Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1889 E. 2023/1354 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1889
KARAR NO: 2023/1354
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2017/507 E. – 2019/54 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kuru temizleme işleri yapan bir kişi olduğunu, davalı tarafça borcun ödenmediği iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, ödeme emrinin müvekkiline 10/01/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin Sultanahmet adresinde bulunan işyerinde 26/04/2016 ve 27/04/2016 tarihlerinde gerçekleşen hırsızlık olayı nedeni ile … Levent Şubesi çek hesabına ilişkin … seri numaraları arasındaki çekleri ihtiva eden 23 adet boş çek koçanı ile birçok çek ve eşyanın çalındığını, söz konusu olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/54189 sayılı soruşturmanın devam ettiğini, dava konusu çeke ilişkin müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın iyi niyetli meşru hamil olduğunu, dava konusu çekin müvekkili banka kredi borçlusu …San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından kredi borcuna istinaden ciro edilerek verildiğini, imza inkarına karşı müvekkili bankanın bir sorumluluğu ve kusurunun bulunmadığını, bu nedenle kötü niyetinden söz edilemeyeceğini, imzaların incelemesi gerektiğini, ayrıca müvekkili banka kredi borçlusu … şirketinin yetkililerinin de imzalarının incelenmesi gerektiğini, davanın bu şirkete ihbar edilmesi gerektiğini beyan ederek; itirazın iptaline, tazminat ve para cezası taleplerinin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmişlerdir.İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davanın KABULÜ İLE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına konu … Levent Şubesine ait … seri numaralı 01/08/2016 keşidi tarihli 49.500 TL bedelli çek nedeni ile davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine, Davacı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu çek müvekkil bankanın kredi borçlusu … Tic. Ltd. Şti. tarafından, tahsilinde bedeli kredi borcuna mahsup edilmek üzere müvekkilin Banka’ya temlik cirosu ile devir ve ciro edilmiş olduğunu, müvekkilin Banka’nın çeklerdeki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilmesi mümkün olmadığını kötüniyetten söz edilemeyeceği açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilin Banka’nın iyiniyetli haklı hamil olması, çekdeki imzaların sıhhatini araştırma yükümlülüğü bulunmaması sebebiyle ne kötüniyetten ne de ağır kusurdan bahsedilemeyeceğini, bu sebeple davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkil aleyhine dava masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesi de hakkaniyete aykırı olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın masraf ve vekalet ücretine dair maddelerin istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak bozulmasını karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava İİK’nın 72/1. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı vekili, uyuşmazlık konusu çekteki imzanın davacıya ait olmadığını , çekin boş olarak çalındığını beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir. Kıymetli evrak olmasının yanında kambiyo senedi olan çek; Kanun’da öngörülen sıkı şekil şartlarına bağlı olarak düzenlenen, para borçlarını ödeme amacına özgülenmiş, yazılı ve soyut bir havaledir.Somut olayda; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında, davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine … Levent Şubesine ait … nolu, 01/08/2016 keşide tarihli,, 49.500 TL bedelli çekin ilamsız icra takibine koyulduğu, keşidecisinin davacı olduğu, lehtar … Ltd. Şti. adına tanzim edildiği, lehtar tarafından ciro edilerek davalı bankaya verildiği, görülmektedir. 07/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; tetkik konusu, … ait … nolu, 01/08/2016 tarihli, … Ltd. Şti. adına tanzim edilmiş, 49.500 TL bedelli çek aslının sağ alt tarafında bulunan imza ile para miktarının düzeltilmesini tasdik amacıyla atılmış imzanın, davacı … eli mahsulü olmadığını tespit edilmiştir. Dosya kapsamına göre ; dava konusu … Levent Şubesine ait, … nolu, 01/08/2016 keşide tarihli, 49.500 TL bedelli çek nedeniyle takip yapıldığı, ancak çekin keşidecisi olan davacı adına atılmış olan imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği bu durumda çekin keşideci tarafından tanzim edilmemiş olması nedeniyle sahte çek olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu, sahtecilik iddiası herkese karşı ileri sürülebilen defilerden olup çek hamillerinin iyiniyetli olup olmamaları hukuki sonucu değiştirmeyeceğinden, menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ayrıca , davalının çeki ciro yoluyla alan ciranta olduğu, yüz yüzelik ilkesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle çeki takibe koymakta kötü niyetli veya ağır kusurlu kabul edilemeyeceği, davalı aleyhine tazminata hükmedilmemesinin isabetli olduğu, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Sonuç olarak , dosya kapsamında iddia ve savunmaya, saptanan dava niteliğine ve toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin kararda gösterilen yasal ve yeterli gerekçeye göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih ve 2017/507 E. 2019/54 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.381,34 -TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 845,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.536,01-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023