Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/18 E. 2020/9 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/18
KARAR NO: 2020/9
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2017
NUMARASI: 2015/87 E. 2017/535 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında söz konusu faturaları düzenleyerek borçlu şirkete teslim ettiğini, ancak borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle faturaları icra takibine koyduğunu, davalının takibe haksız olarak itirazda bulunduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; davacı ile müvekkilinin herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, söz konusu malın teslim edildiği iddiasını hiçbir şekilde kabul etmediğini, davacıya borcu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığının ve faturanın davalıya teslim edildiği konusunda ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, tarafların ticari kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde, davacının ticari kayıtları uyarınca davalı taraftan 9.083,50 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen faturanın irsaliyeli fatura olarak düzenlendiği, fatura üzerinde davalı şirket kaşesi teslim alan olarak … isminin yazılı olduğu, yanların ticari ilişkilerinde teslim alan olarak … isim imzası olan başkaca faturaların davalı tarafından kabul edilip ödemesinin yapıldığı, davalı ticari kayıtları ise usulüne uygun tutulmadığı, dolayısı ile davalı lehine delil vasfının bulunmadığı, davalı tarafından söz konusu faturanın altındaki imzanın …’ya ait olmadığının iddia edilmesi üzerine …’ya ait imza örneklerinin toplandığı ve bilirkişi inclemesi yapmak amacıyla takibe konu fatura aslının davacı taraftan istendiği, bu hususta davacı tarafa kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde fatura aslının sunulmaması nedeniyle imza incelemesinin yapılamadığı, bu kapsamda davacı tarafın teslim olgusunu yazılı delil ile ispat edemediği ve davada “yemin” deliline dayanılmış olduğundan akdî ilişkinin varlığının kanıtlanması amacıyla davalıya yemin önerme hakkının bulunduğu hususunun davacıya hatırlatıldığı, davacı tarafın yemin deliline dayanmadığı / veya karşı tarafın yemin etmesi nedeniyle davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Faturayı elinde bulundurması gereken kişinin müşteri olduğu halde, yerel Mahkeme’nin fatura aslını sunma hususunda davacıyı yükümlü kılmasının yasayla bağdaşmadığını,Ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan raporda belirtilen değerlendirmelerin davayı ispatladığını, Davalı şirket yetkilisi tarafından edilen yeminin, sunmuş oldukları yemin metni ile uyuşmadığını, davalı tarafın yemininin, dava sürecindeki iddialarının zıttı olduğunu, davalı taraf yetkilisinin yemin ettiği duruşmaya dek davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiyi inkar ettiğini, fakat yemininde zaman zaman ticari ilişki bulunduğunu ifade ettiğini, davalı tarafın yeminini teklife uygun şekilde yerine getirmediğini beyan ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir.6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Somut dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı, davalıya fatura karşılığı mal sattığını, bedelini tahsil edemediğini, bedelin tahsili için yaptığı takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, fatura içeriği malın teslim edilmediğini, irsaliyeli fatura altında teslim alan kısmındaki imzanın ne kendisine ne de oğlu …’ya ait olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosyada taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Alınan bilirkişi raporlarına göre, davacı kayıtları itibariyle davacı davalıdan 9.083,50 TL alacaklı görünse de, takibe konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının BA formlarında fatura dönemi itibariyle 2 adet fatura bedeli olan 20.396,00 TL beyan edildiği, ancak davalı ticari defterleri ile davalı BA formlarının örtüşmediği, davalı defterlerinin usülüne uygun tutulmadığının tespit edildiği görülmüştür.Takibe konu fatura irsaliyeli olup, sevk irsaliyesinde teslim alan olarak … isim ve imzası bulunmaktadır. Davalı yan, teslim alan kısmındaki imzanın …’ya ait olmadığını beyan etmiştir. Fatura aslının temin edilememesi nedeniyle mahkemece imza incelemesi yapılamamıştır.HMK 190 maddesine göre ispat külfeti davacı taraftadır. Davacı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davaya ve takibe konu faturanın davalıya tebliğ edildiğini veya fatura içeriği malın davalıya teslim edildiğini ispatla yükümlü olup, ticari defter, kayıt ve belgelere göre davacı belirtilen hususları ispatlayamamıştır. Belirtilen hususlarda davacı tarafça davalıya teklif edilen yemin davalı tarafça da eda edilmiştir. Her ne kadar davacı taraf, davalı şirket yetkilisi tarafından edilen yeminin, sunmuş oldukları yemin metni ile uyuşmadığını ileri sürmüş ise de, dosyada mevcut yemin metni ve davalı şirket yetkilisinin beyanları birlikte dikkate alındığında, bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Açıklanan sebeplerle davacı istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 23,00TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi dosya üzerinden duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/09/2020