Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1714 E. 2023/1068 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1714 Esas
KARAR NO: 2023/1068
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2014/263 E. – 2019/218 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü’ne Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numarası ile yapılan ihbarda ve bunu müteakip Büyükçekmece … Noterliği’nin 08/12/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde tekraren, patentinin kendisine ait olduğunu söylediği bir mamulü Türkiye’ye izinsiz olarak müvekkili tarafından getirildiği ve pazarlandığının belirtildiğini ve bunun durdurulmasını, durdurulmadığı taktirde aleyhte yasal yollara başvurarak dava açacağını, Gümrük Müdürlüklerine ihbarlarda bulunacağını söylediğini, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yapılmış olan ihbar sonrası davalı tarafa cevap gönderilmiş olduğunu ve müvekkiline ait ürünün, davalı tarafa ait patentli ürün ile aynı olmadığını, tamamen farklı bir teknoloji, farklı patent ve farklı bir ürün olduğunun izah edildiğini, müvekkiline ait ürünün patentinin Avrupa Patent Makamı Almanya’dan olup, … numaralı ve dünyanın Türkiye dahil bir çok ülkesini ve Avrupa’yı kapsamakta olduğunu, firmanın 26 yıla yakın bir süredir bu ürünü üretmekte ve uygulamakta olduğunu ve söz konusu ürünün yeni bir buluş olmadığını ve binlerce kilometre yolda, dünyaca tanınan en önemli asfalt firmaları tarafından uygulanmış olduğunu ve gerek aşınma testlerinde, gerekse diğer tüm testlerde en üstün ürün olduğunun kanıtlamış olduğunu, müvekkiline ait ürünün doğrudan karışıma katılan bir ürün olup, içinde yüksek oranda bitüm ihtiva etmesi sebebi ile modifiye edilmiş bitüm olduğunu, doğrudan asfalt karışımının modifikasyonun yapıldığını, davalıya ait ürünün ise bitüm ihtiva etmediğini, karışımdan önce bitüm içine katılmak suretiyle bitüm modifikasyonu yapılmakta olduğunu, daha sonra bu asfalt karışımına ilave edildiğini, her iki ürünün karışımlardaki oranları ile yöntemlerinin dahi tamamen farklı olduğunu iddia ederek, davalının patentine bir tecavüz olmadığını ve davalının patent hakkına sahip olduğu ürün ile müvekkiline ait ürünün tamamen farklı ürünler olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde … sayılı “Vulkanize Edilmiş Toz Lastik Esaslı Bitüm ve Bitümlü Bağlayıcıları” buluş başlıklı patent sahibi olduğunu, davacının müvekkilinin yasal işlemlere başlamasına kadar her yerde ürünün aynı amaçlı modifiye ürün olduğunu belirttiğini, sadece fark olarak davacı ürününün müvekkilinin ürününü modifiye etmek amaçlı bitüme katılan değil de, plente atılarak modifiye eden bir ürün olduğunu belirtmiş ise de, şu an için ürünlerin değişik ürün olduğunu iddia ettiğini, ancak müvekkili şirketin patentten doğan hakkının, hem taklit ürünler üretilmesi hem de söz konusu ürünlerin ticari alana çıkarılması sebebi ile tecavüze uğradığını iddia ederek, asıl davanın reddini, davacı-k.davalı şirketin davada dayanak yaptığı Avrupa Patentinin kendisine ait olmaması ve bu belge üzerinde bir lisans hakkı bulunmadığından, davacı şirket yönünden davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddini, davacı-k.davalı kullanımının müvekkilinin patent hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, taklide neden olan üretim vasıtalarına el konulmasını, üretimin durdurulmasını, piyasadaki taklit ürün satışının yasaklanmasını ve patent tecavüzüne konu ürünlerin toplatılmasını talep ve karşı dava etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “…Bilirkişi heyetince davacı-karşı davalı şirket tarafından kullanılan yabancı menşeli patent ile üretilen ürün ve davalı-karşı davacı adına tescilli 2010/06122 tescil numaralı patentte yer alan ürünün üretim şekli, aşamaları ve kullanılan katkı malzemeleri göz önüne alındığında, birbirlerinden farklı kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklerde ürünler olduğu bildirilerek, kesin sonuca Tübitak Laboratuarında yapılacak analiz sonucu ulaşılacağının bildirilmesi üzerine, usulüne uygun olarak ürünlerden numune alınıp, Tübitak Laboratuarında teste tabi tutulmuştur. Dosyaya gelen test sonuçlarına göre, taraf ürünlerinin terkibinin farklı olduğu bildirilmiştir. Buna göre, davacı-karşı davalı şirket tarafından kullanılan yabancı menşeli patent ile üretilen ürün ve davalı-karşı davacı adına tescilli … tescil numaralı patentte yer alan ürünün üretim şekli, aşamaları ve kullanılan katkı malzemeleri göz önüne alındığında, birbirlerinden farklı kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklerde ürünler olduğu, dolayısıyla davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacının patent haklarına herhangi bir tecavüzü veya haksız rekabetinin bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davacının davasının kabulüne, davacının davalı adına tescilli 2010/06122 patentten doğan haklarına herhangi bir tecavüzünün ve ihlalinin bulunmadığının tespitine, karşı davanın reddine” karar verilmiştir.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı / Karşı Davacı müvekkili …’ün Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde … başvuru (tescil) numarası ve 2010/07/26 başvuru tarihli, 2013/07/22 tescil tarihi ile “vulkanize Edilmiş Toz Lastik Esaslı Bitüm Ve Bitümlü Bağlayıcıları” buluş başlıklı patent başvurusunda bulunduğunu ve tescil edildiğini, Davanın ikame edildiği tarihte yürürlükte olan 551 Sayılı KHK Madde 149 kapsamında; davanın açılmasından önce, patent sahibinden görüşlerini bildirmesini noter aracılığı ile talep edilebileceği ve patent sahibine tebliği itibaren bir ay içinde patent sahibinin cevap vermemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi kişi tarafından kabul edilmemesi halinde, menfaat sahibi bu maddenin birinci fıkrasına göre dava açabileceğinin dava şartı olarak düzenlendiğini, Davacı / Karşı Davalı tarafın müvekkili şirkete Kartal … Noterliğinden 05.12.2014 tarih … yevmiye numaralı göndermiş olduğunu iddia etmişse de ihtarın müvekkiline gönderilmediğini, ihtarın gönderildiğinin dahi ispatlanamadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, -Davacının TPE nezdinde tescillenmiş bir buluşu olmadığını, davacının davasını Avrupa Patent … no.lu Patent Başvuru Belgesine dayandırdığını, söz konusu patent başvurusunun … Tarafından 12.02.2014 tarihinde yapıldığını, Avrupa Patent … no.lu patent başvurusu … San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına olmadığını, münhasır lisans hakkı da bulunmadığı avrupa patent … başvuru belgesine dayanarak açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddini gerektiğini, -Davacı /karşı davalı şirketin yapmış olduğu üretim ve satışın, müvekkilinin incelemeli patenti ile aynı olmasına rağmen sayın mahkeme tarafından dosya kapsamında infazı sağlamaya yeter herhangi bir rapor alınmaksızın karar verildiğini, davacının sunmuş olduğu marka tescil belgelerinin de dava ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacının sunmuş olduğu belgelerden anlaşılacağı üzere kauçuk veya polimer katkılı modifiyeli asfalt üretmenin bitümün modifiye edilmesiyle ile mümkün olduğunu, davacı şirketin uyguladığını söyledigi uygulama usulünün müvekkili şirket adına kayıtlı patent tarifnamesinde zikrolunduğunu, ancak alınan hiçbir raporda bu hususa ilişkin teknik bilgi dahi bulunmadığını, taklit ürün ve tecavüze yönelik dosya kapsamında alınan raporun yeterli olmadığını, -Gerekçeli karara konu edilen bilirkişi … tarafından hazırlanan raporun infazı sağlamaya yeter olmamakla beraber, konunun uzmanı da olmadığını, teknik bir konu olması nedeniyle eksiksiz ve tarafsız olarak konusunun uzmanı bir bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiğini, kararın kaldırılmasına, davacının davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı-karşı davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kartal … Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarname ile, ardından Büyükçekmece … Noterliğinden 08.12.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin dosyada mevcut olduğunu, Avrupa Patenti ve bu konuda verilen lisans anlaşmasının dosyaya sunulduğunu, Bilirkişi Heyetine tarafların patentleri ve bu patentlere göre üretilen ürünlerin karşılaştırılması yaptırılmış daha sonra da onaylı bir laboratuvardan Kimyasal rapor istenmiş olduğunu, raporların yeterli olduğunu, bir ürünün yol ve asfalt yapımında kullanılması o ürünün uygulanışının ve içeriklerinin aynı olduğu anlamına gelmeyeceğini, ürünlerin farklı olduğunun bilirkişi raporları ile açıkça ortaya konulduğunu, istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Asıl dava patent kullanımına yönelik tecavüzün önlenmesi ve tespit istemine, karşı dava, davacı/karşı davalı şirketin patent haklarına tecavüz nedeniyle patentin tecavüzün durdurulması istemlidir.HMK’nda dava hakkı eda davası üzerine kurulmuş olup, menfi tespit davası düzenlenmemiştir. Doktrinde ve uygulamada menfi tespit davasının belli koşulların gerçekleşmesi halinde dinlenebilmesi gerektiği kabul edildiği gibi, yine bir kısım mevzuatta da (551 sayılı KHK’nin 149. 554 sayılı KHK’nin 64., 556 sayılı KHK’nin 74. maddeleri) bu tür davalar özel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. Dava tarihinin 15/12/2014 tarihi olduğu, davacı-karşı davalının ihtar tarihinin 08/12/2014 tarihli olduğu, davalı-karşı davacının bu ihtara karşı ihtar çektiği dosya içerisinde bulunan evraklardan anlaşılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 551 sayılı KHK’nın 149. maddesinde “Menfaatı olan herkes, patent sahibine karşı dava açarak, fiillerinin patentten doğan haklara tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesini talep edebilir. Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen davanın açılmasından önce, kendisinin Türkiye’de giriştiği veya girişeceği sınai faaliyeti veya bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin patentten doğan haklara tecavüz teşkil edip etmediği hakkında, patent sahibinden görüşlerini bildirmesini noter aracılığı ile talep edebilir. Bu talebin patent sahibine tebliğinden itibaren bir ay içinde patent sahibinin cevap vermemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi kişi tarafından kabul edilmemesi halinde, menfaat sahibi bu maddenin birinci fıkrasına göre dava açabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre karşı ihtar ile dava şartının gerçekleştiğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.Dosya içerisinde bulunan mail yolu ile gönderilen 14.112014 tarihli evrakta ” işbu belgeyle, “…” adlı ürünümüzün Türkiye ve Bağımsız Türki Cumhuriyetlerindeki tek yetkili distribitörünün Bayan. … ve kendisine ait olan … LTD.ŞTI şirketi olduğunu onaylarız. Ayrıca, ürünün dünyaya satışı ve üretimine ilişkin tüm lisans haklarının, aynı şekilde … şirketinin 3495 hissesinin, Ekim 2014 yılının sonundan itibaren … ailesine ait olduğunu onaylarız.” bilgilerinin yer aldığı anlaşılmakla, davacının aktif dava ehliyetinin olduğu, bu yöndeki istinaf isteminin de reddinin gerektiği anlaşılmıştır.Dosya içerisinde alınan bilirkişi raporunda, hazırlanan karışımlarının başlangıç ham maddelerinin birbirinden farklı olduğu, davacının başlangıç hammaddesinin bitüm olduğu, davalının hammaddesi vulkanize lastikten elde edilen bir … karışım malzemesinin olduğu , farklı ve fiziksel işlem metotlarının uygulandığı, her iki ürününün farklı kimyasal yapıda olmasından dolayı, uygulama yapıldıktan sonra yapılan mekanik ve basınç testlerinde farklı sonuçlar bulunduğu, her iki üründe yol yapımında kullanılan farklı kimyasal formüllere sahip ürünler olduğu, …ne ait ürünün ortaya çıkması için doğrudan kauçuk kullanıldığı, …’e ait ürünün ortaya çıkması için eski lastiklerin çeşitli kimyasallarla ve fiziko kimyasal yöntemlerle ayrıştırılması ve meydana gelen ürün ile (araç lastik ve kauçuğunu içeren malzeme) bazı kimyasalları karıştırarak yeni bir ürün ortaya çıkardığı birbirinden farklı nitelikte ürünler olduğu kanaati bildirilmiş olup, alınan kimyasal raporda ise kademeli ısıtılma testinde ürünlerin farklı davranış biçimleri gösterdiği için açıkça ürünlerin farklı yapı ve içerikte olduğu, FITR ile analizde de ürünlerin farklı değer aralıklarında olduğu, XRD Cihazı ile yapılan analizde, inorganik dolgu maddelerinin cinslerinin ve miktarlarının birbirlerinden farklı oldukları tespit edilmiş olup, ilk raporda davalı-karşı davacı patenti ile davacı-karşı davalının dayandığı yurtdışı patent belgesinin karşılaştırıldığı ancak ürün karşılaştırması yapılmadığı, Tübitak Laboratuarında yapılan değerlendirmede analiz sonuçlarının patent tecavüzü yönünden yeterli araştırma içermediği, davalıya ait patent belgesinin istem setinin dosya arasında olmadığı, istem setinin getirtilmesi gerektiği, istem seti dikkate alınarak inceleme yapılması gerektiği,dosya kapsamında alınan raporların yetersiz olduğu, davacının üretim tesisinde bilirkişi heyetine inceleme yetkisi verilerek üretim aşamaları da değerlendirilerek davacı-karşı davalı ürününün, davalı-karşı davacının patent belgesine tecavüz edip etmediği konusunda denetime elverişli rapor alınması gerekirken, İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih, 2014/263 E. 2019/218 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı karşı davacı tarafından asıl ve karşı dava yönünden peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023