Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1833
KARAR NO: 2023/1311
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2017/649 E. – 2019/902 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket merkezi olan … Mah. … Cad. … Sok. N:… Zeytinburnu İstanbul adresinde 6 adet çekin çalındığını, çeklerin iptali için Bakırköy 3. ATM.’nin 2014/808 esas sayılı dosyası üzerinden iptal dava açıldığını, ancak çeklerden … Bankası … Cad. Şubesine ait 31/10/2014 tarihli, … numaralı, 10.476,00 TL bedelli çekin davalının elinde olduğunu, ilgili çekin … adına yazılı olduğunu ancak müvekkili ile aralarında ticari bir ilişki olmadığını gibi tanımadığını, çekin yasaya aykırı bir şekilde piyasaya sunulduğunu bu kapsamda müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesi amacıyla öncelikle çek hakkında başlatılan takip varsa durdurulmasını, çek üzerine ihtiyati tedbir kararı konulmasını, dava konusu çekin müvekkiline iadesi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkilinin adresinin Şişli İstanbul adresi olması nedeniyle yetkili mahkemelerin İstanbul Adliyesi olması gerektiğinden öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, müvekkili şirket ile dava dışı … arasında 12/05/2014 tarihli Faktoring sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda müvekkiline dava konusu çekin ciro edildiğini, çekin bankaya ibraz edildiğinde Bakırköy 11. ATM.’nin 2014/194 esas sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararı sebebiyle işlem yapılamadığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkiline husumet yönetilemeyeceğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “… davacı tarafça 20.06.2014 tarihinde iş yerinde çelik kasadan hırsızlık yapıldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu, Bakırköy 3 ATM 2014/808 E. Sayılı dosyasında davaya konu çek hakkında çek iptali davası açıldığı, dava konusu çekin ibraz edilmesi nedeniyle istirdat davası açıldığından karar verilmesine yer olmadığı kararının verildiği, çek tevdi bordrosunun 20.06.2014 tarihinde imzalandığı, faktoring şirketine tevdi edilen fatura tarihinin 19.06.2014 tarihi olduğu, fatura borçlusu …’ın Uyap üzerinden yapılan sorgulamasında SGK kaydı bulunan çalışan olduğu, herhangi bir vergi kaydının ve numarasının bulunmadığı dikkate alındığında davalı … şirketinin yukarıda belirtilen yeterli istihbarat araştırmasını yapmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulü ile davaya konusu … Bankası … Caddesi Şubesine ait 31/10/2014 tarihli, … numaralı, 10.476,00 TL bedelli çekin davacıya teslimine” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacının … seri nolu çek hakkındaki menfi tespit ve/veya istirdat istemi yerinde olmadığını, 31/10/2014 keşide tarih, … seri numaralı, 10.476,00-TL bedelli çek bedelinin ödenmediğini ve davacının cebri icra tehdidi altında da olmadığını, davaya konu edilen çek üzerinde davacı şirket kaşesi bulunmadığı gibi davacı şirket yetkililerinin imzasının da bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı hakkında herhangi bir icra takibinde bulunmadığını, davacı şirketin cebri icra tehdidi altında da olmadığını, Davacının istirdat talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu çekin ciranta … tarafından bu şirketin müvekkili şirketten kullandığı ön ödeme borcuna mahsuben müvekkili şirkete temlik cirosu ile teslim edildiğini, -Müvekkili şirket ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişkinin 12/05/2014 tarih … numaralı Faktoring Sözleşmesi’ne dayanan faktoring ilişkisi olduğunu, Faktoring ilişkisinde yürürlükte olan mevzuat gereği müvekkili şirketin 19/06/2014 düzenleme tarihli, … seri numaralı fatura alacağını devir ve temlik aldığını, 20/06/2014 tarihinde …’a ön ödeme yapıldığını, çekin müvekkil şirkete teslim ve tevdiinde dava dışı … tarafından düzenlenen 20/06/2014 tarihli Çek Tevdi Bordrosunun da sunulduğunu, müvekkili Şirketin “iyiniyetli üçüncü şahıs” olduğunu, yönetmelik hükümleri uyarınca çekin faturaya dayanılarak teslim alındığını, müvekkili şirketin faturayı tevsik etmesi için, merkezi fatura kaydı sisteminde bu faturanın mükerrer olup olmadığını kontrol etmesinin yeterli olacağını, ticari hayatın olağan akışı içerisinde işlem hızlılığı da dikkate alındığında müvekkili şirketin basiretli bir tacir olarak gereken özeni gösterdiğini, Davacı yanca müvekkili şirketin ağır kusurlu olarak hareket ettiğinin ispat edilemediğini,-6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. / (3). Maddesi uyarınca davacının def’i taleplerini müvekkili faktoring şirketine karşı ileri süremeyeceğini, Faktoring şirketlerinin alacaklarının fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilmesinin faktoring şirketlerinin ilgili mevzuat kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmiş oldukları ve bu şartları haiz faktoring işlemlerinin hukuken geçerli olduklarına dair Yargıtay 19. H.D. 16-10-2008 tarih, E. 2008/ 2518, K. 2008/ 9638 sayılı kararı ile Yargıtay 15. H.D. 19-01-2012 tarih, E. 2011/ 2192, K. 2012/ 136 sayılı kararları olduğunu, -6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu hükümleri uyarınca … tarafından düzenlenen fatura ile birlikte dava konusu çekin ciro ve teslim edilerek karşılığında ön ödeme kullandırılmış olması nedeniyle mevzuata aykırı bir işlem yapılmadığından ötürü davanın konusu, dava şartları bulunmadığından, karar oluşturulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğini, -Alacak bildirim formu, çek tevdi bordrosu ve fatura mevcut olduğunu, Müvekkili şirkete borçlu olmayan ve ödemediği bir paranın neticesinde çekin istirdatı için dava açan davacı şirket açısından istirdat davasının dava şartlarının oluşmamış olduğunu, davanın reddine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin, dava dışı … tarafından ticari faaliyete istinaden müvekkiline verildiğini, çekin ciro silsilesinde bulunan … ve …-… firmalarına ait müvekkili şirket ticari defterlerinde herhangi bir kayıt olmadığını, söz konusu firmalar ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu durumun çekin müvekkilin elindeyken çalındığını ve davalı şirkete verildiğini gösterdiğini, çekin arkasında cirosu bulunan …’ın vergi kaydı ya da terk beyanı bulunmadığını, çeki davalı şirkete teslim eden …- … tarafından düzenlenen fatura … ismine kesilmiş ve Vergi numarası ve vergi dairesi de belirtilmiş olduğunu, böyle bir vergi kaydı bulunmaması halinde düzenlenen faturanın da usulsüz olduğunu, usulsüz fatura ile yapılan işlemir de geçerli olmayacağını, davalının sunduğu çek teslim tutanağına göre dava konusu çekin çalındığı 20.06.2014 tarihinde davalı tarafından … – …’tan teslim alındığını, ciranta … ve çeki davalıya teslim eden … – …’un adreslerinin Konya olduğu düşünüldüğünde çekin İstanbul’dan çalınıp Konya’ya götürülmesi ve aynı gün tekrar İstanbul’a getirilerek davalıya teslim edilmesinin mümkün olmadığını, bu durumda çekin teslim tutanağının sonradan düzenlenmiş olduğunu, davalının ödeme yasağına rağmen çeki aldığını gösterdiğini, huzurdaki davanın icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan bedelin iadesi talepli bir istirdat davası olmadığını, davanın çekin istirdatı davası olduğunu, çekin çalındığı tarih ile davalının çeki iktisap ettiğini bildirdiği tarihin aynı tarih olduğunu istinaf gerekçelerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı vekili, davaya konu çekin … tarafından müvekkiline verildiğini, davacının kasasından çalındığını, hırsızlık olayı neticesinde rızası hilafında elinden çıktığından, iddia olunan çekin davalıdan istirdatı ile borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı … şirketinin ise, çekin ciro silsilesinin düzgün olduğunu ve Faktoring Sözleşmesi çerçevesinde usulüne uygun olarak hamil olduğunu savunmuştur. … A.Ş. ile dava dışı … arasında 12.05.2014 tarih … nolu “Faktoring Sözleşmesi”nin akdedildiği, Dava konusu çekin, … Bankası A.Ş. … Caddesi Şubesi’ne ait; … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. keşideli, 31.10.2014 tarih, 10.476,00.-TL bedelli … seri nolu çek olduğu, çekin keşidecisinin …, lehtarın …, cirantaların … ve sonrasında … ve davalı olduğu anlaşılmıştır. Davalı … Şirketinin delil olarak dosyaya, 12/05/2014 tarihli Faktoring Sözleşmesi, 19/06/2014 tarihli … -…’a düzenlenmiş 15.999,62 TL bedelli irsaliyeli fatura ve 20/06/2014 tarihli çek tevdi bordrosunu ibraz ettiği anlaşılmıştır.Davacı tarafça 20/06/2014 tarihinde hırsızlık suçundan suç duyurusunda bulunulduğu, dosya kapsamında bulunan ve davacı adresinde 20/06/2014 tarihinde olay yeri inceleme tutanağı tutulduğu, çek iptali davasının 23/06/2014 tarihinde açıldığı, 25/06/2014 tarihinde ödeme yasağı uygulandığı anlaşılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacı defterlerinde 17/06/2016 tarihinde tahsilat makbuzuyla lehtar … firmasından çek alındığı, 20/06/2014 tarihinde yevmiye defterine kaydedildiği anlaşılmıştır.Yukarıda yapılan açıklamadan; çekin İstanbul’da çalındığı, hırsızlık nedeniyle zayi olduğu belirtilen tarihin 20.06.2014 olduğu, davalı kayıtlarına göre çekin faktoring şirketine verilme tarihinin 20.06.2014 tarihi olduğu, davalı … Sözleşmesinin Konya’da yapıldığı, davalı şirkete çekin Konya’da teslim edildiği, çekin çalındığı tarih ile davalı … Şirketine teslim tarihinin aynı gün olduğu, davalı tarafın çek teslim tutanağındaki tarihin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, aynı gün içerisinde çekin arkasındaki ciro işlemleri görerek davalı … Şirketine teslimi ve davalı … Şirketinin istihbarat çalışması yapmasının da mümkün bulunmadığı, savcılık dosyasında davalıya çeki teslim eden dava dışı …’un işyerinin 1,5 yıldır kapalı olduğunun tespit edildiği, çekin davacı elinden rızası dışında elinden çıktığı ancak davalı Finans kurumunun çeki iktisap ederken üzerine düşen istihbarat ve araştırma yükümlülüğüne uygun davranmadığı kanaatiyle, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun oy çokluğuyla esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarih ve 2017/649 E., 2019/902 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 715,62 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 178,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 536,72 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi. 02/11/2023
Muhalefet Şerhi: Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 04/02/2015 tarihli 29257 sayılı resmi gazetede yayınlanarak 01/01/2015 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olup, davalı … ile dava dışı … arasında 12.05.2014 tarihinde faktoring sözleşmesi yapıldığı, dava konusu çeklerin sözleşme kapsamında davalı … şirketine teslim edildiğinin davalı tarafça dosyaya sunulan belgelerden tespit edildiğinden, 6361 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi gereğince faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanacak olan Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesidir. Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesi faktoring şirketine, mal ve hizmet satışından doğan fatura ve ciro silsilesindeki şekli inceleme dışında başka denetim yükümlüğü getirmediğinden, davalı şirketin faturadaki alacağın gerçek olup olmadığını, faturaya konu ürünlerin teslim edilip edilmediğini araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Faturanın ibraz edildiği, ciro silsilesinin şeklen düzgün olduğu, çekin faktoring sözleşmesi, ticari satıma ilişkin fatura ile teslim alındığı anlaşılmakla, şirket yönetmeliğin 22/2. maddesi uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Yönetmelikteki düzenleme uyarınca; irsaliyeli faturaya konu faturada, borçlu …’ın SGK kaydı bulunan çalışan olduğu, herhangi bir vergi kaydının ve numarasının bulunmadığı gibi hususları denetleme yükümlülüğü bulunmadığından, bu sebeple kötü niyetli kabul edilmez. Faturaya ilişkin denetim yükümlülüğü sınırlı olarak tutulmuş olması sebebiyle vergi kaydı araştırmasının yapılmamış olmasının da denetim yükümlülüğünün yerine getirilmediği ve ağır kusurlu olduğu sonucunu ortaya çıkarmayacaktır. Davacı taraf iddiası çeklerin rızası dışında elinden çıktığını, ciro silsilesinde kendisinden sonra gelen şirket ile arasında ticari ilişki bulunmadığını, dayanak faturanın kendisinden sadır olmadığını iddia ettiğinden, iddia bu şekli ile çekin bedelsiz kaldığına ilişkindir. Çekin bedelsiz kaldığı iddiası şahsi def’i olup, TTK’nın 687. ve 6361 Sayılı yasanın 9/3. maddesi uyarınca bile bile borçlunun zararına hareket ettiği kanıtlanmadığı sürece iyi niyetli yasal hamil faktoring şirketine karşı ileri sürülemez. Davalı, çekte 3. ciranta olup, ciro silsilesi şeklen düzgün olan çekleri, fatura ibrazı karşılığı, ödeme yasağı karar tarihi olan 24/06/2014 tarihinden önce, 20/06/2014 tarihinde teslim aldığından, faktoring sözleşmesinin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan yönetmeliğin 22/2. maddesindeki usule uygun şekilde çeki ciro yolu ile devir aldığından, iyi niyetli yasal hamil olup, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamak davacı tarafa aittir. Davacı tarafça dosya kapsamı ile davalının çeki iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka uygun olmadığından ve bu nedenle kararın kaldırılmasına karar verilmesi ve yeniden hüküm kurulması görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.