Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1835 E. 2023/1230 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1835 Esas
KARAR NO: 2023/1230
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2017/773 E. – 2019/839 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … San. Tic. A.Ş. arasında faktoring sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’ın müteselsil kefil sıfatı sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme çerçevesinde davalı … A.Ş. lehine ön ödeme yoluyla finansman sağlandığını, kullandırılan finansmanın ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından hesapların kat edildiğini ve borçlulara Beyoğlu … Noterliği’nin 25/07/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların itirazının haksız olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerine dava dilekçesi tebliğ edilmeden yapılan işlemlerin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya çek olarak ödeme yapıldığını, davacıya borçları bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye de müvekkilleri tarafından itiraz edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın Kısmen Kabulü İle, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 173.103,86 TL asıl alacak bakımından iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, Fazlaya ilişkin kısmın reddine , Davacı tarafın İİK m.67/2 kapsamındaki tazminat talebinin reddine, ” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı borçlu … Tic. A.Ş. arasında akdedilmiş faktoring sözleşmesini davalı borçlu …’ın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığnıı, sözleşme çerçevesinde … Tic. A.Ş. lehine ön ödeme yoluyla finansman sağlandığını, kullandırılan finansmanın geri ödenmemesi üzerine hesap kat edildiğini ve borçlulara Beyoğlu … Noterliğinden 25/07/2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek borcun ödemesinin ihtar edildiğini ancak ödenmediğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi başlatıldığı, dava konusu ve iddialar itibariyle bu belgeler ibraz edilmemişse de tarafa bu belgelerin sunulması amacıyla süre verilmediği, müvekkilin kendisine karşı ileri sürülmeyen iddialara ilişkin savunma yapması beklenemeyeceğini dava konu itibariyle faktoring sözleşmesinin hukuken geçerliliğine ilişkin olmadığı, mahkemece davanın aydınlatılmasın için bunun gerekli görülmesi halinde, tarafa buna ilişkin bir açıklattırma yaptırılması ve delil ibraz etmemizin talep edilmesi gerektiğini, sözleşme hüküllerinin ihlal edilmesi ve ödeme vasıtası olarak ciro ve temlik edilen çeklerin ibarazında karşılıksız çıkması nedeniyle ceman 173.103,86-TL anapara alacağı doğmuş olup, bu alacağımıza ilişkin faktoring sözleşmesi dayanak gösterilerek söz konusu icra takibi ikame edildiğini, müvekkil şirket, 6361 sayılı yasanın belirtmiş olduğu tüm yükümlülükleri yerine getirmek suretiyle dava konusu çekleri iktisap ettiğini, ancak davaya konu takip sözleşme uyarınca başlatıldığından tarafıca bu faturalar dosyaya ibraz edilmediğini bilirkişi raporundaki faiz oranına ilişkin yorumunun hatalı olduğunu, taraflarca kararlaştırılan %21 oranında işleyen faiz olacağı sözleşme imzalanma tarihi 28.02.2017 ile sözleşmenin sona erme tarihi 26.07.2018 tarihleri arasında işlemiş akdi faiz miktarı 15.058,50 TL’ olduğunu, alacak faktoring sözleşmesine dayalı olup, davalıya sağlanan kredi miktarı ve davalının yaptığı ödemeler davalı tarafça açıkça bilinebileceğini, davalnın itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddedilen kısmının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap:Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının bir faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacağı nedeniyle sözleşmede öngörülen akdi faiz ve sözleşmeden öngörülen temerrüt faizi kapsamında işlemiş faiz talebinde bulunabilmesi ve takibe sonu ettiği alacak bakımından İİK m.67/2 kapsamında %20 oranında tazminat talep edebilmesi için alacağın kaynaklandığı hukuki işlemin kanuna uygun olarak yapılmış geçerli bir hukuki işlem olması gerektiği, kanuna aykırı bir şekilde kullandırılmış geçersiz bir kredi ilişkisinden dolayı davacının işlemiş akdi ve temerrüt faizine yönelik talebi ile İİK m.67/2 kapsamında icra inkar tazminatı talebinin kabulü mümkün olmadığını, akdedilen sözleşme uyarınca müvekkil şirkete sağlanan finansman karşılığında, müvekkil şirketçe davacı şirkete çekler teslim edildiğini, Müvekkil şirketçe davacı yana “çek” olarak ödeme yapılmış olup; müvekkillerin davacı yana borcu bulunmadığını, bu sebeplerle davalı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yürütülen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ; davacı tarafından davalılar aleyhine faktoring sözleşmesine dayalı olarak, 04/08/2017 tarihinde, 173.103,86 TL asıl alacak, faiz ve ferileri toplam 191.579,01 TL’nin yıllık %54 sözleşmesel temerrüt faizi ile birlikte tahsili için ilamsız takibe geçildiği, davalıların 14/08/2017 tarihinde süresinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi ile takibin durdurulduğu , İtirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Takibe konu borcun dayanağı olan … nolu Faktoring Sözleşmesinin , davacı ile davalı … şirketi arasında 13/10/2014 tarihinde akdedildiği, diğer davalı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı ve sözleşme ile 500.000,00 TL finansman limiti tanımlandığı, taraflar arasında 4/12/2015 tarihinde … nolu Ek Sözleşme düzenlendiği ve tanımlanan limitin arttırıldığı görülmektedir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 31/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda ; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, takibin başlatıldığı 04/08/2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan cari hesap itibariyle 173.103,86 TL alacaklı olduğu, takip dosyası ile bu alacak için 15.058,50 TL işlemiş faiz talep edildiği, ancak dosya içerisinde davalıların temerrüte düşürüldüğüne ilişkin Beyoğlu … Noterliği’nin 25/07/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin yer almadığı, davacının davalıdan 3095 sayılı yasa kapsamında yıllık %10,50 oranında 9.138,44 TL işlemiş faiz talep edebileceği belirtilmiştir. 6361 sayılı yasanın 38.maddesi hükmüne göre , Faktoring sözleşmesi; mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilebilen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir almak suretiyle, faktoring şirketinin müşterisine sağladığı tahsilat, borçlu ve müşteri hesaplarının tutulmasının yanı sıra finansman veya faktoring garantisi fonksiyonlarından herhangi birini ya da tümünü içeren sözleşmedir.Ön ödemeli factoringde, factor satıcı firmanın vadeli alacaklarını satın almakta ve alacakların vadesini beklemeden satıcı firmaya belli bir miktarda ön ödeme yapmaktadır.6100 sayılı HMK 33. maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Hakim tarafların bildirdikleri maddi vakıalarla bağlı olup tarafların yaptıkları hukuki nitelendirme ile bağlı değildir. HMK’ nın Taraflarca Getirilme İlkesi başlıklı 25. Maddesi ” Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. ” hükmüne haizdir. Bu bir dava hakkında mahkemece karar verilebilmesi için gerekli olan dava malzemesinin (vakıalar ve deliller), toplanmasından asli olarak tarafların sorumlu olduğu anlamına gelir. Bu ilkeye göre, kanundaki istisnalar dışında, hâkim, taraflarca ileri sürülmeyen iddia ve savunmaları dikkate alamaz ve kendiliğinden delil toplayamaz. HMK’nun “hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31. maddesine göre, “hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”HMK’nın 27. Maddesi gereğince mahkemenin tarafların açıklamaları dikkate alınarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da gereğidir. Bu usul hükümleri birlikte ele alındığında mahkemenin dava dilekçesinde yer alan maddi vakıalara göre davayı ele alacağı, bu kapsamda mahkemenin maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında davayı aydınlatma görevi bulunduğu, aksi kabulün hukuki dinlenilme hakkını zedeleyeceği açıktır.Somut olayda , taraflar arasında faktoring sözleşmesi düzenlendiği, davacının delilleri arasında sözleşme ve eklerine dayandığı, ayrıca uyuşmazlık konusu icra takibinin dayanağının faktoring sözleşmesi olduğu dikkate alındığında , mahkemece sözleşmenin 6361 sayılı yasada düzenlenen emredici hükümlere uygun olup olmadığının ,alacağın yasanın 9. Maddesinde sayılan şirketin yapamayacağı iş ve işlemlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını değerlendirmesi bu hükümlerin emredici nitelikte kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen ele alınabileceğinden HMK 25.maddeye aykırılığın söz konusu olmadığı, ancak “hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı HMK’nın 31. maddesine göre, sözleşmenin geçerli olup olmadığı noktasında maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü bu hususta davacıdan açıklama ve delil göstermesini istemeden , delil olarak gösterilen sözleşme ve ekleri kapsamında devralınan fatura ile tevsik edilmiş alacaklara ilişkin belgelerin sunulmasını istemeden ya da bilirkişi incelemesi yaptırılırken bilirkişiye bu konuda görev verilmeden kısaca dayanılan deliller toplanmadan, davacıya sözleşmenin yasal emredici hükümlere uygun düzenlendiğini ispatlama hakkı tanınmadan hukuken geçerli olmayan yetersiz gerekçe ile davanın kısmen reddine karar verilmiş olmasının HMK 27. maddesindeki aykırılık teşkil ettiği anlaşılmıştır.Bu nedenlerle, davacının sözleşme ekleri olan tüm delilleri sunması için olanak tanınması ve bilirkişi raporuna yönelik itirazlar değerlendirilmek suretiyle gerekirse yeni bir bilirkişiden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/10/2019 tarih, 2017/773 E. 2019/839 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023