Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1750 E. 2023/1182 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1750
KARAR NO : 2023/1182
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2017/86 E. – 2019/375 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARŞI DAVANIN KONUSU: Tasarımın Hükümsüzlüğü
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı-karşı davalılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinden … San.ve Tic.Ltd. Şti.’nin TPE nezdinde … sayı ve tescilli bulunan ve bayanlar için bir tür başörtüsü olan boneye ilişkin endüstriyel tasarım modellerinin hak sahibi olduğunu, diğer müvekkili …’nın ise bu tescilli tasarımların tasarımcısı ve aynı zamanda davacı şirketin ortağı olduğunu, müvekkili şirketin sektörün önde gelen firmalarından olduğunu ve tasarımların oldukça büyük talep gördüğünü, davalı … grubunun söz konusu bone modelini kendileri için üretilmesini talep ettiğini, ancak davalının sipariş görüşmeleri yaparken, diğer yandan … sayılı tescildeki 4 numaralı bone tasarımının aynısını kopyalayarak satışa sunduğunu, bu durumun … A.Ş.’nin franchise işletmesi olan … mağazasında Mahkememizin 2017/20 D.İş sayılı dosyasından yapılan inceleme neticesinde tespit edildiğini, müvekkili tasarımında bulunan özellikler sayesinde özgün bir ürün olduğunu, piyasada yüzlerce bone tasarımının bulunduğunu, … sayılı tescildeki 4 nolu bone tasarımının da yıllardır “…” modeli adı altında tescilden önce piyasaya arz edildiğini, …com sitesinde 2011 yılında satışa sunulduğu iddia edilen W bağlamalı bonenin de bizzat müvekkili tarafından üretilen ve piyasaya sürülen … etiketli ve davaya konu çapraz bone olduğunu, davalı yanın dilekçelerinde bone tasarımı için görüşme yapıkları hususunu kabul ettiklerini, karşı tarafin dilekçesindeki kabulü, yazışmalar ve sözleşme taslaklarıyla tasarımın özgün olduğu ve müvekkiline ait olduğunun davalı tarafından da kabul edildiğini ve davalıların söz konusu fiillerinin müvekkilinin tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet de oluşturduğunu iddia ederek, tasarıma vaki tecavüzün tespiti ve durdurulmasını, tasarımın hak sahibi … açısından şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın, tasarımcı … yönünden ise şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans ve fazileriyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılardan … A.Ş ve … A.Ş vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığını, Amerikalı ünlü oyuncu … başrollerinde yer aldığı 1946 ABD yapımı “…” isimli filmde bu boneyi kullandığını, ünlü Fransız Gazeteci … yaşadığı dönem boyunca aralıklarla bu boneyi kullandığını, ünlü oyuncu … de dönem dönem bu boneyi kullandığını ve 2013 tarihli … haber içeriğinde bone kullanımının fotoğraflandığını, … isimli dizide de 2008 yılında … canlandırdığı … karakterinin, söz konusu boneyi türban takarak kullandığını, www…com alan adlı internet sitesinde arşiv kayıtları incelendiğinde de, 2011 yılında bu modelin hali hazırda mevcut olduğunun görüleceğini, …com alan adlı internet sitesinde 2011 yılında W atkılı bone adı altında satışa sunulduğunu, müvekkili … da sözü edilen tasarımları davacılardan daha evvel kullanmaya ve 1970’lerden itibaren satışa arz etmeye başladığını, bu ürünün … markasıyla özdeşleştirilen bir bone-türban tasarımı olduğunu, bu ürünün yeni ve ayırt edici olmayan şimdiye kadar birçok tasarımcı, oyuncu ve artistin kullandığı harcıalem bir ürün olduğunu iddia ederek, asıl davanın reddini ve davacı/karşı davalı adına 2014/03930-4 sayılı tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve karşı dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosya kapsamı, deliller, alınan bilirkişi raporu ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler topluca değerlendirildiğinde, öncelikle hükümsüzlüğe ilişkin karşı dava yönünden değerlendirme yapılması gerekmekte olup, her ne kadar davacı tasarımı ile davalılara ait ürünler arasında, tasarıma farklılık kazandıran özellik yönünden benzerliklerin bulunduğu ve ürünlere ait kalıpların oluşturulma yöntemlerinin aynı olması dolayısıyla, her iki tasarımın aynı olduğu algısı oluşmakta ise de, davacıya ait tescilli tasarımın Mart 2011 tarihinde internet siteleri üzerinden umuma sunulduğu, tescil başvurusunun ise 27/05/2014 tarihinde yapıldığı, bu durumda davacı adına 2014/03930 sayı ile tescilli tasarıma konu ürünün 3 yıl kadar önce kamuya sunulduğundan, yenilik unsuru taşımadığı anlaşılmakla, karşı davanın kabulü ile, davacı/karşı davalı adına … sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede ise, karşı davada davacı/karşı davalı adına tescilli tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmiş olup, hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından ve bu haliyle de davacının tasarıma dayalı herhangi bir hak kaybına uğraması söz konusu olmadığı gibi, haksız rekabet de gerçekleşmediğinden,” tüm bu nedenlerle asıl dava yönünden davacının davasının reddine, karşı dava yönünden davalılar … A.ş ve … A.ş’nin karşı davasının KABULÜNE, davacı-karşı davalı adına tescilli … nolu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Davacı-karşı davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … TPK nezdinde … sayı ile tescilli bulunan ve bayanlar için olan boneye ilişkin endüstriyel tasarım modellerinin hak sahibi olduğunu, diğer müvekkil …’nın da söz konusu tescilli tasarımların tasarımcısı olduğunu ve … firmasının ortağı olduğunu, bu tasarım haklarının SPK koruması kapsamında olduğunu, dava konusu … sayılı ve 4. sıra tescilli bone tasarımlarının paralel dikişli körük görünümlü kumaş özelliği çapraz körük bandana görünümlü ve arka kuşağı ile özgün ve ayırt edici olduğunu, bu tasarımın ilk kez müvekkili … tarafından tasarlanmış, ticaret alanına çıkarılmış ve tescili gerçekleşmiş olduğunu, SMK hükümleri ve TTK’de yer alan haksız rekabet hükümleri ile korunduğunu, davalı … grubun müvekkil şirkete müracaat ederek söz konusu bone modellerinin kendisi için üretilmesini talep ettiklerini ve buna göre tescilli tasarımın müvekkile aidiyeti ve tescilin koruması altında olduğunun davalı şirketlerinin açık kabulünde olduğunu, davalı şirketin diğer taraftan tescilli tasarımlarının aynını kopyalayarak ticaret alanına çıkardıklarını ve bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini, ürünün … Tic. A.Ş. Tarafından işletilen … mağazasında satışa sunulduğunu ancak taklit ürün üzerinde yer alan … markasının TPK nezdinde … A.Ş. adına tescilli olduğunu, bu itibarla 1 ve 2 no’lu … grubu davalılarının 1 no’lu davalı ile birlikte işbu tecavüzün doğrudan failleri hatta tecavüzün ilk aktörleri olduğunu, bu belirleme üzerine Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/20 D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunduklarını, bu dosyada 21.02.2017 tarihinde … tarafından işletilen …mağazasında keşif yapılarak müvekkilerine ait dava konusu tasarımlarının birebir aynılarının … markası altında satışa arz edildiğinin tespit edildiğini, … grubunun karşı dava ikame ederek tescilli tasarımlarının hükümsüzlüğünün tespitini talep ettiğini, bidayet mahkemesinin haksız rekabet hususuna hiç değinmediğini yalnızca gerekçeli kararın son paragrafında “haksız rekabet gerçekleşmediğinden” ibaresi ile davalarını reddettiğini, davalının bone tasarımlarına vaki tecavüzünün haksız rekabet olduğunu, … grubun müvekkil şirketle söz konusu bone modellerinin kendileri için üretilmesi konusunda müzakereleri devam ederken müvekkile 28.01.2017 günü ilettiği e-posta ile en kısa sürede satın alma sözleşmesinin imzalanacağını bildirmelerinin ardından sözleşme imzalanmadan e-postaları ekinde ilettikleri siparişlerin bir an önce üretilmesini talep ettiklerini, aynı gün … tarafından gönderilen diğer bir e-postada da davaya konu bonelerin mağazalarında satışına izin verilmesi içerikli bir muvafakatname taslağı gönderildiğini, bununla birlikte daha evvel vaki kullanımları nedeniyle tüm şirketlerini ve hissedarlarını ibra etmelerini talep ettiklerini, muvafakatnamenin düzenleme tarihinin 20.12.2016 olarak yazıldığını, yani davalı-karşı davacı şirketin, tasarıma tecavüz ettiklerini kabul ederek bu tecavüz nedeniyle kendilerini geçmişe etkili olarak ibra etmelerini talep ettiklerini, Bakırköy 1. FSHHM 2017/20 D.İş sayılı dosya üzerinden ifa edilen 21.02.2017 tarihli keşifte tasarım kopyalarının 05.01.2017 tarihinde … merkezi tarafından … mağazalarına gönderildiğinin tespit edildiğini, tasarım hükümsüzlüğü talepli karşı davanın kötü niyetli olduğunu, Fikri Mülkiyet Hukuku’nda yer alan dürüstlük kuralı uyarınca kötü niyetle ileri sürülen hükümsüzlük iddialarının dinlenemeyeceğini, TPE nezdinde tescilli bir hakkın kullanımına sessiz kalmanın dahi hükümsüzlük davası açma hakkını düşürdüğünü, davanın aynı zamanda haksız rekabet dayalı men ve tazminat davası olduğunu, haksız rekabet hükümlerinin ticari rekabeti koruyan özel bir düzenleme olma niteliği gereği diğer yasa hükümlerinin yanında uygulama yerinin olduğunu, davalıların müvekkil emeğinin ürünü olan tasarımına el attıklarını, dava konusu tasarımın aynı zamanda bir eser olduğunu, bu eserin fikir ve sanat eserleri kanunu uyarınca da korunduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Tic. A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacıların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığını, davacıya ait tescilli tasarımın Mart 2011 tarihinde internet siteleri üzerinden umuma sunulduğunu, yenilik unsuru taşımadığını, mahkemece verilen karşı davanın kabulü ile davacının tescilli tasarımlarının hükümsüzlüğüne ilişkin kararların yerinde olduğunu, müvekkil şirketin … A.Ş.’nin bayisi olup bayilik sözleşmesi kapsamında gönderilen ürünleri satışa sunması nedeniyle davanın muhatabı olmadıklarını, … A.Ş. tarafından bayilik sözleşmesi çerçevesinde satış amaçlı gönderilen orijinal ürünlerin sorgulanmasının müvekkil şirketten beklenemeyeceğini, davacı adına kayıtlı olduğu belirtilen tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz olmadığını, davacı tarafından müvekkil şirkete ait mağazalarda tespitler gerçekleştirildiğini, aynı ürünlerin bütün … mağazalarında bulunduğunu, tespitin yapılması sırada ve ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında müvekkil şirketin mağazalarında müşteri yoğunluğundan müşterilerin çoğunun bu durumdan olumsuz etkilendiğini ve mağazayı terk ettiğini, işbu kötü niyetle tespite ilişkin olarak maddi ve manevi tazminat haklarını saklı tuttuklarını, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl davanın konusu, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, maddi-manevi tazminat, karşı davanın konusu ise, davacı/karşı davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğü talebidir.TPMK kaydına göre dava konusu, … sayılı “…” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 27/05/2014 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davacı … Tic.Ltd.Şti adına tescilli olduğu görülmüştür.6769 Sayılı SMK’nin 77 maddesine göre, tasarımın 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötü niyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse, hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse, sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilebileceği belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. bendinde ise, 64. maddenin altıncı fıkrasının (b) ve (ç) bentleri ile fikri mülkiyet haklarının yetkisiz kullanımı gerekçesiyle tasarımın bir kısmına ilişkin hükümsüzlük talebinin kabul edilmesi halinde, o kısmın tescili hükümsüz kılınacağı ve kısmi hükümsüzlük sonucunda tescilin devamı için, kalan kısmın koruma şartlarını sağlaması ve tasarım kimliğini muhafaza etmesi şart olacağı hususları belirtilmiştir.6769 Sayılı SMK’nin 81/1. maddesine göre, tasarım sahibinin izni olmaksızın bu kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek, tasarım hakkını gasp etmenin tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller gösterilmiştir. Yine aynı maddenin devamında ise, başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahip olduğu, tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmayacağı, tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edileceği ve koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmayacağı belirtilmiştir.6769 Sayılı SMK’nin 57. maddesine göre kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsayacağı, tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanmasının kamuya sunulma sayılmayacağı, koruma talep edilen bir tasarımın başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki 12 ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması halinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemeyeceği belirtilmiştir.Mahkemenin 2017/20 D.İş sayılı dosyasından aldırılan 03.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı adına tescilli tasarımın dosyaya konulan numune ürün ile birebir aynı olduğu belirtilmiştir.28.02.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı/karşı davalının dilekçesinde açıkça bu ürünün tescilli tasarımdaki ürünle aynı olduğunu belirttiğinden tescile konu tasarımın (ürün detay sayfasının ilk arşiv tarihi olan) 15.03.2011 tarihinde 15 TL bedelle satışa sunulduğunun kabulü gerektiği, TPMK nezdinde davacı …Şti adına 02-03 … sınıflarındaki 27.05.2014 tarihli dava konusu … numaralı endüstriyel tasarım tescili ile davalı ürün arasında tasarıma farklılık kazandıran özellik yönünden tüketiciyi yanıltacak ölçüde benzerliklerin bulunduğu, endüstriyel tasarıma konu ürünün üç yıl kadar önce kamuya sunulduğundan ve bu süre 6769 sayılı SMK’nin 57/2. maddesinde düzenlenen 12 aylık rüçhan süresinden önce olduğundan tasarımın yenilik unsuru taşımadığı, davalılar tarafından dava konusu boneler meşru bir emek sarf edilmeden hazır olarak alınmış ve kopyalanarak piyasaya sürülmüş ise bu durumda haksız rekabetin varlığından bahsedilebileceği, nihai takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.Tüm dosya kapsamı, yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde öncelikle hükümsüzlüğe ilişkin karşı dava yönünden değerlendirme yapılması gerektiği, karşı dava yönünden yapılan inceleme neticesinde; davacı adına tescilli tasarım ile davalılara ait ürün arasında, tasarıma farklılık kazandıran özellik yönünden benzerlikler bulunduğu ve ürünlere ait kalıpların oluşturulma yöntemlerinin aynı olduğu, her iki tasarımın aynı olduğu algısı oluşmakta ise de, davacıya ait tescilli tasarımın Mart 2011 tarihinde internet siteleri üzerinden umuma sunulduğu, tescil başvurusunun ise 27/05/2014 tarihinde yapıldığı, bu durumda davacı adına … sayı ile tescilli tasarıma konu ürünün 3 yıl kadar önce kamuya sunulduğundan, 6769 sayılı SMK’nin 57. maddesi de göz önünde bulundurularak yenilik unsuru taşımadığı anlaşılmakla, karşı davanın kabulü ile, davacı/karşı davalı adına 2014/03930 sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi isabetlidirAsıl dava yönünden yapılan inceleme neticesinde de; karşı dava yönünden davacı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiğinden, hükümsüzlüğün baştan itibaren sonuç doğuracağından bu durum itibariyle davacının herhangi bir hak kaybına uğramadığından haksız rekabet de gerçekleşmediğinden asıl davanın reddine karar verilmesi isabetlidir.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davacı-karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih ve 2017/86 E., 2019/375 K. sayılı kararına karşı davacı/karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı/karşı davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023