Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1789
KARAR NO: 2023/1215
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2017/1216 E. – 2019/895 K.
DAVANIN KONUSU İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu çeklerin müvekkiline ait işyerinde bulunan çelik kasının çalınması suretiyle elinden çıktığını, çalınan çelik kasa içinde … Bursa Şubesine ait … seri numaralı çek bulunduğunu, hırsızlık vakasına ilişkin Gürsu polis merkezinde soruşturmanın sürdüğünü, çekler için Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/600 e sayılı çek iptali davası açılarak ödemeden men kararı alındığını, çalıntı çekin İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … e sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, çekin kimin elinde olduğunun tebliğ edilen ödeme emri ile öğrenildiğini, icra takibinin durdurulması ve çekin iadesi maksadıyla davayı açma gereğinin hasıl olduğunu beyanla, teminat karşılığında İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, davacınını davalıya borçlu olmadığının tespiti ile rızası hilafında elinden çıkmış olan … Bursa şubesine ait … seri numaralı çekin davacıya iadesine, iş bu yargılamada karar verilene kadar ise, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/600 e sayılı dosyasında verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin davacının elinden rızası hilafından çıktığının müvekkilince bilinmediğini, müvekkilinin çekin meşru hamili olduğunu, her iki yanın da zararlarını minimize edecek şekilde bir anlaşma yapılabileceğini ve fakat anlaşılmadığı takdirde çeki tahsil için hukuki müracaatlarını yapacağını ifade ettiğini, … … mobilo uygulamasıyla çeki sorgulattığını çekte herhangi bir problem görünmediğini, müvekkilinin … Sultanbeyli şubesinden problem olup olmadığını sorması üzerine problem olmadığı bilgisini aldığını, … 2016 yılından beri müvekkiline olan 5.000 TL borcunu ödemediğini, elinde güvenilir bir çek olduğunu ancak bakiye 10.000 TL yi kendisine ödemesi halinde çeki vereceğini bildirmesi üzerine müvekkilinin alacağını ancak bu şekilde tahsil edebileceğini düşünerek çeki aldığını, yaklaşık 15-20 gün sonra çeki ikinci kez sorgulattığında çekin çalıntı olduğunu görüldüğünü, davacı şirket yetkilisi ile iletişim kurduğunu, bunun üzerine çeki … iade etmek istemesine karşın … tarafından çek bedelinin ödenmediğini, müvekkiline ödemeden men yasağı nedeniyle bankaca herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağını tahsil için icra takibine geçtiğini, davada ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispata yarar delilinin olmadığını, davacının ciro altındaki imzayı inkar etmediğini beyanla, davanın reddine, müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davacının Davasının Reddine, ” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şirkete ait iş yerinde, 29.04.2017 tarihinde gerçekleşen hırsızlık vakasında müvekkil şirkete ait çelik kasa ile, içerisinde muhafaza edilen, kıymetli evraklar, nakit para ve emtia, hırsızlar tarafından çalındığını, açılan çek iptali davası ile çeke, ödemeden men yasağı konulmuş ve ödeme gününde muhataba ibraz edilen çek bu karar nedeniyle … ödendiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/600 E. Sayılı dosyasından görülen çek iptali davası, çekin, kimin elinde olduğu öğrenilmesiyle birlikte konusuz kaldığını, işbu dava bir çek iadesi (istirdat) davası olup, ispat yükümüz davalı yanın çeki iktisabındaki kötü niyetini yada ağır kusurunu ortaya koyduğunu, takibe itiraz etmeden çekin ödenmiş olması hususuna sayın mahkeme özel bir anlam yüklemiş ve buna gerekçesinde yer verdiğini, takip dosya borcunun ödenmesinin sebebinin çeki keşide eden …’nın haciz tehdidi altında olması ve taşımacılık işi yapan bu kişinin araçlarının yakalanmış ve bağlanmış olduğunu, kişinin ticari faaliyetinin sekteye uğramaması, maksadıyla aynı gün yakalama şerhlerinin kaldırılabilmesi amacıyla ödemesi müvekkil tarafından yapıldığını, çek hakkında davanın ve ödemeden men kararının olduğu bir aşamada yapıldığı görüleceğini, çek cirosunda yer alan müvekkil şirket kaşesi üzerinde imzanın müvekkile ait olmadığını, söz konusu takibe ilişkin ödemenin borcu kabul anlamına gelmediğini, imzaya yapacağımız itirazın ödemenin yapılmasına neden olan kişi … açısından bir hüküm ifade etmeyeceğini göz önünde bulundurulması gerektiğini, çekin diğer çekler ile benzer ciro zincirleriyle tedavüle konulduğunu, davalının çeki iktisap ettiği … hakkında ise Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı cezalandırılması talebiyle iddianamesini oluşturmuş ve … hakkında kovuşturmaya geçildiğini, … birbirinden borç alıp veren, ticari yada sosyal bir ilişki içerisinde olduklarını, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap:Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Bursa 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/1012 Esas sayılı dosyasının tarafı olmadığı, Bursa C. Başsavcılığı’nın 2017/41735 Soruşturma sayılı dosyası tekemmül etmiş ve C. Başsavcılığı’nca müvekkil hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, Dolayısıyla, müvekkilin taraf olması nedeniyle beklenmesi gerekebilecek herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma dosyası bulunmadığını, müvekkil ile … arasında arkadaşlık olarak tarif edilebilecek bir ilişki olmadığını, yaklaşık 2 yıldır … hiç görüşmediğini, ve haber almadığını, bu sebeplerle davalı yanın istinaf taleplerinin reddine, davalı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, menfi tesit ve çekin istirdadı istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu …. İcra dairesinin … esas sayılı icra dosyasında, davalının alacaklı davacının borçlu olduğu, takibin … Bursa Şubesine ait keşide yeri Bursa, 27/08/2017 keşide tarihli, keşidecisi …, 15.000 TL bedelli çeke dayalı, 31.10.2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı , takibin keşideci ve diğer cirantaların tümüne yöneltildiği, davacının çekin cirantası olduğu , dosya borcunun davacı tarafından ödendiği görülmektedir. Takip borcu ödendiğinden dava İİK 72/6 uyarınca istirdat istemine dönüşmüştür. Bursa 2. ATM’nin 2017/600 E sayılı dosyası ile davacı tarafından çekin iptali davası açıldığı , yargılama sırasında iptali istenen çekin davalı … tarafından bankaya ibraz edilmesi sebebiyle 22/01/2018 tarih ve 2018/63 karar sayılı karar ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, hırsızlık soruşturmasına ilişkin savcılık dosyasında ise davalı yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesine göre, çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’îleri başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak hamil, çeki iktisap ederken çekin keşidecinin rızası dışında elinden çıktığını ya da çekin karşılığının daha önce çeki elinde bulunduran kişiye keşideci tarafından ödendiğini bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olması durumunda keşideci hamile karşı kötü niyet def’înde bulunabilir. Çekte hak sahibi olabilmek için yetkili hamil olmak gerekir. TTK’nın 790. maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu maddeden de anlaşıldığı üzere bir çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu yani çek üzerindeki hakkın kendisine ait olduğunu çek üzerinde bulunan birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edebilir. Çek üzerindeki cirolar birbirini takip etmiyor veya ciro zincirinde bulunan cirolardan biri geçersiz veya sahte olması dolayısı ile ciro zincirinde kopukluk olması durumunda çekteki hak, kopukluktan sonraki kişilere geçmeyeceği için ciro zincirinde kopukluk olan çeki elinde bulunduran hamil yetkili hamil sayılamaz. Yetkili hamil olmadığı için de ciro zincirinin koptuğu kişiden itibaren ciranta ve keşideciden talepte bulunamaz.Somut olayda, davacının uyuşmazlık konusu çekte ciranta olarak imzasının mevcut olduğu, çekin hırsızlık olayı nedeniyle rızası hilafına elinden çıktığı ve ciro edilerek dolaşıma sokulduğu iddiasıyla açılan davada ve icra takibinde davacıya ait ciro imzasına itiraz edilmediği, istinaf dilekçesinde davacı kaşesi üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin beyanın , HMK 357.maddesindeki bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz şeklindeki yasa hükmü uyarınca dikkate alınmasına olanak bulunmadığı, davacı ile davalı arasında çekin iki kez daha ciro edilmiş olduğu, davalının çeki 05.09.2017 tarihinde bankaya ibraz ettiği, ödeme yasağı sebebiyle iade edildiği, senedi şeklen düzgün silsileye dayalı olarak ele geçiren hamilin son cirodan önceki cirolardaki imzaların sahte olduğunu bilmesi mümkün olmadığı gibi, senet borçlusu ile senet alacaklısı arasındaki kişisel itiraz ve savunmaların senedi şeklen düzgün ciro silsilesi yolu ile ele geçirmiş olan iyiniyetli hamile karşı da ileri sürülemeyeceği dikkate alındığında, davalının yetkili hamil olduğu, hamilin çeki kötü niyetle ve iktisapta ağır kusurlu olduğuna dair ispat vasıtasının bulunmadığı, HMK 165. maddesi gereğince davalının taraf olmadığı ceza soruştuma ve kovuşturması sonucunun beklenmesinin gerekmediği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu, anlaşılmıştır.Sonuç olarak, dosya kapsamında iddia ve savunmaya, saptanan dava niteliğine ve toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin kararda gösterilen yasal ve yeterli gerekçeye göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih ve 2017/1216 E, 2019/895 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023