Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1787 E. 2023/1199 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1787
KARAR NO: 2023/1199
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI : 2016/22 E. – 2019/1303 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 75.440,75 TL takip çıkışlı icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağı olan 04/05/2015 düzenlenme tarihli, 01/06/2015 vade tarihli 75.000,00 TL bedelli senedin sahte olduğunu, bu senetle müvekkilinin davalı şirkette çalıştığı yıllarda bundan 3-4 sene önce farklı içerikli evraklara attığı imzaların üst taraflarının doldurulması ve evrakların şimdiki hallerine kesilmesiyle oluşturulduğunu, davalıların başlattığı icra takibine karşı İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/358 Esas sayılı dosyasıyla dava açılmış olduğunu, bu davanın temyiz sürecinde olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile 75.440,75 TL davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “Adli Tıp Kurumu raporuna itibarla, dava konusu, takibe konu senedin imzadan yararlanılarak oluşturulduğu, davacı ile davalı arasında hukuki ilişki olmadığı, ayrıca davalı (alacaklının) yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin kararında, davacı tarafın beyanlarını ve itiraz edilmiş olunan bilirkişi raporunu esas aldığını, gerçekçi bir incelemeden kopuk ve eksik hazırlanan bilirkişi raporuna karşı belirtilmiş olan itirazların değerlendirilmediğini, teknik yeterliliğe sahip yeni bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin red edildiğini, davacı tarafın imza yaşı incelemesi talep ettiğini ama gelen bilirkişi raporlarında bu yönde bir sonuç görülemediğini,Davaya konu iptali istenen senetteki imzanın davacıya ait olup borcu karşılığı davacı tarafından düzenlenip müvekkiline verildiğini, senedin kanunen olması gereken şekil şartlarını taşıdığı için müvekkili davalı şirketçe her hangi bir olumsuzluk düşünmeden kabul edildiğini,Davacı tarafın kanunen senede karşı senetle ispat zorunluluğu olduğu halde söz konusu mahkemede yapılan yargılamada iptali istenen senede karşı kanunun belirtmiş olduğu senetle ispat yapılmadığını, bu nedenle sayın mahkemenin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olup, davacı; icra takibine konu edilen 04.05.2015 düzenlenme tarihli, 01.06.2015 vade tarihli 75.000,00 TL bedelli senedin imzadan faydalanmak suretiyle sahte olarak oluşturulduğunu beyanla, bu senet yönünden icra takibi kapsamında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir. (HGK’nun 24.06.2020 tarih, 2017/19-829 Esas, 2020/471 Karar) Bu kapsamda Mahkemece, davaya konu senedin imzadan faydalanmak suretiyle oluşturulup oluşturulmadığı yönünden rapor tanzimi için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderildiği, bilimsel ve teknik açıdan denetime elverişli 23.10.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre; inceleme konusu belgenin üst kenarlarının forme kesim olmadığı, metin yazılarının üst kısma sıkıştırılarak yazılmış oldukları, metin yazıları ile isim yazılarının; baskı özellikleri, renk tonu bakımından farklılıklar gösterdiği, dolayısıyla farklı yazıcılar tarafından yazılmış oldukları, mevcut bulgularla söz konusu belgenin imzadan yararlanılarak oluşturulmuş olduğu kanaatinin bildirildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/144265 soruşturma sayılı dosyasının derdest olduğu, gelinen aşama dikkate alınarak bu dosyanın beklenilmesinde hukuki bir fayda bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı, mürekkep yaşına dair teknik incelemenin mümkün olduğunun bilimsel verilerle henüz kanıtlanmadığı, bu nedenle aksi yöndeki istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih ve 2016/22 E., 2019/1303 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.153,35 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.288,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.865,02L harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023