Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1811 Esas
KARAR NO: 2023/1162
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
NUMARASI: 2015/104 E. – 2019/1337 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin aracılık olan şirket olduğunu, … Projesi adlı proje ile yapılması planlanan evlerin, dava dışı satıcı ve yüklenici firmalar olan … Ticaret A.Ş. ile … Turizm A.Ş. adlı şirketlerin, bu projeyi tamamlamaları için nakit finansmanı sağlamak maksatlı kurulduğunu, … Projesi olarak bilinen projenin tamamlanması noktasında, projedeki evleri satın alanların borç olarak verecekleri paraları toplayarak yüklenici- satıcı firmalara aktarmak sureti ile nakit sıkıntısı içine giren yüklenicinin nakit sıkıntısını gidermek amacının güdülmekte olduğunu, bu paralar ile yapılacak işlerin ve projedeki diğer inşai işlerin denetlenmesinin de davalı tarafından yapma yükümlülüğünde olan bir iş olduğunu, finansman için geçici bir süreliğine borç olarak verilen bu paraların hesapları tutulup ve iadelerinin temin edileceğini, davalı şirketin ev satın alanlardan, hallerine uygun olarak belirlenen paraları toplayacağını bu toplanan paralar ile inşaatların bitirilmesini finanse edileceğini, davalı borçlu şirketin hisselerinin de yine söz konusu finanse edenlere devredileceğinin kararlaştırıldığını, bu devir bedelinin de ayrıca yatırmalarının sağlandığını, yapılan anlaşmalardan ve dahi ödemelerden davanın açıldığı bu güne kadar ne iade edilmiş bir ödeme ne de devri yapılmış herhangi bir hisse payı olmadığını, müvekkilinin dava dışı … ile aralarında satın alma vaadi sözleşmesi yaparak Göktürk ilçesinde yapılacak olan … adlı projenin henüz inşaat aşamasında bir adet villa satın aldığını, yüklenici ve satıcı inşaat firmasının maddi zorluk nedeniyle inşaatlarını tamamlayamadığını, söz konusu projeden gayrimenkul satın alanların projenin tamamlanması için kendi aralarında kuracakları şirket ile yükleniciyi dışarıdan finans etmeye karar verdiklerini, böylelikle yarım kalan projenin tamamlanarak herkesin evine kavuşmasının hedeflendiğini, müvekkilinin kurulan bu şirketin banka hesabına … hisse payı açıklaması ile paralar yatırdığını, ancak taşınmazlarının tamamlanmadığını, şirket paylarının da devredilmediğini, bunun üzerine dava dışı yüklenici firmalarla ilgili İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinin 2014/550 E. sayılı dosyasında dava açtıklarını ve şirkete yatırılan paraların iadesi için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 39 ev sahibi adayı ile birlikte hareket ile kendi evinin inşaatının tamamlanmasını teminen 9.000.000-$ doları 1/57 oranında 157.890 $ dolar (davacının ikisi kendisine ait, bir adeti eşi ile ortak 3 evi bulunduğu) bu nedenle taahhüdünün 157.890 $ x 2 = 315.828 $ dolar borç vermeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu taahhüdüne mahsuben inşaatçı … Şirketine borç verebilmek üzere kendi adına 2 x 80.000 $ = 160.000 $ doları yaklaşık 3 yıllık sürede ve taksitler halinde müvekkili şirket adına gönderdiğinin doğru olduğunu, öncelikle davacının kısmi de olsa borç verdiği ve dolasıyla verdiği borcu talep edebileceği şirketin müvekkili şirket olmayıp … Tic. A.Ş. ve … A.Ş. olduğunu, bir kısım ev sahiplerinin 160.000 $ ödeyerek taahhütlerini yerine getirdiği halde davacının taahhütlerinin yarısını ifa edip müvekkil şirketten hisse talep etmesinin haksız olduğunu, davacının evininde bulunduğu 40 a yakın villa ve 5 blok apartmandan oluşan … projesinin tamamen arsa halinde iken müvekkili şirketin organize ettiği çalışmalar sonunda kaba inşaatının tamamlandığını, her tahsilatın ve ödemenin banka kayıtları ve ev sahiplerinin bilgisi ile yapıldığının sitenin kaba inşaatlarının müvekkili şirketin inşaatı ile ilgilendiği dönemlerde başlatılıp bitirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “…davacının dava dışı … Turizm şirketi ile aralarında yaptıkları satış vaadi sözleşmesine istinaden … adlı projeden villa satın aldığı, inşaatların tamamlanamaması üzerine inşaatların tamamlanması için yüklenici firmaya finansman sağlamak amacıyla kurulan davalı şirkete yapmış olduğu ödemelerin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için bu davanın açıldığı, bu taşınmaz ile ilgili İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinin 2014/550 esas 2017/653 karar sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescili davasında; davanın kabulü ile davaya konu İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mah., … parsel de bulunan arsa nitelikli ana taşınmazda davalı … A.Ş.adına kayıtlı hissenin 395/10000 hissesinin iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, cezai şart talebinin kabulü ile 248.050 USD nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kira mahrumiyeti yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, İstinaf aşamasında davacının feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, buna göre davacının bu dava kapsamında bedel talep etme hakkının bulunmadığı, zira davacının gönderdiği paralarla tamamlanması istenilen inşaata ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin kabul edildiği, tamamlanması için para gönderilen yerin davacı adına hisse olarak kaydına karar verildiği, davacının gönderdiği paraların karşılığını bu şekilde elde ettiği, bilahare bu talebinden feragat edildiği gözönüne alındığında davacının gönderdiği paraların iadesini talep etme hakkının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Mahkemenin davayı reddetme sebebi olarak dava dışı şirkete açılan İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi 2014/550 E. Sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davasında istinaf aşamasında dosyadan feragat edilmesini gösterdiğini, HMK 297. Maddesine göre kararın gerekçesiz olduğunu, -Bu davanın Davalı şirkete sadece inşaatın tamamlanması için verilmiş borç para olduğunu, bu davanın tapu bedeli davası olmadığını, tapu bedelinin zaten dava dışı şirkete ödendiğini, Mahkemenin vermiş olduğu kararla birlikte davacının iki kat zarara uğradığını, davalı şirketin inşaat için sağlanan finansman parasını geri ödenmemesinin davacı müvekkilini zarara soktuğunu, Davacı müvekkilinin, dava dışı şirket ile sadece sulh olduğunu ve diğer dosyadan feragat edildiğini ancak dava dışı şirketten taraflarına geçen herhangi bir tapu devri olmadığını, red kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi heyetinin, bu kararı, işbu dava ile davacısı dışında tamamen aynı olan ilk kararı ile aynı şekilde davayı reddeden İstanbul 16. Ticaret Mahkemesinin red kararının istinaftan dönüşüne kadar bekletici mesele yaptıktan sonra İstanbul BAM 18. HD’ nin İstanbul 16. Ticaret Mahkemesinin kararını kaldıran 13.12.2018 tarih ve 2017/2131 E. 2018/2181 K. sayılı ve “İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin2014/524E (Bozmadan sonra 2018/337) sayılı dava dosyasının sonucu beklenmeksizin verildiği” şeklindeki gerekçesine uygun şekilde araştırma yaptıktan sonra kaldırdığını, İst. BAM 18. HD tarafından 16. Ticaret Mahkemesindeki davada sonucun beklenmesi gerektiğinin söylendiği, İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 2014/524E sayılı dosyasının işbu davadaki karşılığı işbu davanın davacısı … tarafından yine dava dışı … A.Ş. ile … TİC. A.Ş aleyhine aynı şekilde viila teslimi ve teslimdeki gecikmeden kaynaklanan gecikme tazminatı talebi ile İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinde açılan 2014/550 sayılı dava dosyası olduğunu, İst. 9.Ticaret Mahkemesi’nin bu davanın sonucunu İst. 7. Tüketici Mahkemesinden sorduğunu ve sonuca göre karar verdiğini, davacının çelişkili beyanları dikkate alınarak ne amaçla, kimden ne istemesi gerektiğini, hatta istediğini bilmeden davalar açtığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı tarafça davalıya hisse devri ve projenin finansmanı için yapılan ödemelerin iadesi talebine dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında yapının tamamlanması için oluşacak masrafları temin etmek üzere bir sözleşme imzalandığı görülmektedir. Sözleşme kapsamında dava dışı yüklenici şirketler … AŞ ile … AŞ kurucuları arasında … Projesinin tamamlanması için sözleşme yapıldığı, ev projesinin tamamlanabilmesi için davalı şirkete davacı tarafça borç verildiğinin iddia edildiği ve hisse devir bedeli altında davalı şirkete para yatırıldığının iddia edildiği, hisse devirlerinin yapılmadığı ve verilen borçların da geri ödenmediği iddiası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince; davacının gönderdiği paralarla tamamlanması istenilen inşaata ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin kabul edildiği, davacının gönderdiği paraların karşılığını bu şekilde elde ettiği, bilahare davacının bu talebinden feragat ettiğinden para iadesi talep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının dayanmış olduğu ve ilgili hükümlerine yer verilen sözleşme, dava dışı … Tic. A.Ş. ve … A.Ş. ile henüz kurulmamış davalı şirketin kurucuları arasında imzalanmıştır. Sözleşme ile, davalı şirketin kurucuları ile dava dışı müteahhit ve pazarlama şirketleri tarafından hem kendi ad ve lehlerine hem de aralarında davacının da bulunduğu 3. kişiler yararına 6098 sayılı TBK m.129 (EBK 111) hükmü kapsamında yapılmış bir sözleşme kurulmuştur. Üçüncü kişi yararına sözleşmelerde, 3.kişi lehine vaadettiren 3. kişiye ifada bulunmayı vaadeden ve kendisine ifada bulunacak 3. kişi lehtar vardır. Yani üçlü ilişki söz konusudur. Böyle bir sözleşmede (üçüncü kişi yararına sözleşme) bir sözleşmeye taraf olmayan bir kimseye o sözleşmeden doğan alacağa etki edip talep hakkı vermektedir. Diğer bir ifade ile tam üçüncü kişi yararına sözleşmede lehtar vaadedenden ifayı bizzat talep edebilir. (M. Kemal Oğuzhan, M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt-1,20. Bası, Vedat Kitapçılık, İst. 2022, s. 258, par. 781. ve Cilt-2, s. 151 – 154) Kanun ve sözleşme hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı şirketin kuruluş amacının davacı ve diğer ev satın alanların evlerini teslim alabilmeleri için finans sıkıntısı içinde olan dava dışı şirketlerle fon sağlamak olduğu, bu kapsamda davacının da banka vasıtasıyla ödeme yaptığı, ödeme makbuzlarının sunulduğu ve makbuzlarda paraların gönderiliş sebebinin açıklandığı, davalının ise davacının ödemesi gereken bedelleri tam olarak ödememesi nedeniyle hisse sahibi olmadığının ve alacağını alamayacağın ayrıca tapuya ilişkin dosyada feragatinin olduğunu ileri sürdüğü, davacının, dava dışı şirkete fon sağlanması amacıyla kurulan ve kendisinin de ortağı olacağını düşündüğü davalı şirkete inşaat ödemeleri atfı ile borç verdiği, davalı tarafça, üçüncü kişi davacı tarafından sağlanan fonun, yine üçüncü kişi adına dava dışı şirketlere aktarıldığına ilişkin ispata yarar delil sunulup sunulmadığının incelenerek ispatlanamaması halinde bu bedelin ve yine kendisine vaadedilen davalı şirket hisseleri karşılığı olarak yaptığı ödemenin de hisse devri yapılmadığından iadesini isteyebileceğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir ifade ile davacının davalı şirkete yaptığı ödemelerin, aldığı evin bedeli veya kendisi için yapılan işlere karşılık olmayıp, borç verilmesi ve hisse alımı amacıyla yapıldığı ve dolayısıyla iadesini talep etme hakkı bulunduğu öncelikle bu hususların araştırılması gerektiği, ne kadar kısmın aldığı evin bedeli ne kadarlık kısmın dava dışı şirkete fon sağlanması amacıyla kurulan ve kendisinin de ortağı olacağını düşündüğü davalı şirkete inşaat ödemeleri atfı ile borç verdiğinin ve yine kendisine vaadedilen davalı şirket hisseleri karşılığı olarak yaptığı ödeme olduğunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu konularda denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi için, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasını gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarih, 2015/104 E. 2019/1337 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023