Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO 2020/1865 Esas
KARAR NO: 2023/1357
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2015/1142 E. – 2019/1117 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Çek İstirdadı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Tarafların İddia ve Savunmaları:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından verilen 06.04.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konulan ve … Bankasından verilen … nolu 33.566,14 TL ve … nolu 36.433,86 TL tutarındaki çeklerin mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğu ve davalıların bu çeklerden alacaklı olmadıklarının tespiti ile bu çeklerin sözleşme gereğince müvekkiline iadesine, icra dosyasında hiçbir işlem yapılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı ile dava konusu çeklerin müvekkiline teslimine, İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasından yapılan icra takibinin durdurulması konusunda öncelikle teminatsız olmadığı takdirde teminat mektubu ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu temlik sözleşmesinin ihtilaflı olduğu, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/281 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, söz konusu davanın reddi halinde huzurdaki davanın da konusuz kalacağını bu nedenle bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, tedbirin kaldırılmasını talep etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın Reddine,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Temlik sözleşmesine göre … tarafından müvekkil şirkete iade edilmesi gerektiği, … San. Tic. A.Ş. tarafından … San. Tic. Ltd. Şti. lehine keşide edilen, … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ciro edilen dava konusu çekler bu şirket tarafından davalı …’in yetkilisi olduğu …. A.Ş.’ne ciro edilmiş, son olarak … Tic. A.Ş. tarafından bankaya ibraz edildiğini, dava konusu çeklerin bankaya ibraz edilmesinden sonra bu çekler, davalı …’e ciro yoluyla devredildiğini, Davalı … ise, çekleri İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, mahkeme’de menfi tespit davası devam ederken, müvekkil şirket tarafından davalı … aleyhine İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sözleşmenin aynen ifası talebiyle açılan 2014/281 E. 2017/291 K. Sayılı davada, davanın kabulü ile icra dosyalarının müvekkil şirkete temlikine karar verildiği, Bununla birlikte, davalı … 2018 yılında vefat ettiğini, mahkeme ise, bekletici mesele yapılan davanın sonuçlanmasını takiben, davalılardan …’ın vefatı üzerine taraf teşkilini sağlamaksızın dava konusu temlik sözleşmesinin dava konusu çekleri keşide eden, cirolayan ve temlik alanla bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verdiğini, mahkeme tarafından davalı …’ın mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili tesis edildikten sonra davaya devam edilmesi gerektiğini mahkeme, davalının mirasçılarının davaya katılımını sağlanmadan karar verildiği, İstanbul 19. asliye hukuk mahkemesi’nin 2014/281 e. 2017/291 k. sayılı kararı ile, müvekkil şirketin temlik sözleşmesi yönünden edimlerini yerine getirdiği tespit edildiğini, temlik sözleşmesine göre bedeli müvekkil şirket tarafından ödenen dava konusu çeklerin, müvekkile iade edilmeksizin kötü niyetle yeniden tahsil edilmek üzere takibe konması kanuna ve usule aykırı olduğu, davalılar, dava konusu çekler yönünden alacaklı olmadıklarını, temlik Sözleşmesi’nin 3.1. maddesinin 2. bendi ile; 23.12.2013 tarihinde davalı …’e 80.000,00 TL ödeneceği, bunun karşılığında dava konusu çeklerin davalı … tarafından müvekkil şirkete iade edileceği belirlendiğini, sözleşmenin bu maddesine istinaden müvekkil şirket tarafından 23.12.2013 tarihinde davalı …’e 80.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin yapmış olduğu ödemeye ilişkin banka dekontu dava dosyasında mevcut olup, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen 2014/281 E. 2017/291 K. sayılı kararı ile müvekkil şirketin temlik sözleşmesine konu edimlerinin tamamını yerine getirdiğini, müvekkil şirketin dava konusu çeklerin iadesine yönelik yapmış olduğu ödemeye karşın, dava konusu çekler müvekkil şirkete iade edilmediğini, … San. Tic. A.Ş. tarafından …. LTD. ŞTİ. lehine keşide edilen, bu şirket tarafından …San. ve Tic. LTD. ŞTİ.’ne ciro edilen dava konusu çekler, bu şirket tarafından da davalı … ve davalı … tarafından organize olunması ile davalı …’in yetkilisi olduğu … Tic. A.Ş.’ne ciro edilmiş, son olarak … Tic. A.Ş. tarafından bankaya ibraz edildiğini, dava konusu çeklerin bankaya ibraz edilmesinden sonra bu çekler, davalı …’e ciro yoluyla devredildiğini, davalı … ise, çekleri İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, dava konusu çekler, davalı …’ın davalı eşi …’in tek yetkilisi bulunduğu şirkete ciro edildiğini, davalı …’ın davalı eşi …’in tek yetkilisi bulunduğu bu şirketin dava konusu çekleri bankaya ibraz etmesi üzerine, dava konusu çekler davalı …’in kardeşi davalı …’e ciro yoluyla devredildiğini, bununla birlikte, çek bedellerinin müvekkil şirket tarafından ödendiğine ilişkin iddiaları davalıların kötü niyetli olmaları nedeniyle çekin hamili gözüken davalı …’e karşı ileri sürülebileceğini, bu sebeplerle davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap:Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Keşidecisinin … olduğu … Bankası A.ş. Perpa Şubesine ait 33.566,14 TL’lık 10.12.2013 keşide tarihli ve … Bankası A.ş. Perpa Şubesine ait 36.433,86 TL’lık 13.01.2014 keşide tarihli Çekler çeşitli cirolar sonucunda müvekkile ciro ve teslim edildiğini, Çekler vadesinde ödenmediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yerel mahkemece 12/11/2019 tarihinde karar verilmiş olup, davanın reddi yönünde hüküm kurulduğunu, Yerel mahkeme tarafından verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı dilekçesinde İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/281 esas sayılı kararı ile müvekkil şirketin temlik sözleşmesine konu edimlerinin tamamının yerine getirdiğini sabit olduğu bu yüzden yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını iddia ettiğini, yerel mahkeme kararında da belirtildiği üzere … Bankasından verilen … nolu 33.566,14 TL lik çe … San Tic.A.Ş tarafından … san tic Ltd Şti adına 10.12.2013 tarihli çek olduğu, Bu Çekin … San. Tic. Ltd. Şti. tarafında ciro edilerek … San Tic Ltd Şti’ye ciro edildiği, Bu şirketinde …ye çeki ciro ettiği, …de bu çeki tahsil için … Bankası Yeditepe Şubesine verdiği, bankaca karşılığının bulunmadığının çek arkasına yazıldığı açıktır. Karşılıksız ibaresinin yazılmasından sonra bu çek … Ticaret A.Ş tarafından …’e ciro edildiğini, … Bankasından verilen … nolu 36.433,86 TL lik çek incelendiğinde … San Tic.A.Ş tarafından … san tic Ltd Şti adına 13.01.2014 tarihli çek olduğunu, … San Tic Ltd Şti tarafında ciro edilerek … San Tic Ltd Şti’ye ciro edildiği, Bu şirketinde …ye çeki ciro ettiği, bu şirketin ikinci kez …ye çeki ciro ettiği, …de bu çeki tahsil için … Bankası Genel müdürlüğüne verdiği, bankaca karşılığının bulunmadığının çek arkasına yazıldığını, karşılıksız ibaresinin yazılmasından sonra bu çek …tarafından …’e ciro edildiğini, davacı vekili davalılardan … ile yaptığı sözleşmeyi ileri sürerek dava konusu çeklerde borçlu olmadığını iddia etmişse de yerel mahkeme kararında da ifade edildiği üzere söz konusu çekleri de kapsayan temlik sözleşmesinin bu çeki keşide eden, cirolayan ve temlik alanla bir ilgisinin bulunmadığı görüldüğünü, bu sebeplerle davacı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:Dava çek istirdadı istemine ilişkindir. Davacı dava konusu … Bankası … nolu 33.566,14 TL ve … nolu 36.433,86 TL tutarındaki çeklerin davalılardan … ile yapılan temlik sözleşmesi uyarınca davacı şirkete temlik edildiğini beyanla davalıların bu çeklerden alacaklı olmadıklarının tespiti ile bu çeklerin sözleşme gereğince davacıya iadesini talep etmiştir. Dava konusu … Bankası, Pera Şubesine ait … nolu 33.566,14 TL bedelli, 10.12.2013 keşide tarihli çekin keşidecisinin … San Tic.A.Ş , lehtarının … San. Tic. Ltd. Şti . olduğu, lehtar tarafında … San Tic Ltd Şti’ye ciro edildiği, daha sonra …ye ciro edildiği , …nin çeki muhatap bankaya ibrazında karşılıksız kaldığı, karşılıksız şerhinden sonra …Ticaret A.Ş tarafından … emrine ödeyiniz ibaresi ile ciro edildiği görülmektedir. Dava konusu … Bankası Pera Şubesine ait … nolu 36.433,86 TL bedelli, 13.01.2014 keşide tarihli çekin keşidecisi ve lehtarının da aynı olduğu, lehtar tarafında … San Tic Ltd Şti’ye ciro edildiği, daha sonra …ye ciro edildiği, …nin çeki muhatap bankaya ibrazında karşılıksız kaldığı, karşılıksız şerhinden sonra … Ticaret A.Ş tarafından … emrine ödeyiniz ibaresi ile ciro edildiği görülmektedir. Dava konusu çeklerin davalı … tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile , keşideci aleyhine takibe konulduğu görülmektedir. Davacı şirket ile davalılardan … ile alacağın temliki sözleşmesi düzenlendiği dava konusu çeklerinde bu sözleşme kapsamında bulunduğu, davacı tarafından davalı … aleyhine temlik sözleşmesinin aynen ifası istemi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/281 E. 2017/291 K. sayılı dosyası ile dava açıldığı, mahkemece bu dosyanın bekletici mesele yapıldığı, görülmüştür. Mahkemece 12/11/2019 tarihinde davanın reddine karar verilmiş ise de; davalılardan …’ın yargılamanın devamı sırasında 29.08.2018 tarihinde vefat ettiği uyaptan alınan nüfus kaydı ile anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 50. ve 51. maddelerinde düzenlenen taraf ve dava ehliyeti aynı Kanun’un “Dava şartları” başlıklı 114/1-d maddesinde, dava şartı olarak kabul edilmiş, 115/1. maddesinde ise dava şartlarının kamu düzeninden olduğu mahkemece davanın her aşamasında ve kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Yargılama süresince tarafların dava ve taraf ehliyetine sahip bulunması dava şartıdır.Her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. (TMK.’nun 28/I. Maddesi). Genel olarak miras bırakanın alacakları, hakları ve malları mirasçıya geçer. Bu nedenle dava sırasında taraflardan birisi ölürse, mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. İstek şahsa bağlı bir hak değilse dava mirasçılar tarafından yürütülür.6100 sayılı HMK’nin 55. maddesine göre “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm mirasçıların malvarlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır.Davalı yargılama esnasında öldüğünden HMK’nın 55. maddesi gereği mirasçılarının davaya dahili ile davanın mirasçılar huzurunda görülmesi zorunludur. Çünkü TMK’nin 599/1. maddesi gereği “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.” Yani, külli intikal de denilen ve yalnız kanun ile öngörülebilen terekeye ait bu kurala göre, mirasbırakanın terekesindeki mirasçılara geçişi mümkün olan hak ve borçları bir bütün olarak kendiliğinden mirasçılara intikal eder. Bu nedenle murisin mirasçılarının davaya dahili ile yargılamaya devam edilmesi gerekir.Sonuç olarak, ölü kişi hakkında hüküm kurulması ve kabule göre deliller değerlendirilmeksizin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden karar verilmesi hukuka aykırı olup, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin yargılamaya devam olunabilmesi için taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. İstinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, kararın HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih, 2015/1142 E. 2019/1117 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4. ve 362/1-g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023