Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1852 E. 2023/1443 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1852
KARAR NO: 2023/1443
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2018/1111 E. – 2019/1099 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine … Bankası’na ait 25.08.2018 tarihli ve … numaralı çekin dayanak yapılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, icra takibine konu çek borcunun 30.000,00 TL tutarının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ancak müvekkili şirket aleyhine çek bedelinin tamamının (32.240,00 TL) icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz işlemi uygulandığım, Müvekkilinin peyzaj firmaları, inşaat şirketleri ve mimarlık ofislerine, farklı taş ürünleri ürettiğini ve üretilen ürünlerin ithalat ihracat ve dahili toptan ticaretini yapan sektöründe önce şirket olduğunu, bu kapsamda bir çok şirket ile ticari faaliyetlerine ilişkin ödemeleri çek olarak kabul ettiğini ve yine kendi ödemelerim de çek vermek suretiyle gerçekleştirdiğini, icra takibine konu çekin müvekkili şirkete bir müşterisi tarafından teslim edildiğini ve cari kayıtlara işlendiğini, akabinde müvekkili şirketin çeki cirantalayarak “… San. Ve Tic. A.Ş.” unvanlı şirkete verdiğini, bahse konu çekin son olarak ise takip alacaklısı … Factoring şirketinin eline geçtiğini ve şirket tarafından müvekkili İle çek keşidecisi aleyhine takibe girişildiğini, müvekkili şirketin takibe konu çek borcuna istinaden 31.08.2018 tarihinde “… nolu ödenmeyen … çekine istinaden” açıklaması ile … şirketine 20.000 TL Ödeme yaptığını ve 05.09.2018 tarihinde … şirketine aym açıklama ile 10.000 TL daha ödeme yaptığını, müvekkili şirkete 05.09.2018 tarihinden sonra … Factoring şirketi tarafından telefon ile ulaşılarak çek borcunun … şirketi tarafından kendilerine ödenmediğini belirttiğini, bunun üzerine müvekkili şirket yetkililerinin … şirket yetkililerini arayarak durumu öğrenmek istediklerini, şirket yetkilileri tarafından çekin ödenmesinde bir sıkıntı olmadığını, durumun bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunun aktarıldığı, yaşanan bu gelişmeler üzerine çek borcundan bakiye kalan 2.240,00 TL tutarın … şirketine ödenmesinde tereddüt yaşandığı ve bu sebeple bakiye ödemenin gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin bakiye tutarı takip alacaklısına ödemeye hazır olduğunu, çek bedelinin ödendiğini bilen davalının bahse konu çeki icra takibine konu yaparak müvekkili şirket aleyhine takip başlatmış olmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını belirtip davalı tarafından haksız ve yersiz olarak başlatılan, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmayan alacaklara dayanan İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir karan verilmesini, sayın mahkemenin belirleyeceği teminat tutarının icra dairesi veznesine depo edilmesinden sonra müvekkilin menkul ve gayrimenkulleri üzerine konulan hacizlerin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir karan verilmesini, İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına dayanak teşkil eden çekten dolayı çek bedelinin ödenmiş olması ve işbu durumunda takip alacaklısına bildirilmiş olması sebebiyle başlatılan takibin kötü niyetli olması karşısında müvekkili şirketin davalı şirkete 30.000 TL tutar borçlu olmadığının tespitini, İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin 30.000 TL’lik kısmı ve ferilerinin iptaline karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, faktoring müşterisi … San. ve Tic. A.Ş. arasında 27.11.2017 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığını, faktoring müşterisinin işbu faktoring sözleşmesi uyarınca yapılan 09.04.2018 tarihli faktoring işleminin neticesinde takibe dayanak olan … tarafından keşide edilen, davacının lehtarı olduğu 25.08.2018 keşide tarihli, …. Bankasının YALOVA İskele Şubesinin … seri numaralı ve 32.240,00 TL bedelli çekin de içlerinde yer aldığı birçok çeki müvekkiline ciro etmek suretiyle devrettiğini, bu anlamda davacının iddialarının aksine dava konusu çekin ödeme yapılan ciranta … değil, bir sonraki ciranta ve aynı zamanda faktoring müşterisi olan … Madencilik tarafından ciro edilmek suretiyle müvekkili tarafından teslim alındığını, dava konusu çekin karşılıksız çıktığını, müvekkili firmaya değil de dava dışı … ödeme yapmasının müvekkili firmayı bağlamayacağını, zira alacağı kambiyo senedine dayanan ve iyiniyetli meşru hamil olan müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının meşru hamil olmayan dava dışı şirkete yapmış olduğu ödemenin yalnızca kendi kusurundan ileri geldiğini, dava dışı cirantalardan … aleyhine takip başlatılmamasının nedeninin kötü niyet yahut davacıya zarar verme kastı değil, … İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1027 Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato davası açmış olması ve bu dosya üzerinden verilen 11.09.2018 tarihli, 3 aylık geçici mühlet karan olduğunu belirttiği, 27.09.2018 tarihli tensip tutanağının 10. Maddesi ile verilmiş olan ihtiyati tedbirin itirazları doğrultusunda teminatsız olarak kaldırılmasını, yapılacak yargılama neticesinde haksız davanın reddi ile açılan icra takibinin de durmasına karar verilmiş olması nedeniyle davacının davaya konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkile kötü niyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “….davanın davalı şirketin icra takibine konu ettiği … nolu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, … nolu çek incelendiğinde 32.400,00 TL bedelli olup, keşidecisinin … , lehtarının davacı şirket olup, davacı şirketin çeki cirolayarak …. A.Ş’ye verdiği, …. A.Ş’den sonra çekte sırasıyla … Madencilik ve davalı … Faktoring’in cirolarının bulunduğu, çek keşide tarihi 28/08/2018 olduğu, davalı … tarafından sunulan dekontların “…” ilişkin olduğu ve toplam tutarının 375.700,00 TL olduğu, … A.Ş. ile … San. Ve Tic. A.Ş. arasında 27.11.2017 tarihli, … no.lu sözleşmenin imzalandığı, davacı tarafın dava konusu çekin her iki şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava konusu çekin dava dışı … tarafından davacı şirkete verildiği, davacı şirket tarafından … Şti’ye verilen çekin silsile sonrası en son davalı şirkete geçtiği ve davalı şirketin bankaya ibrazı sonucu çekin karşılıksız çıkması sonucu keşideci … ile lehdar davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından çekin vadesinden sonra 31.08.2018 tarihinde 20.000,00 TL ve 05.09.2018 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere dava dışı … şirketine “… no.lu ödenmeyen … çekine istinaden” açıklamalı ödeme yapmış olduğu, ancak çekin en son cirantasının davalı … Faktoring olduğu ve vade tarihinde çekin karşılıksız çıkması sonucu ödemenin davalı şirkete yapılması gerekmesine rağmen çek bedelini dava dışı … şirketine yaptığı, dolayısıyla davacının takip konusu çek karşılığı davalı çek hamiline borçlu olmadığını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiği, mahkememizce tensip zaptının 7 nolu ara kararı gereğince icra takibindeki paranın teminat karşılığı alacaklıya ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı konulduğu, mahkememiz 3 nolu son celsesinde her iki taraf vekilininde davacı tarafın teminatı yatırması suretiyle icra müdürlüğünce paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararının uygulandığını beyan ve kabul ettiği ve davalının alacağına geç ulaşması nedeniyle İİK’nin 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine dava değeri olan 30.000,00 TL’nin % 20’si oranında tazminatına” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin ödeme defini faktoring şirketine karşı ileri sürüp süremeyeceği ve … arasında yapılan faktoring işleminin geçerli olup olmadığının araştırılmadığını, Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, bilirkişi heyetine dosyanın gönderilmesi gerektiğini, -Çekin keşide tarihinin 25.08.2019 olduğunu, müvekkili şirketin kendinden bir sonraki cirantaya çek borcuna istinaden yaptığı ödemelerin tarihinin 31.08.2019 ve 05.09.2019 olduğunu, çekin icra takibine konulduğu tarihin 19.09.2019 olduğunu, müvekkili şirketin yalnızca ciro silsilede yer aldığını, çek silsilesi içerisinde müvekkili şirketin ticari ilişki içerisinde olduğu tüzel kişilik … olduğunu, müvekkili şirketin iyi niyetli olarak aslen borçlu olduğu şirkete yaptığı ödemenin faktoring şirketine karşı ileri sürülebileceğini, -… ile davalı faktoring şirketi arasında yapılan faktoring sözleşmesinin hukuken geçerli bir sözleşme olup olmadığının irdelenmesi gerektiğini ve nihayetinde sözleşmeye istinaden temlik edilen çek sebebi ile faktoring şirketinin yasal hamil olup olmadığı hususlarının da değerlendirilmesi gerektiğini,-Alacağın ihtilaflı olması nedeniyle alacağın belli veyahut belirlenebilir yani likit olduğunu söylenemeyeceğini, inkar tazminatının bu nedenle haksız olduğunu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep emiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin ödeme yapılan ciranta … alınmadığını, bir sonraki ciranta ve aynı zamanda faktoring müşterisi olan … Madencilik tarafından ciro edilmek suretiyle müvekkili tarafından teslim alındığını, faktoring işlemi neticesinde de müvekkilinin, … 375.000,70 TL tutarında finansman sağladığını, Davacı tarafından dava dışı … yapılan 20.000,00 TL ve 10.000,00 TL’lik ödeme dekontlarının açıklamaları incelendiğinde, davacının “… Nolu Ödenmeyen … Çekine İstinaden” kaydını düşmüş olduğunun görüldüğünü, bu anlamda davacı tarafın en kötü ihtimal ile ilk ödeme tarihi olan 31.08.2018 tarihi itibariyle, dava konusu çekin karşılıksız çıktığını ve çekin yasal hamilinin … A.Ş. olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, 31.08.2018 tarihi itibariyle anılan çekin karşılığının ödenmediğini ve işbu çekin müvekkili firma tarafından ibraz edildiğini bilmesine rağmen dava dışı … ödeme yaptığını, müvekkili firmanın cirantalar arasındaki bu ödemeden haberdar olmasının da mümkün olmadığını, dava dışı … davacı tarafından yapılan ödemenin, taraflar (… ) arasında şahsi bir defi olduğunu, Konkordatoya ilişkin hükümler nedeniyle dava dışı … aleyhine icra takibi başlatılmasının hukuken mümkün olmadığını, İİK 72. Madde hükmü doğrultusunda, müvekkili lehine tazminata hükmetmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili tarafından istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.Uyuşmazlık; çek bedelinin kendinden sonraki cirantaya ödenmesi ve çekin karşılıksız çıkması neticesinde davacının çek tutarından sorumlu tutulup tutulamayacağı ve faktoring sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Davaya konu, … Bankası’nın İskele/YALOVA şubesinin … seri numaralı, 25.08.2018 düzenleme tarihli çekte davacının ciranta olarak yer aldığı, sonrasında çekin … San. ve Tic. A.Ş. unvanlı şirkete ciro edildiği, çek silsilesinin; … – … – … – … – … olduğu, davacının karşılıksız çıkan çeke 31.08.2018 tarihinde 20.000,00 TL ve 05.09.2018 tarihinde de 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL’yi kendinden sonraki ciranta olan … ödendiği, … ve çekte lehtar olan Davacı aleyhine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başladığı anlaşılmıştır. Davalı ile … San. Ve Tic. A.Ş. arasında 27.11.2017 tarihli Faktoring Sözleşmesi imzalanmıştır. … San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından Faktoring Sözleşmesi uyarınca yapılan, 09.04.2018 tarihli Faktoring işlemi neticesinde, takibe dayanak olan, … tarafından keşide edilmiş, davacının lehtarı olduğu, 25.08.2018 keşide tarihli, … Bankasının Yalova İskele Şubesi’nin … seri numaralı ve 32.240,00 TL bedelli çekin ciro etmek sureti ile devir edildiği görülmüştür. Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 sayılı Yasanın 9/2. maddesi ve buna bağlı olarak TBK’nın 188. maddesine göre bedelsizlik iddiasının faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesi için davacının üçlü faktoring ilişkisi içerisinde yer alması gerekir. Kanun ve Yönetmelikte açıkça, faktoring şirketlerinin kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal satışından veya hizmet arzından doğmayan alacakları devralamayacakları düzenlenerek, kambiyo senedinin içerdiği hakkın soyutluğu ilkesi ortadan kaldırılmıştır. Buna göre faktoring şirketleri, ancak bir mal satışından ya da hizmet arzından doğan alacağın ifası için verilen kambiyo senetlerini, ciro ve teslim yolu ile devralabilmektedirler. Burada kambiyo senedindeki hakkın devri için yapılan ciro ve teslim, alacağın devrinin hukukî sonuçlarını doğurmaktadır. Senet borçlusu, faktoring işleminden haberdar olduğu andan itibaren, faktoring müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî defileri, faktöre karşı da ileri sürebilmektedir.Fakat şahsî defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesi, işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmasına bağlıdır. Buna göre, senette düzenleyen ya da keşideci, lehtar ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin de ciro ve teslim yolu ile lehtardan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, lehtar ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsî defıleri, faktoring şirketine karşı ileri sürebilmektedir. Ciro ve teslim yoluyla devraldığı bir senedi, aradaki temel ilişki nedeniyle devreden borçlu, senedi kendisinden devralan ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin, ciro ve teslim yoluyla kendisinden devralandan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri faktoring şirketine karşı ileri sürebilecektir.Somut odayda; takip dayanağı çek ve dosya içeriğinde bulunan faktoring sözleşmesi, faturalar ve ödeme araçları tevdi bordrosu içeriği incelendiğinde, çeki düzenleyenin … olduğu, çekte davacının lehtar olarak yer aldığı, sonrasında çekin … San. ve Tic. A.Ş. unvanlı şirkete ciro edildiği, çek silsilesinin; … olduğu son cirantanın ise davalı/alacaklı faktoring şirketi olduğu görülmekte olup, davacı görüldüğü üzere üçlü faktoring ilişkisi içerisinde yer almamaktadır. 6361 sayılı Kanunun 9/3. maddesinde ise “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda, davacı lehdara karşı ödeme iddiasını ancak faktoring şirketinin bilerek zararına hareket ettiğini kanıtlaması ile ileri sürebilir. Dosya kapsamında davacı, alacaklının bu kapsamda ağır kusuru ve kötüniyetini kanıtlayamamıştır. Dosyanın incelenmesinde davalı faktoring şirketi tarafından çeki ne suretle devraldığına dair bilgi ve belgeler ile çeki almasına dayanak gösterdiği faktoring sözleşmesinin dosyaya sunulduğu, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu, yapılan ödemelerin sözleşmenin ve çeklerin tevdinden sonra yapıldığı, alacağın likit olduğu, fatura ile tevsik edildiği, sonuç olarak bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı görüldüğünden davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2018/1111 E., 2019/1099 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/11/2023