Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1822 E. 2023/1226 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1822 Esas
KARAR NO: 2023/1226
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2019
NUMARASI: 2015/429 E. – 2019/856 K.
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVADA(İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/488 ES.)
DAVA:İstirdat (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVADA(İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/603 E)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinden … Tic. A.Ş., ülke çapında kargo ve taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren şirket yetkilisi ise diğer müvekkili … olduğunu, müvekkilleri hakkında dava konusu 20.02.2015 tanzim tarihli 30.04.2015 vadeli ve 26.000,00-TL bedelli bir adet senet düzenlendiği davalı banka tarafından müvekkiline gönderilen ihbarname ile öğrenildiğini, dava konusu senetin incelendiğinde son hamil davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından diğer davalı … Bank A.Ş.’ ye ciro edilerek tahsile konulduğunu, senet hamili davalılar olduğu için iş bu dava da davalılar aleyhine açıldığını, müvekkillerine gönderilen ihbarname ve senet metni incelendiğinde müvekkili şirket … A.Ş. keşideci, diğer müvekkili … ise kefil olarak gösterildiğini ve senet tedavüle konularak davalıların eline geçtiğini, ancak müvekkillerinin böyle bir senet düzenlemediğini, senet üzerinde yer alan yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, senedi tanzim eden tedavüle sokan ve işleme koyan kişi ve kişiler hakkında gerekli yasal yollara müracaat edildiğini, müvekkili şirket ülke çapında faaliyet gösteren ve bankalarla yoğun kredi ilişkileri bulunan saygın bir şirket olduğunu, işbu nedenle söz konusu senedin protesto edilmesinin bile müvekkillerinin bankalarla ve kredi kuruluşları ile olan ilişkilerinin, kredi notunu ve ticari itibarını ciddi derecede olumsuz etkileyeceğini, bu nedenle söz konusu senedin icraya konulması halinde müvekkilinin borçlu olmadığı bir parayı ödemeye zorlanacağını, haciz ve muhafaza baskısı altında kalacağını, bütün ticari itibarı ve bankalarla girdiği kredi ilişkilerinin sona ereceğini, açıklanan nedenlerle öncelikle ve ivedilikle müvekkili tarafından düzenlenmeyen ve imzalanmayan dava konusu 20.02.2015 tanzim tarihli 30.04.2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli senet hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, senedin üçüncü kişilere devir ve cirosunun önlenmesi, protesto edilmemesi ve icraya konulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu senedin protesto edilmesi ve icraya konulması halinde müvekkilinin telafisi imkânsız zararlara uğrayacağını, bankalarla olan kredi ilişkilerinin son bulacağını, ticari hayatının ciddi derecede olumsuz etkileneceğini, senetteki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığı ve senedin müvekkili tarafından düzenlenmediğinin tespit edileceğini, dava konusu senetten dolayı davalılara borçlu olmadıklarını tespiti ile senedine iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen (İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/603 ESAS) davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilleri hakkında dava konusu 20/02/2015 tanzim 30/05/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli bir adet senedin düzenlendiğini, senedin davalı elinde bulunduğunu, müvekkiline atfen borçlu imzası içerdiği iddia olunan senedin ödenmediği takdirde icra takibine geçileceğinin bildirildiğini, bahsi geçen senetle müvekkillerinin ilgilisinin olmadığını, imzanın müvekkillerine ait olmadığını, davalıya borçlarının bulunmadığını, dava konusu senet nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Birleşen (İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/488 ESAS) davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Taş. Tic. A.Ş.nin ülke çapında kargo ve taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren şirket olup şirket yetkilisinin … olduğunu, müvekkili şirket hakkında bir adet senet (bono) tanzim edilerek tedavüle sokulduğunu ve müvekkilinin iş bu 20.02.2015 tanzim tarihli 30/03/2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli senetten, bankanın gönderdiği ihbarname ile haberdar olduğunu, ancak müvekkili şirketin iş bu senetten haberdar olduğunda, senedin vadesi çok yakın olduğu için dava açma imkanı olmadığını, bu nedenle müvekkilinin düzenlemediği ve imzalamadığı (dolayısıyla borçlu olmadığı) bir senetten dolayı icra baskısı altında ödemeye zorlandığını ve 01.04.2015 tarihinde 26.000.00-TL olan senet bedelini ödemek zorunda kaldığını, şirket yetkilisi …’ın ise kefil olarak yazıldığının görüldüğünü, ancak müvekkilinin böyle bir senet düzenlemediğini, senet üzerinde yer alan yazı ve imzaların da müvekkili şirketin tek yetkilisi olan …’a ait olmadığını, sunulan vekâletname ve imza sirkülerinde de, senet üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığının çıplak gözle dahi tespit edildiğini, 20.02.2015 tanzim tarihli, 30.03.2015 vadeli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra baskısı altında davalıya ödenen 26.000,00-TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada DAVALI … BANK vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu 20/02/2015 tanzim tarihli 30/04/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli bir adet senet, müvekkili bankanın müşterisi diğer davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkili bankaya tahsil cirosu ile devredildiğini, müvekkili bankaya tahsil cirosu ile devredilen senet ile banka senet bedelini tahsilde vekil kılındığını, müvekkili bankanını işbu senet bedelini tahsil ederek diğer davalı ve müvekkili banka müşterisi … San ve Tic. Ltd. Şti’nin müvekkili banka nezdindeki cari hesabına kaydedilmesinden başka bir sorumluğunun olmadığını, tahsil cirosunda ciranta, ciro edilene poliçe bedelini tahsil ve buna bağlı işlemleri yapma yetkisini verdiğini, ciranta namına hareket eden müvekkili banka ile senet borçluları arasında ciro ilişkisinin mevcut olmadığını, dolayısıyla hamil sıfatı olmayan müvekkili bankaya poliçeden sorumlu olanlarca ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri defiler dahi dermayan edilemeyeceğini, tahsil cirosu ile kambiyo senedini eline geçiren hamil senet bedelini tahsile görevlendirilen (vekil) durumunda olduğunu, senetten doğan bilumum haklarının ancak bu maksatla kullanacağını, ademi tediye halinde senedi, tahsil halinde senet bedelinin asıl hamiline geri vermek, teslim etmekte mükellef olduğunu, dolayısıyla tüm bu aşamalarda vekil sıfatıyla hareket eden ve hamil sıfatı olmayan müvekkili bankaya işbu davada husumetin yönlendirilemeyeceğini, davanın müvekkili banka açısından husumet ve taraf sıfatı yokluğu sebebiyle reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada DAVALI … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin şerh düşmeksizin aynı olaya konu olan ve sıralı olarak verilen senetlerden 1. olan 30.03.2015 vade tarihli 26.000,00-TL bedelli senedi 01.04.2015 tarihinde ödediğini, davacı tarafın işbu davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davaya konu senet cirantası … Lojistik San. Tic. A.Ş., davacı tarafın grup firması olduğunu, davacı tarafın grup şirketi olan … Lojistik San. Tic. A.Ş’nin işlerinin bozulması nedeniyle davacı taraf haksız, kötü niyetli ve ticari ahlaktan yoksun olarak imza itirazında bulunduğunu, müvekkili ile dava dışı senet cirantası … San. Tic. A.Ş arasında 20.07.2014 tarihinde Akaryakıt satım sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye istinaden dava dışı … Lojistik San. Tic. A.Ş, sözleşme gereğince müvekkili şirketten akaryakıt aldığını ve karşılığında bir kısım ödemelerini de davacının düzenlediği senetler ile ödemek istediğini, gerek davacı ile yapılan telefon görüşmeleri ve gerekse müvekkili şirkete davaya konu senetleri teslim eden … San. Tic. A.Ş’nin, davacının kendi grup şirketleri olduğunu belirten faksın çekilmesi sonucu, davaya konu senet ile birlikte davacıya ait sıralı başkaca senetlerin davalı müvekkili şirket tarafından alacaklarına mahsuben teslim alındığını, müvekkili şirket alacaklarına karşılık olarak aldığı senetlerden birincisi olan 20.02.2015 tanzim tarihli 30.03.2015 vade tarihli 26.000,00TL bedelli senet vadesi geldiğinde tahsil amaçlı olarak bankaya verildiğini ve davacı tarafından hiçbir ihtirazı kayıt olmaksızın 01.04.2015 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirkete bu senetten başkaca sıralı senetler verilen ve dava konusu 30.04.2015 vade tarihli senet de ödenmediği için protesto olduğunu ve davacı tarafından ödenmediği için ve işbu dava açıldığını davacı tarafın haksız, kötü niyetli ve ticari ahlaktan yoksun olan davasının reddinin gerektiğini, davaya konu senet ile birlikte sıralı şekilde müvekkiline verilen senetler ile ilgili olarak davacı taraf ve davacı tarafın grup şirketi … San. Tic. A.Ş. ve yetkilileri ile senedi müvekkili şirkete verenler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/81642 Hazırlık Numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, menfi tespit davasının reddine, Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun sonucunun bekletici mesele yapılmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen (İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/603 ESAS) davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı yanın taraflar arasındaki 30/03/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli senedi herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödediğini, senet lehtarı … kargonun işlerinin bozulması nedeniyle davacının böyle bir itiraz yoluna gittiğini bu yönde davacı şirketin müvekkili şirkete bildirimlerinin olduğunu, senetlerin sıralı senetler olduğunu, 30/04/2015 vade tarihli 26.000,00-TL bedelli senetle ilgili İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/429 esas sayılı dosyasında 30/03/2015 vade tarihli 26.000,00-TL bedelli senet ile ilgili de İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/488 esas sayılı dosyasında menfi tespit ve istirdat davalarının derdest olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.Birleşen davada (İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/488 ESAS) davalı … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmada özetle; istirdat davası açılabilmesi için dava şartları oluşmadığını, davacı hakkında, davaya konu edilen senet nedeniyle, başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gibi, davacı tarafın da, aleyhinde icra takibi başlatıldığına ilişkin bir iddiası bulunmadığını, davacı taraf herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin, şerh düşmeksizin senet bedelini ödediğini, davacı taraf bir ticari işletme olduğunu, davaya konu senet cirantası … San. Tic. A.Ş., davacı tarafın grup firması olduğunu, davacı tarafın grup şirketi olan … San. Tic. A.Ş’nin işlerinin bozulması nedeniyle, davacı taraf haksız, kötü niyetli ve ticari ahlaktan yoksun olarak imza itirazında bulunduğunu bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davanın KISMEN KABULÜ İLE 20/02/2015 tanzim tarihli 30/04/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli senet yönünden davacının davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, a-)… Bank yönünden açılan davanın Reddine, 2-Birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/603 esas sayılı dosya üzerinden 20/02/2015 tanzim tarihli 30/05/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli senet nedeniyle davacının davalı … Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, 3-Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/488 esas sayılı dosya yönünden 20/02/2015 tanzim tarihli 30/03/2015 vadeli senet nedeniyle davacının davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespiti ile 26.000,00-TL’nin 01/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’den istirdadı ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 20.02.2015 tanzim tarihli, 30.04.2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli bir senet incelendiğinde senedin düzenleyeni … ve kefili …tır. Lehdar … Kargo’dur Bu firma senedi ciro ederek … isimli şahsa verdiğini, Son hamil de müvekkil … San. ve Tic. Ltd. Şti.dir. İş bu sebeple müvekkil şirketin davacıların imza kabiliyetlerini kontrol etme durumu bulunmadığını, davacı tarafın herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin, şerh düşmeksizin aynı olaya konu olan ve sıralı olarak verilen senetlerden 1. olan 30.03.2015 vade tarihli 26.000,00 tl. bedelli senedi ödediğini, bir ticari işletmenin, borçlu olmadığı, kendi düzenlemediği, bilgisi ve onayı dışında olan ve miktarı 26.000,00 TL. gibi yüksek meblağlı bir senedi, müvekkil şirkete vermesi mümkün olmadığı gibi aynı alacağa konu olarak sıralı şekilde verilmiş olan aynı düzenleme tarihli ve 30.03.2015 vade tarihli 26.000,00 TL. bedelli senedi herhangi bir ihtirazı kayıt belirtmeksizin 01.04.2015 tarihinde ödediğini, sıralı senetlerden herhangi bir ihtirazı kayıt yada imza itirazı olmadan ödenmiş bulunan 30/03/2015 vadeli bonun aslı dosyaya sunulmadığını, davalı … banka tahsil cirosu ile verilmiş, bankanın da taraflara ihbarname gönderilmesi ile bono davacılar tarafından imza itirazı ya da başkaca bir ihtirazı kayıt olmadan imza kabullenilerek ödendiğini, müvekkil ile dava dışı senet cirantası … Lojistik San. Tic. A.Ş arasında 20.07.2014 tarihinde Akaryakıt satım sözleşmesi imzalandığını, Belirtilen sözleşmeye istinaden, dava dışı … San. Tic. A.Ş, sözleşme gereğince müvekkil şirketten akaryakıt almış ve karşılığında bir kısım ödemelerini de, davacının düzenlemiş olduğu senetler ile ödemek istediğini, Bu talep üzerine, müvekkil şirket tarafından, davaya konu senet ile birlikte diğer senetlere ilişkin gerek ticari, gerekse hukuki herhangi bir sıkıntının bulunup bulunmadığı konusunda, bilgi amaçlı davacı taraf arandığını, Davacı ile yapılan görüşme sonucunda davaya konu senedin kendileri tarafından düzenlendiği, vade tarihinde senet bedelinin taraflarınca ödeneceği bildirildiğini, ayrıca davacı taraf ile yapılan görüşmede davacı taraf müvekkil şirket yetkilinse, … San. Tic. A.Ş’nin kendi grup şirketleri olduğu bilgisini verdiğini, müvekkil şirket alacaklarına karşılık olarak almış olduğu senetlerden 20.02.2015 tanzim tarihli 30.03.2015 vade tarihli 26.000,00TL bedelli senet vadesi geldiğinde tahsil amaçlı olarak bankaya verildiği ve davacı tarafından hiçbir ihtirazı kayıt olmadığı 01.04.2015 tarihinde ödendiğini, Müvekkil şirkete bu senetten başkaca sıralı senetler verilmiş ve dava konusu 30.04.2015 vade tarihli senet de ödenmediği için protesto olmuş ve davacı tarafından ödenmediğini iki firma arasındaki organik bağ mahkeme mahkeme kararı ile de kesin olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap: Asıl ve birleşen davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından düzenlenmeyen ve imzalanmayan söz konusu 20.02.2015 tanzim tarihli, 30.03.2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli senede istinaden davalının çalıştığı banka tarafından müvekkile ihbarname gönderilmiş, müvekkile de vadesi çok yakın olan bu senedin protesto edilmemesi ve icra takibine konulmaması için baskı altında ödeme yapmaya zorlandığını, sonra senet incelendiğinde, müvekkile tarafından düzenlenmediği, imzanın müvekkile ait olmadığı tespit edilmiş ve yerel mahkemedeki işbu dava açıldığını, yerel mahkemece yapılan tüm araştırma ve yazışmalara rağmen dava konusu senetlerden 30.03.2015 vadeli senet aslının nerede olduğu tespit edilemediğini, buna karşılık, bu senetteki sahte imza, diğer dava konusu senetlerdeki sahte imzalar ile birebir aynı olup imzaların sahteliği çıplak gözle dahi tespit edilebildiğini, yerel mahkemenin 06.11.2018 tarihli ara kararında 30.03.2015 tarihli bono aslının tüm aramalara rağmen bulunamadığı hususu nazara alınarak ve mümkünse dosyada bulunan tüm ıslak imzalı evraklarla bono fotokopisi karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi raporu hazırlanması yönünde ara karar oluşturulduğunu, dava konusu olan diğer senetler (30.04.2015 vadeli – 26.000 TL bedelli ve 30.05.2015 vadeli – 26.000 TL bedelli) incelendiğinde, sahte olarak atılan imzanın 30.03.2015 tarihli senetteki sahte imza ile birebir aynı olduğu çıplak gözle dahi tespit edilebildiğini, Bu nedenle senetler üzerinde imza incelemesi yapan Adli Tıp Kurumu da bu hususu tereddütsüz ve net bir şekilde tespit ederek rapora aktarıldığını, müvekkil şirket 15.01.2015 tarihinde, kurucusu … tarafından kurulmuş olan ve hiçbir şirketle grup vs. ilişkisi bulunmayan, tek yetkilisi … olan münferit bir şirket olduğu, davalı şirket, yerel mahkemedeki iddialarında dava dışı … şirketinin borçlarına karşılık müvekkilin tarafından söz konusu 30.03.2015 vadeli senetle birlikte bir takım sıralı senetlerin verildiğini ileri sürdüğünü, müvekkil şirket, hiçbir zaman, dava dışı başka bir firmanın borçlarından ötürü senet düzenlememiş ve imzalamadığın, davalı taraf, müvekkili tarafından tanzim ve imza edilmeyen 30.05.2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli başka bir senedi icraya koymuş, ancak bu senet üzerinde tahrifat yaparak borçlu gösterilen müvekkil şirket yetkilisi …’ ın adını çizerek yerine “…” ismi yazılıp borçlu sıfatıyla bu şahıs hakkında takip yapıldığını, davalı şirket bu şekilde, müvekkil şirketin tanzim ve imza etmediği, imzaları müvekkil şirket yetkilisine ait olmayan işbu sahte senetlerden (30.03.2015 vadeli, 30.04.2015 vadeli ve 30.05.2015 vadeli) dolayı açmış olduğunu, …’ın müvekkil şirketin tek sahibi ve yetkilisi olduğu, müvekkil şirkete atfen düzenlenmiş sözde senette, şirket kaşesi de kullanılmadığı, bunun yerine şirket unvanı elle doldurulduğunu, bilirkişi incelemeleri neticesinde müvekkillere atfen atılan keşideci ve kefil imzalarının müvekkil …’a ait olmadığı tespit edildiğini, bu sebeplerel asıl ve birleşen davacılar vekili tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Asıl dava , 20.02.2015 tanzim tarihli 30.04.2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli senet nedeniyle, birleşen (istanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/603 Esas) dava ise 20/02/2015 tanzim 30/05/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Birleşen (istanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/488 Esas) dava 20.02.2015 tanzim tarihli 30/03/2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli senet nedeniyle isdirdat istemine ilişkindir. İstirdat istemine konu senet bedeli banka ihbarnamesi üzerine ödenmiş olduğundan, diğer bir ifadeyle icra tehdidi altında ödenen bedelin tahsili niteliği bulunmadığından İİK 72/7 maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı , talebin TBK hükümleri kapsamında sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı istirdat istemi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Dava ve birleşen dava konusu 20.02.2015 tanzim tarihli, 30.03.2015, 30.04.2015 ve 30.05.2015 vadeli ve 26.000,00 TL bedelli üç adet bononun sahte olarak tanzim edildiği iddiası ile menfi tespit ve istirdat istemli davalar açılmıştır. Davacı tarafından birleşen dava konusu 30.03.2015 vade tarihli senet bedelinin senedi tahsil cirosu ile alan … banka 01.04.2015 tarihinde ödendiği , senet aslının banka tarafından dosyaya tevdi edilmediği bankanın 06.07.2018 tarihli yazısı ile anlaşılmaktadır. Dava konusu senetlerin keşidecisinin davacı … KARGO şirketi olduğu, şirket yetkilisi diğer davacı …’ın kefil olduğu , … kargo lojistik firması lehine düzenlendikleri , …, … tarafından ciro edildiği, … Petrolün son hamil olduğu ve … banka ciro ettiği görülmektedir.Mahkemece imza incelemesi yaptırılmış olup, dosyada mevcut, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; İnceleme konusu senet asıllarındaki ve senet fotokopisindeki basit tersimli borçlu imzaları ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu tarafından usulüne uygun olarak yapılan imza incelemesi neticesinde, davaya konu bonolarda yer alan keşideci ve kefil imzasının davacı şirket yetkilisi ve kefil olan …’ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Bir kambiyo senedi düzenlendiği zaman lehtar ile keşideci arasında kural olarak bir temel ilişki ve kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’iler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak def’ilere dayanmaktadır. Bu açıklamalara göre, eldeki dava ve birleşen davalar dava konusu bonoların sahte olarak düzenlendiği iddiasına dayalı, açılmıştır. Sahtecilik def’inin mutlak bir def’i olup, herkese karşı ileri sürülebileceği gözetildiğinde senet hamilinin iyi niyetli olup olmamasının ve sıralı düzenlenen bonolardan 30.03.2015 vade tarihli bononun ödenmesinin de hukuki sonucu değiştirmeyeceği, senet bedeli ödenmiş olsa bile sahtecilik mutlak def’inin istirdat talebine esas olmak üzere ileri sürülebileceği açıktır. Diğer taraftan dava konusu senetler sıralı şekilde düzenlenmiş ve tedavüle konulmuş olup bunlardan bankaya tahsil için verilen senedin aslının banka tarafından senet aslına ulaşılamadığı gerekçesi ile dosyaya ibraz edilmediği , sıralı olarak düzenlenen ve ciro edilen dava konusu senetlerin asıllarının ATK nezdinde imza incelemesine tabi tutulduğu ve asılları incelenen senetlerde yapılan inceleme ile imzanın davacılara ait olmadığı tespit edilmiştir.Dava konusu bir adet senet yönünden ise, fotokopi belge üzerinden imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmesi doğru değil ise de, eldeki menfi tespit davasında senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunu ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Davalı tarafça imzanın davacıya ait olduğu ispat edilememiştir. Ayrıca menfi tespit ve istirdat talebi yukarıda değinildiği üzere kambiyo hukukundan kaynaklanan kambiyo ilişkisinin sahtelik nedeniyle hükümsüzlüğü iddiasına dayalı olarak taraflar arasındaki temel ilişkiden (asıl alacak borç ilişkisi) bağımsız olarak incelendiğinden, keşideci ve lehtar ile cirantalar arasında organik bağ olup olmadığı, bu kişilerin çıkar ve işbirliği içinde birlikte hareket edip etmedikleri, davalının temel ilişkide alacaklı olup olmadığı gibi savunma sebeplerinin de, senetlerin sahtelik nedeniyle kambiyo senedi vasfında kabul edilemez olmakla temel ilişkiden bağımsız ele alınması gerekli kambiyo ilişkisi yönünden sonucu değiştirmeyeceği, aynı nedenlerle ceza soruşturma sonucunun HMK 165. maddesi gereği bekletici mesele yapılmasına yer olmadığı, verilen davanın kabul kararının dava konusu kambiyo senetleri nedeniyle borçlu olunmadığına ilişkin olduğu, taraflar arasında temel ilişki nedeniyle alacak borç ilişkisinin tespitine ilişkin olmadığı tüm bu nedenlerle mahkemece davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, istirdat talebinin sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı TBK 77. v.d. maddeleri gereğince kabulünün gerektiği, zira bu talebe konu bononun icra takibine konu edilmeden banka ihbarı üzerine ödendiği dolayısıyla somut uyuşmazlıkta İİK 72/7.maddesinin uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmıştır.Tüm bu açıklamalara göre mahkemenin davanın kabulü kararının gerekçesinde hata edildiği ancak sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmıştır.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararında gerekçede hata edildiği tespit edildiğinden kararın HMK 352/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2019 tarih, 2015/429 E. 2019/856 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm KURULMASINA,3-20/02/2015 tanzim tarihli 30/04/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli senet yönünden davacının davalı … Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, 4-… Bank yönünden açılan davanın Reddine, 5-Birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/603 esas sayılı dosya üzerinden 20/02/2015 tanzim tarihli 30/05/2015 vadeli 26.000,00-TL bedelli senet nedeniyle davacının davalı … Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, 6-Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/488 esas sayılı dosya yönünden 20/02/2015 tanzim tarihli 30/03/2015 vadeli senet nedeniyle davacının davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespiti ile 26.000,00-TL’nin 01/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … San. Ve Ticaret Ltd. Şti’den istirdadı ile davacıya verilmesine 7-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN 7/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 1776,06 TL karar harcından peşin alınan 444,02- TL’nin mahsubu ile 1.332,04-TL TL harcın davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 27,20 TL başvurma harcı, 444,02 peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 460,00-TL İstanbul Adli Tıp Kurumu rapor bedeli 668,80 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.604,12 TL’nin, davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti’den davacılara verilmesine, 7/c-Davalı … BANK A.Ş. tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 36,00 TL posta giderinin, davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 7/ç-Davalı … Taş. Tur. San. Ve Ticaret Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama masraflarının bu davalı üzerinde bırakılmasına, 7/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900 TL vekalet ücretinin davalı … San. Ve Ticaret Ltd. Şti’den alınıp davacılara verilmesine, 7/e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalı … BANK A.Ş ye verilmesine,
8-BİRLEŞEN DAVADA YÖNÜNDEN İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/603 esas sayılı davada; 8/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 1776,06 TL karar harcından peşin alınan 444,02 TL’nin mahsubu ile 1.332,04 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 8/b-Davacılar tarafından yapılan 37,00-TL posta ile tebligat masrafı ve 444,02-TL harç olmak üzere toplam 481,02-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 8/c-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının davalı üzerinde bırakılmasına, 8/ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, 9-BİRLEŞEN İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/488 esas sayılı davada; 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 1.776,06-TL harçtan peşin alınan 444,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.332,04-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına, 9/a-Davacı tarafından yapılan 146,00-TL posta ile tebligat gideri ve 444,02-TL harç olmak üzere toplam 590,02-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 9/b- Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının davalı üzerinde bırakılmasına, 9/c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 10-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 10/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı … Tur.San.Tic.Ltd.Şti. tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 10/b-İstinaf yargılaması için davalı … Tur.San.Tic.Ltd.Şti. tarafından yapılan 445,80 TL’nin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 10/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 12-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023