Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/183 E. 2021/165 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/183
KARAR NO : 2021/165
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2016
NUMARASI: 2015/86 E. 2016/957 K.
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT (KAMBİYO SENETLERİNDEN KAYNAKLANAN)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine, 24.470,00 TL bedelli çeke dayalı olarak Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkili şirketin takip alacaklısına çekten dolayı borcunun bulunmadığını belirterek, Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan takibin dava sonuna kadar teminatsız veya mahkemece takdir edilecek teminat ile durdurulmasını, müvekkili şirketin davalıya borcu olmadığının tespitini ve icra takibinin iptalini, davalı hakkında % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin söz konusu çeki davacı borçlulardan ciro ile teslim aldığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, davacının da aralarında bulunduğu borçlulara karşı, dava konusu çeki takibe koyduğunu, davacı tarafın iade çek dekontuna dayalı iddialarının meşru hamil olan müvekkilini bağlamadığını belirterek, davanın reddini, takip konusu borcun %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; dava konusu çekteki ciro silsilesine bakıldığında, çekin davacıdan davalıya yapılan ciro ile devredilmiş olduğunun görüldüğü, davacının 2013 yılı ticari defterlerinin yapılan incelemesinde çekin defterlerde kayıtlı olduğu ve 05/07/2013 tarihli çekin iadesinin 2013 yılı ticari defterlere işlenmiş olduğu, davacının çekteki bir önceki cirantaya çeki iade ettiğinin defterler ile sabit olduğu, davacı defterlerinin usulüne uygun olduğu ve sahibi lehine delil değeri taşıdığı, davalının, davcıdan ciro ile aldığını iddia ettiği çeki iadeden yaklaşık 2 yıl sonra işleme koyduğu, çekteki ciro silsilesinde davacı ile davalı arasına 3. kişi girmeyip, çekin davalıca bizzat davacıdan alınması karşısında, kişisel defilerin taraflar arasında ileri sürülebileceği, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı ve bu şekilde çekin bedelsiz kalıp kalmadığı iddiasının defi olarak davalıya karşı sürülmesinin mümkün olduğu, davacı defterleri aksine, davalının alacaklı sıfatını tevsik eden başka bir delile de rastlanılmadığı, taraflar arasında çek borcunu doğuracak ticari ilişkinin ispatlanamadığı görülmekle davanın kabulüne;Davalının, ciro silsilesi incelendiğinde çekte 3. kişi olmadığı ve davacıya karşı iyiniyet savunmasında bulunamayacağı, bizzat davacıdan çeki ciro ile devraldığını iddia eden davalının, davacının 2013 yılı defterleri ile tevsik ettiği iddialarının aksine, 2015 yılında başlattığı takip sebebi ile alacak iddiasını delillendiremediği, davacının dava konusu çek sebebi ile borçlu olmadığını bilmesine rağmen takip başlatmakta kötü niyetli olduğu kabul edilerek, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin davayı konu çeki davacıdan ciro yolu ile teslim aldığını, davacının kaşe ve imzaya itirazı olmadığından, meşru hamil iyi niyetli 3. kişi olduğunu, çekin kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğunu, iade dekontunun adi yazılı belge mahiyetinde olması sebebiyle ciro silsilesini bozmayacağını ve meşru hamil 3. Kişiye karşı ileri sürülemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, dvanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün… takip sayılı dosyasında takibe konu edilen … numaralı 24.470,00 TL tutarlı, davalının ciro yolu ile hamili olduğu çekin, davacı tarafça iade dekontu ile dava dışı keşideci …..Tic. Şti’ye iade edilmesi ve iade sırasında kendisine ait ciroyu iptal etmemesi sebebiyle, davalıya karşı çekten dolayı borçlu olup, olmadığının tespitine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, takip konusu çekin aralarındaki ticari alışveriş sebebiyle ….. Tic. Şti tarafından vadeli olarak müvekkiline verildiğini, çekin vadesi gelmeden MNS şirketi tarafından ciranta …. Tic. Ltd. Şti’ye iade edileceği belirtilerek geri istendiğini, çekin iade dekontu ve imza karşılığı … şirketi’ne teslim edildiğini, müvekkilinin teslim sırasında sehven kendi cirosunu iptal etmediğini, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, iade dekontu ile ciro silsilesinin bozulacağını beyan etmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkiye rastlanmadığı, davaya konu olan … sayılı 24.470,00 TL tutarlı çekin aralarındaki ticari ilişkiye dayalı olarak … Tic. Şirketi tarafından 30/03/2013 tarihinde 05/07/2013 vade tarihli olarak davacı şirkete verildiği, davacı tarafın ticari defterlerinde 00112 sırada kayıtlı olduğu, çekin vadesi gelmeden …. Ltd. Şti. nin isteği üzerine, davacı tarafından çek iade dekontu ile 30/06/2013 tarihinde …. şirketine iade edildiği ve 00273 yevmiye numarası ile kayıtlarına usulüne uygun olarak işlendiğini tespit edilmiştir. Davacı tarafın cirodaki imzaya ve şirket kaşesine itirazı yoktur. Bu hali ile usulüne uygun ciro silsilesi ile davalı taraf yasal hamildir. Çeki iade ettiği sırada, çek arkasındaki cirosunu iptal etmediğine ilişkin itiraz, kendisi ile önceki hamil …. Tic. Şirketi ile arasındadır. Çek temelindeki alacak-borç ilişkisinden ayrık olarak ödeme aracıdır. Davacı taraf tacir olup, iş ve işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmak zorundadır. Çeki iade ettiği sırada, basiretli bir tacir gibi davranarak çek arkasındaki cirosunu iptal etmesi gerekirken etmediğinden, kusurludur, hiç kimse kendi kusurundan lehine yarar sağlayamaz. 6102 Sayılı TTK’nın 818/1-e maddesi delaletiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesine göre, hamilin çeki iktisap ederken bile bile davalının zararına hareket ettiğinin ispatlanması hali haricinde, kendisine başvurulan kişi önceki hamillerden biri ile kendi arasındaki def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceğinden, dava dosyasında, davalı hamilin çeki iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiğinin ispatlanamamış bulunmasına, çekin uygun ciro silsilesi içinde davalı hamile ciro edilmiş olmasına göre, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarih ve 2020/2510-4109 Esas ve Karar sayılı kararı ile 06/10/2020 tarih ve 2020/2416-3859 Esas ve Karar sayılı kararı ) davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre kabulüne, İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/86 Esas ve 2016/957 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının REDDİNE,4- Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- 492 Sayılı harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 458,02 TL’den mahsubu ile fazladan yatırılan 398,72 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5/c- Davalı tarafından masraf yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına,5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 13/(1) maddesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine,6/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 33,10 TL tebligat, posta gideri olmak üzere toplam 118,80 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,6/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2021