Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1746 E. 2023/1183 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1746
KARAR NO: 2023/1183
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/10/2019
NUMARASI: 2017/732 E. – 2019/1277 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe konulan çekten haberdar olmadığını, çekte önce lehtar daha sonra ciranta görünen davacının böyle bir çeki görmediğini ve ciro etmediğini, alacaklıya karşı borcu bulunmadığını, icra takibine konu 17.900TL bedelli 14.11.2015 tarihli çekle davacı ile ilgisi bulunmadığını, davacının alacaklıya böyle bir borcu olmadığını, çeki cirolamış gözüken davacı firmanın bu çeki görmediğini ve cirolamadığını, çekin arka yüzündeki ciroda yer alan imzanın davacıya ait olmadığını, İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı icra takibinin dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulmasına, davanın kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, kötüniyetli alacaklı davalının % 20 den aşağı olmamak üzere davacıya inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davaya konu çekteki şirket yetkilisi imzasının ıslak imza olmayıp kaşe imza olduğu, davalı tarafından davaya konu çekin ticari bir ilişkiden dolayı davacı tarafından verildiği konusunda herhangi bir delil sunulmadığı, ayrıca davacının piyasaya kendi adına verdiği çeklerde genel olarak kaşe imza uygulaması yaptığı yönünde de delil sunulmadığı, davaya konu çekin davacı şirketin rızası olmaksızın elinden çıktığı, kimliği belirsiz kişiler tarafından doldurularak davacı şirket yetkilisinin imzası da kaşe imza olarak atılarak oluşturulduğu, davacının çekten dolayı borçlu bulunmadığı, TTK 756. Maddesine göre poliçe üzerindeki beyanların el ile imza edilmesi gerektiği anlaşıldığından İstanbul …İcra Müdürlüğünün …) sayılı icra takip dosyasına konu … Bankası A.Ş. Şenesenevler Şubesine ait 14/11/2015 keşide tarihli … nolu 17.900TL bedelli çekin rızası dışında davalı tarafından iktisap edildiği davacı tarafından ATK raporunda da kanıtlanmış olup açıklanan nedenle davanın kabulüne karar verilerek davacının dava konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklının takibinde haksız olduğu anlaşılmasına rağmen kötüniyetli olduğu tüm dosya kapsamında kanıtlanamadığından, davalı bankanın çekteki cironun sahih olup olmadığını bilebilecek durumda olmaması nedeniyle” Davanın kabulüne, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasına konu … Bankası A.Ş. Şenesenevler Şubesine ait 14/11/2015 keşide tarihli … nolu 17.900TL bedelli çek nedeniyle ve icra takibinde davacı … San. Ltd. Şti.’nin borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada davaya konu çekteki şirket yetkilisi imzasının ıslak imza olmayıp kaşe imza olduğunu, davalı tarafından davaya konu çekin ticari bir ilişkiden dolayı davacı tarafından verildiği konusunda herhangi bir delil sunulmadığını ,ayrıca davacının piyasaya kendi adına verdiği çeklerde genel olarak kaşe imza uygulaması yaptığı yönünde de delil sunulmadığını, davaya konu çekin davacı şirketin rızası olmaksızın elinde çıktığından bahisle davacının borçlu olmadığına hükmedildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece banka ile davacı arasındaki ilişki araştırılmaksızın çekin ne amaçla verildiğinin tespiti yapılmaksızın karar oluşturulduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İİK 72. maddeye göre açılan menfi tespit davasıdır.İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlular aleyhine çeke istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. Takibin dayanağı belge çekin, keşide tarihinin 14.11.2015, keşide yerinin İstanbul, bedelinin 17.900,00 TL, keşidecinin … Ltd Şti, lehtarın … Ltd Şti, cirantanın … Ltd. Şti olduğu görülmüştür. Davacı tarafından çekin arka yüzündeki ciroda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığı gerekçesiyle imzaya itiraz etmiştir.Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (HGK 26/04/2006 tarih, 2006/12-259 E., 2006/231 K. sayılı kararı) Bu durumda davanın niteliği itibari ile imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama külfeti alacaklıya aittir. Y. Doçent … tarafından düzenlenen 15.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, çek üzerindeki ciro imzasının şirket yetkilisi … ait imza örnekleriyle yapılan mukayesede imzanın … eli ürünü olduğu, şüpheli imzanın kalın uçlu kalemle atılmış ıslak imza olduğu, çizgi ve çizgi bitiriliş bakımından görülen kalınlık ve küntlük atıldığı kalemin kalın uçlu olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığına ait 25.06.2019 tarihli raporda, inceleme konusu çekte “… San. Tic. Ltd. Şti.” kaşesi üzerinde atılı imza ıslak mürekkepli kalem ile atılmış imza olmayıp, kaşe imza olduğu belirtilmiştir.6102 sayılı TTK’nin 780. maddesinde çekin unsurları düzenlenmiş olup 780/1-f’ye göre düzenleyenin imzasının bulunması zorunludur. Adli Tıp Kurumu Başkanlığına ait raporda davacıya ait kaşe üzerindeki imzanın ıslak mürekkepli kalem ile atılmadığı, kaşe imza olduğu, kambiyo senedi vasfı bulunmadığı anlaşılmıştır.Davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığından ayrıca ticari defter ve belgelerin incelenmesine de gerek bulunmamaktadır.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih ve 2017/732 E., 2019/1277 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.379,64 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 345,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.034,24‬ TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023