Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1812 E. 2023/1224 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1812
KARAR NO: 2023/1224
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2017/436 E. – 2019/317 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin lisans hakkı kendilerine ait olan … isimli bilgisayar yazılımının FSEK mevzuatı uyarınca eser sahibi olduğunu, müvekkilinin programın isim tescil hakkına sahip olduğunu, ayrıca yazılıma ilişkin modülleri gösteren TOBB ve Noterce onaylanan kapasite raporuna sahip olduğunu, müvekkilinin sahibi olduğu programın kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması veya başka bir şekilde kullanılması vs. için hiçbir şekilde bir kuruluşa veya kişiye izin verilmediğini, İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016 /52 D.iş nolu dosyasıyla yapılan tespit neticesinde düzenlenen 01.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda ” davalılara ait bilgisayarlarda … 5.1 yazılımı ile … modüllerinin bilgisayarda kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde müvekkili şirkete ait olan yazılımların izinsiz olarak kullanıldığının tespit edilmiş olduğunu, bunun üzerine davalı şahıs hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, davalıların müvekkiline ait olan yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle kullandığını, davalının faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiğinin açıkça ortaya çıktığını, davalıların FSEK mevzuatına aykırı hareket etmek suretiyle müvekkilinin mali haklarına tecavüz ettiğini, müvekkiline ait bilgisayar programlarının davalılar tarafından izinsiz ve lisanssız kullanılması nedeniyle müvekkil şirketin mali haklılarının ihlalinden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 16.000,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari reeskonta faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız olan davanın reddedilmesi gerektiğini, Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasının devam ettiğini, öncelikle soruşturma dosyasının neticelenmesinin beklenmesini, müvekkili şirketin izinsiz bir şekilde kullandığı iddia edilen programın kendisine müvekkilinin bilgisi dışında, bir çalışanı tarafından harita programları araştırması yaparken yanlışlıkla çalışanın bilgisayarına kaydedildiğini, bu kayıttan ne müvekkilinin ne de çalışanının haberi olmadığını, bilirkişi incelemelerinde programın kurulu olduğunun tespit edildiği, ama kullanılmış olduğuna dair bir ibarenin olmadığını, davacı şirket tarafından programın gerçek fiyatının değil 45.000,00 50.000,00 TL gibi fahiş bir fiyatın talep edildiğini, halbuki programın fiyattının 9.650,00 TL olduğunu, ama müvekkilinden 50.000,00 TL istendiğini, müvekkilinin savcılık soruşturmasında uzlaşma teklifini kabul ettiğini, fakat davacı tarafın kabul etmediğini, bundan dolayı art niyetli olduğunu, müvekkili şirkete fahiş fiyat teklifi sunulduğunu, programın sehven kurulduğunu, bundan ötürü haksız ve kötü niyetli olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,-72.076,80 TLnin 26.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -Davacının fazlaya ilişkin 2.923,20 TL lik talebinin REDDİNE, ” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil yazılımlarının davalı yanca izinsiz ve lisansız olarak kullanılması nedeni ile FSEK 68. maddeye dayalı olarak açmış olduğumuz telif tazminatı istemli davada yerel mahkemece “Davanın kısmen kabulü ile 72.076,80 TL olarak hesaplanan telif tazminatının 26.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin istemin ise reddine” karar verildiğini, müvekkil şirkete ait … yazılımlarının eskidiği gerekçesi ile % 20 oranında, ayrıca bir de sektör indirimi altında % 20 oranında toplamda % 40 lara varan oranlarda indirim uygulanması Kanunun amacına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil şirkette uygulanan genel indirim oranları gerek yıllara gerekse her bir modül için tespit edilmişken farklı isimler altında ayrıca indirimler yapılarak eser sahibi korunmadığı gibi yasanın amacı hiçe sayılmadığını, indirimler yaparak çok cüzi bir meblağa indirilen sözde üç kat tazminat içeren miktar ile bu programları husumetsiz şekilde gelip satın alacak müşteriye sunulacak fiyat teklifi karşılaştırıldığında, husumetsiz alışverişte müşteri çok daha fazla bedel ödemek zorunda kalacağı yapılan hesaplama ile ortada olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava davacıya ait “…” isimli bilgisayar yazılımın programının davalılar tarafından iş yerlerinde lisanssız ve izinsiz olarak kullanıldığı iddiasına dayalı telif tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili eser niteliğindeki bilgisayar yazılım programının izinsiz ve lisansız kullanımı nedeniyle 16.000,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari reeskonta faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 17.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile ile talebini artırarak, 75.000,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 26/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Hükme esas alınan 20.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda; … yazılımının FSEK md.2 kapsamında “ilim ve ebediyat eseri”nin bir türü olan “bilgisayar programı” olarak koruma altında olduğu, davalının tespit konusu lisanssız kullanımındaki bilgisayarındaki Netcad 5.1 versiyonu yazılıma ait toplam rayiç değerin %20 eskime payı indirimi yapıldıktan sonra 24.025,60 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Mahkemece “davacının, sorumluluğu bulunan mütecavizlerden, malî haklarının ihlâli ve uğradığı zarar sebebiyle eylem tarihinde yürürlükte bulunan FSEK’nun 68.maddesi uyarınca üç katı kadar telif tazminatı isteyebileceği, telif bedelinin toplam 24.025,60 TL olduğu, üç katının ise 72.076,80 TL olduğu, davacı tarafın 75.000,00 TL talep ettiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, 72.076,80 TL’nin tespit tarihi olan 26/05/2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 2.923,20 TL’lik talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, reddedilen miktar yönünden istinaf istinaf yoluna başvurmuş ise de; İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar 02.12.2016 tarihli RG’de yayınlanan 6763 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre, (2) Miktar veya değeri “üç bin” Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.Buna göre HMK 341/2 maddesindeki parasal sınır 2019 yılı için 4.400,00 TL tutarındadır. Davacı yönünden reddedilen miktar 2.923,20 TL olduğundan verilen karar davacı yönünden HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin niteliktedir. İstinaf başvurusunun davacı tarafça kesin bir karara karşı yapıldığı açık olduğundan HMK’nın 346/1. maddesi gereği ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi ve HMK’nın 346/2. maddesi gereği verilen istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararın istinafı halinde dosyanın dairemize gönderilmesi gerekirken, bu hususun yerine getirilmediği anlaşıldığından İstinaf başvurusunun HMK 352 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun HMK 352. maddesi gereğince reddine, HMK 346 maddesi gereğince karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm karulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 341/4. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nun 352/1/b. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,2-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden taraf vekillerince tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde yatırana iadesine,3-6100 Sayılı HMK’ nun 326/1 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER OLMADIĞINA, 5-6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE, Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 352/1-b. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023