Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1917 Esas
KARAR NO: 2023/1329
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2016/173 E. – 2019/476 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sinema filmi, dizi, klip, reklam filmi gibi eserleri bulunan ve tanınan bir yönetmen olduğunu, 2010 yılında yapımı …’a ait olan ve genel yayın yönetmeni … olan, … ekranlarında yayınlanan “…” adlı dizinin yönetmenliğini yaptığını, toplam 100 bölüm olan dizinin 2014 yılında kanal ve yapım firmasının ortak kararı ile bitirildiğini, 2015 yılının Aralık ayında …’ün müvekkilini arayarak … olarak … ile birlikte “…” adlı diziyi çekeceklerini ve bu dizinin yönetmenliğini yapmasını istediğini, … dizisindeki gibi genel yayın yönetmeni olarak … ve yönetmen olarak müvekkili …’ın isimlerinin yer alacağı ilk bölümü birlikte çekmeleri ve sonraki bölümlerin ise sadece müvekkili tarafından çekilmesi hususlarında tarafların sözlü olarak anlaştıklarını, müvekkilinin 2015Aralık ayından 2016 Nisan ayına kadar dizi için oyuncu seçmeleri, kostüm provaları, mekân gezme ve seçme, ekip oluşturma şeklindeki çalışmalarını devam ettirdiğini, 4 aylık hazırlık aşamasından sonra 20 gün boyunca devam edecek olan dizi çekimlerine başlanıldığını, bu süre içerisinde müvekkilinin bazen tek başına, bazen de … ile birlikte çekimleri yaptığını, çekim sürecinde ekibin ikiye bölünerek müvekkilinin kendi çekimini, …’un da kendi çekimini yaptığını, ilk bölümün çekimleri tamamlandıktan sonra …’un müvekkili ile anlaştıklarının aksine geri kalan bölümleri kendisinin çekmek istediğini, yaptığı çalışmaların karşılığını ödeyeceğini söyleyerek müvekkilini dizi ekibinden çıkardığını, müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi dizinin ne ilk fragmanında ne de ilk bölümünün ekip listesinde, arka jenerikte ismine yer verilmediğini, müvekkilinin 4-5 aylık emeğinin hiçe sayıldığını ve karşılığının ödenmediğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin bu süre zarfında çekimlere devam edeceği güvenini taşıdığı için kendisine gelen çekim tekliflerini de geri çevirmek zorunda kaldığını, başka işler almadığından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilinin bir bölüme ait yönetmenlik bedeli olarak 15.000,00 TL maddi tazminat ile söz konu dizinin reklamlarının yapılmasından sonra müvekkilinin dizi ekibinden çıkarılması, dizinin ne fragman ve ilk bölümünde müvekkilinin ismine yer verilmemiş olması nedeni ile uğradığını prestij kaybı ve manevi zarar olarak 5.000,00 TL manevi tazminatın işlemiş ve işleyecek ticari (reeskont) faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde müvekkili şirkete husumet yöneltmiş olmasının gerekçelerinin açıklanmadığını, müvekkili şirkete ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığını, bu nedenle dava dilekçesi içeriğinin HMK’nın 119. Maddesinin e, f ve g bentlerine aykırı olduğunu, müvekkili yönünden dava dilekçesindeki eksikliklerin HMK m. 119/2 uyarınca süre verilerek tamamlattırılabilecek hususlar olmadığını, bu nedenle de müvekkili yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkiline husumet yöneltilmesinin de mümkün olmadığını bu nedenle pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında sözlü ya da yazılı anlaşma yapılmadığını, davacı ile müvekkili arasında hiçbir zaman bir iş ilişkisi kurulmadığını, davacının iş ilişkisi nedeni ile müvekkili şirketten bir talebinin bulunamayacağını, davacının haksız olarak müvekkiline sorumluluk yükletmeye çalıştığını, davacının alacağını somut delil ile kanıtlayamadığını, müvekkili şirketten doğmuş bir alacağının olduğunu kanıtlayan bir somut delil bulunmadığını, delil olarak sunulan fotoğraf ve videoların müvekkili şirketle alakası olmadığını, müvekkili şirket temsilcilerinden herhangi birinin de bu fotoğraf ve videolarda yer almadığını beyanla, öncelikle pasif husumet itirazının kabulü ile davanın usulden reddine, husumet itirazının kabul edilmemesi halinde, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Reklamcılık A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davacının iddialarına konu dizinin yapımcısı olmadığını, “…” adlı yapımın yapımcısının … Reklamcılık AŞ olduğunu, iki firmanın tüzel kişiliklerinin birbirinden farklı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir zaman bir iş ilişkisi kurulmadığını, yazılı yada sözlü bir anlaşma akdedilmediğini, kabul anlamına gelmemek koşulu ile davacının müvekkili şirkete husumet yönlendirebileceği kabul edilse dahi davacının alacağının kanıta dayanmadığını, davacının sunduğu belgeler arasında, davacının söz konusu dizi filmin yapımında yer aldığını kanıtlayan hiçbir belge ve delil yer almadığını, birçoğunun sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, dizi senaryosu, basında çıkan haberlerden oluştuğunu ve alacağın varlığını kanıtlar nitelikte olmadıklarından bahisle, öncelikle husumet yönünde itirazlarının kabulü ile davanın reddine, husumet itirazının kabul edilmemesi halinde davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekili, 04.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; 15.000 TL olan maddi tazminat talebini, 45.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “davacının davalı ile 15.000,00 TL bölüm ücreti üzerinden anlaşmış olduğu, bu bedelin rayice ve emsallerine göre uygun bir miktar olduğu, taraflar arasında kurulan farazi sözleşme ilişkisi ve dosyaya sunulan deliller ışığında, davacının mali haklarına tecavüzün gerçekleştiği, FSEK md. 68 hükümlerine göre, kusurun da varlığı gözetilerek davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu görülmüş olup, bu bedelin üç katına kadar olan toplam 45.000,00 TL net maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, ayrıca davacının manevi hakları yönünden tecavüzün söz konusu olduğu, manevi tazminat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davacı tarafından öne sürülen 5.000,00 TL manevi tazminata da hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle, davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında yapılmış yazılı ve/veya sözlü herhangi bir anlaşma bulunmadığını, diğer Davalı ….’nin cevap dilekçesinde belirttiği üzere dava konusu “…” adlı yapımın yapımcısının …. olduğu ve bu hususun yine dosyada mübrez … Yayıncılık A.Ş. (“…”)’nin müzekkere cevabı ile de sabit olduğunu, Ayrıca “…” adlı yapımın yapımcısının …. olmasının yanında, söz konusu şirketin … şirketi ile söz konusu dizinin yapımcılığı konusunda sözleşme akdettiğini ve müvekkil şirketin belirtilen taraflarla arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, … ile müvekkili şirket arasında işbu dava konusu dizinin yapımı konusunda herhangi bir anlaşma ortaklık vb. ilişki kurulmadığını, Davacının tüm iddialarının kendileri dışında olduğunu, davacı ile aralarında bir iş ilişkisi olmadığını, … ile müvekkili şirket arasında işbu dava konusu dizinin yapımı konusunda herhangi bir anlaşma ortaklık vb. ilişki kurulmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin de ilgisi olmadığı bir dizinin klanetinde adının kullanılması suretiyle mağdur edildiğini, yazılı delille ispat hususunun Mahkemece dikkate alınmadığını, kendilerinin ne davacı ile nede diğer davalı ile herhangi bir ilişkisi olmadığını, Tahkikatın bitirildiği 26.09.2019 tarihinden sonra 04.10.2019 tarihinde yapılan ıslahın kabulünün mümkün olmadığını, tahkikat bittikten sonra ıslah yapılamayacağını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılıp, davanın reddine dair hüküm kurulmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının, ”…” isimli dizinin ilk bölümünde yönetmen olarak görev almasına rağmen, ücretinin ödenmediğini, adının da jenerikte geçmediğini iddia ederek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu eldeki davada; Mahkemece, dizinin yapımcısı olduğu dosya kapsamıyla sabit olan ve istinafa gelmeyen davalı … ve istinafa gelen diğer davalı … aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmolunduğu, istinafa gelen davalı …’nin, pasif husumet ehliyetinin olmadığı ve diğer davalıyla bir ortaklığının olmadığının ileri sürüldüğü görülmüştür. Her ne kadar eser işletme belgesinin celbi için yazılan müzekkereye verilen cevapta, kayda rastlanmadığının bildirildiği, … Yayıncılık A.Ş.’ne yazılan yazıya verilen cevapta ise, dava konusu dizinin yapımcısının … Reklamcılık A.Ş olduğunun bildirildiği görülmüş ise de, dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davaya konu dizinin afişinde Yönetmen bölümünde sadece …’un adının, yapımcı bölümündeyse … VE … ibarelerinin bulunduğu, … ibareli üçüncü CD’deyse dizinin birinci bölümünün olduğu, dizinin … ve … logolarıyla açıldığı, dava dışı … ile davalı … şirketi arasında yapılan yapım sözleşmesinin ”devir ve temlik” başlıklı 23.maddesinde, ”…YAPIMCI iş bu Sözleşmeyi veya Sözleşme’den kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini … ve … A.S. “nin ortaklaşa kuracakları firmaya devredebilecektir…” şeklinde hüküm bulunduğu, tanık beyanlarının ve mail yazışmalarının ise, istinafa gelen davalı ile diğer davalı arasındaki ortaklığı doğruladığı, bu nedenle davalı … ‘nin davalı sıfatı bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde dizinin ilk bölümünün yönetmenliğini yaptığını, bölüm ücreti olarak 15.000,00 TL üzerinden anlaştıklarını beyan ettiği, bu durumda sözleşme bedeli isteyebileceği, FSEK 68. Madde gereğince izinsiz kullanım bulunmadığı göz önüne alınarak, istinaf başvurusunda bulunan … şirketinden 15.000,00 TL sözleşme bedeli ile isminin yönetmen olarak yer almaması nedeniyle FSEK 15. Maddesi gereğince manevi tazminat isteyebileceği kanaatine varılmıştır. Mahkemenin kabulüne göre de; 26.09.2019 tarihli celsede, tahkikatın bittiği taraf vekillerine bildirilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmesine rağmen, ıslah işleminin 04.10.2019 tarihinde gerçekleştirildiği, HMK’nun 177/1 maddesi hükmüne göre ıslahın ancak tahkikat sona erinceye kadar geçekleştirilebileceği, dolayısıyla somut davada tahkikat aşamasından sonra yapılan ıslah işleminin geçersiz olduğu, mahkemece bu hususun dikkate alınmaksızın ıslah ile arttırılan talep yönünden karar verilmesi de usul ve yasaya uygun görülmemiş, yukarıda açıklanan nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen yönden kaldırılmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak, istinaf başvurusunda bulunmayan davalı … şirketi yönünden davacının kazanılmış hakları saklı tutularak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … ‘nin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarih, 2016/173 E., 2019/476 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda; 3- Davanın kısmen KABULÜNE, -Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 45.000,00 TL maddi tazminatın (davalı … 15.000 TL miktarla sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek ticari reeskont faizinin uygulanmasına,) -Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek ticari reeskont faizinin uygulanmasına,) 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL karar harcından peşin alınan 853,85 TL’nin mahsubu ile 2.561,65 TL harcın davalılardan (davalı …’nin 1.025 TL sorumlu olmak kaydıyla) müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 29,20 TL başvurma harcı, 853,85 (peşin+ıslah harcı), 4,30 TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 570,30 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 2.957,65 TL’nin (davalı …’nun sorumluluğu 1.183,06 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/ç- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre maddi tazminat talebi yönünden 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, (davalı …’nun sorumluluğu 8.500,00 TL ile sınırlı olmak üzere) 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10.ve 13/(2). maddelerine göre manevi tazminat talebi yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı … tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b-İstinaf yargılaması için davalı … tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle davalı …’ne verilmesine, 5/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023