Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1709 E. 2021/1490 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1709
KARAR NO: 2021/1490
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2013/66 E. – 2019/299 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli)|Endüstriyel Tasarım
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin mobilya sektörünün tanınan bir firması olduğunu, otuza yakın bayisi ve yüzlerce satış temsilciliğinin bulunduğunu, davacı şirketin ürünlerinin endüstriyel tasarım tescillerinin yapıldığı ve koruma altında olduğunu, davacı şirketin Ar-Ge ve tasarım geliştirilmesine büyük yatırımlar yaptığını, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tescil numaralı endüstriyel tasarımların davacı adına tescilli olduklarını, davalı şirketin ise bu tasarımları taklit ettiği ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini, davacıya ait … tescil numaralı tasarıma göre üretilen “…” ürününü “…” ve “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adıyla, davacıya ait … numaralı tasarıma göre üretilen “…” adlı ürünü “…” adıyla, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adıyla, davacıya ait … numaralı tasarıma uygun olarak üretilen “…” adlı ürünü “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adıyla, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adı altında, davacıya ait “…” adlı ürünü “…” adı altında ürettiği ve kataloglarında yer verdiği, bahse konu hukuksuzluğu sonlandırması konusunda defalarca sözlü olarak, Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de yazılı olarak uyarılmış olmasına karşın, hukuksuz eylemlerin sonlandırılmadığını, davalının, davacı tarafından tasarlanan ve korunan ürünlerle karıştırmaya yol açacak oranda aynı veya benzer ürünler yapıp sattığını, davalı kataloglarında ve www…com.tr, www…com.tr ve www…com.tr internet sitelerinde yer alan pek çok ürünün TTK kapsamında korunan ya da TPE nezdinde davacı adına tescilli ürünler olduğunu, davalının Google reklamlarında “…”, “…”, “…” kelimelerine sponsor reklam vererek, ürünlerini taklit ettiği davacı firmanın müşterilerini asalak reklamlarla kendisine yönlendirmeye çalıştığını, davalının, hiçbir teknik katkı sunmadığı modelleri taklit ederek çoğaltmasının haksız rekabet olduğunu, bahse konu modellerin endüstriyel tasarım kapsamında olup olmamalarının bu hususu değiştirmeyeceğini, TTK hükümleri gereğince tescilsiz modellerin dahi korunduğu, sadece davalının kötü niyetli olup olmadığına bakıldığını, kötü niyet hususunda; davalının, sektör lideri olan …’yı ve modellerini bilmemesinin düşünülemeyeceğini, kaldı ki davalının 08.03.2012 tarihli ihtarname ile uyarıldığını, ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde; birbiri ile kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini, tasarımcının, tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun gözönüne alınması gerektiğini, davalı şirketin Google arama motorunda davacı şirket ile irtibat kurulacak şekilde “…”, “…”, “…” _vb kelimelerde reklam vererek, yararlanma/asalak reklam oluşturmak suretiyle haksız rekabete sebebiyet verdiğini, davalı tarafın, www…com.tr ve www…com.tr internet sitelerinde ve kataloglarında, davacının tasarımlarına yeni adlar vererek, tasarımlarla aynı ya da ayırdedilemeyecek kadar benzer ürünleri sattığını, bu nedenle de davacı şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, maddi tazminat hesabının 554 sayılı KHK’nin 52. maddesinin (b) bendi uyarınca hesaplanmasını, Bakırköy FSH Hukuk Mahkemesi’nin 2012/229 D. İş sayılı dosyasında yer alan 11.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda, davalının internet sitesinde yer alan ürünlerin, davacının tescilli tasarımlarına benzer/taklit olduklarının belirtildiğini beyanla; davalının haksız rekabetinin önlenmesine, tasarım tecavüzü ve haksız rekabette bulunulan ürünlerin toplatılmasına, ürünleri imal eden makinelerin ve katalog/broşürlerin imhasına, internet sitelerinden yapılan endüstriyel tasarım tecavüzü ve haksız rekabet ihlallerinin engellenmesini, tecavüz nedeni ile müvekkili davacının yoksun kaldığı kazancın 554 sayılı KHK’nın 54.maddesinin (b) bendi uyarınca dava dilekçesinde belirtmiş oldukları üzere ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlenmediği veya zarar gösterilmiş olduğu durumlarda ise (c) bendi uyarınca hesaplanarak, davalı tarafa maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalı aleyhine verilecek kararın ilgili resmi kurumlara tebliği ve kamuya ülke genelinde yayın yapan gazete ile duyurulmasına masrafın davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının tescilli tasarımlarına davalı tarafça tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğu, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tescilsiz tasarımların ilk kez davacı tarafından üretilip üretilmediği, davacıya ait olup olmadıklarının tespit edilemediği, “…” isimli ürün tasarımı dışındaki tasarımın harcıalem olduğu, davalı tarafça dürüstlük kuralına aykırı olarak ve davacı ürünleri ile iltibas yaratacak şekilde üretilmedikleri, dava dilekçesinde belirtilen alan adlarının tamamının davalıya ait olup, davaya ve tecavüze konu ürünlerin bu internet sitelerinde ve davalıya ait kataloglarda yer aldığı, yapılan tazminat hesaplamasında davalının dava konusu ürünlerle ilgili satışlarının ayrı ayrı kaydı tutulmadığından tüm satışları üzerinden hesaplama yapıldığı, davaya konu olan ve tasarım haklarına tecavüz teşkil eden ürünlerle ilgili maddi tazminatın hesaplanmasının mümkün olmadığı, TBK’nun 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın takdiri yoluna gidilerek, tarafların ticari iş hacimlerine, tecavüz edilen tasarım sayısına, ürünlerin özelliklerine göre 50.000,00 TL maddi ve eylemin özelliklerine, tarafların mali durumlarına, kusur durumuna göre 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, maddi ve manevi tazminata davaya konu olan … isimli ürünün davalıya ait www…com.tr sitesinde ilk yayınlandığı tarih olan 07.02.2012 tarihinden itibaren ticari avans faizi yürütülmesi gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Davalının, davacı adına tescilli tasarımlarının koruma kapsamında kalan ürünleri, … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (6) numaralı tasaramına “…” adı ile , … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (3) numaralı tasarımını “…” ; … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın ( 14) nolu tasarımını “…” adı ile ; … tescil numaralı çoklu endüstiyel tasarımın (3) numaralı tasarımını “…” adı ile ve … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (5) numaralı tasarımını “…” adı ile üreterek işyeri , katalog ve internet sitelerinde satışa sunmak sureti ile davacının endüstriyel tasarım haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, Davacının endüstriyel tasarım haklarına , davalı tarafça yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, Endüstriyel tasarım tecavüzü ve haksız rekabet konusu ürünlerin ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan makinelerin katalog ve broşürlerin toplatılmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, www…com.tr, www…com.tr, www…com.tr alan adlı internet sitelerinin içeriklerinden tecavüze ve haksız rekabete konu olan ürünlerin çıkartılmasına, tanıtım ve satışlarının yasaklanmasına, 50.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 07.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin 200.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin reddine, Davacının tescilsiz tasarımları ile ilgili taleplerinin, haksız rekabetin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafın süresinde cevap ve delillerini sunmadığı halde, yargılama boyunca duruşmalarda sözlü olarak ve itiraz dilekçeleri ile usule aykırı olarak savunmasını genişlettiğini, Maddi tazminatın müvekkil aleyhine olacak şekilde kısmen belirlenmesi ve ayrıca maddi tazminata ilişkin olarak yapılan hesabın açık olmamasının hukuka aykırı olduğunu, maddi tazminatın ne suretle belirlendiğinin açık olmadığını, davalının net satış tutarının 2012 yılında 4.615.023,01 TL 2013 yılında 7.326.695,26 TL olup, toplamda 11.941.718,27TL olduğunu, muhtemelen vergi dairesine daha az vergi ödemek için davalı tarafın 1.670.217,68 TL kazanç elde ettiğini beyan ettiğini, mobilya sektöründe de en az yüzde 30-35 kar marjı olduğunu, bu durumda davalının cirosu 11.941.718,27 TL satış tutarı üzerinden %35’ine tekabül eden 4.179.601,39 TL olduğunu, bu nedenle belirlenen tazminatın hatalı olduğunu, 20.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkilinin uğradığı zarar ve tespit edilen tasarım, marka tecavüzleri dikkate alındığında çok düşük olduğunu, Davalı tarafça Google reklamlarında mobilya ismi kullanılmaksızın … ismi üzerinden reklam yapılarak, asalak reklam durumu oluştuğunu ve davalının, müvekkili …’in ticari konumundan faydalandığını, reklamlarda müvekkilinin fiyatlarından 50 – 100 TL arasında daha düşük fiyat sunmak suretiyle de haksız rekabetin oluşmasına sebebiyet verdiğini, internet sitelerinin ve muhtelif şirketlerin davalıya ait olduğunu, bunun davalı tarafın kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, maddi zararına oranla, tecavüzün ve haksız rekabetin ağırlığına nispeten hüküm altına alınan manevi tazminatın hakkaniyete uygun olmadığını, Dosya üzerinden alınan son bilirkişi raporu ile müvekkilin ait tescilsiz tasarımlardan “….” isimli sehpaların dava dışı başka firmalar tarafından kullanımı tespit edilememiş olup, böylelikle harcıalem durumunun söz konusu olmadığı, tasarım açısından da haksız rekabet şartlarının mevcut olduğu dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken bu tasarıma ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer tescilsiz tasarımlarının da dava dışı diğer şirketlerin ürettikleri ürünlere göre ayırt edici özellikleri söz konusu olup, böylelikle davalı tarafından taklit edilen davacının üstün hak sahibi olduğu tüm tescilsiz tasarımlara yönelik haksız rekabetin mevcut olduğunun gözden kaçırıldığını, bu nedenlerle tescilsiz tasarımlar yönünden tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosayada adı geçen … ve … ismini kullanan şirketlerin müvekkiline ait olmadığını, bu ismi kullanan şirketlerin ticari unvanı ve mağazalarının ayrı olduğunu, müvekkili şirketle hukuki ve organik hiçbir bağı bulunmadığını, Bilirkişilerin sektör üzerinde yeterince inceleme yapmadığını, davacıya ait olduğu iddia edilen 3. nolu Tv Ünitesinin … isimli şirketin kataloğunda bulunduğunu, müvekkil şirketin de yine bu firmadan başkaca mobilya ürünleri aldığını, üreticilerin bu kataloglardaki ürünlerin satılması için müvekkili şirketin sitesinde teşhir ettiğini ve müvekkili kanalıyla bir satış gerçekleşmeden gelen ihtarname üzerine üzerine siteden de kaldırıldığını, Yine başka bir üretici firma olan … isimli firmanın kataloğunda davacının iddia ettiği 3. nolu TV ÜNİTESİnin bu kez … olarak ve davacının iddia ettiği 6. TV ÜNİTESİNİN ise … olarak yer aldığını, bunun yanında yine yerel mahkemeye sunulan …’ya ait kataloğun son sayfasında davacının iddia ettiği 3. NOLU TV ÜNİTESİNİN bu kez TV ÜNİTESİ (TV UNIT) olarak yer aldığını, dava konusu başka bir iddianın ise sehpalar üzerinde olduğunu, yerel mahkemeye sunulan … isimli firmanın kataloğunun 92. sayfasında davacının olduğu iddia edilen 5.nolu ZİGON SEHPANIN, … olarak yer aldığını, yine … isimli firmanın kataloğunun 86. sayfasında … olarak geçen modelin davacının iddia ettiği 3. nolu SEHPA olarak görüldüğünü, bu ürünlerin en geç 2011 yılında üretildiğini, Öte yandan … isimli … LTD.ŞTİ.’ye ait kataloğun 66. sayfasından başlayarak 66,67,68 ve 69 nolu sayfalarında … isimli sehpanın yer aldığını, bu sehpanın hukuki korumasının bu şirkette olduğunu, buna ilişkin 01.09.2012 tarihli 197 numaralı bültende yayınlanan 02.04.2012 tescil tarihli tasarım sahibi olarak … LTD.ŞTİ’nin görüldüğünü, davacının bu sehpanın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, yine … isimli … LTD.ŞTİ.’ye ait kataloğun 108. Sayfasından itibaren 109,110 ve 111. Sayfalarda … ismiyle dava konusu bir diğer sehpa yeraldığını,İddialar arasında yer alan … isimli sehpanın da yine … isimli … LTD.ŞTİ.’ye ait kataloğun 22,23,24 ve 25. sayfalarında … olarak yer aldığını, Diğer tüm sehpaların harcıalem ürünler olup mobilya mağazalarının yanı sıra yapı marketlerde dahi demonte halde satıldığını, bu sehpaların anonim olduğunu, ismi dahi olmadığını, davacının haksız rekabete konu ettiği hiçbir ürünü üretmediği gibi bu ürünlerde yenilik unsuru olmadığını, davacının hak sahibi de olmadığını, Davacının tahkikat bittikten sonra davayı ıslah ettiğini, buna muvafakatlarının olmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı adına tescilli tasarımlara vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve refi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.Uyuşmazlık konusu …, … ve … numaralı çoklu endüstriyel tasarımların davacı adına tescilli oldukları dosyaya celbedilen kayıtlardan anlaşılmıştır. Her iki taraf da mobilya sektöründe faaliyet göstermektedir. Bakırköy FSHHM’nin 2012/229 Değişik iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; davacının … numaralı tasarımıyla davalının Natura TV Ünitesi ürünü, … numaralı tasarımıyla davalının …, … numaralı tasarımları …, …, … ve … ürünlerinin, … numaralı … tasarımıyla birebir benzer olduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan 08.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacıya ait tescilli tasarımlar ve tasarım hakkına tecavüz ettiği iddia edilen davalıya ait ürünlerin karşılaştırılması sonucunda; … (…) nolu tasarımın davalıya ait www…com adlı internet sitesinde yer alan … Seti tasarımı ile benzer olduğu; … (…) nolu tasarımın rapor hazırlama tarihleri sürecinde davalıya ait internet sitelerinde bulunmasa da, daha önceki tarihli bilirkişi raporlarında ve davacının sunduğu internet görsellerinde var olduğu ve ürünün davalıya ait katalogda yer aldığı; yapılan internet arşiv taramasında ise 7 Şubat 2012 tarihinde … numaralı tescilli ürünün benzerinin ilk defa www…com.tr sitesinde satışı için … adı ile ana sayfada yayına koyulduğu; … (…) nolu tasarımın davalıya ait www…com adlı internet sitesinde “…” adı ile, www…com.tr adlı internet sitesinde “…” adı ile satılan tasarımlar ile benzer olduğu; … (…) nolu tasarımın davalıya ait www.enginevim.com adlı internet sitesinde yer alan “…” tasarımı ile benzer olduğu; … (…) nolu tasarımın rapor hazırlama tarihleri sürecinde davalıya ait internet sitelerinde bulunmasa da, daha önceki tarihli bilirkişi raporlarında ve davacının sunduğu internet görsellerinde var olduğu, TTK anlamında haksız rekabete konu olan ürünlerin karşılaştırılması sonucunda; davacıya ait “…” model sandalyenin davalıya ait “…” sandalye ile küçük ayrıntı farklılıkları hariç benzer olduğu; davacıya ait “…” ile davalıya ait “…” ürünün benzer olduğu; davacıya ait “…” ile davalıya ait “…” ürünün benzer olduğu; davacıya ait “…” ile davalıya ait “…” isimli ürünün benzer olduğu; davacıya ait “…” ile davalıya ait “dream sehpa” ürünün benzer olduğu; davacıya ait “…” isimli orta sehpa ile davalıya ait “…rdelen” isimli sehpanın benzer olduğu; davacıya ait “…” ile davalıya ait “…” adlı ürünün benzer olduğu; TBK. m. 60 gereği, hem haksız rekabet hem de tasarıma tecavüz yönünden ayrı ayrı tazmin yoluna gidilemeyeceği; Kararname’nin 48’inci maddesinin (a) bendi gereği tasarıma tecavüzün oluştuğu; uygun illiyet bağı çerçevesinde, tasarıma tecavüzde kaynağını bulan zararların tazmini gerektiği; tazminat hususunda; davalı şirket satış faturalarının ve muhasebe kayıtlarının ürün bazlı ya da ürün grupları itibariyle detayları belirtilerek düzenlenmediği ve muhasebeleştirilmediği için yukarıda belirtilen ürünler esas alınmak suretiyle kazanç hesaplanmasının mümkün olmadığı, bu yönüyle maddi tazminat tutarının tespit edilemediği, Sayın Mahkemece bir tazminat tutarının hesaplanmasına karar verilmesi ve davalı şirketin ticari faaliyetinin bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde, verilecek karara ışık tutması açısından, davacı şirket ihtarnamesinin keşide tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için davalı şirketin toplam satışları ve bu satışlara ilişkin toplam maliyetleri esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda; davalı şirketin bahse konu dönemdeki toplam kazancının 1.670.217,68 TL olduğu” tespitlerine yer verilmiştir. Dosyaya sunulan16.03.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının tescilsiz tasarımlarının mevcut olduğu ve bu tasarımlara davalı tarafça tecavüz iddiasıyla ilgili yeterli bilgi ve belgenin dosyada mevcut olmadığı bildirilmiş, yine sunulan 03.10.2018 tarihli ek raporda; davacı tarafa ait tescilsiz “…” model sandalye ile davalı tarafa ait “…” sandalye arasında, davacı tarafa ait tescilsiz “…” model zigon sehpa ile davalı tarafa ait “…” isimli zigon sehpa arasında, davacı tarafa ait tescilsiz “…” servis sehpası ile davalı tarafa ait “…” isimli sehpa arasında, davacı tarafa ait tescilsiz “…” zigon ehpası ile davalı tarafa ait “…” isimli zigon sehpa arasında, davacı tarafa ait “…” zigon sehpa ile davalı tarafa ait “…” isimli zigon sehpa arasında, davacı tarafa ait tescilsiz “…” isimli sehpa ile davalı tarafa ait “…” isimli sehpa arasında, davacı tarafa ait “…” isimli sehpa ile davalı tarafa ait “…” isimli sehpa arasında, davacı tarafa ait “…” isimli tecsilsiz sehpa ile davalı tarafa ait “…” isimli sehpa arasında, davacı tarafa ait tescilsiz “…” isimli sehpa ile davalı tarafa ait “…” isimli sehpa arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davalı vekilinin 31.10.2017 tarihli dilekçesi ile tasarımların harcıalem olduklarına dair itirazı nedeniyle yapılan inceleme sonucunda, davacı tarafa ait “…” model sandalyenin, “…” model zigon sehpanın, “…” model zigon sehpanın, “…” isimli servis sehpasının, “…” servis sehpasının ve “…” model zigon sehpanın tasarımının algıyı oluşturan bütün ögelerinin bütüncül algı bakımından, biçim, oran, malzeme ve renk özellikleri ile aynı ya da çok benzerlerinin dava dışı firmalar tarafından pazarda üretilmekte ve satılmakta oldukları, davacı tarafa ait tescilsiz “…”, “…” ve “…” isimli sehpalar ile benzer ya da aynı tasarımda ürünlerin dava dışı firmalar tarafından üretim ve satışını gösteren denetlenebilir bir bilgiye ulaşılamadığı belirtilmiştir. Dosyaya sunulan 01.03.2019 tarihli ek raporda; davacı tarafa ait “…” model sandalyenin, “…” model zigon sehpanın, “…” model zigon sehpanın, “…” isimli servis sehpasının, “…” servis sehpasının ve “…” model zigon sehpanın, “…” model sehpanın, “…” model sehpanın tasarımlarının algıyı oluşturan bütün ögelerinin bütüncül algı bakımından, biçim, oran, malzeme ve renk özellikleri ile aynı ya da çok benzerlerinin dava dışı firmalar tarafından pazarda üretilmekte ve satılmakta oldukları, incelenen ürünlerin dava dışı şirketler tarafından en eski hangi tarihte satışa sunulduklarının tespit edilemediği, davacı tarafa ait tescilsiz “…” isimli sehpa ile benzer ya da aynı tasarımda ürünlerin dava dışı firmalar tarafından üretim ve satışını gösteren denetlenebilir bir bilgiye ulaşılamadığı belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 2015/9 Esas, 2015/183 Karar sayılı dosyasında; davacının eldeki davanın davalısı olan … Ltd. Şti olduğu, davalısının ise, eldeki davanın davacısı … Ltd. Şti. Olduğu, davanın endüstriyel tasarımdan kaynaklanan hükümsüzlük davası olduğu, davalıya ait …, … ve … tescil numaralı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi için dava açıldığı, Mahkemenin 15.10.2015 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarına, mevcut delilere göre; dava konusu tasarımların mobilya tasarımları olduğu, davacıya ait … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 6 numaralı tasarımı ile davalıya ait (…) ürünü, … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 3 numaralı tasarımı ile davalıya ait (…) ürünü, … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 14 numaralı tasarımı ile davalıya ait (…) ürünü, … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 3 numaralı tasarımı ile davalıya ait (…) ürünü ve … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 5 numaralı tasarımı ile davalıya ait (…) ürünün tasarımlarının bilirkişi tarafından karşılaştırılmasında tasarımları meydana getiren öğelerin gerek biçimleri, gerekse yerleşim ve birbirleri ile ilişkileri bakımından ayniyet derecesinde benzer olduklarının tespit edildiği, dosya içeriğine uygun bulunan bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği, dava dilekçesinde belirtilen alan adlarının tamamının davalıya ait olup, davaya ve tecavüze konu ürünlerin bu internet sitelerinde ve davalıya ait kataloglarda yer aldığı, böylelikle davacının tescilli tasarımlarına davalı tarafça tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğu, diğer yandan tescilsiz tasarımların, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK kapsamında korunmadığı, genel hükümlere göre, yani TTK’nun haksız rekabet hükümlerine göre korunması gerektiği, bu kapsamda; davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tescilsiz tasarımların ilk kez davacı tarafından üretilip üretilmediği, davacıya ait olup olmadıklarının tespit edilemediği, “…” isimli ürün tasarımı dışındaki tasarımın harcıalem olduğu, bu nedenle davalı tarafça dürüstülük kuralına aykırı olarak üretilip satıldıklarının ispat edilemediği, tescilsiz tasarımlara yönelik taleplerin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince, 06.11.2014 tarihli celsede tahkikatın bitirilmesine ve sözlü yargılama aşamasına geçilmesine karar verildiği, davacı vekilinin 18.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebini arttırdığını beyan etmesi üzerine yine İlk Derece Mahkemesince, 22.01.2015 tarihli celsede ıslah dilekçesinin, tahkikatın bitirilmesinden sonra verildiği gerekçesiyle usûlden reddine karar verilmiş ise de, aynı celsede başka bir dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılması sebebiyle ara karardan dönüldüğü, dolayısıyla ıslah dilekçesinin usûlden reddine ilişkin ara karardan dönülmesi sebebiyle ıslah talebinin geçerli olduğu görülmüştür. Tazminat hususunda, davalı şirketin satış faturalarının ve muhasebe kayıtlarının ürün bazlı ya da ürün grupları itibariyle detayları belirtilerek düzenlenmediği ve muhasebeleştirilmediği için tecavüze konu ürünler esas alınmak suretiyle kazanç hesaplanmasının mümkün olmadığı, bu yönüyle maddi tazminat tutarının tespit edilemediği bilirkişi tarafından bildirilmiştir. Bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince TBK’nun 50.maddesine göre, maddi tazminat miktarı 50.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davacı şirket ihtarnamesinin keşide tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için davalı şirketin toplam satışları ve bu satışlara ilişkin toplam maliyetleri esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda, davalı şirketin bahse konu dönemdeki toplam kazancının 1.670.217,68 TL olmasına, tarafların ekonomik durumuna, ticaret hacmine, ihlalin derecesine ve kusur durumuna göre takdir edilen 50.000,00 TL maddi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, aynı gerekçelerle 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla aksi yöndeki tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2013/66 E., 2019/299 K. Sayılı kararına karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.123,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.194,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.928,90 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021