Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1716 E. 2023/1041 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1716
KARAR NO: 2023/1041
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/149 E. – 2019/232 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ürünleri ve kurumsal marka imajı ile cam sektöründe dünyada üçüncü, Avrupa’da ikinci, Türkiye’de ise birinci büyük kuruluş olduğunu, şirketin TPMK nezdinde sayısız tescilli tasarımı bulunduğunu, bu kapsamda … numaralı çoklu tasarım belgesine konu bardak ürününü de TPMK nezdinde tescil ettirdiğini ve 20.06.2017 tarihinde tescilin yenilendiğini, davalı tarafından ise müvekkilinin tescilli tasarımına konu bardak modellerinin birebir aynısının piyasaya sunulduğunun tespit edildiğini, söz konusu ürünlerin … marketleri başta olmak üzere çeşitli marketlerde satışa sunulduğunu, davalının bu eyleminin müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, ürünlerin iltibas oluşturması nedeniyle tüketici nezdinde karıştırılmaya sebebiyet verdiğini belirterek, bu sebeplerle davalının davacının tasarım haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin tespiti ile durdurulmasına, önlenmesine, tecavüz sebebiyet veren ürünlere el konulmasına ve bunların imhasına, tecavüz eylemlerinin devamını önlemek üzere uygun görülecek sair tedbirlerin alınmasına, davacının maddi zararının tazminine, 6769 sayılı SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca hesaplama yapılarak belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ihtarname tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın ihtarname tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, TTK’nun 56. maddesi uyarınca haksız rekabetin varlığının hükmen tespitine, davalının eylemleri ile oluşan haksız rekabetin önlenip yasaklanmasına, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, 6769 sayılı SMK’nun 149 ve TTK’nun 59. maddeleri uyarınca hükmün gideri davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan … ve … Gazetelerinden birinde ilan yoluyla kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cam mutfak eşyaları ticareti yapan bir anonim şirket olduğunu, davaya konu bardağın da dahil olduğu bir çok ürünün “…” markasıyla piyasaya sürüldüğünü, davacı-karşı davalıya ait ürün SMK kapsamında korunmakta olduğuna göre, tescilli tasarıma konu bu ürünün daha önceden piyasaya sürülen tüm ürünlere nazaran ayırt edici nitelikte olduğunu, taraflara ait ürünlerin benzerlik oranının yüksek olmadığını, dolayısıyla ortada bir tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, davacı-karşı davalıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz olmadığını, dolayısıyla hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, bu sebeplerle açılan asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile davacı-karşı davalıya ait … numaralı endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan deliller ve bilirkişi raporları ile davalı-karşı davacının ürünlerinin davalı karşı davacı adına tescilli … numaralı çoklu endüstriyel tasarımın koruma kapsamında olduğu, bu durumun davacı-karşı davalının tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacı-karşı davalının endüstriyel tasarım haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasını ve maddi ve manevi tazminat talep edebileceği anlaşılmıştır. SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca maddi zarar, kural olarak tarafların ticari defterleri ve diğer kanıtlarıyla beraber bilirkişi incelemesiyle tespit edilir. Bu şekilde bir tespit yapılamaz ise hakim, 6098 sayılı Sayılı Türk Borçlar Kanunun 50. maddesi gereğince de olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Her ne kadar muhasip bilirkişi tarafından yalnızca ihtiyati tedbir kararının uygulanması sırasında ele geçen ürünlerin sayısına ve fiyatına göre 826,50 TL maddi tazminat hesaplanmışsa da, davalı-karşı davacının tecavüz teşkil eden ürünlerinin satışından ne kadar gelir elde ettiğinin belirlenebilmesi için ticari kayıt ve belgelerini dosyaya sunmadığı, bu nedenle zarar miktarının tam olarak belirlenemediği, ancak davacı-karşı davalı tarafın iş hacmine, dava konusu ürünün çokça satışı yapılabilecek bardak ürünü olmasına göre TBK’nun 50. maddesi uyarınca hakimliğimizce yapılan değerlendirmeye göre, talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminatın ve yine tarafların mali ve ekonomik durumlarına, eylemin özelliklerine göre de 10.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve makul olduğu, maddi ve manevi tazminata ihtarname tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği sonucuna varılarak,” asıl davanın kabulüne, davalı-karşı davacının … ürün kodlu kahve yanı su bardağını üretip satışa sunmak suretiyle davacı-karşı davalının adına tescilli … numaralı çoklu tasarımdan kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin durdurulmasına ve önlenmesine, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, tecavüze sebebiyet veren ürünlere el konulmasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalı-karşı davacıdan alınarak imha edilmelerine, SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca 10.000,00 TL maddi tazminatın 18.05.2017 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın 18.05.2017 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, SMK’nun 149 ve TTK’nun 59.maddeleri uyarınca hükmün gideri davalı-karşı davacıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek günlük bir gazetede ilan edilmesine, karşı davanın REDDİNE karar verilmiştir.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkil şirketin ürününün iddia edildiğinin aksine ayırt edilemez ölçüde benzer olmadığını, ilgili ürünlerin ağız çapları, boyları, dip kalınlıkları ve desenlerinin birbirinden farklı olduğunu, bilinçli alıcı tarafından tespit edilebilecek nitelikte belirgin farklılıklar bulunduğunu, müvekkil şirketin haksız rekabette bulunduğuna ilişkin yapılan değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınmış ve yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, 31.10.2018 tarihinde yeniden alınan bilirkişi raporunda itirazları dikkate alınmaksızın davalı ürünün davacının ETTB koruma kapsamında alıp kalmadığının da değerlendirmesi yapılması gerekmesine rağmen bilirkişi raporunda iki ürün arasında karşılaştırma yapmaksızın dosya kapsamına sunulan diğer benzer nitelikleri taşıyan ürünlerin incelendiğini, dosyaya sundukları belgeler incelenmeksizin davacı-karşı davalı taraf yararına kanaatlerin aktarıldığını, esas dava kapsamında davacı-karşı davalının ürününün ETTB kapsamındaki koruma alanına herhangi bir tecavüz söz konusu olmadığını çünkü farklılıkların olduğunu ve bu farklılıklarla tescilin dahi mümkün olduğunu bilirkişi heyetinin aktardığını, 1967 tarihli …’e ait kadehin tasarımı iptali istenen 2194 tescil numaralı ETTB’den 20 yılı aşkın süre önce tescil edildiğini ancak en küçük farkın bile tasarım yönünden bir çeşitleme olarak değerlendirildiğinin aktarıldığını, davacı-karşı davalının … sayılı çoklu tasarımının hükümsüz kılınması amacıyla açılan davaya karşı bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edilebilir olması gerektiğine yönelik açtıkları karşı davalarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararın tazmini talebinde bulunduğunu, davacının bu talepleri doğrultusunda yerel mahkeme tarafından hukuka aykırı olarak tazminata hükmedildiğini, davacı tarafından talep edilen maddi tazminatın müvekkil şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini ancak davacının maddi tazminat talebinde hakkı bulunmadığını, davacı ve davalı ürünleri arasındaki farklılık tespit edildiğinde davacının herhangi bir maddi zararının oluşmadığının mahkemece de tespit edileceğini, manevi tazminat istenebilmesi için fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini ancak bu şartların gerçekleşmediğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile müvekkil şirketin ürününün davacı-karşı davalının ürününe karşı ayırt edici olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddine , karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi kendi ürünleri ile davalı tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebeple benzer olarak algılandığını, davalı/karşı davacı tasarımlarının davacı/karşı davalının çoklu endüstriyel tasarım belgesinin koruma kapsamı içinde kaldığını, davalının esasa yönelik aksini iddia eden tüm istinaf taleplerinin haksız olduğunu, davalı karşı davacının tazminat taleplerinin kabulüne yönelik istinaf taleplerinin de mesnetsiz olduğunu, ilk derece mahkemesince defterlerini sunması için 2 defa kesin süre verilmesine rağmen her seferinde defterlerini sunmaktan imtina ettiğini, tüm bu nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Asıl davanın konusu, davacı-karşı davalıya ait … numaralı endüstriyel tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davası olup, karşı dava ise davacı-karşı davalı adına tescilli … numaralı endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığı iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır. TPMK’ye ait kayda göre; … numaralı “…” isimli endüstriyel tasarımın 16.01.1997 tarihinde davacı-karşı davalı şirket adına tescil edildiği görülmüştür.6769 sayılı SMK’nun 55/1. maddesinde; tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünüm olarak tanımlanmış, tasarımın tescilli olması halinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde ise tescilsiz tasarım olarak korunacağı belirtilmiştir. Yine SMK’nin 56. maddesinde tasarımın korunabilmesi için yenilik ve ayırt edicilik niteliğine sahip olması gerektiği belirtilmiş, bir tasarım tescilli ise başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz ise kamuya sunulduğu tarihten önce dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarımın yeni kabul edileceği, tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edileceği, bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edileceği, ayırt edicilik niteliğinin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarım geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesine bakılacağı belirtilerek yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinin tanımı yapılmıştır.22.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı taraf adına tescilli … numaralı tasarım ve bu tasarıma ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılanmadıkları belirtilmiştir.31.10.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; raporu eki 5’te resimleri yan yana getirilerek sunulan numunelerin “bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlik taşıdığı” açıkça ve kolayca görülebilmektedir. Bu sonuç; Sayın Mahkemenin 09.08.2017 tarihli ara kararıyla; ”…davacı tarafın talepleri doğrultusunda rapor hazırlama görevini…” tevdii ettiği bizden önceki keşif raporunu hazırlayan Sayın Bilirkişinin raporunda arz olunan kanaat ile aynı yönde olduğu, karşı davanın konusu … A.Ş.’nin 07-01 locerno sınıfı 16.01.1997 tescil tarih ve … tescil numaralı “…” konulu endüstriyel tasarım tescil belgesinin 1. ve 2. tasarımlarının yenilik doğurucu oldukları iddiasıyla incelemeye sunulan deliller karşısında yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini korudukları, asıl davada davalı/karşı davacı tasarımlarının davacı/karşı davalının çoklu endüstriyel tasarım tescil belgesinin koruma kapsamı içinde kaldığı belirtilmiştir.Davacı-karşı davalı adına tescilli … no’lu çoklu endüstriyel tasarımın davalı-karşı davacının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği, asıl dava yönünden davanın subut bulduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi, karşı dava yönünden de tescilli tasarımın ayırt edici ve yenilik doğurucu özelliği bulunduğu anlaşıldığından reddine karar verilmesi isabetlidir.6098 sayılı TBK 50 maddesine göre zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.Davacı tarafından Kadıköy … Noterliği tarafından tanzim edilen 18.05.2017 tarih, … yevmiye no’lu ihtarname ile ihtar edene ait tescilli tasarımın muhatap tarafından izinsiz kullanıma derhal son verilmesine, aksi halde dava açılacağının ihtar edildiği, davanın 07.08.2017 tarihinde açıldığı, mahkemece bilirkişi incelemesi için defter sunulması istenildiğinde davalının sadece pay defteri ve ortak karar defterini sunduğu, mahkemece davacı tarafın defter incelenmesi ile dava konusu ürünün ne kadar satıldığı tespit edilemediğinden mahkemece maddi tazminat yönünden zarar miktarının tam olarak belirlenemediği davacı-karşı davalı tarafın iş hacmine dava konusu ürünün çokça satışı yapılabilecek bardak ürünü olmasına göre TBK 50/2. maddesi uyarınca mahkemece maddi tazminatın 10.000,00 TL olarak belirlenmesi ve tarafların mali ve ekonomik durumları, eylemin oluş şekli ve özellikleri gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi de isabetlidir.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2017/149 E., 2019/232 K. sayılı kararına karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 385,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 980,55 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı-karşı davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023