Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1735 E. 2023/1117 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1735
KARAR NO: 2023/1117
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
NUMARASI: 2016/1296 E. – 2019/466 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmaları:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağına karşılık olmak üzere dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirket tarafından keşide ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirket tarafından kendi lehine ciro edilen çekleri kabzettiğini, müvekkilinin kabzettiği bu çekleri 22.09.2014 tarihinde aldığı mallara karşılık olmak üzere temlik cirosuyla … Limited Şirketi unvanlı şirkete temlik ettiğini, dava konusu çekin müvekkili tarafından … lehine ciro edilmesi esnasında çekte vadenin 2014 yılı olduğunu, dava konusu çekin ve diğer çeklerin vadesinde keşidecisi … Limited Şirketi tarafından ödendiğinden müvekkilinin de ciranta olmaktan doğan borcunun sona erdiğini ve çeklerin bedelsiz kaldığını, çekleri keşide ve ilk ciroyla ciro eden … yetkilisi …’ın ödendiği için bedelsiz kalan bu çekleri daha sonra ele geçirdiğini, … davalı … ile beraber … Bankası Sarıgazi Şubesinden verilme … seri nolu 139.594,00-TL alacağı havi 26.10.2014 vadeli çekin vade kısmında müvekkilinin rızası hilafına tahrifat yaparak bankaya ibraz ettiklerini, şahısların 26.10.2014 vadeli çekin yıl kısmında tahrifat yaptıklarını ve burayı 2016 olarak değiştirerek tedavüle koyduklarını, davalı tarafça bu çeke istinaden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava konusu çekte birden fazla ciranta olmasına rağmen yalnızca müvekkil aleyhine takibe geçildiğini, davalının çekin keşidecisi şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını beyanla yapılacak yargılama sonucunda müvekkilinin çeke istinaden bir borcunun bulunmadığının tespitine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında vaki takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu çeki alacağına karşılık iktisap ettiğini, vadesi geldiğince çek bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız olduğunun tespit edildiğini, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, taraflarınca yapılan araştırma neticesinde diğer borçlular hakkında bir çok icra takibi bulunması nedeniyle dava konusu icra takibinin davacıya karşı başlatıldığını, müvekkilinin cirantalardan herhangi birine veya hepsine birden başvurma hakkına sahip olduğunu, bu hususun müvekkilinin kötü niyetli olduğunu göstermediğini, müvekkilinin bahse konu çeki iyiniyetli üçüncü kişi hamil olarak iktisap ettiğini, vadede tahrifat bulunsa bile bunun müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın KABULÜ ile Davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu … Bankası Sarıgazi Şubesinin … çek numaralı 139.594,00 TL bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,Davalının kötüniyeti sabit olmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kurulan hüküm maddi ve şekli hukuka aykırı olduğunu, takip müstenidi çek kötüniyetli olarak tahrif edilerek tekrardan tedavüle konulmuş ve yapılan yargılamada çek keşidecisi şirket yetkilisi … ile … birlikte hareket ettiklerini davalı …’ın … muvafakatiyle çekin tarih kısmında değişiklik yaparak yeniden ibraz ettiği sözlü ve yazılı beyanlarıyla ikrar ettiklerini, Çekin vade kısmında yapılan tahrifata binaen atılan parafı davalı …’ın eli ürünü olduğu çek sebebiyle yapılan ceza yargılamasında alınan grafolojik bilirkişi raporuyla sübut bulduğunu, bu sebeple kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, kötüniyet tazminatı ve davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu çek nedeniyle borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davası açıldığını, davacı taraf iş bu iddiasını ise takibe dayanak olan çekin 2014 yılı olan vade tarihinin 2016 yılı olarak değiştirildiği, çekin vade tarihinde çek keşidecisi tarafından borcun ödendiği böylece borcununu sona erdiği iddia ederek, yerel mahkeme, haksız ve hukuka aykırı şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporuna dayanarak davacı tarafın iddiasında haklı olduğu yönünde karar tesis ettiğini çek vade tarihinde yapılan tahrifat çek keşidecisi tarafından yapılmış olup, bahse konu tarhrifat müvekkilin bilgisi dışında yapıldığını, bu husus müvekkilin, müvekkil çek vadesinde yapılan tahrifatın çekin keşide edildiği tarihte yapıldığını, çekin bu hali ile tedavüle konulduğu, ciro zincirinde bulunan cirantalrın bu hali ile çeki ciroladıklarını düşünerek, çeki alacağına karşılık aldığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının kişisel defi’leri müvekkile karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını, belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava İİK’nın 72/1. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlık takip konusu , bedeli ödenen çekin keşideci tarafından önceki cirolar iptal edilmeden keşide tarihinde değişiklik yapılarak tekrar tedavüle sokulması nedeniyle düzeltme öncesi cirosu bulunan davacının düzeltmeden sonraki cirantalar ve hamile borçlu olup olmadığına ilişkindir.Somut olayda; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlu aleyhine 138.304,00 TL çek bedeli, 79,57 TL işlemiş faiz, 276,61 TL çek komisyonu ve 13.830,40 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 152.490,58 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 02.11.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 14.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/219 Esas sayılı dosyasında dava konusu çekin keşidecisi olan …. Şirketinin yetkilisi olan …’ın savunmasında; çeki kendisinin düzenlediğini , çekin 26/10/2014 tarihli 139.594 TL bedelli olarak düzenlendiğini, vaadesi geldiğinde borcu elden ödeyip çeki geri aldığını, …’a borcu olduğunu bu nedenle daha önceden geri aldığı bu çekin vaade tarihini 2016 olarak düzeltip imzaladığını ve alacaklı …’a verdiğini , çeki …’a verirken arkasına …’ın cirosu olduğunu unuttuğunu beyan etmiştir. Dosyada mevcut grafoloji uzmanından savcılık tarafından alınan bilirkişi raporunda; keşide tarihindeki tashih imzasının keşidecinin eli ürünü olduğu saptanmış, yine dosyada mevcut ticari defterler üzerinde inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ise; davacının ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğu, dava konusu çekin vadesinin 26/10/2014 olarak kayıt altına alındığı, çek üzerinde yapılan tarih değişikliğinin çekin tanzim tarihinden ve davacı tarafından ciro yapıldıktan sonra gerçekleştirildiği davacının dava konusu çek nedeniyle TTK’nun 748. Maddesi gereğince sorumluluğunun bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir. TTK’nun 748. Maddesine göre , bir poliçe metni değiştirildiği takdirde, değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kişiler, değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanları ise eski metne göre sorumlu olurlar. Eldeki davaya konu çekin keşideci tarafından 26.10.2014 tarihli olarak düzenlendiği , bu durumun keşidecinin beyanı ve davacının ticari defterleri ile sabit olduğu, uyuşmazlık konusu olmadığı, çek üzerindeki düzenleme tarihinin çeki ödeme yoluyla geri alan keşideci tarafından yıl hanesinin son rakamının 6 rakamı yazılarak değiştirildiği ve bu değişikliğin keşideci tarafından paraf edildiği, kambiyo senedi vasfına haiz olduğu ve bu şekliyle davalıya verildiği, davacının çekteki cirosunun vade tarihinde yapılan değişiklikten önce olduğu , dolayısıyla davacının TTK ‘nın 748 . Maddesine göre , çekin değişiklikten sonraki haline göre sorumluluğunun bulunmadığı, değişiklik öncesi çek bedelinin ödendiği davalının değişiklik sonrası hamil olarak davacıya başvuramayacağı , davacının takip konusu çek nedeniyle borçlu olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. İcra İflas Kanunu’nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; menfi tespit davasının davacı ( borçlu ) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması halinde, istem varsa, davacı ( borçlu ) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacı üzerindedir.Somut olayda; davalının düzenleme tarihi keşideci tarafından paraflanarak değiştirilmiş takip konusu kambiyo senedi vasfındaki çekin düzgün ciro silsilesine göre meşru hamili olduğu, davacı çekin değişiklik sonrası halinden sorumlu olmayıp kendisine karşı yapılan takip haksız olmakla birlikte davalının iptal edilmemiş ciro sahibine karşı başvurmasında kötü niyetli olduğunun kabul edilmesini gerektirecek ispat bulunmadığı bu nedenle davacının kötüniyet tazminatının reddi kararında bir isabetsizlik söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak , dosya kapsamında iddia ve savunmaya, saptanan dava niteliğine ve toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin kararda gösterilen yasal ve yeterli gerekçeye göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, taraf vekillerinin, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2019 tarih ve 2016/1296 E. 2019/466 K. sayılı kararına karşı davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45-TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.535,67-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.383,91-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.151,76-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Davacı ve davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,7-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kararın mahiyeti ve dava değeri itibarı ile kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023