Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1843 E. 2023/1232 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1843 Esas
KARAR NO: 2023/1232
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2018
NUMARASI: 2014/104 E. – 2018/1336 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yasal hamil olduğu 433 adet tacir çekinin 12/10/2013 tarihinde şirket merkezinde hırsızlandığını, çekler ile ilgili kolluk şikayeti ile beraber iptali talebi ile Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/550 E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece çalınan 433 adet çek bedeli toplamı 19.591.334.31 TL nin %I0 oranında 2.000.000 TL lik teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, 433 adet çekten 11 tanesinin ortaya çıkması nedeniyle tefrik kararı verildiğini, mahkemece 25/02/2014 tarihli zayii nedeniyle iptal kararı tesis edildiğini, davalı şirket tarafından çek keşidecisi müvekkili … ve yasal hamil … A.Ş. şirketine İstanbul …İcra müdürlüğü … E. sayı ile kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri gönderdiğini, müvekkili … diğer müvekkili … A.Ş. nin bayisi olup çek … ile bayi arasındaki aylık rutin mal sevkiyatına karşılık … A.Ş emrine … tarafından kesildiğini, kambiyo takibine dayanak ilgili çek incelendiğinde Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir kararı olduğunu, çekin arkasındaki … A.Ş nin cirosunun çeki çalanlar tarafından yaptırılmış sahte ciro olduğunu belirterek; davanın kabulü ile dava konusu çek ve takiple ilgili borçlu olunmadığının tespiti, takibin iptali, çekin istirdadı, davalı kötü niyetli olduğundan takibin %20 sinden az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile faktoring müşterisi … Ticaret … arasında imzalanan faktoring sözleşmesine istinaden, faktoring müşterisinin fatura alacaklarının temlik alındığını, söz konusu temlik işlemine istinaden dava konusu çekin müvekkili şirkete verildiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu çekin bankaya ibraz edildiğini ancak dava konusu çek hakkında ödeme yasağı kararı bulunduğunu, müvekkili şirketin söz konusu çekin yasal ve meşru hamili olduğunu müvekkili şirketin haklı alacağının tahsili için gerekli yasal işlemleri başlatmasının kötüniyetli olduğu anlamına gelemeyeceğini, davacı tarafın çekin çalındığını müvekkili şirkete bildirdiği ve buna rağmen işlem yapıldığına dair beyanlarını kabul etmediklerini, çekin çalındığına dair ilk ilanın bile müvekkili şirketçe çekin iktisabindan sonra yapıldığını, bu itibarla davacı tarafın çekin iktisabında müvekkili şirketin kötüniyetli olduğunu yazılı delille ispatlaması gerektiğini belirterek; davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konan keşidecisi … muhatabı … Bankası AŞ Seben Şubesi olan bedeli 9.400,00 TL vadesi 03/03/2014 numarası … olan çek nedeniyle takipte davacılar … ve … Paz. Tic. AŞ nin borçlu olmadığının tespitine , davacılar yönünden takibin iptaline Davalı … AŞ nin kötüniyeti ispat olmadığından davacıların istirdat ve kötüniyet tazminat taleplerinin reddine ” karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile … – … arasında imzalanan faktoring sözleşmesi imzaladığını, söz konusu faktoring sözleşmesinin imzalanmasının ardından, dava konusu çek, müvekkil şirkete … – … tarafından ciro edildiği, ciro işleminin ardından, çekin de aralarında olduğu bir takım çekler daha önce de sunulan faturalara dayandıkları kontrol edilerek müvekkil şirkete teslim edildiğini, davacılar, çek hamili … Pazarlama Ticaret A.Ş.’nin şirket merkezinde bulunan çeklerin çalındığını ve şirkete ait ciroların sahte cirolar olduğunu , keşideci …’ın çekteki imzaya ve ciroya bir itirazı bulunmadığnı, Keşideci tarafından çek düzenlenmiş ve hamil …Pazarlama Ticaret A.Ş.’ye bir ödeme vasıtası olarak düzgün şekilde cirolandığını, Çek … tarafından bilerek ve istenerek cirolanarak tedavüle sokulduğu ve keşideci …’ın rızası olmaksızın elinden çıkmadığını, keşideci çekin rızası hilafına elinden çıktığına ilişkin bir beyan sunmadığını, çekteki imzasını inkar etmediğini, mahkemece hükme esas alınan … Pazarlama Ticaret A.Ş.’nin yetkililerinin imza incelemesine dair rapor eksik hazırlandığını, Davacı keşideci …’ın ise çeki cirolaması rızası dahilinde olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Katılma yoluyla istinaf eden ve istinafa cevap veren davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf ve cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından ileri sürülen nedenler, keşideci ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı nedenler olmayıp nezdindeki çeklerin çalınması olduğunu, davalı, her ne kadar imza incelemesinin eksik olduğunu, imzaların yıllar içerisinde değişmiş olma ihtimalinin dikkate alınmadığını iddia etmişse de müvekkil şirket, uhdesindeki çeklerin çalınmasının ardından gerekli yasal işlemleri gerçekleştirdiğini, çalınan çekler hakkında öncelikle tedbir, sonrasında ise iptal kararı verildiği, savcılık başvurusu yapılması neticesinde ise anılan çeklere el konulduğu, dava konusu çekin müvekkil şirket tarafından ciro edilmediği, üzerindeki imzaların müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını, kötü niyet tazminatına ve çekin istirdadına hükmedilmesi gerektiği, dava kabul edildiği halde davalı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bu sebeplerle davalının istinaf başvurusunun reddine yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, menfi tespit ve çek istirdat istemine ilişkindir. İstanbul … İcra dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı … A.Ş. vekilinin, davacılar ile diğer cirantalar aleyhine 20/03/2014 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, takip dayanağı çekin, … Bankası A.Ş. Seben şubesine ait , 03/03/2014 keşide tarihli, keşidecisi davacı …, lehdarı davacı … A.Ş olan 9.400,00 TL bedelli bir adet çek olduğu, çekin arkasında sırasıyla davacı … A.Ş., … Deri Ltd. Şti., … Reklam-…, … Gıda-… ve … Ambalaj-… cirolarının bulunduğu, son hamilin davalı … A.Ş olduğu görülmektedir. Dosyada mevcut Sakarya 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/44 tal sayılı dosyasında mali müşavir bilirkişi …’in düzenlediği 09/07/2018 tarihli rapor ile; davacının incelenen 2013 yılına ait ticari defterlerinden dava konusu çekin kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. İmza yazı ve belge inceleme uzmanı emekli öğretim üyesi bilirkişi … tarafından düzenlenen 26/04/2018 tarihli rapor ile, uyuşmazlık konusu çekin lehtarı ve ilk cirantası olan davacı … şirketi kaşesi üzerinde atılı ilk ciro imzasının, davacı şirketin çeklerin düzenlenme tarihindeki imza yetkilileri olan … , … , …’ in mevcut imza örnekleri ile aynı elden çıkmış olduğunu gösteren hiçbir benzerlik olmadığı tespit edilmiştir. İmza incelemesine ilişkin rapor konusunda uzman teknik bilirkişiden alınmış, raporun bilimsel teknikler kullanılarak yapılan inceleme sonucu düzenlendiği, mukayese edilen imzaların görüntülerine yer verildiği, gerekçeli olduğu ve müphem kalan bir hususa yer verilmediği dikkate alındığında HMK 266. maddesi uyarınca bu raporla yetinilerek hükme esas alınmasında bir isabetsizlik söz konusu değildir. Mahkemece davalı … AŞ ile çeki kendisine devreden … ambalaj arasında yapılan faktoring sözleşmesinin 6361 sayılı yasanın amir hükümlerine uygun olup olmadığı konusunda davalı …’in ticari defter ve kayıtları üzerinde ayrıca çekteki ciro silsilesinin doğruluğunun kontrolü bakımından davacı … ve dava dışı … Ltd. Şti. nin 2014 yılı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 05/10/2018 tarihli raporda; Davalı … A.Ş. ile dava dışı … arasında 29/03/2013 tarih ve … numaralı “Faktoring Sözleşmesi ” nin akdedildiği ,sözleşmenin azami limitinin 500.000 TL olarak belirlendiği, sözleşme tarafı …- … Ambalaj ile …-… arasında mevcut ticari ilişki gereğince 21/10/2013 tarih ve … numaralı 19.428,05 TL tutarındaki satış faturasının düzenlendiği, bu fatura karşılığında olan alacağın davaya konu çek ile …-… Ambalaj a ödendiği, onunda doğan alacağının tamamını davalı … A.Ş.’ye factoring sözleşmesi ile temlik ettiği ve dava konusu 03/03/2014 tarihli 9.400,00 TL bedelli çek ile dava konusu olmayan 10.000,00 TL tutarındaki çeki davalı … A.Ş.’ye verdiği davalı … A.Ş.’nin, dava dışı … Ambalaj-… ile Faktoring Sözleşmesi düzenlemesi neticesinde, dava konusu çeki ciro yoluyla almış olduğu, bu çekler karşılığında masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın dava dışı firmaya banka havalesi ile nakit ödendiği, dava konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile davalı faktoring şirketine ulaştığının tespit edildiği bildirilmiştir. Dava, menfi tespit ve çek istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın her iki davacı yönünden kabulüne karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 792. Maddesine göre, zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır olduğunu ispat etmesi gerekir. Dava konusu çekte davacı … şirketine atfen atılı imzanın sahte olduğu, sahtelik iddiasının mutlak defilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceği, dolayısıyla çek nedeniyle davalı yana borçlu olmadığı, bu nedenle menfi tespit davasının bu davacı yönünden kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan, davacı keşideci … yönünden yapılan incelemede, TTK 677. Maddesinde düzenlemeye göre senet kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzalar içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. İmzaların bağımsızlığı olarak ifade edilen bu ilkeye göre, poliçeye atılan her geçerli imzanın sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Dolayısıyla senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hâli, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Davalının çeki elinde bulundurma sebebine göre, faktoring sözleşmesi üzerinde durulması gerekmiştir. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesine göre, faktoring şirketi , kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Somut olayda, dava konusu çekin, davacı … tarafından davacı … A.Ş. lehine keşide edilmiş olduğu, ciro silsilesine göre, davacı … A.Ş., … Ltd. Şti., … Reklam-…, … Gıda-… ve … Ambalaj-… cirolarının bulunduğu, son hamilin davalı … A.Ş olduğu, davalı faktoring şirketi ile dava dışı … (… Ambalaj) arasında yasa hükümlerine uygun akdedilen Faktoring Sözleşmesi kapsamında, fatura karşılığında davalı şirkete teslim edildiği, denetime elverişli mali bilirkişi raporuna göre, çekin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna göre dava konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile, faktoring sözleşmesi kapsamında davalı şirkete geçtiği, tevsik edici belge ile doğrulandığı, bu haliyle davalının meşru hamil olduğu, davacı …, keşideci olup senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı, lehtarın imzasının geçersiz, sahte olduğunun ileri sürülmesi keşideci yönünden ciro zincirini koparmaz, zira imzaların bağımsızlığı ilkesi ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak keşidecinin menfi tespit davası açmasına olanak sağlamaz. Bu durumda TTK 792.maddesi gereğince davacı keşidecinin dava konusu çekten kaynaklanan sorumluluğundan kurtulabilmesi için çalınan çekin davalı tarafından kötü niyetli ya da ağır kusurlu olarak elde edildiği ve icraya konduğunu kanıtlaması gerektiği , ancak davacı tarafından davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin aynı kuvvette bir delille kanıtlanamadığı, kötü niyet ve çekin istirdadı taleplerinin reddi gerektiği, imzaların istiklali prensibi gereğince davacının bu çekten sorumlu olduğu, yine çek zayi sebebiyle ödeme yasağı ve iptal kararının tek başına çekin icra takibine konmasına bir engel teşkil etmeyeceği, ve çek hamilinin bu takibi başlatmasında kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği, sonuç olarak davacının bu çekten sorumlu olduğu anlaşıldığından davacı .. yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca yargılama giderleri haksız çıkan taraftan tahsil edilir. Kötü niyet tazminatı menfi tespit talebinin ferisi olduğundan bu talebin reddi davada haksız çıkıldığı sonucunu doğurmadığından yargılama giderlerinin paylaştırılmasını gerektirmez. Hüküm bu yönü ile de hatalı olup, davacılar vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun kısmen yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle, Davacılar vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun,ve Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair kesin olmak üzere yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin, davacılar vekilinin katılma yoluyla istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2018 tarih, 2014/104 E. 2018/1336 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3-Davacı … MALLARI PAZARLAMA A.Ş (Eski ünvanı … Tic. A.Ş).’nin, … Bankası A.Ş. Seben şubesine ait keşidecisi … olan bedeli 9.400,00 TL vadesi 03/03/2014 numarası … olan çek nedeniyle takipte davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu davacı yönünden çekin istirdadı talebinin reddine 4-Davacı …’ın menfi tespit ve çek istirdadına yönelik taleplerinin REDDİNE, 5-Davalının kötüniyeti ispat edilemediğinden tazminat talebinin REDDİNE, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 642,11 TL karar harcından peşin alınan 174,19 TL’nin mahsubu ile 467,92 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 133,20 TL başvurma harcı, 174,19 peşin harç, 25,60 TL vekalet harcı, 2.050,00 TL bilirkişi ücreti, 257,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 2.639,99 TL’nin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 27,00 TL yargılama giderinin, davalı üzerinde bırakılmasına, 6/ç- Davacı … için yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesin yer olmadığına, 6/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 9.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …dan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı ve davacılar tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 99,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 218,45 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/c-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 297,20 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 17,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 314,20 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7/ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023