Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1739
KARAR NO: 2023/1098
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2018/481 E. – 2019/350 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2009 yılından bugüne www…com internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli … ibareli birçok markanın ve … sayı ile … ve … sayı ile … tanınmış markalarının hak sahibi konumunda olduğunu, bilişim uzmanı … tarafından yapılan kontrollerde (13.11.2018) müvekkiline ait … markasının davalı tarafından, www…com.tr ve https://…com.tr/ alan adlı web sitesine ilişkin ticari etki yaratacak biçimde … reklamlarında anahtar kelime olarak kullanılarak müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarının ihlal edildiğinin ve bu suretle internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda müvekkilinin ticari itibarından ve tanınmışlığından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmeye çalışıldığının tespit edildiğini, Beyoğlu … Noterliğinden davalı tarafından müvekkiline ait … markasının izinsiz ve hukuka aykırı bir şekilde … Reklamlarında anahtar kelime olarak kullanılarak müvekkilinin marka haklarının ihlal edildiğinin ve haksız rekabete sebep olunduğunun tespiti için e- tespit yaptırıldığını; anılan rapor ve e-tespit tutanağı incelendiğinde, … arama motoruna … yazılarak arama yapıldığını, bu arama sonucunda reklam alanında davalının sahibi olduğu www…com.tr isimli internet sitesinin çıktığını, davalının müvekkilinin … ibareli markasına reklam verdiğinin tespit edildiğini, davalının müvekkilinin tescilli markasına reklam verdiği dönemin 11.11.2018 tarihine denk geldiğini, bu tarihin en önemli alışveriş günlerinden bir tanesi olup, doğal olarak müvekkilinin … arama miktarının da arttığını, davalının kendi internet sitesi için trafik ve kazanç sağlayabilmek adına bu dönemde yoğun şekilde müvekkilinin markalarına reklam verdiğini, müvekkilinin tescilli … markasının davalı tarafından hiçbir hak veya meşru bağlantı olmamasına rağmen ticari etki yaratacak şekilde www…com.tr ve https://…com.tr/internet sitesi için … aracılığı ile anahtar sözcük olarak reklam verilmek suretiyle kulanılmasının müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini, …arama motorunda … adı arandığında davalının reklam sitesine ulaşıldığını, böylelikle müvekkili ile davalının aynı alanda iştigal ettiği göz ününde bulundurulduğunda, tüketicilerin müvekkilinin markası ile davalının sitesine ve reklamlarına ulaşması sebebiyle karışıklık ve dolayısıyla iltibasın meydana geldiğini, davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin aynı zamanda TTK uyarınca haksız rekabete de sebebiyet verdiğini; davalının anılan eylemleri ile müvekkilinin markalarını kullandığını ve tüketicileri kendi faaliyetleri ile ilgili yanılttığını, müvekkilinin tanınmışlığından haksız şekilde yararlandığını, müvekkilinin, son derece büyük çabalara mal olap ticari faaliyetleri neticesi oluşan olumlu itibarının davalı yüzünden zedelendiğini, davalının, ismini ve şifresini kendi belirlediği … reklam sistemi hesabı üzerinde dilediği gibi değişiklik yapma/istemediği içerikleri çıkarma yetkisine sahip olduğunu, davalının sunduğu “Anahtar Sözcükler” isimli belgede yer alan verilerin bizzat davalı tarafından oluşturulmuş olup, objektif bir kaynaktan edinilmeyen bu verinin delil olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, davalının sisteme müdahale yetkisinin bulunduğunu, her ne kadar geniş eşleme özelliğinde anahtar kelimelerin alakalı varyasyonları reklam olarak görünmekteyse de, negatif ekleme ile bu özelliğin önüne geçilebildiğini, somut olayda davalının, herhangi bir başka kelimeyi geniş eşleme olarak kullanması nedeniyle … markasının reklam olarak arama sonuçlarında çıktığı düşünülse dahi, davalı tarafından markanın (dava tarihinde) … Adwords1e negatif olarak eklenmemiş olmaması nedeniyle davalının yine sorumluluktan kurtulamayacağını, davalının, … Adwords sisteminde bulunan hesabından (profilinden) hangi kelimelerin kullanılarak kendi sitesinin arama sonuçlarında çıktığını, hangi kelimelerin ne kadar tıklandığını ve ne kadar ücret alındığını gördüğünü, o halde, … ve … ibaresine reklam verdiğini ve bu suretle marka sahibi müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğini bilen davalının negatif eşleme yaparak kolaylıkla … ve … ibarelerini reklamlarından kaldırabilecekken haksız kullanımına devam ettiğini ve davalının dava açıldıktan çok sonra … ibaresini negatife eklemesinin huzurdaki davaya bir etkisinin olmayacağını ileri sürmekte ve müvekkilinin tescilli markalan olan … ve … ibarelerinin davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu tespit edilen www…com.tr ve https://….com.tr/ alan adlı internet sitesi için … aracılığıyla gün içi saatlerinde anahtar sözcük olarak kullanılması ve bu ibareler ile yapılan aramalarda www…com.tr ve https://…com.tr/ sitesinin aramalarda üst sıralarda çıkması nedeniyle, müvekkilinin marka haklarına vaki tecavüzün durdurulmasını, davalının eylemleriyle oluşan haksız rekabetin varlığının hükmen tespitini, saptanan haksız rekabetin önlenip yasaklanmasını, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun davalının www…com.tr ve https://…com.tr internet sitesinde müvekkilinin … ibareli markalarını kullanmamak suretiyle, eğer mümkün değilse www…com.tr ve https://…com.tr/ sitesine erişimin engellenmesi suretiyle ortadan kaldırılmasını, müvekkili lehine 10.000 TL tutarındaki manevi tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan tahsilini ve hükmün kesinleşmesini takiben karar özetinin, masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan ve hükmün kesinleşeceği tarih itibarıyla tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanını talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının noter tespitinin sadece ekran görüntüsü alınarak görünen ekran üzerinden yapıldığını, halbuki … adwords reklam sisteminin görünenin arkasında arka planda tanıtılan anahtar kelimeler üzerinden işlediğini, anahtar kelimelerle birebir aynı arama sonucunun verilmesine tam eşleşme denirken, anahtar kelimelerle benzer kelimelerden harekette listelenen sonuçlar için geniş eşleşme tabirinin kullanıldığını, geniş eşleşme sistemine dışarıdan müdahale imkanının bulunmadığını ve sistemin oluşturulduğu algoritmaya göre sonuçlar verildiğini, dava konusu olayda da müvekkilinin, davacıya ait marka ibarelerine anahtar kelime olarak yer vermemiş olmasına rağmen, üçüncü sayfada da olsa sonuçlar arasında müvekkilinin reklamının çıkmasının geniş eşleşme sonucu olduğunu, fakat bu sisteme müvekkilinin müdahale imkanı bulunmadığından bu eşleşmeden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuki olmadığını, ancak … firmasının ve yarattığı algoritmanın bundan sorumlu tutulabileceğini, geniş eşleşme durumunda anahtar kelime olarak illa … ibaresinin konulmasının gerekmediğini, sadece trend kelimesi veya davacının anahtar kelimesiyle ortak olan diğer kelimeler üzerinden eşleştirmeler sonucunda dahi … araması neticesi verebildiğini, davacının davasının haksız olup, müvekkiline yönelik fahiş bir hata yapıldığını, zira müvekkilinin, ne davacının ne de bir başkasının tescilli markasını … adwords aracılığıyla veya başka bir şekilde kullandığını, noterlik tespit raporu de uzman görüşü incelendiğinde sadece … arama sonuçlan üzerinden bir kanaat oluşturulduğunun görüleceğini, halbuki … adwords reklam sisteminin, sadece anahtar sözcüklerin birebir aynısı üzerinden değil, bir çok dar ve geniş eşleşmeler sonucunda netice alarak sonuçlan görüntülediğini, sunulan anahtar kelimeler arasında ne davacının ne de bir başkasının tescilli markasının olduğunu, bu sistemde geçmişe doğru değişiklik yapmanın mümkün olmadığını, sistemin incelenmesinde davacı markalarının yer almadığının kolaylıkla görülebileceğini, bilişim ve yazılım uzmanlarına müvekkilinin sistemi inceletildiğinde arama sonucunun “…’’ ibaresiyle ve ancak üçüncü sayfanın sonunda görüntülendiğinin belirtildiğini, ayrıca “kadın giyim” ibaresinden dahi bu eşleşmenin mümkün olduğunun ifade edildiğini, müvekkilinin mecburiyeti bulunmamasına rağmen davacı markalarına ait ibarelerin … adwords negatif kelimeler listesine eklendiğini, bu negatif kelime listesinin özellikle davacı ile benzer arama sonuçlarında müvekkilinin çıkmamasını sağladığını ve davanın haksızlığının, tayin edilecek bir bilişim uzmanının müvekkiline ait … sistemini incelemesi ve sisteme geçmişten bu yana tanıtılan anahtar sözcüklerin kontrol edilmesiyle kolayca anlaşılabileceğini, bu sistem incelendiğinde davacı markalarının hiçbir şekilde kullanılmadığının görüleceğini ve hangi aramaların müvekkili internet sitesine yöneldiğinin ve kaç tanesinin alışverişe dönüştüğünün de anlaşılabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “her ne kadar davalı … anahtar kelimesinde kendisine ait reklamların yayımlanmasını önleyen ayarlarını sisteme 18/07/2018 tarihinde tanıtmış olsa da, bu ayarın davalının seçimi ve iradesiyle aktif olarak tutulmadığı, bu yolla davacıya ait “…”kelimesi ile arama yapan kullanıcılara (tüketicilere) 18.700 defa davalının reklamının gösterilmesine ve bu reklamlara 337 defa tıklanmasına sebep olduğu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalının negatif anahtar kelime ayarlarını tanıtmasına rağmen aktif hale getirmeyerek bu sonuca ulaşılacağını öngörmesi gerektiği, öngörülebileceği bu duruma iradi hareketi ile sebep olduğu ve sonucun davacının marka haklarına tecavüz olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının tecavüzün tesbiti, durdurulması, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması davasının tam kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilerek, davalının davacıya ait tescilli “…” ve “…” ibareli markalara tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda “www…com.tr” ve “https://www…com.tr” isimli internet sitelerine erişimin engellenmesine, Takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,Hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılanmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bir markaya tecavüz oluşması için o markanın izinsiz olarak kullanılmış olması gerektiğini, ilk şart markanın kullanılması olduğuna göre ve müvekkilin de davacıya ait … ibareli markaları hiçbir şekilde kullanmadığı bilişim bilirkişisi tarafından tespit edildiğine göre, yerel mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, zira algoritma sahibinin … firması olduğunu, marka sahibinin davacı olduğunu, Bilirkişi raporunun müvekkili firmanın iyiniyetli olduğunu ve davacının mahkemeyi yanıltma çabasında olduğunu ortaya koyduğunu, raporda açıkça belirtildiği üzere müvekkiline ait hesaplar üzerinde inceleme yapıldığını ve davacının iddialarının haksızlığının ortaya çıktığını, incelemeden önce teknik olarak dava konusu anahtar kelimelerin geçmişe doğru değiştirilemeyeceğini söylemelerine rağmen, davacının bunun aksi yönde dayanaksız beyanlarda bulunarak incelemeye dair ara karardan dönülmesini istediğini, Davacının tek dayanağının ekran görüntüsünden ibaret noter tespiti olduğunu, ancak noter tespitinin sadece … sisteminin dışarıdan görünümünü tespit etmekte olduğunu, fakat alınan raporun o dışarıdan görünümün neye dayandığını gösterdiğini, müvekkilinin hiçbir zaman davacıya ait markaları anahtar kelime olarak kullanmadığını, bu hususu kesin ve net olarak tespit edildiğini, raporda geçtiği üzere ancak “kadın giyim” benzeri bir aramanın “geniş eşleşme” denen algoritma nedeniyle görüntüde yer almış olabileceğini, buna da müvekkilinin müdahale etmesinin mümkün olmadığını,Bu durumda noter tespitindeki görünümün oluşmasının tek ihtimalinin “geniş eşleşme” denilen …’ın kendi algoritmasındaki benzer sözcüklere göre yapılan görünümlerden kaynaklandığını, bunun önüne geçmenin tek yolunun, görünmesi istenmeyen kelimeleri “negatif kelime” olarak belirlemek olduğunu, ancak ne müvekkilinin ne de başka bir tacirin böyle bir yükümlülüğü olmadığını, Mahkemenin müvekkiline negatif kelime sorumluluğu yükleyerek marka tecavüzüne hükmetmesinin hiçbir hukuki gerekçesi bulunmadığını, Davacının noter tespitinin sadece ekran görüntüsü alınarak görünen ekran üzerinden yapıldığını, halbuki … adwords reklam sisteminin görünenin arkasında arka planda tanıtılan anahtar kelimeler üzerinden işlediğini, anahtar kelimeler ile birebir aynı arama sonucunun verilmesine tam eşleşme denirken anahtar kelimelerle benzer kelimelerden hareketle listelenen sonuçlar için geniş eşleşme tabiri kullanıldığını, geniş eşleşme sistemine dışarıdan müdahale imkanı bulunmadığını ve sistemin oluşturulduğu algoritmaya göre sonuçlar verildiğini, dava konusu olayda da müvekkilinin davacıya ait marka ibarelerine anahtar kelime olarak yer vermemiş olmasına rağmen sonuçlar arasında müvekkiline ait reklamın çıkmasının geniş eşleşme sonucu olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştr. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i ile manevi tazminata ilişkindir.Davacı; müvekkilinin tescilli ”…” markasının davalı tarafından hiçbir hak veya meşru bağlantı olmamasına rağmen ticari etki yaratacak şekilde www…com.tr ve https://…com.tr/internet sitesi için … Adwords aracılığı ile anahtar sözcük olarak reklam verilmek suretiyle kullanıldığını, … arama motorunda ”…” adı arandığında davalının reklam sitesine ulaşıldığını iddia etmiş, davalı; hiçbir zaman davacıya ait markaların anahtar kelime olarak kullanılmadığını, geniş eşleşme sisteminin, dışarıdan müdahale imkânı olmayan algoritmaya göre sonuçlar verdiğini, dava konusu olayda davacıya ait marka ibarelerine anahtar kelime olarak yer verilmemiş olmasına rağmen sonuçlar arasında kendilerine ait reklamın çıkmasının geniş eşleşmenin bir sonucu olduğunu savunmuş, Mahkemece; davalı … anahtar kelimesinde kendisine ait reklamların yayımlanmasını önleyen ayarlarını sisteme 18/07/2018 tarihinde tanıtmış olsa da, bu ayarın davalının seçimi ve iradesiyle aktif olarak tutulmadığı, bu yolla davacıya ait “…”kelimesi ile arama yapan kullanıcılara (tüketicilere) 18.700 defa davalının reklamının gösterilmesine ve bu reklamlara 337 defa tıklanmasına sebep olduğu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar yukarıda belirtilen nedenlerle davalı yanca istinaf edilmiştir.Dosyaya sunulan 30.07.2019 tarihli raporda; davalı adresi alan … Mahallesi … Sok. No:… K:…-…-… Bahçelievler/lstanbul adresindeki davalı şirket merkezindeki bilgisayar üzerinde …@gmail.com kullanıcı adı ile açılmış … kimlik numaralı … Adwords hesabı üzerinde yapılan incelemede, toplam 142 adet anahtar kelime olduğu, bu anahtar kelime listesinin içerisinde, davacı yana ait “… veya ‘…’’ ibareli markaları içeren anahtar kelimelere rastlanmadığı, davalı yan reklamları … anahtar kelimesi ile aratılınca, davalı yanın arama ağı anahtar kelime listesinde olmamasına rağmen göründüğü, bunun sebebinin … otomatikleştirilmiş reklam algoritması tarafından anahtar kelime geniş eşleşme politikasına göre “alakalı aramalar” olarak değerlendirilmesi olduğu, davalı yanın reklam hesaplarında eklemiş olduğu tam eşleşmeli negatif anahtar kelimelerin, davalı yanın reklamlarını“…” veya ‘…” anahtar kelime aramalarında gösteremez şekilde ayarlanmadığı, içinde … kelimesi geçen hiçbir aramada davalı yanın reklamlarının gösterilmemesi anlamına gelen “geniş eşleşmeli negatif kelime” ayarının ise, sisteme 17.07.2018 tarihinde tanıtıldığı, ancak bu ayarın 09.11.2018 tarihinde davalı yan tarafından pasif halde tutulduğu, bu nedenle “… kelimesinde davalı yanın reklamlarının gösterilmesinin mümkün olabildiği, 2 Kasım 2017 -19 Temmuz 2019 tarihleri arasında internet kullanıcılarının … üzerinde “…” kelimesi ile aratma yaptıklarında, davalı yanın reklamlarının yaklaşık 18.700 defa gösterildiği, davalı yana ait reklamlara 337 tıklanma gerçekleştiği, bu durumun, davacı şirkete ait … esas unsurlu markaların davalı tarafın faaliyetinin olduğu 18. (çanta) ve 25. (giyim eşyaları) sınıflarda tescilli olmaları, davalı yanın reklam hesaplarında eklemiş okluğu tam eşleşmeli negatif anahtar kelimelerin davalı yanın reklamlarını “… veya ‘…” anahtar kelime aramalarında gösteremez şekilde ayarlanmamış olması ve … kelimesinde davalı yana ait reklamların görünmesini engelleyen ayarların pasife alınmış olması dikkate alındığında, ilgili sınıflardaki emtialar ve doğrudan bağlantılı olduğu 35. sınıftaki mağazacılık hizmetinin potansiyel alıcısı internet kullanıcılarının taraf markaları arasında ekonomik, ticari vb. bir bağlantı bulunduğu izlenimine kapılabilecekleri ve söz konusu durumun SMK m.7/f.3 (d) bendi hükmünde marka hakkı sahibinin önleyebileceği (marka hakkının İhlali teşkil eden) fiiller arasında öngörülen ‘’işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması” kapsamında düşünülebileceği, şirket merkezinde kullanılan bilgisayar üzerinde farklı e-postalar ile yönetilen … Adwords hesaplarının bulunup bulunmadığı incelendiğinde, bilgisayarda kayıtlı bulunan diğer …@gmail.com, …@gmail.com ve…@gmail.com e-posta adreslerinde … Adwords hesaplarının tanımlı olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.Mahkemece hükme esas alınan raporda, davalının … Adword hesabında anahtar kelime listesinin içerisinde, davacı yana ait “… veya ‘…’’ ibareli markaları içeren anahtar kelimelere rastlanmadığı, “… veya “… veya ‘…’’ anahtar kelimesi ile aratılınca, arama ağı anahtar kelime listesinde olmamasına rağmen davalı reklamlarının göründüğü, bunun sebebinin … otomatikleştirilmiş reklam algoritması tarafından anahtar kelime geniş eşleşme politikasına göre “alakalı aramalar” olarak değerlendirilmesi olduğu, davalı yanın reklam hesaplarında eklemiş olduğu tam eşleşmeli negatif anahtar kelimelerin, davalı yanın reklamlarını “…” veya ‘…” anahtar kelime aramalarında gösteremez şekilde ayarlanmadığı, içinde … kelimesi geçen hiçbir aramada davalı yanın reklamlarının gösterilmemesi anlamına gelen “geniş eşleşmeli negatif kelime” ayarının ise, sisteme 17.07.2018 tarihinde tanıtıldığı, ancak bu ayarın 09.11.2018 tarihinde davalı yan tarafından pasif halde tutulduğu, bu nedenle “… kelimesinde davalı yanın reklamlarının gösterilmesinin mümkün olabildiği hususlarının tespit edildiği, anlaşılmıştır. Davalının “geniş eşleşmeli negatif kelime” ayarının pasif halde bulunuyor olması nedeniyle, markaya tecavüz ve haksız rekabet eyleminin sabit olduğunu ileri sürmek yasal düzenleme dikkate alındığında mümkün değildir. 6769 Sayılı SMK 7/3-d maddesinde, “işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ve de benzeri biçimde kullanılmasının” markaya tecavüz teşkil ederek, SMK 29/1-a maddesinde, marka sahibi tarafından önlenebileceği düzenlenmekle, davalının negatif eşlemesinin pasif halde bulunmasının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği gibi haksız rekabet de teşkil etmeyeceği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı görülmüştür.Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih ve 2018/481 E., 2019/350 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda;3-Davanın REDDİNE,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcından peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile 99,07 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/ç- Erişimin engellenmesi suretiyle ortadan kaldırılması davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 25.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesine göre reddedilen manevi tazminat talebi yönünden 10.000,00 nispi TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 152,80 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,5/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/10/2023