Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1715 E. 2023/1069 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1715
KARAR NO: 2023/1069
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2018/257 E. – 2019/289 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalının … markasını TPE nezdinde 27/07/1998 tarihinde yapmış olduğu başvuru üzerine … no ile 05/07/1999 tarihinde 3 ve 5. Sınıflarda yer alan mallar için tescilli olduğunu, SMK uyarınca kullanım zorunluluğu olmasına rağmen tescilli olduğu malların tamamı için ciddi olarak kullanılmadığını, davalının sadece “aseton(oje çıkarıcı)” olarak kullandığını, 3 ve 5. Sınıfın tamamını kapsamadığını, davalının kullanım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeplerle davalının TPE nezdinde … başvuru nolu ve … no ile ve 27/07/1998 tarihinde tesciline karar verilmiş olan … ibareli markanın, “asetonlar, tırnak boya sökücü ve temizleyiciler” dışında ciddi bir şekilde kullanılmayan emtialar açısından hükümsüz sayılmasını, iptalini ve sicilden terkinini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin marka başvurusu ve tescilinin 556 sayılı KHK döneminde gerçekleştirildiğini, markanın iptal nedenlerinin 556 sayılı KHK hükümleri dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, 556 sayılı KHK’nın mad. 14 ve 42. Maddelerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle işbu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 556 sayılı KHK’nın markaların kullanılmaması nedeniyle iptaline, ilişkin hükümlerin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olduğunu, iptal kararının dikkate alınmasını, markanın kullanılmamasının iptal sebebi olmayacağını, davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını, 556 sayılı KHK mad. 43b uyarınca zarar görenlerin dava açabileceğini, … markasının gerçek sahibinin müvekkil olduğunu, davacının tescili markalarını temizlik ürünlerinde kullandığını, müvekkilinin … markasının kozmetik alanda sektörde tanındığını, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu davanın tümüyle reddini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “…dosyada toplanan tüm deliller ve bilimsel gerekçeye sahip ayrıntılı bilirkişi raporu karşısında davalı marka sahibinin söz konusu ” …” markasını 3. Ve 5. Sınıflarda tescilli olduğu asetonlar, tırnak boyası sökücü ve temizleyicileri dışındaki emtialarda (Çamaşırda, bulaşıkta, hertürlü eşya ve mekan temizliğinde kullanılan maddeler: deterjanlar, çamaşırsuyu, çamaşır kolası, çivit, arap sabunu, yumuşatıcılar, kireçlenmeyi önleyiciler, kireç gidericiler, granül sabun, mekanik temizleme tozu, cam silme maddeleri, yer ve halı silme maddeleri. Parfümeri: parfümler; uçucu yağlar (esans yağları), kolonya, losyon, deodorant, gulsuyu. Kozmetik mamulleri; oje, ruj, rimel, kremler, saç boyalan, şampuanlar, balzamlar, saç kremi, saç jölesi, saç spreyi, güneş yağları ve süt ürünleri, cilt temizleyiciler ve nemlendiriciler, cilt bakım maskeleri, banyo köpükleri ve tuzları, saç açıcılar ve tonikleri ile briyantinler, saç bakımı ile ilgili maddeler, kaş kalemi (eyeliner), dudak kalemi, maskara, far, allık, fondöten, pudralar, makyaj malzemeleri, kokular hariç traş öncesi ve sonrası ürünleri, ağda, epilasyon maddeleri, kına, zayıflatıcı kozmetik ürünler, dolu kozmetik çantaları. Kişisel kullanım için kozmetik amaçlı pamuklar, temizlik amaçlı pamuklar, kağıtlar ve pedler, pamuklu çubuklar, ıslak mendil. Sabunlar: tıbbi amaçlı ve koku giderici olanlar da dahil kişisel kullanım için sabunlar. Diş temizleme ve parlatmı maddeleri: diş macunu, diş pastaları, tıbbi diş temizleme maddeleri, diş temizleme tozları, diş suları, diş protezleri için temizleme maddeleri. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezi, zımpara kağıdı, zımpara tozu ve macunu, pomza taşı. Cilalar: ayakkabı cilaları dahil cilalar. Hijyenik pedler,tamponlar ve özel külotlar, tıbbi amaçlı yakılar, flasterler, bandaj malzemeleri (gazlı pamuklar ve bezler, pamuklar vb.), pansuman malzemeleri, tıbbi amaçlı pamuk, dolu ilk yardım çantaları. Oda, taşıt araçları ve diğer mekanlar için koku gidericiler, koku vericiler, tıbbi amaçlı deterjanlar, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler) ciddi bir şekilde herhangi bir kullanımının bulunmadığı bu hali ile markanın sicilden kısmi iptal sebebinin yasal koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkilin işbu dava konusu … tescil numaralı “…” ibareli markasının tescil talebinin 27 Temmuz 1998 tarihinde gerçekleştirildiğini, söz konusu markanın 05 Temmuz 1999 tarihinde, yani 556 sayılı KHK döneminde tescil ettirildiğini, bu markanın iptaline yönelik muhtemel bir talebin de ancak 556 sayılı KHK hükümlerine dayanılarak ileri sürülebileceğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa binaen açılan davanın usulden reddi gerektiğini, -556 Sayılı KHK’nın 14 ve 42. maddelerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle işbu davanın da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, -6769 Sayılı SMK’nın 10 OCAK 2017 Tarihinde yürürlüğe girdiğini, SMK kapsamında markayı kullanma yükümlülüğünün 10 OCAK 2017 tarihinden itibaren başladığını, markanın kullanmama nedeniyle iptali hususu 556 sayılı KHKnın 14. ve 42. maddeleri ile düzenlenmiş, 14. madde ise Anayasa Mahkemesinin 06 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararı ile iptal edilmiş, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ise mezkur Anayasa Mahkemesi kararını müteakip dört gün sonra, yani 10 Ocak 2017de yürürlüğe girmiş olup, her iki düzenleme arasında meydana gelen dört günlük aralık nedeniyle davaya konu 5 yıllık marka kullanım yükümlülüğünün kesintiye uğramış olduğunu, 6769 sayılı Kanun kapsamında tescilli bir markayı kullanma yükümlülüğü 10 Ocak 2017 tarihi itibarıyla başladığını,6769 sayılı Kanun ile getirilen markayı kullanma yükümlülüğü mesnetli iptal davalarının en erken Kanunun yürürlüğe girdiği 10 Ocak 2017 tarihini izleyen 5 yıl sonra, yani 2022 yılından itibaren ikame edilebilmesi gerektiğini, SMKnın 26. maddesi ile de 10 Ocak 2017de başlayan kullanım yükümlülüğünün yerine getirilmemesi neticesinde ileri sürülecek iptal talepleri yönünden Türk Patent ve Marka Kurumunu yetkili kıldığını ve bu yetkiyi de 192. madde ile yedi yıl süreliğine ertelediğini, Kanunun geçici 4. maddesi de, 2022 itibarıyla açılacak davalar yönünden Türk Patent ve Marka Kurumunun ertelenen yetkisi başlayıncaya dek derdest olan iptal davalarının mahkemelerce sonuçlandırılacağını yani Kanunun, salt 2024 yılında derdest olan yani 2022 yılında açılan davalar yönünden mahkemeleri yetkili kıldığını,-İşbu istinafa konu davanın davacısı …, müvekkilinin dava konusu “…” ibareli tesciline karşı 18 Mart 2015 tarihinde de kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davası ikame ettiğini, mezkur dava Anayasa Mahkemesinin 556 sayılı KHKnın 14. maddesine ilişkin olarak verilen iptal kararı doğrultusunda 10 Nisan 2018 tarihinde reddedildiğini, salt kesin hüküm engelini aşmak amacıyla 6769 sayılı Kanun mesnet gösterilerek davanın ikame edildiğini, işbu davanın da aynı doğrultuda reddi gerektiğini, -Yerel Mahkemenin Davacının dava konusu markanın kapsamı ile aynı alanda ticari faaliyette bulunduğu, dolayısıyla işbu davayı açmakta hukuki yararı olduğu yönündeki kararının mesnetsiz olduğunu halihazırda kendi markasını hiçbir engel olmaksızın yıllardır kullanmakta olan davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını, Davacı şirketin dava konusu markanın kullanılmamasından “zarar gören kişi” sıfatını haiz olduğundan bahisle işbu davayı açmakta menfaati bulunduğunu, müvekkilinin şirket tarafından gerçekleştirilen … numaralı “…” ibareli başvuruya itiraz ettiğini beyan ettiğini ancak davacının marka tescili veya bu markanın kullanılmaması dolayısıyla hiçbir zarara uğramadığını, müvekkilinin marka tescilinin davacı şirket markaları ve ticari faaliyeti yönünden risk teşkil etmediğini, her iki şirketin de uzun yıllardır kendi markaları altında faaliyet gösterdiğini, tarafların iştigal alanlarının farklı olduğunu, temizlik bezinde kullanılan bir markanın kozmetik alanında kullanımının ticari teamüllere de aykırı olması nedeni ile de, sadece genel çerçevede bir menfaat varlığına sığınarak, tarafların aynı alanda ticari faaliyette bulunduğundan bahisle müvekkilinin markasının iptal edilmesine ilişkin kararın hukuka uygun olmadığını,-Müvekkili … Anonim Şirketi’nin 1981 yılında kurulduğunu ve kurulduğu tarihten bu yana “…” ve “…” olmak üzere iki önemli marka ile faaliyet gösterdiğini, “…”in 05 Temmuz 1999 tarihinden bu yana Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olduğunu, WIPO aracılığıyla da birçok ülkede de 03. ve 05. sınıflar yönünden koruma altına alındığını, gerçek hak sahibi olduğunu, raporun hatalı olup, itirazlarının dikkate alınmadığını kararın kaldırılmasını, esas hakkında yeni bir yargılama ile hüküm oluşturularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı adına TÜRKPATENT nezdinde … tescil no ile kayıtlı olan … ibareli markanın , tescil kapsamı içinde yer alan ve fakat marka sahibi tarafından “tırnak boyaları ve cilaları ile bunların sökücüleri, asetonlari” dışında kalan tüm emtialar yönünden iptaline” yönelik olarak vermiş olduğu kararın, yapılan objektif yargılama sonucu verilmiş olan hukuka ve hakkaniyete uygun bir karar olduğunu, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davalıya ait TPE nezdinde … başvuru nolu ve … no ile ve 27/07/1998 tarihinde tesciline karar verilmiş olan … ibareli markanın, “asetonlar, tırnak boya sökücü ve temizleyiciler” dışında ciddi bir şekilde kullanılmayan emtialar açısından hükümsüz sayılmasını bakımından iptali davasıdır.Uyuşmazlık davalıya ait ” …” ibareli markasının yasanın aradığı şartlarda davalının kullanıp kullanılmadığı, davalıya ait markanın tescili tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nın, Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli ve 2016/148 Esas ve 2016/189 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi ve daha sonra 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. Maddesi karşısında, uygulanıp uygulanmayacağı, yeni yasanın 9.maddesine göre, 5 yıllık şartın gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı görülmektedir.556 Sayılı KHK’nın “MARKANIN KULLANILMASI” başlıklı 14. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından 06.01.2017 tarihinde iptal edilmiş, 10.01.2017 tarihinde de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girmiştir. Somut olaya bakıldığında, dava tarihi 18.06.2018 olup Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde açılmıştır. 6769 Sayılı SMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğe girdiği 10 Ocak 2017 tarihinden önceki 4 günlük yasa boşluğu dönemi hariç, 6 Ocak 2017 tarihine kadar bir yasal düzenleme eksikliği bulunmamaktadır. 6769 Sayılı SMK’nın 9., 26. ve geçici 4.madde ile Mülga 556 Sayılı KHK’nın iptal yaptırımını düzenleyen 14.maddesinin yerine aynı yasal yaptırım tekrar getirilmiş olup, önceden bilinmeyen, öngörülemeyen ve geçmişe dönük olarak mülkiyet hakkını kısıtlayan bir durum söz konusu değildir. 6769 Sayılı SMK’nın 9.1 maddesinde 5 yıllık kullanmama şartında sürenin markanın tescilinden itibaren başlayacağı öngörülmüş olup, kanunun bu maddesi de 192. maddeye göre kanunun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 26.maddesinde, markanın iptaline karar verme yetkisinin Kurum tarafından kullanılacağının belirtildiği, geçici 4. maddesinde de 26. madde hükmü yürürlüğe girinceye kadar, iptal yetkisinin, kurum tarafından değil anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılacağının belirtildiği, anılan hükmün, Anayasa Mahkemesinin iptali hükmü nedeniyle oluşturulan bir geçiş hükmü değil, Sınai Mülkiyet Kanunu’na ilişkin bir geçiş hükmü olduğu, bu hükmün, Sınai Mülkiyet Kanunu döneminde açılmış ancak 2024 yılında halen görülmekte olan davalarda, iptal yetkisinin, mahkemeler tarafından kullanılmaya devam edileceği şeklinde yorumlanması gerektiği anlaşılmıştır. Tüm yasal düzenlemeler dikkate alınarak, dosya kapsamında esasa dair yapılan incelemede bilirkişi raporu alınmış olup, davalının ticari defterleri incelenmiş ve bilirkişi raporunda; ‘’Davalı tarafın, dava konusu … markasını, tescil kapsamı içinde kalan; ‘Tırnak bakım ürünleri, tırnak boyalan ve cilaları ile bunların sökücüleri ve temizleyicileri, aseton” emtialarında yoğun ve ciddi şekilde kullandığını, Davalı adına tescilli … ibareli markanın 3. ve 5. Sınıfta tescilli olduğu; “Çamaşırda, bulaşıkta, hertürlü eşya ve mekan temizliğinde kullanılan maddeler: deterjanlar, çamaşırsuyu, çamaşır kolası, çivit, arap sabunu, yumuşatıcılar, kireçlenmeyi önleyiciler, kireç gidericiler, granül sabun, mekanik temizleme tozu, cam silme maddeleri, yer ve halı silme maddeleri. Parfümeri: parfümler; uçucu yağlar (esans yağları), kolonya, losyon, deodorant, gulsuyu. Kozmetik mamulleri; oje, ruj, rimel, kremler, saç boyalan, şampuanlar, balzamlar, saç kremi, saç jölesi, saç spreyi, güneş yağları ve süt ürünleri, cilt temizleyiciler ve nemlendiriciler, cilt bakım maskeleri, banyo köpükleri ve tuzları, saç açıcılar ve tonikleri ile briyantinler, saç bakımı ile ilgili maddeler, kaş kalemi (eyeliner), dudak kalemi, maskara, far, allık, fondöten, pudralar, makyaj malzemeleri, kokular hariç traş öncesi ve sonrası ürünleri, ağda, epilasyon maddeleri, kına, zayıflatıcı kozmetik ürünler, dolu kozmetik çantaları. Kişisel kullanım için kozmetik amaçlı pamuklar, temizlik amaçlı pamuklar, kağıtlar ve pedler, pamuklu çubuklar, ıslak mendil. Sabunlar: tıbbi amaçlı ve koku giderici olanlar da dahil kişisel kullanım için sabunlar. Diş temizleme ve parlatma maddeleri: diş macunu, diş pastaları, tıbbi diş temizleme maddeleri, diş temizleme tozları, diş suları, diş protezleri için temizleme maddeleri. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezi, zımpara kağıdı, zımpara tozu ve macunu, pomza taşı. Cilalar: ayakkabı cilaları dahil cilalar. Hijyenik pedler,tamponlar ve özel külotlar, tıbbi amaçlı yakılar, flasterler, bandaj malzemeleri (gazlı pamuklar ve bezler, pamuklar vb.), pansuman malzemeleri, tıbbi amaçlı pamuk, dolu ilk yardım çantaları. Oda, taşıt araçları ve diğer mekanlar için koku gidericiler, koku vericiler, tıbbi amaçlı deterjanlar, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler)” emtialarında kullanımına rastlanmadığını, bu sebeple SMK. m.9 uyarınca markanın tescil edildiği 03 ve 05. Sınıfta sayılan ürünler bakımından markanın kısmi iptalinin söz konusu olabileceğini” belirtilmiştir.Kullanmama sebebi ile iptal davalarında ispat külfeti davalı tarafta olup dava konusu markanın tescilli olduğu sınıflar yönünden ciddi ve etkin bir şekilde kullanıldığının ispatı gerekir.Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun “Markanın kullanılması” başlıklı 9. maddesinde; Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceği, Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması yada Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması durumlarının markayı kullanma olarak kabul edileceği, Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca, yargılama konusu markanın tescilli olduğu sınıflar yönünden kullanıldığını ispat yükü davalıdadır.Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi yasa gereği olan davalının, kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir biçimde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı, markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir hizmet sınıf için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Bu yargılamada bir markanın bir ürün veya hizmet için kullanımı diğer bir ürün ve hizmet için kullanım sayılamaz. Markanın kullanıldığını ispat yükü davalıda olup, davalı tarafça markanın tescil edildiği sınıf/alt sınıflar için, pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla, temel işlevine uygun olarak, anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde ve ciddi biçimde kullanıldığının ispatlanması gerekmektedir. Davalı tarafça sunulan delillerin ciddi kullanımı ispat yönünden yetersiz olduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 9. maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceği, kullanmama nedenine dayalı iptal davası açabilmek için herhangi bir hak düşürücü bir süre bulunmamakta olup, önemli olanın, dava tarihinden geriye doğru tescil anına kadar beş yıllık sürenin dolması olduğu, dava konusu marka yönünden dava tarihi itibariyle tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmuş bulunduğu ve dolayısıyla süre yönünden iptal koşulunun oluştuğu, SMK’nın 9. maddesi uyarınca markasını kullanma külfeti altında bulunan davalının, somut uyuşmazlık açısından kullanımını ispat etmesi gerektiği, buna rağmen mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, dava konusu markanın tescilli olduğu emtia sınıfı kapsamında Türkiye’de ciddi bir şekilde kullanımının olduğunun kanıtlanamadığı, diğer taraftan SMK’nın markanın kullanım külfetine ilişkin 9. maddesi hükmü uyarınca, marka kullanımının SMK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen şekilde, yine 7. maddenin 3. fıkrası ve SMK’nın 9. maddesinin 2 ve 3. fıkrasında belirlendiği şekilde gerçekleşmesi gerektiği, bu itibarla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/09/2019 tarih ve 2018/257 E., 2019/289 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 88,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 181,05 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023