Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1794 E. 2023/1161 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1794 Esas
KARAR NO: 2023/1161
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2019
NUMARASI: 2018/1167 E. – 2019/1002 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkil şirketin … Şirinevler Şubesi’ndeki vadesiz hesabına bloke konulduğunu ve hesabın dondurulduğunu, müvekkil şirketin vadesiz hesapta bulunan 28.400,00-TL çekilmek istendiğinde İstanbul Anadolu Başsavcılığı’nın 2018/43997 Soruşturma numaralı dosyasından savcılığın emri gereği hesaba bloke konulduğunu ve ancak savcılığın bloke olmadığı yönündeki yeni bir kararı ile bahse konu paranın müvekkil şirkete verileceğinin taraflarına bildirildiğini, bundan dolayı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulduğunu, savcılıkça verilen cevapta ”Dosyada yapılan incelemede C. Başsavcılığımız tarafından şüpheli hesaba bloke konulması yönünde herhangi bir talimat verilmediği, konunun bankacılık hukuku içerisinde değerlendirilmesi hususunda gereği rica olunur” şeklinde müzekkere yazıldığını, bunun üzerine 15.10.2018 tarihinde yeniden banka şubesine başvurulduğunu, bankanın yine bir ödeme yapmadığını ve müvekkil şirketin vadesiz hesabındaki parayı kullanamamasından dolayı zor duruma düştüğünü, paranın ödenmemesi üzerine davalı banka aleyhine 22.10.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyası ile takibe başlandığını, davalı bankanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/43997 soruşturma numaralı dosyasından verilen 06.03.2018 tarihli karar ile alacaklı hesaba bloke uygulanmış olduğu gerekçesiyle ödeme yapılamayacağının belirtilerek 08.11.2018 tarihinde takibe itiraz ettiğini, 06.03.2018 tarihli savcılık kararında, ”….30.750,00 TL tutarında yapılan EFT işlemine ilişkin soruşturma başlatılmış olmakla ilgili hesabın dondurulması ya da EFT yapılan miktar üzerinden bloke konulması konusunda bankanızın muhtariyetine” denmekte olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, takibe 15.10.2018 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasına ve itiraz edilen kısım üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “..6102 sayılı Kanun m 18/2 gereği tüm tacirler ticari işleriyle ilgili olarak basiretli bir tacir gibi davranmak durumundadırlar. Bankalar ise tacir olmalarının yanısıra faaliyet alanları, kuruluşları, yönetimleri, iç denetim sistemleri, finansal raporlamaları, özsermayeleri, sermaye yeterlilik oranları ve bağımsız denetimleri 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile düzenlenen kuruluşlar olduğu, kamu nezdinde gven kurumu olarak kendi faaliyet alanlarının gerektiği ölçüde basiretli ve özenli şekilde davranmaları gerektiği, bankaların sadece hesap sahiplerine karşı güven kurumu olmakla birlikte kamuya karşı güven kurumu oldukları,…’ın 03/03/2018 tarihinde davacı şirketin www…com platformuna giriş yaptığı, aynı gün üyelik hesabına 30.750,00-TL yatırılmış olduğu, dava dışı … adına davacı şirketin platformu üzerinden açılan üyelik hesabı üzerinden 05/03/2018 tarihinde bitcoin alımı yapıldığı, platformdaki bitcoinlerin www…com adresine transfer edildiği, söz konusu 30.750,00-TL bakiye ya da karşılığı bitcoinin davacı uhdesinde bulunmadığı, Bankaların güven kurumu olmaları ve davacı şirketin hesabındaki meblağa dair ticari bilgi ve belgenin sunulmamasından dolayı banka hesabındaki meblağın ticari olarak hakkı olup olmadığına dair Mahkememizce sağlıklı inceleme yapılamadığı ve haklılığını kanıtlamaktan kaçınmış olduğundan davasını ispatlayamadığı, icra takibinde haksız olduğu, bankanın soruşturma kapsamında hesaba bloke koymasının haklı olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine..” şekilde karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -27.03.2019 tarihli duruşmada taraflarına delil sunmaları için iki haftalık süre verildiğini ve 10.04.2019 tarihinde ara kararın yerine getirilerek, hesap sahibine ait ait üyelik bilgileri, adres bilgisi, kimlik bilgisi ve hesap hareketlerinin sunulduğunu, bloke konulan hesabın müvekkili şirketin vadesiz hesabı olduğunu, dosyada inceleme yapılmadığını,-Olaya uygulanması gereken kanunun 5411 sayılı Bankacılık Kanunu olduğunu, bankacılık kanununun ticaret kanununa göre özel bir kanun olduğunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi; “4721 sayılı Türk Medenî Kanununun rehinlere ve hapis hakkına, 818 sayılı Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarları, geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz. Mevduat veya katılma hesabı sahipleri ile kredi kuruluşları arasında vade ve ihbar süresi hakkında kararlaştırılan şartlar saklıdır.” gereği bankanın mevduat hesabına bloke (sınırlama) koymasının ancak kanunda sınırlı sayıda belirlenmiş hallerde mümkün olduğunu,-Hesaba bloke konulmasına neden olan eft işleminin soruşturmada şikayetçi olan …’ın … Bankası hesabından yapıldığını, müvekkili şirketin bu paranın uhdesine geçmesinde bir etkisi ve katkısı olmadığını, başka bankadan gelen eft işleminin gerçek hesap sahibi tarafından mı gönderildiği veya gerçek hesap sahibinin bilgilerini ele geçiren üçüncü kişiler tarafından mı gönderildiğini anlama ve müdahale etme şansı olmadığını, bu denetim ve doğrulamanın eft yapan bankanın sorumluluğunda olduğunu, eft olarak müvekkili şirkete gelen parayla bitcoin alındığını ve bu bitcoinleri müvekkili şirket uhdesinden çıkarıp, başka bir platforma taşıdığını, müvekkili şirket hesabına bloke konulduğunda bahse konu olay nedeniyle müvekkili şirket uhdesinde şikayetçiye ait ne bir para ne de alınmış bitcoin söz konusu olduğunu, konulan bloke haksız olup, müvekkili şirketin zararına ve itibar kaybına neden olduğunu, yapılan soruşturma neticesinde müvekkili şirketin bu duruma sebebiyet verdiğine dair bir delil olmadığından müvekkili şirket yetkilisi hakkında 11.01.2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, -Mahkemenin kararı ile hesaptaki paranın sahipsiz hale geldiğini, bu karar ile artık herkes banka hesaplarındaki parasını ayrıca hak edilmiş olduğunu ispatladıktan sonra çekebileceğini, hesap üzerinde savcılığın blokesi olmadığını, Savcılığın bu konuda 11.10.2018 tarihli yazısı olduğunu, bankanın iade etmeme nedeni olarak yasal bir gerekçede ileri sürmediğini, Mahkemenin bankanın neden parayı iade etmediğini sorgulaması gerekirken, hesaptaki paranın hak edilmiş bir para olup olmadığının gerekçe edildiğini, -Bilirkişinin bankayı kök raporda haklı bulduğunu, ek raporda bankacılık mevzuatına göre bankanın haksızlığını tespit ettiğini ancak yinede tacirliğinden hareketle önceki görüşünde ısrar ettiğini, -Paranın müvekkili şirkete ait olduğunun ve şirket hesabında bulunduğunun sabit olup, taraflarının hak edilmiş bir para olup olmadığını ispatlama gibi bir yükümlülüğü olmadığını, 5411 sayılı Bankalar Kanununun 61. Maddesi ve TBK nın ödünç sözleşmesine ilişkin hükümleri gereği kararın ortadan kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davanın, Davacı şirket tarafından davalı banka aleyhine, hesabında bulunan meblağın çekilmek istenmesine rağmen bankaca hesabında bulunan meblağ üzerine bloke konmasından dolayı başlattığı takibe itirazın nedeniyle, itirazın iptali olduğu anlaşılmıştır.Dava dışı … isimli şahsın hesabından kendi izni olmadan çekilen havale nedeniyle Savcılığa başvurduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/43997 CBS dosyasından soruşturma başlatıldığı ve Banka’ya 06.03.2018 tarihinde gelen yazıda Başsavcılığın davacı firma hesabına EFT yapılan miktar üzerine bloke uygulanmasının bankanın muhtariyetine bırakıldığı, 11.10.2018 tarihli yazıda da konunun Bankacılık Hukuku içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; mahkemece bilirkişiden rapor alındığı görülmüş ise de, bilirkişi incelemesinin yeterli olmadığı, bankaların kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlü olduğu, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam ettiği, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebileceği, davacının hesabında bulunan paranın, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen işlemler (güvenlik aşamalarının aşılması, bankanın gönderdiği mesajların/maillerin engellenmesi vs.) neticesinde, internet bankacılığı yolu ile hesaptan para aktarımı işlemi olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağından, davalı bankanın güven kurumu olup topladıkları mevduatı sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olduklarından ve objektif özen borcu altında olan bankaların hafif kusurlarından dahi sorumlu olacaklarına dikkat edilerek, mahkemece, konu ile ilgili soruşturma neticesinde ceza davası açılmış ise bunun da incelenerek, davacı vekilinin 10/04/2019 tarihli dilekçesi ve ekindeki dava dışı … adına üyelik oluşturma ve bitcoin alım satımına ilişkin belgeler ve gerekirse davacı şirketin internet sitesi kayıtları da incelenerek davalı bankanın EFT gönderme işlemlerinde kusurunun olup olmadığı, davacının hesap oluşturma ve devamındaki işlemlerinde kusurunun bulunup bulunmadığı ve anılan ilkeler ışığında konusunda uzman bilişim uzmanı ve bankacı bilirkişiden davacının da müterafik kusuru bulunup bulunmadığı noktasında somut verilere dayalı ve dayanak belgeleriyle açıklanmak suretiyle denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 11. HD 2020/2178 E.-2022/1978 K., 2017/974 E.-2018/6599 K., 2017/716 E.-2017/3979 K. 2018/3341 E.-2019/4515 K.) Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen KABULÜ ile;2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2019 tarih, 2018/1167 E. 2019/1002 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023