Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1824 E. 2023/1227 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1824
KARAR NO: 2023/1227
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2018/745 E. – 2019/687 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin konusunu müvekkilinin borcunun bulunduğu … A.Ş. ile davalı arasında akdedildiğinden bahis olunan alacağın temliki sözleşmesinin oluşturduğunu, …’a olan borcun kendilerine ödenmesi gerektiği iddiası olduğunu, ancak dava dışı … A.Ş.’nin yapılan temliğin geçersiz olduğuna dair Kartal … Noterliği 02.10.2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin bulunduğunu, taraflar arasında yapıldığı iddia olunan temlikin dahi ihtilaflı olduğunu, işbu aşamada müvekkili şirketçe de … A.Ş.’ye olan borcun alacaklısı … A.Ş., borçlusu … A.Ş. olan Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesi gereği işbu dosyaya ödenmiş bulunduğunu, gönderilen 89/2 ihbarnamesinin davalının icra takibinden evvel olduğunu, davalı tarafından icra takibi konusu yapılan borcun halihazırda ödenmiş olduğunu, müvekkilinin ikinci kez ödeme yapmak tehdidi altında bırakılmakta olduğunu, temlik alındığı iddia olunan borç ödenmiş olmakla davalıya hiçbir nam altında hiçbir borçlarının bulunmamakta olduğunu, davalarının kabulü ile davalıya borçlarının bulunmadığının tespiti ile Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasının iptaline karar verilmesine talep zaruretinin hasıl olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı olarak öncelikle talep olunan borç halihazırda ödenmiş olmakla müvekkilinin ikinci kez ödeme yapmak tehdidi altında bulunması nedeniyle takibin teminatsız veya sayın Mahkemece uygun görülecek teminat mukabili durdurulmasına, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine, Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasının iptaline, kötü niyetli davalının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davacı şirket aleyhine Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibinin müvekkilinin yasal haklarını kullanmasından ibaret olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın reddinin gerekmekte olduğunu, müvvekilinin icra takibine konu edilen alacağının müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 25.09.2017 tarihli temliknameye dayandığını, işbu temliknamenin gerçek bir alacağa dayanan tüm yasal şartları mevcut bulunan hukuken geçerli bir işlem olduğunu, ortak mutabakat ve irade uyuşması ile kurulduğunu, müvekkili şirketin …A.Ş.’den olan alacağı karşılığında …’ın 217 adet alacağını temlik aldığını, müvekkili şirketin alacağın temliki hükümlerine göre temlikname borçlularını temliknameden haberdar etmek için hukuka uygun bir şekilde bildirim işlemlerini gerçekleştirdiğini, işbu bildirimlere istinaden ödeme alamadığı borçlulara karşı ise icra takibi başlatarak alacağını tahsil etme yoluna gittiğini, dilekçesinin 1. ekinde mevcut bulunan temliknameye göre davacı …’nin müvekkili şirkete 10.685,48 TL borcu bulunduğunu, söz konusu alacağın temliki sözleşmesinin bildirilmesine ilişkin olarak hazırlanan 26.09.2017 tarihli ihtarnamenin iadeli taahhütlü posta yolu ile davacı şirkete 28.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, Kartal … Noterliği’nin 04.10.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete temlike konu borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, yani davacı şirketin dava dışı … firmasına olan borcunu müvekkili şirkete ödemesi gerektiği konusunda 28.09.2017 tarihi itibariyle bilgi sahibi olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde temliknamenin geçersiz olduğuna ilişkin olarak dava dışı … A.Ş. tarafından gönderilmiş olan bir ihtarnamenin bulunduğunu iddia ettiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla gerçek bir alacağa dayanan ve tüm yasal şartları mevcut bulunan ortak mutabakat ve irade uyuşması ile kurulan alacağın temliki işleminden … A.Ş.’nin tek başına dönmesinin ve işbu alacağın temliki işleminin geçersizliğini iddia etmesinin hukuken mümkün olmadığını belirtmek istediğini, alacağın temliki sözleşmesinden tek taraflı olarak dönülmesinin mümkün olmadığını müvekkili şirket tarafından bu iradenin hiçbir şekilde kabul edilmediğini, kaldı ki dava dışı … A.Ş. tarafından alacağın müvekkiline ait olduğuna ilişkin olarak muvafakat metni de verilmiş olduğunu, işbu yazılı onayda davacı yana tebliğ edilmiş olmasına rağmen ilgili ödemenin yine de müvekkiline yapılmadığını, alacağın temliki sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiasının taraflarınca kabul edilmediğini, alacağın temlikinin kanuna ve hukuka uygun bir şekilde yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin borcun ifasını isteme hakkına sahip olduğunun izahtan vareste olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 23.03.2015 tarih, 2015/3801 E. 2015/11326 K. sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/220 E. 2015/2024 K. sayılı kararları ve BK md. 162’ye göre, alacaklı borçlunun rızasını almadan alacağını üçüncü kişiye temlik edebileceğinden dolayı temlik edilen alacağın borçlusunun herhangi bir beyanda bulunması yahut onayının gerekli olmadığını, temlik işlemi ile temlik edilen alacağın borçlusunun eski alacaklının yerine yeni alacaklının geçmesine katlanmak zorunda olduğunu, borçlunun zaten önceki anlaşma ile borç doğuran olayı kabul ettiğini ve temlik işlemi ile de borçlunun borç miktarının değişmediğini, hal böyleyken davacı şirketin temlik sözleşmesinin ihtilaflı olduğuna dayanarak temlik alacaklısı müvekkili şirkete ödeme yapmaktan kaçınmış olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, temlik sözleşmesinin yüklediği yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekliliği göz önünde bulundurularak davacı borçlu … tarafından temlike konu borcun alacaklısı sıfatına haiz olan müvekkili şirket tarafına ödenmek zorunda olduğunun izahtan vareste olduğunu, davacının icra takibine konu edilen borcun ödenmiş olduğu ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesinin tevdii tarihinin müvekkili şirket tarafından başlatılan icra takibinden evvel olduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, işbu beyanların Sayın Mahkemeyi yanıltma amaçlı olduğunu, davacı şirketin dava dışı … A.Ş.’ye olan borcunu … firmasının alacaklısı …. A.Ş. tarafından başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesine istinaden işbu icra dosyasına 06.06.2018 tarihinde ödediğini belirttiğini, temlik sözleşmesinin geçerli olduğunu ispat etmek ve icra takibi başlatılmadan ödeme alınmasını sağlamak amacıyla taraflarınca davacı şirkete tekraren iadeli taahhütlü ihtarname gönderildiğini, icra takibine başlanmadan tekraren ihtarname gönderilmiş olmasının müvekkilinin iyi niyetini gösterdiğini, işbu ihtarname ile … A.Ş. yetkilisi …’nin borcun müvekkili şirkete ödenmesi hususunda muvafakatini gösterir dilekçesinin de 03.05.2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiğini, davacı şirkete tebliğ edilen bu ihtarnamenin yapılan temlik ile ilgili hiçbir şekilde ihtilaf olmadığını ve alacak taleplerinin haklılığını bir kez daha kanıtlar nitelikte olduğunu, kaldı ki … A.Ş. arasında akdedilen temlik sözleşmesinin ihtilaflı olduğuna kanaat getiren temlik borçlularının tevdi mahalli tayini için mahkemeye başvurmaları ve belirlenen tarafsız hesaba ödemeyi gerçekleştirmeleri gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 187. maddesinde de bu hususun; “Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçabilir ve alacağın konusunun hakim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur.” şeklinde düzenlendiğini, yine … A.Ş.’nin müvekkili şirkete temlik edilen alacaklar içerisinde bulunan temlik borçlularından … Tic. ve San. A.Ş.’nin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/5095 D. İş sayılı dosyası ile tevdi mahalli tayini talep ettiğini, … San. ve Tic. A.Ş. olarak alacağın taraflarınca temlik alındığını temlik veren … A.Ş. yetkilisinin de muvafakatinin olduğunu, ihtilaf olmadığını kanıtlar belgelerle Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/5095 D. İş sayılı dosyasına talepte bulunulduğunu, Mahkemece 13.04.2018 tarihinde verilen ek karar ile tevdi edilen paranın müvekkili şirket … A.Ş.’ye ödenmesine ve dolayısıyla temliknamenin geçerli olduğuna karar verildiğini, davacı şirketin alacaklısı … A.Ş. olan dosyaya (İİK. madde 89/2) ikinci haciz ihbarnamesine istinaden yapmış olduğu ödemeyi müvekkili şirketin hiçbir şekilde kabul etmesinin mümkün olmadığını, … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında karşılıklı irade uyuşması ve kanunda yer alan şekli şartlara uyulmak suretiyle akdedilen temlik sözleşmesinden doğan işbu dava konusu alacağın temlik verenin alacaklısı olan … A.Ş.’ce başlatılan icra dosyasının borcuna istinaden gönderilen haciz ihbarnamesinden evvel davacı yana bildirildiğini, ayrıca defaatle davacı-borçlu şirkete temlike konu borç ile ilgili ihtarlar yapılmış olduğunu, akabinde davacı şirket aleyhine söz konusu borcun hukuka ve kanuna uygun bir şekilde icra takibine konu edildiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibinin son derece haklı bir şekilde açılmış olduğunu, huzurda açılan davanın kötü niyetli ve müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını önlemek amacıyla açılmış olduğunun sabit olduğunu, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli açılan bu davanın reddini ve dava konusu alacağın yüzde 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirterek, davacının haksız davasının reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine ve ayrıca kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacının dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, kötü niyetli ve hiçbir hakkı olmamasına rağmen dava ikame eden davacı aleyhine HMK’nın 329/2 gereğince 5.000,00 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın REDDİNE,2-İhtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine 11.356,25-TL alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket davalıya gönderdiği 03/11/2017 tarihli, … Yevmiye No’lu ihtarnamede, davalının da iddia ettiği gibi mektupla gönderilen temliknamedeki imzanın … A.Ş.’ ye ait olup olmadığı, yetkilileri tarafından atılıp atılmadığının belli olmadığını ayrıca atılan imzaların huzurda atılmadığını, davalının da ikrar ettiği gibi belgenin posta yoluyla mektup halinde müvekkil şirkete gönderildiğini esasen bu belgenin şirketin tarafından dikkate alınabilmesi için ya imza sirküleriyle yetkili olduğunu beyan eden kişilerin müvekkil şirket huzurunda imza atması ya da … A.Ş. ‘nin yaptığı gibi noter kanalıyla müvekkil şirkete bildirilmesi gerektiğini beyan ettiğini, müvekkil şirketin davalı tarafa … ‘in noter kanalıyla müvekkil şirkete gönderilen temlikin dikkate alınmaması gerektiği hususunu belirterek gerçekten alacaklı olup olmadıklarını müvekkil şirkete, icra daireleri kanalıyla gönderilen haciz ihbarnameleri yahut mahkemeden temliknamenin geçerliliğine dair alınacak, bir kararla tarafımızda bildirimde bulunulması gerektiğini, ihtarnameyi gönderdiğini 03/11/2017 tarihinden 2017/27647 E. Sayılı dosyaya yapılan 06//2018 tarihli ödeme arasında kalan 7 ay 3 gün içinde sessiz kalarak herhangi bir hukuki süreç başlatmaması üzerine müvekkil şirket kendisine gönderilen İ.İ.K. 89/2 haciz ihbarnamesi gereğince borcunu gerektiği gibi ifa ederek borcundan tamamen kurtulduğunu, müvekkilin tevdi mahalli istemesi müvekkilin alternatiflerinden biridir ancak tevdi mahalli yapma aşamasındayken müvekkile İ.İ.K. 89/1. Maddesi gereğince haciz ihbarnamesi geldiğini, bu sebeplerle istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinin tehirine, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap:Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu alacağın temliki sözleşmesinin bildirilmesine ilişkin olarak hazırlanan 26.09.2017 tarihli ihtarname, iadeli taahhütlü posta yolu ile davacı şirkete 28.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, Kartal … Noterliği 4.10.2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı şirkete temlike konu borcun ödenmesi ihtar edilmiş 28/09/2017 tarihi itibariyle davacı tarafından bilgi sahibi olduğunu, bilirkişi raporununda savurmalarını doğruladığını, davacı tarafın birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde ve icra dosyasına ödeme yaptığı tarihte temlik sözleşmesinden haberdar olduğu, davacı tarafın kime ait olduğu çekişmeli bulunan borcunu yatırabileceği bir tevdi mahalli tayinini mahkemeden talep etme hakkı bulunmasına rağmen bu hakkım kullanmadığı, 25.09.2017 tarihli temlik sözleşmesinin tarafların karşılıklı iradeleri ile veya mahkeme karan ile iptal edildi ine dair bir iddia ve belgenin dava dosyasında bulunmadığı, davacı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında ; davalı … A.Ş. tarafından davacı … aleyhine, 12.10.2017 vade tarihli alacağı için 10.685,48 TL asıl alacak ve 670,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.356,25 TL takip tutarı üzerinden 04.06.2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece 09.07.2018 tarihinde İİK 72/3 çerçevesinde %15 teminat karşılığı tedbir kararı verildiği, davacının 31.07.2018 tarihinde 13.544,85 TL ve 16.08.2019 tarihinde 3.190,64 TL olarak hesaplanan takibe konu alacağı icra dosyasına yatırdığı anlaşılmıştır. 25.09.2017 tarihli Temlik sözleşmesinin ,davalı … A.Ş. İle dava dışı … A.Ş. arasında düzenlendiği, sözleşme ile … A.Ş. tarafından toplam 3.497.514,25 TL tutarındaki alacaklarını davalı …. A.Ş.’ye temlik ettiği görülmektedir. … AŞ, tarafından davalı … A.Ş.’ye Kartal …. Noterliği’nin 02.10.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek ; “Şirketler arasında 25.09.2017 tarihinde imzalanan temlikname hukuken geçersizdir. Söz konusu temlik iradesi şirketimizin gerçek iradesini yansıtmamaktadır. Bu itibarla da 25.09.2017 tarihi itibarı ile hukuken geçersizdir. Söz konusu temlik sözleşmesi hukuken geçersiz olması ve şirketimizin gerçek iadesini yansıtmadığından dolayı geçersiz olup, bu hususta şirketimizin hiçbir müşterisinc bildirim yapılmamasını ihtar ederiz.” açıklaması ile 25.09.2017 tarihli temlik sözleşmesinin İptal edildiği bildirilmiştir.Davalı tarafından davacı şirkete keşide edilen Kartal … Noterliği’nin 04.10.2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinde , … A.Ş. ile akdedilen 25.09.2017 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ve 26.09.2017 tarihli temlik alan ve temlik eden şirket yetkililerinin ıslak imzalı ihtarname/ihbarnamesinin 28.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği belirtilerek tebliğ edilmiş olan temliknameye göre temlike konu 10.685,48 TL borçlu olunduğunun ve 5 gün içinde ödenmesinin bildirildiği, ihtarnamenin 06.10.2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği görülmektedir. Bu ihtarnameye karşı davacı şirket tarafından Kartal … Noterliği’nin 03.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş ve 26.09.2017 tarihli temlikname belgesinin tebliğ alındığı beyan edilmiş, ayrıca gönderilen temliknamedeki … şirketine atfen atılan imzanın gerçekte bu şirkete ait olup olmadığının anlaşılamadığı, ilgili şirkete sorulduğunda temliknamenin geçersiz ve bağlayıcı olmadığı yanıtının alındığı, … şirketine henüz muaccel borçlarının bulunmadığını, temliknamenin geçerli olduğuna dair mahkeme kararı yada İİK 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, ödeme şartları oluşmuşsa ödeme yapılacağının bildirildiği görülmektedir. Yukarıda yer verilen ihtarname metninde davalı tarafça temliknamenin 28.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği beyan edilmiş ise de tebliğ şerhi dosyada mevcut olmayıp, davacı şirketin en geç cevabi ihtarname tarihi olan 03.11.2017 tarihinde temliknameyi tebellüğ ettiği kabul edilmiştir.İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında dava dışı … A.Ş. tarafından dava dışı temlik eden … A.Ş. aleyhine çek borcu nedeniyle 30.10.2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile icra takibi yapıldığı ve davacı …’ye İİK 89/1 maddesi uyarınca 07.12.2017 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin davacı şirkete 09.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği , davacı tarafından icra dosyasına 11.12.2017 tarihinde beyanda bulunularak borçlu … A.Ş.’nin 15.01.2018 tarihinde muaccel olacak 10.531,02 TL alacağı bulunduğunun bildirildiği, 10.05. 2018 tarihli ikinci haciz ihbarnamesi davacı şirkete 15.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği , alacaklı vekili tarafından icra dosyasında 12.06.2018 tarihinde talep açılarak “89/2 haciz ihbarnamesi sonrası 3. kişi tarafından yapılan ödemenin reddiyatının yapılarak hesaba gönderilmesi” talebinde bulunulduğu , bu hali ile davacı … A.Ş.’nin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. … şirketinin bir başka borçlusu tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/5095 Diş sayılı dosyasında; dava dışı … şirketinin davalı … AŞ, aleyhine 11.10.2017 tühinde tevdi mahalli tayini talebiyle başvurduğu, tevdi mahalli tayin edildiği, bu şekilde depo edilen ödemenin davalı … ve … şirketleri tarafından kendilerine ödenmesi için yapılan başvurunun reddine karar verildiği, bilahare … şirketinin alacağın temlik alındığını, ödemenin kendilerine yapılmasını, … şirketi yetkilisi … 09.03.2018 tarihli dilekçesi ile bankaya depo edilen bedelin … ödenmesine karar verilmesini talep emıiş olduğundan “… A,Ş.’nİn talebinin kabulü ile … AŞ. … Bankası Anadolu Adliyesi Şubesi hesabına yatırılan paranın üzerinde haciz bulunmaması halinde …. AŞ’ye ödenmesine” karar verilmiştir. 27.04.2018 tarihli temlik alacağının ödenmesi konulu ihtar yazısı ile , davalı temlik alınan alacağın ödenmesini davacıya tekrardan ihtar etmiş, ihtarname davacı tarafa 03.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Söz konusu İhtarname ekinde, temlik eden …AŞ. yetkilisi … davacı taraf … AŞ.’yc hitaben yazmış olduğu 09.04.2018 tarihli “Firmanızda mevcut 10.685 TL alacağımızın temlik alacaklısı … AŞ.’ne ödenmesine muvafakat ediyoruz. Ödemenin en kısa zamanda … AŞ. hesabına yapılmasını rica ederiz” beyan tutanağı bulunmaktadır. Alacağın temliki 6098 sayılı TBK’nun 183. v.d maddelerinde düzenlenmiştir.Alacağın temliki , mevcut bir alacağın alacaklısının değişmesi işlemidir. Alacaklının bir borç ilişkisinden doğan alacağını borçlunun rızasına gerek olmadan bir sözleşmeye dayanarak üçüncü bir kişiye devretmesine alacağın temliki adı verilir ( Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler,). Alacağın temliki ile borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının ( temlik edenin ) yerini yeni alacaklı ( temellük eden ) almaktadır ( Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15-427 E., 2021/685 K. sayılı kararı ). TBK 186.maddesine göre, borçlu, alacağın devredildiği, devreden veya devralan tarafından kendisine bildirilmemişse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmişse, son devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan kurtulur. Aynı kanunun “İfadan kaçınma ve tevdi” başlıklı 187. maddesine göre; “Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hâkim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur. Borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği hâlde ifada bulunursa, bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.” şeklindedir. Bu hükümlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikal etmektedir. Böylece temlik eden, borçludan edimini ifa etmesini talep edemeyeceği gibi, borçlu tarafından vâki olan ifayı da kabul edemez. Borçlu, edimini bundan böyle «temellük edene», yani «yeni alacaklı»sına ifa etmekle mükelleftir. Ancak, alacağın temliki borçlunun muvafakatini gerektirmediğinden, borçlunun bu temlikten haberi bulunmayabilir. Temlikten habersiz olan borçlu, iyiniyetle borcunu temlik edene, yani eski alacaklısına ifa ederse, borcundan kurtulur. Eğer borçlu, alacağın temlik edilmiş olduğundan haberdar edilmiş bulunuyorsa, borcunu ancak temellük edene ifa edebilir; temlik edene ifada bulunmuş olduğu takdirde, temellük edene karşı da ikinci bir ifada bulunmakla mükellef olur. Borçluya alacağın temlik edilmiş olduğunu temlik eden de, temellük eden de bildirebilir; bu ihbar herhangi bir şekle de bağlı değildir. (Yargıtay hukuk Genel Kurulu,E. 2017/11-2630-K. 2019/328,T. 21.3.2019)Her ne kadar davacı şirket tarafından temlike konu alacak çekişmeli olduğu gerekçesiyle temlik alana değilde temlik edenin borçlu olduğu yukarıda özetlenen icra dosyasına ödenmiş ise de, davacı şirketin temliknameden en geç 03.11.2017 tarihinde haberdar edildiği, davacı tarafından bir taraftan alacağın çekişmeli olduğu kanısıyla ihtara rağmen borcun temlik alana ödenmediği, ancak diğer taraftan aynı çekişmeli olan alacağın temlik sözleşmesi tarihinden sonra başlatılan ve haciz ihbarnamesi gönderilen temlik edenin üçüncü bir kişiye olan borcuna karşılık yürütülen icra dosyasına ödendiği, bu icra dosyasında ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve ödeme yapıldığı tarihte davacının alacağın temlik edildiği konusunda bilgi sahibi olduğu, ancak temlik sözleşmesinin tarafları arasında başlangıçta çekişmeliyken bilahare son olarak gönderilen ve 03.05.2018 tarihinde tebliğ edilen (ekinde temlik eden … şirket yetkilisinin ödeme yapılmasına muvafakat ettiklerine dair beyanı bulunan ) ihtarname ile çekişmenin de kalmadığı konusunda bilgi sahibi olduğu halde temlik alana ödeme yapmadığı gibi en azından basiretli davranma yükümlülüğü göstererek TBK 187.maddesine göre hareket etmek yerine, temlik eden aleyhine yürütülen icra takip dosyasına ödeme yapmış olmakla, alacağın temlik edilmiş olduğundan haberdar edilmiş olan davacının , borcunu ancak temellük edene ifa etmesi gerektiği halde temlik eden yararına icra dosyasına ödeme yaparak ifada bulunmuş olduğu dikkate alındığında temlik alana karşı borcundan kurtulduğunun söylenebilmesine yasal olanak bulunmadığı ve temlik alana karşı da ikinci bir ifada bulunmakla mükellef olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak , dosya kapsamında iddia ve savunmaya, saptanan dava niteliğine ve toplanıp değerlendirilen delillere ve kararda gösterilen gerekçelere göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih ve 2018/745 E., 2019/687 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45-TL harcın Davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023