Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1737 E. 2023/200 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2020/1737
KARAR NO: 2023/200
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2014/324 E. – 2019/889 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde Beşiktaş … Noterliğinin 02/08/2007 tarih, … yevmiye sayılı finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, Finansal Kiralama sözleşmesine ekli faturalardaki menkullerin davalı firmaya kiralandığını, davalıya ödemede temerrüte düştüğü finansal kira borçları ve temerrüt faizleri nedeniyle Beşiktaş … Noterliğinden 30/01/2009 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderilerek borçların yasal süresi içinde içinde ödenmesi aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğinin fesihten itibaren sözleşmeye konu malların tesliminin ve vadesi gelmiş ve ileri dönük tüm borçların işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davalıların icra dairesine yaptıkları itirazda sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle imzaya ve borca tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiğini, takip konusu alacağın sözleşmelerin kira, gecikmeden kaynaklanan temerrüt, fesihle muaccel kılınan ileri vadeli kira alacaklarına ilişkin olduğunu beyanla neticeten İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipte 95.139.29-euro müvekkili şirketin alacağının (takip tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte) tespitine, itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu sözleşmedeki imzaların müvekkili …’e ait olmadığını, sözleşme tarihinde hiçbir şekilde noterde bulunmadığını, müvekkillerinin finansal kiralama sözleşmesinden haberi olmadığı gibi söz konusu sözleşmeden de haberlerinin olmadığını, imza incelemesi ile sözleşmedeki imzaların davalılara ait olmadığının anlaşılacağını beyanla, neticeten davanın reddine, davacı şirketin %40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, Finansal Kiralama sözleşmesindeki imzanın davalı şirket temsilcisi … eli ürünü olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 103.596,59 Euro üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan 82.805,15 Euro’ya 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince dava tarihinden itibaren yürütülecek yıllık Euro faizi ile birlikte B.K 83 madde gereğince fiili ödeme günündeki kur karşılığı TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, takipten sonra yapılan 8.474,58 Euroluk makine satış bedelinin icra müdürlüğünce infaz aşamasında alacaktan mahsubuna, %20 icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine,” karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Finansal Kiralama sözleşmesini müvekkilinin imzalamadığını, her ne kadar dosya kapsamında alınan bir kısım bilirkişi raporları imzanın müvekkiline ait olduğunu ileri sürmekte ise de, bu durumun fiilen imkansız olmakla birlikte dosyaya sunulan ve müvekkilinin imza incelemesini içeren mütalaadan da açıkça görüldüğü üzere sözleşmedeki imzanın müvekkilinin imzası olmadığını, Dava konusu sözleşmenin düzenlendiği gün ve saatte imza sahibi …’ün İstanbul dışında olduğunu, o tarihte oğlunun hafta sonu yapılacak sünnet düğünü için Bursa/ İnegöl civarında bulunduğunu, bunun kanıtının dosyaya sunulan belgelere olduğunu, dosyadaki belgelerde 2 Ağustos 2007 öncesi ve sonrasında kredi kartları ile yapılmış olan alışverişlerin gözüktüğünü, ayrıca 5 Ağustos da yapmış oldukları sünnet töreninin davetiyesi ve diğer belgelerin dosyaya ibraz edildiğini, bu husus çok kolay bir şekilde ortaya çıkabilecekken mahkeme tarafından eksik inceleme ile sadece imzanın müvekkilin imzası ile uyumlu olduğu ileri sürülerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İmza incelemesine ilişkin alınan raporların hiçbirinde imzanın müvekkiline ait olduğunun %100 tespit edilmediğini, bu şekilde bir ibare bulunmadığını, Tatvan Ticaret Odasından o tarihte … Yapı adlı şirketin imzaya yetkilisinin sorulduğunu ve şirket temsilcisinin … olduğunun gelen yazılardan anlaşıldığını, gelen belgelerden anlaşıldığı üzere sözleşme tarihinde …’ün … Yapı…Ltd.şti. Yetkilisi olmadığını, … Yapı adına vekaleten imzalayan … ‘un kardeşi …un yargılama aşamasında dinlenilmesi hususundaki taleplerinin de yerinde görülmeyerek eksik inceleme yapıldığını, burada önemli olan bir diğer hususun da müvekkilinin imza yetkilisi olmamasına rağmen noter huzurunda nasıl şirket adına imzasının kabul edileceği hususu olduğunu, Diğer yandan Beşiktaş … Noteri …’in sözleşmenin giriş bölümünde; ”Ben aşağıdaki mühür sahibi T.C. kanunlarının bahşettiği hak ve salahiyetle İstanbul Beşiktaş … Noteri … vekili başkatip …, İstanbul, … Cad, No .. Kat:… Beşiktaş İstanbul adresinde vazifem başında iken baki talep üzerine yanıma gelen ve … Cad. … B. … Kat:… Etiler Beşiktaş İstanbul adresinde faaliyet eden … A.Ş. adına vekaleten imzaya yetkili oldukları anlaşılan … ve Kiralayan sıfatı ile Bitli.s .. cad no:… adresinde yerleşik … Taah. Eğt Tic. Ltd. Şti. adına münferiden imzaya yetkili olduğu İstanbul Beyoğlu … noteri 28/05/2004 tarih ve … yevmiye nolu imza sirküleri ile (SARIYER DEN KAYIP SEBEBİ İLE VERİLEN ) 28/08/1998 tarih ve … seri nolu fotoğrafı tasdikli cüzdanına göre Ardahan İli Posof İlçesi … köyü Cilt no:… aile sıra no: … Sıra no: … den kayıtlı 02/12/1969 doğumlu … ve … oğlu … ve diğer kişiler ….. Müşterek borçlu müteselsil Kefil sıfatı ile bana müracaatla bir düzenleme şeklinde Finansal kiralama sözleşmesinin tanzim ve tasdikini istediler. Kendilerinin Kanuni ehliyeti haiz ve okur yazan olduklarını anladım.” dediğini, dava konusu sözleşmeden alıntı yapılan yukarıdaki metinde …’ün kimliğinin tespitinin yapıldığı, tespiti yapılan kimliğe göre imzaların huzurda alındığının anlaşıldığı, Müvekkili davalı …’ün 11/06/2013 tarihli celsede dava konusu sözleşmede tarifi yapılan Nüfus Cüzdanını 22/04/2004 tarihinde Sarıyer Nüfus İdaresine teslim ettiğine dair yazıyı mahkemeye sunduklarını, Sariyer Nüfus İdaresinden gelen yazıda sözleşmeye konu nüfus cüzdanını 22 04 2004 tarihinde değiştirme nedeniyle … seri ve … kayıt nolu nüfus cüzdanı suretiyle değiştirildiğinin bildirildiğini, Sarıyer Nüfus İdaresince imha edilmiş bir nüfus cüzdanının ibraz edilemeyeceğini, Diğer taraftan noterin nüfus cüzdanını görmeden … ‘ün imzasını alamayacağını, Noterin, şirket yetkilisi olmamasına rağmen müvekkili …’ün Aksa adına sözleşmeyi imzaladığını kabul edemeyeceğini, bu durumun açıklığa kavuşması gerektiğini,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/158733 Hazırlık numarası ile işlemi yapan ve … hakkında soruşturma başlatıldığını ve soruşturmanın halihazırda devam ettiğini, her ne kadar noter’in vefatı sebebiyle soruşturma onun açısından sonuçsuz kalmışsa da diğer şüpheli hakkında soruşturmanın devam ettiğini, ortada müvekkilini zarara uğratan haksız bir fiilin bulunduğunu, ancak yerel mahkemece işbu dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılması talebinin yerinde görülmediğini, her ne kadar ceza ve hukuk yargılaması birbirinden ayrı yürütülmekte ise de ceza yargılamasının sonucunda gerçekleşen hukuki işlemin sakatlığı ortaya çıkacaksa bu sonucun beklenmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, davalı yan; davacı ile davalı …Ltd.Şti arasında Beşiktaş …. Noterliğinin 02/08/2007 tarihli … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi altındaki imzanın …’ün eli ürünü olmadığını, sözleşme tarihinde …’ün şirket temsilcisi de olmadığını, konuya ilişkin bağlantılı soruşturma yürütüldüğünü iddia etmiştir. Bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli Adli Tıp Kurumu raprouna göre; Beşiktaş … Noterliğinin 02/08/2007 tarihli … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi altında, davalı şirketi temsilen …’e adına atılmış imzanın bu şahsın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, Mahkemece bu yönde yapılan kabulde bir hata bulunmadığı anlaşılmıştır. Davaya konu Beşiktaş … Noterliğinin 02/08/2007 tarihli … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında, sözleşme konusu malların davalı yana teslim edildiğinin teslim tesellüm belgesi ile sabit olduğu, aksi yönde bir iddianın da bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasında ödeme planları düzenlendiği, sözleşmenin düzenlendiği 02/08/2007 tarihinden ihbarname ile feshin gerçekleştiği 30/01/2009 tarihine kadar sözleşmenin yürürlükte kaldığı anlaşılmakla, davalı şirketin, yetkisiz dahi olsa …’ün sözleşmedeki imzası açısından yetkisiz temsile fiili onay verdiğinin kabulü gerektiği, aksine yorumun TMK’nun 2.maddesi anlamında dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, dolayısıyla söz konusu sözleşme nedeniyle davalı şirketin sorumluluk altına girdiğinin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Diğer yandan, Dairemizce celbedilen yazı cevabına göre; davalı yanın, imzada ve sözleşmenin düzenlenmesinde sahtecilik iddialarına ilişkin olarak yürütülen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/158733 soruşturma numaralı dosyasının ”kovuşturmaya yer olmadığı” kararı ile sonuçlandığı, kararın İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin ”itirazın reddine” yönelik kararı ile kesinleştiği anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki iddialarının ispatlanamadığı kanaatine varılmış, aksi yöndeki istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir. Toplanan delillere, bilirkişi tarafından yapılan alacak hesabına, iddia ve savunma kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih ve 2014/324 E., 2019/889 K. sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 13.801,83 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 3.450,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 10351,38 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023