Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1723 E. 2023/1070 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1723 Esas
KARAR NO: 2023/1070
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2017/683 E. – 2019/975 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri gönderildiğini, takibin dayanağını oluşturan çek keşidecisi davalı … A.Ş. olup, lehtarı ise …. Ltd. Şti. olduğunu, ciro silsilesine bakıldığında ise takip alacaklısı … Bankası A.Ş.’nin cirosu bulunmadığı, sadece karşılıksız olduğuna ilişkin kaşe vurulduğu tespit edildiğini, bu durumda öncelikle … A.Ş.’nin yetkili ve yasal hamil olmadığı çek arkasındaki ciro silsilesinden anlaşıldığını, takip dayanağı olan çek müvekkili şirkete ticari alışveriş karşılığında … Tic Ltd Şti tarafından 7.2.2015 keşide tarihli olarak teslim edildiğini, anılan tarihte karşılığı olmamasına rağmen borçlu tarafından nakit ödeme yapıldığı için borç hesabı kapatılmış ve takas odasından alınan çekin, tevdi bordrosu düzenlenerek borçluya teslim edildiğini, icra kasasında bulunan çekin arkasındaki ciro silsilesi incelenmiş olup, müvekkili tarafından çek ödeme nedeni ile sahibine iade edildikten sonra alacaklı görülen bankaya tevdi edildiği anlaşıldığını, ancak bankanın takip dayanağı olan çeki rehin cirosu ile mi, tahsil cirosu ile mi aldığına dair bir kaşeye rastlanmadığını, ciro silsilesindeki kopukluklar ve dava konusu çekin tarihindeki tahrifat birlikte değerlendirildiğinde yetkili yasal hamil tarafından icra takibine konu edildiğinden bahsedilemeyeceğini, takip alacaklısı banka 2015 yılına ait olan bu çeki kredi borcu karşılığında rehin olarak aldı ise basiretsiz tacir statüsünde sayılması gerektiğini, bir bankanın çek rehin aldığında keşideci ile cirantaları soruşturması, yeterli bilgiyi yazılı olarak edindikten sonra kullandırdığı kredinin teminatı olup olamayacağına karar vererek işlem yapması gerektiğini, olayda çek keşidecisi ile ilk ciranta olan … ünvanlı şirketin Merkez Bankası sorguları yapıldığında çekin üzerindeki ikinci tarih olan 15.09.2015 tarihinde pek çok çeklerinin karşılıksız çıktığı ve kara listede bulundukları, haklarında onlarca icra takibi olduğu tespit edileceğini, davalı banka keşideci ve borçlu ile anlaşarak müvekkilinin üzeri çizilmemiş olan cirosundan yararlanmak suretiyle haksız kazanç temin etmeye çalıştığını, Bankalar Kanunu bankanın kredi kullandırılırken alması gereken teminatları açıklamakta olup, bu şekilde üzeri tahrifattı, ciro silsilesi bozuk bir çeki teminata kabul etmesi hukuken imkansız olduğunu, müvekkili şirketin usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterleri incelendiğinde çek keşidecisi ve lehtarına hiçbir borcu bulunmadığı, aksine her iki şirketten alacaklı olup haklarındaki icra takiplerine devam olunduğu tespit edileceğini, müvekkili nitelikli bir dolandırıcılık eylemi ile karşı karşıya olduğunu belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında girişilen kambiyo takibi nedeni ile müvekkilinin borçsuzluğunun tespitine, takibin iptaline, kötü niyet tazminatına hükmolunmasına ve mağduriyet yaşanmaması için takdir olunacak teminat mukabilinde icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Bankası A.Ş. tarafından dava dışı müşterisi … (çekteki müvekkili Bankadan önceki ciranta) lehine, akdedilen kredi sözleşmeleri çerçevesinde kredi hesabı açılmış ve bir takım krediler kullandırıldığını, dava konusu çek de dava dışı ciranta … tarafından adına açılan kredi hesabına istinaden müvekkili BANKA’ya iktisap ettirildiğini, müvekkili Banka icra takibine konu çeki lehdar ve cirantaların ciroları ile geçerli bir ciro silsilesine dayanarak aldığını ve yetkili hamil konumunda icra takibi başlattığını, müvekkili Banka iyi niyetli yetkili yasal hamil olduğunu, davacı ile lehdar veya diğer cirantalar arasındaki defiler 6102 sayılı TTK’nın 687. maddesi gereğince iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, bu itibarla dava konusu olayda davalı müvekkil Banka’nın iyi niyetli yetkili yasal hamil olması nedeniyle esas ve usul açısından yasaya ve usule aykırı olan iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın söz konusu çekin rehin cirosuyla müvekkili Banka’nın eline geçtiğine dair iddialarının kesinlikle doğru olmadığını, müvekkili Bankanın davaya konu çeki lehdar ve cirantaların ciroları ile geçerli bir ciro silsilesine dayanarak aldığını ve yetkili hamil konumunda icra takibi başlattığını, dava konusu çek incelendiğinde de görüleceği üzere; bahse konu çek … Bankası (…) Fatih Şubesine ait olduğunu, yasa gereği muhatap … Bankası tarafından bastırılıp tedavüle konulan dava konusu çekle ilgili inceleme yükümlülüğü yine muhatap … Bankasına ait olduğunu, davacı tarafın hukuk sistemiminde yer alan muhatap Bankanın çekle ilgili inceleme yükümlülüğüne dair hükümlere binaen, yetkili ve yasal hamil olan müvekkileri Bankaya sorumluluk izafe etmeye çalışmasını anlamak mümkün olmadığını, müvekkilleri Banka ekonomik sistem içerisinde tedavülde olan bir çeki, ticari iş ve işlemleri esnasında iyi niyetli, yetkili ve yasal hamil olarak iktisap ettiğini, ibraz tarihinde de karşılığı ödenmediğinden ilgililer hakkında yasal haklarını kullanmış ve icra takibi başlattığını, bu nedenle davanın reddine, davacının alacaklı müvekkilinin uğrayacağı zararlara karşılık alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetine ve yargılama masrafı ile vekalet ücretinin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep emiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “….dava konusu çeke ilişkin olarak davalı banka tarafından davacı ve diğer davalı şirketler aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı, davacı şirketin söz konusu çeke ilişkin olarak menfi tespit davası açtığı ve çekin haricen bedelinin tahsil edilerek … şirketine iade edildiğinin belirtildiği, ancak cirolarının üzerinin çizilmediğini ifade ettiği, çek hamilinin basiretli bir tacir gibi davranmadığını, çekten dolayı borçlu olmadıklarını savunduğu, diğer davalıların dosyaya herhangi bir cevap vermedikleri, davalı bankanın davanın reddini istediği ve iyiniyetli hamil olduklarından bahisle TTK 687 madde gereğince davacı ile lehdar ve cirantalar arasındaki defilerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini savunduğu, davalı bankanın söz konusu çeki ciro yoluyla dava dışı kredi borçlusu …’tan aldığı, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davacının bedelsizlik defini TTK 687 madde gereğince iyiniyetli hamil konumundaki bankaya karşı ileri süremeyeceği, bankanın kötüniyetli olarak çeki aldığı hususunun ispatlanamadığı, alınan bilirkişi raporu kapsamında davacının diğer şirketlere çek nedeniyle borçlu olmadığının, hatta alacaklı konumunda olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle banka aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı şirketler aleyine açılan davanın kabulüne” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Mahkeme kararı gerekçesiz olduğunu, -Çekin kambiyo senedi vasfında olmadığına dair İstanbul 1.İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayette bulunulduğunu ve 2017/504 E sayılı dava dosyasında bilirkişi incelemesinde Çekin üzerindeki ilk tarih olan 07.02.2015 tarihinin çizildiği ve yerine 15.09.2015 tarihinin yazılarak bankaya ibraz edildiğinin açığa çıktığını, ayrıca grafolog bilirkişi incelemesinde de çekteki tarih değişikliği imzasının keşideciye ait bulunmadığının kesinlik kazandığını, bu nedenle Banka açısından mücerretlik ilkesinin savunulmasının yasal olmadığını, rapordaki çek vasfını koruduğuna ilişkin mütalaaya katılmadıklarını,-Bankaların basiretli olmak zorunda olup, değişiklik imzasının keşideciye ait olup olmadığını çekin ait olduğu bankadan sordurması gerektiğini, -bilirkişilerin çekin bankaya tahsil mi yoksa rehin cirosu ile mi verildiğinin tahkik etmediklerini, bankanın kambiyo senetleri defterindeki kayıtları da incelemediklerini,-Bankanın kredi müşterisi olan … ile olan kredi ilişkisinin incelenmesinde ise kullandırılan kredinin Bankacılık Kanunun kriterlerine uygun kullandırılıp kullandırılmadığının tespit edilmediğini, kredi evrakının şahıs adına düzenlenmesine karşın ticari kredi kullandırıldığını, ticari kredi kullandırırken tacirin vergi levhasını, bilançosunu istemek ve malvarlığı ile krediyi teminatlandırmak görevi bulunan Bankanın basiretli davranmadığını, bilirkişilerin kredilerin kullandırılma tarihleri ile teminatları hakkında detaylı bilgi sunmaları gerektiğini, bankanın iyi niyetlmi hamil olduğunun ilan edilmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Bankası A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Bankanın iyi niyetli yetkili yasal hamil olduğunu, keşideci ile lehtar arasındaki ödeme def’ilerinin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, Davacı tarafın müvekkili Banka’nın alacağını sürüncemede bırakmak için işbu davayı açtığını, davanın sonuçlanmasının 2 yıldan fazla sürdüğünü ve alacağına kavuşmanın geciktiğini, istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.Davacı taraf dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı banka davanın reddini savunmuş, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir Yargılama sonunda banka yönünden açılan davanın reddine, diğer davalı şirket yönünden açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Dosyanın incelenmesinde davacının dava konusu çeki davalılardan … ltd.şti’ne ödeme yapılmış olması nedeniyle çeki iade ettiğini ancak çeki dava dışı …’ın diğer davalı bankaya kullandığı kredinin teminatı olarak verdiğini iddia etmiştir.TTK’da çekte rehin cirosu olabileceğine ilişkin düzenleme yoktur. TTK’nın 818. Maddesinde poliçeye dair bazı hükümlerin çekler hakkında da uygulanabileceği belirtilmiş olup, bu maddede rehin cirosu ile ilgili TTK’nın 689. Maddesine yapılan bir atıf bulunmadığından çekte rehin cirosunun yapılamayacağı, buna göre çekin sadece tahsil veya temlik cirosu ile verilmesinin mümkün olduğu, çekin açık veya gizli rehin cirosu ile devredilebileceği, bu hususun ayrı bir yazılı belge veya hamilin ikrarı ile kanıtlanabileceği (bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2023 tarihli 2023/426 Esas-2023/914 Karar sayılı kararı) ancak somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacı vekilinin çekin davalı bankaya çekin rehin cirosu ile verildiği yönündeki iddiası üzerinde durulmadığı anlaşılmıştır.Çek keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin, keşideci tarafından paraf edilmesi gerekir. Çekin vasfını etkileyen bir husus olduğu hallerde keşideci dışındaki borçluların da bunu ileri sürmekte hukuki yararı vardır. Çekin düzeltilen keşide tarihi yanındaki “paraf” imzasına ilişkin delillerin toplanarak, farklı olduğunun tespiti halinde, senedin keşide tarihi, tahrifattan önce yazılmış olan şekli ile kabul edilip, bu haliyle muhatap bankaya süresinde ibraz edilip edilmediği belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetsiz olmuştur.( Yargıtay 12 HD 2014/31161 Esas 2015/7215 Karar, Yargıtay 12 HD 2015/1743 Esas 2015/3946 Karar) Yukarıda açıklanan gerekçelerle; ilk derece mahkemesince davalı banka vekilinin davaya cevap ve 04/05/2018 tarihli dilekçesindeki beyanlarının değerlendirilmesi ayrıca dava konusu çekin, dava dışı … tarafından kullanılan krediye teminat olarak davalı bankaya verildiğinin ileri sürüldüğü ve iddiasını ispat etmek için davalı banka kayıtlarına dayanıldığı, davalı tarafın da çekin rehin cirosu ile alınmadığını, örtülü rehin cirosu durumunun da söz konusu olmadığını, tahsil edilmek üzerine çekin alındığını ileri sürüldüğü göz önüne alınarak, gerçek durumun tespiti için; davaya konu çekin ön ve arka yüzünün okunaklı sureti getirtilerek ve bankacı bir bilirkişiye, banka kayıtları incelettirilerek, davalı tarafın sunduğu sözleşmeler dışında, davaya konu dava dışı … ile davalı banka arasında düzenlenen bir sözleşmenin teminat için alınıp alınmadığı, çekin alınma sebebinin banka kayıtlarında ne şekilde yer aldığı, tahsil cirosu için verilip verilmediği hususlarında ayrıntılı rapor alındıktan sonra, yapılan tespitlerin sonucuna göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, deliller toplanmadan ve bu hususlar yerine getirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca, davacı vekilin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih, 2017/683 E. 2019/975 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023