazlarının asıl alacak 9.406,95 USD ve gecikme faizi 8.788,00 USD yönünden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %20 oranında faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 6.455,93 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; İhtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiğini, temerrüt faizi talep edilebileceğinin, yasanın açık hükmü olduğunu, bu durumun bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davalıların ihtarnamenin tebliğine dair herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, temerrüt ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması nedeniyle mahkemenin vermiş olduğu kısmen ret kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin kısmen ret kararının aleyhe olan kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takibine ve davaya dayanak yapılan sözleşmede müvekkillerinden …’ın imzasının bulunmadığını, müvekkili … yönünden davanın öncelikle bu nedenle ret kararı verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olmadığını, müvekkil … tarafından davacı şirkete … Bankası Gatem şubesi aracılığıyla ödeme yapıldığını, 15/12/2017 tarihli müzekkere cevabında yapılan ödemelere dair ekstre ve dekont suretlerinin dosyaya gönderildiğini, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda müvekkilin davacı şirkete yapmış olduğu ödemelere dair bir tespit ve inceleme yapılmadığını belirterek istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Davacı ve davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili 22/02/2023 havale tarihli dilekçesiyle davalılar ile yargılama süresi içerisinde sulh sağlandığını, davanın konusuz kaldığını, bu nedenle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini ve davalıların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmaması halinde kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını belirtmiştir. Davalılar vekili 22/02/2023 tarihli dilekçesiyle davacı tarafın feragat beyanını kabul ettiklerini, masraf ve avukatlık ücreti taleplerinin bulunmadığını, istinaf başvuru hakkında feragat ettiklerini, konusuz kalan dava için karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir. Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Davacı vekili tarafından vekaletnamelerindeki özel yetkiye dayanılarak istinaf aşamasında dosyaya sunulan 22/02/2023 tarihli sulhe ilişkin dilekçede; davalılar ile sulh oldukları, dosyada sulh nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi taleplerinin bulunduğu, davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmedikleri tespit edilmiştir. Benzer mahiyette istinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili tarafından vekaletnamelerindeki özel yetkiye dayanılarak istinaf aşamasında dosyaya sunulan 22/02/2023 tarihli sulhe ilişkin dilekçede; davacı ile sulh olduklarının, bu nedenle istinaftan feragat ettiklerini, dosyada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi taleplerinin bulunduğunun, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan edildiği tespit edilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların sulh beyanları karşısında, ilk derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, davacının davasının sulh nedeniyle konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına; davalılar vekilinin istinaf başvurusundan feragat etmesi sebebiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK m. 349/2 gereğince reddine, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmamakla yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin tarafların sulh olması sebebiyle incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalılar vekilinin istinaf başvurusundan feragat etmesi sebebiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK m. 349/2 gereğince reddine,3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/329Esas, 2019/797 Karar sayılı ve 25/09/2019 tarihli hükmün KALDIRILMASINA,4-TARAFLARIN SULH OLMASI SEBEBİYLE DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Yasası m.22 uyarınca sulh yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulmakla HMK nın 331/1. Maddesinde düzenlenen davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre hesap olunan 1.606,84-TL (2.410,26 TLX2/3) karar ve ilam harcının, davacıdan peşin alınan 602,52 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.004,32 TL daha harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/b-Tarafların birbirlerinden talebi bulunmamakla, davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 5/c-Tarafların birbirlerinden talebi bulunmamakla, davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-Davalılar istinaftan feragat ettiğinden davalılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davalılara iadesine,6/b-Davacı vekilinin istinaf isteminin tarafların sulh olması sebebiyle esasen incelenmediğinden davacı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davacı tarafa iadesine,6/c- İstinaf yargılaması için taraflarca yapılan yargılama giderlerinin yargılama gideri talepleri bulunmadığından kendi üzerilerinde bırakılmasına, 6/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunma yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023