Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1708 E. 2023/1087 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1708 Esas
KARAR NO: 2023/1087
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/783 E. – 2019/266 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … ve … sayılı “…” markalarının sahibi olduğunu, aynı zamanda “…” esas unsurlu çok sayıda alan adını da kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin internet üzerinden ekspertiz raporlu taşınmazların açık artırma yoluyla satışına aracılık ettiğini, markanın şirketin kurulduğu yıldan bu yana bilinir hale getirildiğini, reklam harcamaları için yüksek bütçeler ayrıldığını, gazetelere çok sayıda ilanlar verildiğini, …COM markası altında 350’nin üzerinde toplam değeri 40 milyon TL’yi bulan gayrimenkul satışlarına aracılık ettiklerini, internet sitesine üye sayısının 40 bini aştığını ve aylık ziyaretçi sayısının 450 binin üzerine çıktığını, markanın çok sayıda habere de konu olduğunu, davalının müvekkilinin …COM markası üzerinde yarattığı olumlu imaj ve tanınmışlıktan yararlanmak amacıyla seri biçimde tescil ettirdiği markaların hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının … bünyesinde danışmanlık hizmeti veren bir gayrimenkul danışmanı olduğunu ve müvekkilinden habersiz olmasının mümkün olmadığını, davalı markalarının öncelikle kötü niyetli olarak tescil edilmiş olmaları sebebiyle hükümsüz kılınması gerektiğini, davalı tarafın basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olduğunu, 2015 yılından beri aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkilinin …COM markasından tescil başvurusu esnasında haberdar olamamasının mümkün olmadığını, markaların aynı zamanda görsel ve işitsel açıdan birbirleriyle benzer olduğunu, müvekkilinin markası ile davalı tarafın markalarının benzer sınıflarda tescil edilmiş olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğunu, müvekkilinin …COM markasının gerçek hak sahibi olduğunu ve aynı zamanda ticaret unvanının esas unsuru olması sebebiyle de korunduğunu, 2016 yılında müvekkilinin internet sitesinin Avrupa’nın en gözde 100 internet girişimi arasında ve İstanbul’un en gözde 10 internet girişimi arasında kabul edildiğini, müvekkilinin davalının marka başvurularından önce tescil ettirmiş olduğu alan adlarının da benzer marka incelemesinde dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin markasının tanınmışlık düzeyi sebebiyle davalı tarafın haksız kazanç sağladığını, ticaret unvanının esas unsuru olan … ibaresi sebebiyle de davalı tarafın markalarının hükümsüz kılınması gerektiğini belirterek, davalı adına tescilli … nolu …COM, … nolu …COM, … nolu …COM, … nolu …COM, … nolu … ve … nolu …COM markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının markasının tescil edildiği şekli ile bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markanın tek başına … ibaresinden oluşmadığını markanın aynı zamanda bir logoya sahip olduğunu, … ve … ibarelerinin ayırt edici özelliklerinin söz konusu olmadığını, … markasının gayrimenkul komisyonculuğu hizmetlerinde tek başına marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, zayıf marka olarak adlandırılan davacı markalarına ayırt edicilik katmak için tescil edilirken şekil unsurunun eklendiğini fakat dava dilekçesinde hiç bu şekil unsurundan bahsedilmediğini, sahip olduğu markaların hepsinin özgün renk ve şekil kombinasyonlarına sahip olduğunu ve davacı markaları ile aralarında iltibas oluşmadığını, dava konusu markaların pahalı ve uzun tüketime yönelik gayrimenkullere ilişkin olduğunu, bu sınıfta hizmet satın alan tüketicilerin son derece dikkatli olduğunu, bu nedenle markaları birbirine karıştırmayacaklarını, işletmesel köken bakımından da ürünlerin karıştırılamayacağını, davacı tarafın mahkemeyi yanıltarak … kelimesini tekeli altına almaya çalıştığını, dava konusu markaların tek başına kelime markaları olmadığından işitsel değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını, markaları tescil başvurusu esnasında herhangi bir kötü niyetinin söz konusu olmadığını, alan adlarının davacıya bir hak bahşetmediğini, alan adlarının hukuki anlamda birer marka olmadıklarını, kaldı ki davacının …COM alan adını değil …COM alan adını kullandığını, davacının tanınmış marka iddialarının da yerinde olmadığını, davacının markası …COM olmayıp, markanın tanınmış kabul edilebilmesi için …COM ibaresinin ayırt edici olması gerektiğini, davacının marka olarak tescil ettiremediği …COM ibaresini alan adı olarak tescil ettirdiğini ve markasal koruma görmesi gerektiğini haksız olarak iddia ettiğini, davacı tarafın davranışlarının MK 2 anlamında dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, markaların ayrıca farklı sınıflarda tescilli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre; “davanın kısmen kabulüne, Davalı adına tescilli … nolu “…com” markasının 35. Sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi” hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğüne, bu hizmetler bakımından sicilden terkinine, Davalı adına tescilli … nolu “…com” markasının tescilli olduğu tüm hizmetler (36. Sınıf; Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri) bakımından hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … ve … sayılı “… şekil” markalarının sahibi olduğunu, aynı zamanda “…” esas unsurlu bir çok sayıda alan adını da kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin internet üzerinden ekspertiz raporlu taşınmazların açık artırma yoluyla satışına aracılık ettiğini, markanın şirketin kurulduğu yıldan bu yana bilinir ve tanınır hale getirildiğini, reklam harcamaları için yüksek bütçeler ayrıldığını, gazetelere çok sayıda ilanlar verildiğini, …COM markası altında 350’nin üzerinde toplam değeri 40 milyon TL’yi bulan gayrimenkul satışlarına aracılık ettiklerini, internet sitesine üye sayısının 40 bini aştığını ve aylık ziyaretçi sayısının 450 binin üzerine çıktığını, markanın çok sayıda habere de konu olduğunu, davalının müvekkilinin …COM markası üzerinde yarattığı olumlu imaj ve tanınmışlıktan yararlanmak amacıyla seri biçimde tescil ettirdiği markaların hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının … bünyesinde danışmanlık hizmeti veren bir gayrimenkul danışmanı olduğunu ve müvekkilinden habersiz olmasının mümkün olmadığını, davalı markalarının öncelikle kötü niyetli olarak tescil edilmiş olmaları sebebiyle hükümsüz kılınması gerektiğini, davalı tarafın basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olduğunu, 2015 yılından beri aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkilinin …COM markasından tescil başvurusu esnasında haberdar olamamasının mümkün olmadığını, örneğin 22 aralıkta yapılan … eğitiminde davalının davacı ile birlikte yer aldığını, farklı organizasyonlarda müvekkili ile yan yana geldiğini, davalının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek başkalarının kullanımında olan markaları içeren ”…com”, ”…com” gibi alan adlarını sistematik biçimde marka başvuruları yaptığını, Davalının markalarından … numaralı “…com” markasının 35. sınıftaki tescilinin ve … numaralı “…com” markasının tüm hizmetlerdeki tescilinin müvekkilinin markaları göz önüne alınarak, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davalının hükümsüzlüğü istenen markalarının tamamının müvekkilinin markalarından sonraki tarihli olduğunu, Davalı markalarının müvekkilinin … markasıyla benzer olduğunu, davalı markalarına bir ayırt edicilik kazandırılmadığını, davalı markalarında ‘…”, “…” ve … ibareleri dışında kalan unsurların tamamıyla ikincil olup, tüketici nezdinde bir ayırt edicilik sağlayamayacak unsurlar olduğunu, markalara eklenmiş, “-…”, “-…, “-…”, “…-” eklerinin markaları davacının markalarından ayırt etmeye elverişli olmadığını, markalarım işitsel anlamda da benzer olduğunu,Davalının … “…com” ve … tescil numaralı “…com” markalarının yalnızca 36. sınıfta verilen hizmetleri kapsamakta olduğunu, bu hizmetlerin müvekkilinin markaları ile birebir aynı olduğunu, davalının … numaralı “…com”, … numaralı “…com” ve … numaralı “…” markalarının ise, yine 36. sınıfta müvekkilinin markaları tarafından kapsanan hizmetlerle aynı hizmetleri kapsadığını, buna ek olarak 35. sınıfta da bazı hizmetlerin hem müvekkili markalarında hem de davalının söz konusu sayılan markalarında bulunduğunu, bunun yanı sıra 35. ve 36. sınıflarda yer alan hizmetlerin birbiriyle benzer ve sıkı ilişki içerisinde olduğunu, Bu açıklamalar ışığında, davalının … numaralı “…com” … numaralı “…com” ve … numaralı “…” markalarının 36. sınıfta kapsadıkları hizmetlerin müvekkilinin markaları kapsamındakilerle birebir aynı olduğunu, 35. sınıftakilerin ise önemli bir kısmının birebir aynı geri kalanının ise benzer olduğunu, son olarak, davalı adına tescilli … numaralı “…com” markasının 35., 36., 37., 41., 42. ve 45. sınıflarda tescilli olduğunu, marka kapsamında bulunan 35. ve 36. sınıflardaki hizmetlere ilişkin olarak yukarıda yapılan açıklamaların bu marka için de geçerli olduğunu, buna ek olarak davalı markası kapsamında yer alan 42. sınıftaki hizmetlerin de müvekkilinin markası kapsamında yer alan 42. sınıf hizmetleri ile birebir aynı olduğunu, geri kalan 37. 41. ve 45. sınıflardaki hizmetlerin ise yine müvekkilinin tescilli markaları kapsamında yer alan hizmetler ile sıkı ilişki içerisinde, tüketiciye ulaşım kanalları benzer hizmetler olduğunu, Markalar arasında karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimali bulunduğunu, Türkiye’deki İlk ve tek çevrimiçi gayrimenkul açık artırma sitesi olan …’un Türkiye’de gayrimenkul sektöründe ciddi bir tanınmıştık düzeyine ulaştığını ve tüketici zihninde yer edindiğini, müvekkilinin 6769 sayılı SMK m. 6/5 kapsamında Türkiye’de belirli tanınmışlık düzeyine ulaşmak şartını karşıladığını, davalı adına tescilli … tescil numaralı “…com”, … tescil numaralı “…com”, … tescil numaralı “…com” … tescil numaralı “…com” … tescil numaralı “…”, markalarının tüm sınıf ve alt sınıflardaki hizmetlerde hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken, sadece … “…com” markasının 35.sınıfın bazı alt sınıflarındaki hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne ve … “…com” markasının tamamen hükümsüzlüğüne karar verilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek, Mahkemece verile kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı adına kayıtlı markaların hükümsüzlüğüne yöneliktir. Mahkemece, … ibaresinin, zayıf marka olması sebebiyle, davacı adına tescilli … markası ile davalı adına tescilli “…COM, …COM, …COM” ve “…” markaları arasında benzerlik olmadığı, yine aynı gerekçelerle davacı tarafından tescil edilen alan adları ve ticaret unvanı ile davalı markaları arasında bir benzerlik olmadığı, ancak davacı adına tescilli … markası ile davalı adına … ve … nolu …COM markalarının bütün olarak oluşturdukları izlenimlerin benzer olduğu, “…” ve “…” ibarelerinin okunuşlarının aynı olduğu, davalı markasında yer alan “…” ibaresi ile markaların yarattığı genel izlenimden uzaklaşılmadığı, taraf markaları arasında sınıfsal benzerlik de bulunduğu, davalı adına tescilli … markasının 36. sınıfta kısmen, … numaralı …COM markasının ise tescilli olduğu tüm hizmetler bakımından hükümsüz kılınması gerektiği, davalının kötüniyetli olduğuna ve davacı markasının tanınmışlığına yönelik iddiaların ispat edilemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, … “…com” markasının 35.sınıfın bazı alt sınıflarındaki hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne ve … “…com” markasının tamamen hükümsüzlüğüne karar verilmiş, bu karar yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Uyuşmazlık; davalı adına tescilli … tescil numaralı “…com”, … tescil numaralı “…com”, … tescil numaralı “…com” … tescil numaralı “…com” ve … tescil numaralı “…” ibareli markalarının davacı adına kayıtlı … ”…” ve … ”…” markalarıyla iltibas oluşturup oluşturmadığı, davalının kötü niyetli olup olmadığı, bu markaların tüm hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi koşulunun somut olayda sağlanıp sağlanmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı yan, Mahkemece davanın kısmen reddine yönelik olarak verilen karar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş olup, davacı yanın hükme dayanak alınan bilirkişi raporuna itirazında; davacı markasına ciddi yatırım yaptıklarını, reklam harcamalarında bulunduklarını, takipçi sayıları ve aldıkları ödüllerden bahsederek, davacının sektörel tanınmışlığından faydalanıldığını ileri sürdüğü, ancak belirtilen hususların raporda karşılanmadığı ve Mahkemece de değerlendirilmediği anlaşıldığından, belirtilen hususlarda ek rapor veya gerektiğinde yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor aldırılarak, davacı markasının sektörel tanınmışlığının bulunup bulunmadığı, davacı markasının kullanım yoluyla ayırt edici hale gelip gelmediği, davalı markalarına getirilen eklerin davalı markalarını farklılaştırmaya yetip yetmediği hususlarında, tescil sınıf ve alt sınıfları da karşılaştırılmak suretiyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davacının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih, 2017/783 E. 2019/266 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023