Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1909 E. 2023/1371 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1909
KARAR NO: 2023/1371
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2016/267 E. – 2019/1184 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı borçluya 157.000,00 Euro ödünç para verdiğini, karşılığında ise borçlu tarafından müvekkiline 31/07/2008 tarihli 26.000 Euro, 31/08/2008 tarihli 26.000 Euro, 30/09/2008 tarihli 26.000 Euro, 31/10/2008 tarihli 26.000 Euro, 30/11/2008 tarihli 26.000 Euro, 31/12/2008 tarihli 27.000 Euro miktarlı 6 adet çek verildiğini, gelinen aşamaya kadar davalının müvekkilinin alacağını ödemediğini, bu nedenle müvekkili ve Çatalca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durduğunu beyan ederek, davalının Çatalca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhine açılan itirazın kaldırılması davasının maddi ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkilinin davacıya iddia ettiği miktarda bir borcunun asla bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında hiçbir zaman dava konusu borç miktarı tutarında ödünç sözleşmesi yapılmadığını, müvekkilinin davacıdan almış olduğu bir miktar parayı da kendisine ödediğini, buna ilişkin dekont ve bono suretlerinin mevcut olduğunu, müvekkilinin dava konusu edilen bir miktarda parayı davacıdan almadığını, dava konusu borcun zaman aşımına uğradığını, davacının dava konusu ettiği alacağı yani müvekkilinin bu bedel parayı kendisinden tahsil ettiği hususunu kesin ve inandırıcı delillerle ispat etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 140.357,37 EURO üzerinden devamına, asıl alacak 140.357,37 EURO’ya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Kabul edilen nakit alacak miktarı üzerinden hesaplanan 80.845,84 TL % 20 tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı 20.04.2015 Tarihli dava dilekçesinde müvekkile 157.000 EURO borç verdiğini, karşılığında 6 adet çek aldığını, İlgili çek bedellerinin ödenmediğini, 5 yıldan sonra takibe koydukları çeklere karşı zamanlaşımı itirazında bulunulduğu belirtilerek, icra takibine itirazın iptali ile müvekkil aleyhinde %20 Tazminata hükmedilmesini talep ettiğini, müvekkil davalıdan 157.000TL borç aldığını kabul etmiş ancak ilgili borcu müşterilerinden temin ettiği kambiyo evrakları ile ve nakdi olarak ödediğini belirtildiğini, müvekkil borca mahsuben ilk olarak Davacı lehine … Koleji Beylikdüzü Şubesine de 2 adet 31.12.2007 ve 31.01.2008 tarihli 9096’ar TL bedelli toplam 18.192 TL çek keşide ederek verdiğini, önce ödenmiş bulunan 18.192 TL düşüldükten sonra davacıya Yine ilgili borcun ödenmesi kapsamında üçüncü şahıs … Tekstil İle … teksil tarafından müvekkil emrine düzenlenen çekler müvekkil cirosu ile davacıya teslim edildiğini, davacıya toplam 280.000TL bedelli 7 adet çek verildiğini, Keşide tarihi itibarı karşılığı 139.000 EURO’ olduğunu, çeklerin karşılıksız çıktığı, 12/05/2009 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek elden ödenerek iade ve bankasına teslim edildiğini, kalan kısımla ilgili olmak üzere, 110.000 TL olarak müvekkilin ticari ilişkisine karşılık alacaklı olduğu … isimli şirketten doğrudan davacı lehine bono tanzim ettirilerek karşılığı ödenmemiş olan çeklere mahsuben ödeme yapılmıştır. Sonradan elden de 48.000TL ödeme yapıldığını, davalı söz konusu bonoların bu borç ile ilgili olmadığını belirterek ilgili şirketle olan başka bir alış verişine dayandığını söylemiş ancak ilgili şirket ile başka bir alış verişi bulunduğuna dair delil göstermediğini, bonoların keşidecisi olan şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi konusunda mahkemece karar alınmış ancak ilgili şirketin müdürü olan … isimli şahıs defter ve belgeleri ibraz edemediğini, çekle yapılan ödemlerin ciro silsileleri incelendiğinde … Tesktil ve … tekstil tarafından … Emrine keşide edildiği, … tarafından da ciro temlik yolu ile davacıya teslim edildiğini, Karşılıksız çıkan çekler ile bu çekler yerine düzenlenmiş bulunan bonoların üzerilerine çıplak gözle bakıldığında çek ve bono imzalarının aynı olduğu, aynı elden çıktığı yine karşılıksız çek rakamları ile bono rakamlarının aynı olduğu açık olarak görüleceğini, (3.000TL’lik kurdan kaynaklanan fark dışında) bu da müvekkil ve tanık ali çiçeğin iddialarını ispat niteliğinde olduğunu, mahkemenin Davalıdan Davacıya geçtiği ciro silsilesinden anlaşılan 12/05/2009 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli bankaya iade edilen çek ile, çekin bankaya iade edilmiş olmasının bedelinin tahsil edildiğini, karşılıksız çıkan çek yerine müvekkilin müşterisince müvekkil nam ve hesabına davacıya teslim edilen bonoları mevcut borç ilişkisine yönelik bir ödeme saymaması hatalı olduğunu, … Koleji Beylikdüzü Şubesine 18.192 TL, 50.000TL Ciro silsilesine göre müvekkilden davacıya geçmiş ve sonradan bankaya iade edilmiş çek, 48.000TL nakit ve 110.000 TL bono ile olmak üzere toplam 216.192TL’sinin ödenmiş olduğu açık olarak ispat edildiğini, mahkeme 48.000TL dışında ödemeyi kabul etmediğini, müvekkilin, davacı lehine … Koleji Beylikdüzü Şubesine de 2 adet 31.12.2007 ve 31.01.2008 tarihli 9096’ar TL bedelli toplam 18.192 TL çek keşide ederek verdiğini, sayın Mahkeme bazı çeklerin karşılıksız çıkan çeklerin tarihinden önce verilmiş olduğunu belirterek bu çeklere itibar etmediğini, karşılıksız çıkan çeklerin tamamı keşide tarihi itibarı 139.060 EURO tutmaktadır Müvekkilin borcu ise 157.000 Euro’ olduğunu, önce düzenlendiği belirtilerek kabul edilmeyen çekler; 31.12.2007 tarihinde 1 Euro 1.7060TL, çekle ödenen 9.096 TL ise 5.168 EURO; 31.01.2008 tarihinde ise 1 EURO 1.7357TL’ çekle ödenen 9.096 5.240 Euro; Toplam 10.408 Euro olduğunu, yani bu iki çekle ödenen miktar olan 10.408 EURO, üzerine karşılıksız çıkan 139.000 tutarındaki çekler ilave edildiğini, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya 157.000 Euro ödünç para verdiğini, karşılığında davalı tarafından dava konusu çekler müvekkilime verildiğini, mahkeme kararına, davalının ödeme iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini fakat ödeme iddiasını kanıtlayamadığını, 48.000,00 TL’nin ödendiğine ilişkin davalı tarafından sunulan yazılı belgenin aksinin davacı tarafından ispat edilemediği, bu sebeple dava konusu edilen 157.000,00 Euro’luk alacaktan 48.000,00 TL’lik ödemenin dava tarihindeki kur üzerinden Euro karşılığının (16.642,63 Euro) düşülmesi sonucu kalan alacak miktarının 140.357,37 Euro olduğunu, dava konusu borç ilişkisine yönelik bir ödeme iddiası bulunmamakta olup, önceki beyanlarında dava konusu borç ilişkisini inkar etmekte, müvekkilimden almış olduğu bir miktar parayı da (buradaki ifade tarzından bir miktar para deyimi ile küçük bir meblağın ifade edildiği ve dava konusu borcun ifade edilmediği anlaşılmaktadır) kendisine ödediğini, buna ilişkin bono ve dekontların mevcut olduğunu beyan ettiğini, dosya kapsamında yer alan protokolde yazılan 48.000,00 TL’nin başka bir borç ilişkisine istinaden verilmiş olduğu, bizzat davalı tarafça ifade edilmiş olup, bu kapsamda tarafımızdan davalı yana yemin teklifinde bulunulmamış olup, müvekkilim ile davalının ağabeyi … arasında düzenlenen belgede, açıkça dava konusu borç ilişkisine ve çeklere istinaden verildiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığından ve davalının 24.12.2015 tarihinde uyap üzerinden görevsiz mahkemeye göndermiş olduğu beyan dilekçesinin içeriği ile mevcut delil durumuna göre 48.000,00 TL ödemenin dava konusu borç için değil, başka bir borç ilişkisine istinaden yapıldığının kabulü gerektiğini, davalı bir takım senetler, çekler ibraz ederek, borcu ödemiş olduğu izlenimi yaratmaya çalıştığını, bu belgelerin (senet, çek, makbuz vs.) dava konusu alacak için ödeme belgesi sayılabilmeleri için açıkça dava konusu alacak ve çeklere istinaden verilmiş olduklarını gösterir yazılı belge (sözleşme, protokol vs.) bulunduğunu, davalının başından beri savunması, senet, çek ve belgelerin dava konusu borca istinaden değil, müvekkile geçmişte bir takım başka borçlarının bulunduğu ve bunlara istinaden verilmiş olduğunu, dolayısıyla davalının beyan ve savunmalarını aşar bir biçimde değerlendirme yapılması mümkün olmadığını, bu nedenlerle davalı tarafından sunulan 48.000,00 TL’nin ödendiğine ilişkin sunulan yazılı belgeye istinaden dava konusu edilen 157.000,00 Euro’luk alacaktan 48.000,00 TL’lik ödemenin (dava tarihindeki kur üzerinden karşılığı 16.642,63 Euro’nun) mahsup edilmesi hatalı olduğunu, takip talebinde Euro cinsinden asıl alacağa, her bir çek üzerinde yazan miktar için ilgili çekteki keşide tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesine uygun olarak devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulandığını, mahkeme tarafından, alacağın kabul edilen kısmının takip tarihindeki kur olan 2,88 üzerinden karşılığı 404.229,22 TL’nin (140.357,37 * 2,88 = 404.229,22) % 20’si oranında 80.845,84 TL icra inkar tazminatına karar verildiğini, icra inkar tazminatının, asıl alacağın karar tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiğini, Karar tarihi 21.11.2019 tarihindeki TCMB efektif satış kuru ise 6.3256′ olduğu, yabancı para alacağında vekalet ücreti, karar tarihindeki TC Merkez Bankası Efektif Satış Kuru ( karar tarihinde Euro kuru – 6.3256 ) üzerinden yabancı paranın TL karşılığı bulunarak, bu miktar üzerinden hesaplandığını, Çatalca İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptali ile, takibin (157.000 Euro asıl alacak + 42.937,31 Euro takip öncesi işlemiş faiz) toplamda 199.937,31 EURO üzerinden devamına, asıl alacak 157.000,00 EURO’ya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, davalının asıl alacak miktarının ( karar tarihindeki Euro kuru üzerinden TL karşılığının) %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini, vekalet ücretinin karar tarihindeki TC Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yabancı paranın TL karşılığına göre belirlenmesi, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:Dava İK 67 . maddesine dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin davalı borçluya 157.000,00 Euro ödünç para verdiğini, karşılığında 31/07/2008 tarihli 26.000 Euro, 31/08/2008 tarihli 26.000 Euro, 30/09/2008 tarihli 26.000 Euro, 31/10/2008 tarihli 26.000 Euro, 30/11/2008 tarihli 26.000 Euro, 31/12/2008 tarihli 27.000 Euro miktarlı 6 adet çek verildiğini, ancak alacağın ödenmediğini, bu nedenle icra takibine girişildiğini itirazın iptali gerektiğini beyanla eldeki davayı açmıştır. Çatalca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ; davacı-alacaklı … tarafından, davalı-borçlu … aleyhinde ödünç sözleşmesine dayalı 157.000,00 Euro Asıl Alacak ve 42.937,31 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 199.937,31 Euro’nun tahsili bakımından 01.10.2014 tarihinde ilamsız icra takibine geçildiği, takibin dayanağı olarak ödünç temel ilişkisi, 6 adet çek , borçlunun ikrar içerir beyan tutanağının gösterildiği davalının takibe itiraz ettiği ve 03.11.2014 tarihinde takibin durduğu , eldeki davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Dava konusu edilen çeklerin hamiline olarak düzenlendiği, keşidecisinin davalı …, ilk cirantasının da davacı … olduğu, söz konusu çeklerin keşide tarihine göre zamanaşımına uğradıkları, zaman aşımına uğramış çeklerin temel ilişki kapsamında yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, bu durumda alacağın varlığını ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacı tarafından temel ilişkinin ödünç sözleşmesi olduğunun ileri sürüldüğü, buna göre iddiasını her türlü delil ile ispatlama olanağına sahip olduğu , söz konusu çeklerin davalı tarafından keşide edilerek davacıya verilmiş olması, davalının ödünç aldığına dair ikrarı karşısında temel ilişkinin ispatlandığı, alınan ödünç paranın ödendiği konusunda ispat yükünün davalının üzerinde olduğu, davalı tarafça çek bono ve elden ödeme suretiyle ödeme yaptığı savunmasında bulunulduğu, ödeme savunmasının tanıkla ispatına olanak bulunmadığı, ancak ödeme borcu sona erdiren bir savunma olduğundan yargılamanın her aşamasında bu yolda ibraz edilen delillerin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, bu doğrultuda, davalı tarafından sunulan 07/04/2016 tarihli yazılı protokol içeriğine göre , davacı tarafından imzalanan bu belgede dosyanın tarafları arasındaki borç ilişkisi nedeniyle davalının borcuna karşılık dava dışı … tarafından 2010 yılında 30.000,00 TL, 2014 yılında 10.000,00 TL, 2015-2016 arasında 8.000,00 TL olmak üzere toplam 48.000,00 TL ödemeyi nakden yapıldığı, davacının bu ödemenin dikkate alınamayacağı yönündeki iddiasına itibar edilemeyeceği, bir başka borcun ödemesi olduğu yönündeki iddiasının ise davacı tarafça yöntemince ispatlanmış olmadığı bu nedenle davalının 48.000,00 TL ödeme yaptığı kabulünün dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davalının ödeme savunması olarak bildirdiği keşidecisi dava dışı şirketler olan çekler nedeniyle davacıya ödeme yapılmadığının banka cevabi yazısı ile sabit olduğu, yine tarafların önceye dayalı ticari ilişkileri olduğu, davalının keşidecisi olduğu dava konusu çeklerden eski tarihli (31/12/2007 ve 31/01/2008 keşide tarihli 9.096,00 TL bedelli) çeklerin eldeki uyuşmazlıkta ödeme savunmasının ispatı yönünden delil vasfı olmadığı, keza keşidecisi dava dışı olan şirket tarafından düzenlenen ve ödeme belgesi olarak sunulan senetlerin de uyuşmazlık konusu borca ilişkin ve ödeme yapıldığını ispata elverişli olmadığı, davalı yukarıda açıklanan 48.000,00 TL ödemesi dışında borcun ödendiğini geçerli yazılı delillerle ispatlayamadığından kalan miktar yönünden davalının takipten önce yöntemince temerrüte düşürülmediği, alacağın likit olduğu, takip tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinin kabulü ile davanın kısmen kabulü, itirazın kısmen iptali ve icra inkar tazminatı tahsili yönünde kurulan hükümde isabetsizlik olmadığı, taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Taraf vekillerinin İstinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2019 tarih ve 2016/267 E. 2019/1184 K. sayılı kararına karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 27.900,53 -TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 6.976,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 20.924,53-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Davacı ve davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023