Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1700 E. 2021/940 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1700
KARAR NO: 2021/940
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2019
NUMARASI: 2017/1083 E. 2019/824 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ile ortağı …’in davalıya ait … Mahallesi No: … K: … Güneşli – Bağcılar / İstanbul adresinde bulunan işyerini yaklaşık 1,5 yıl önce devraldıklarını, devir sebebi ile davacı ve ortağının davaya konu 38.100 TL bedelli senedi davalıya verdiklerini, senede karşılık olarak davacı ile ortağı tarafından davalının piyasaya olan borçlarının ödenmesi hususunda anlaşma sağlandığını, davacı ve ortağı …’in davalının … Ltd. Şti’ne olan borcuna karşılık olarak 02.02.2017 tarihinde 3.322 TL, 02.03.2017 tarihinde 3.322 TL, 03.04.2017 tarihinde 3.322 TL ödediklerini, davalının … Tekstil … isimli firmaya 05.08.2016 tarihinde … Güneşli Şubesi 20.01.2017 vadeli 10.982,85 TL bedelli çeki yine bu firmaya 30.06.2016 tarihli … Güneşli Şubesi … çek no’lu 20.11.2016 vadeli 7.010,03 TL bedelli çeki verdiğini, bunun dışında davalının borçlu olduğu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına karşılık olarak davacı ve ortağının 15.560,07 TL’lik dosyanın vekiline banka kanalı ile ödediğini Av. … tarafından davacı ve ortağına dosyanın tamamen kapatıldığına dair ibraname yazısı verildiğini, davalının takibe konu çeki teslim etmediğini, davalı ortağının araması üzerine 18.000 TL vermeleri halinde senedi iade edeceğini söyleyerek tehdit şantaj ve korkutmak suretiyle senet bedelini kötü niyetli olarak tahsil etmek çabası içerisine girdiğini, davacı ve ortağının 24.11.2017 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/113985 sor. sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, davalı ve ortağının davalıya olan borçlarını fazlasıyla ödemiş olduklarından işbu davanın açılmasının zorunlu hak geldiğini belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasının durdurulmasını, anılan dosyadan tahsilat yapılması halinde yargılama sonuna kadar davalıya ödeme yapılmamasını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının takip çıkış miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının kambiyo evrakına dayanmakta olup evrakın varlığı ve evrak altında mevcut imzaların davacı tarafça da kabul ve ikrar edilmiş olduğundan ilgili evraka ilişkin ödemenin de HMK ilgili hükümleri gereği yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde takibe konu senet ile ilgili olmayan taraflar arasında başkaca ticari ilişkilere ait bulunan bir kısım ilgisiz ödeme belgelerini ispat vesikası olarak sunduğunu, davalının sahibi bulunduğu … Mahallesi No: … Güneşli – Bağcılar adresindeki işyerinin davacılara devredilmiş olup bakiye devir bedeli için icra takibine konu bononun alındığını, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine işbu davaya konu icra takibinin başlatıldığını, davacının ispat vesikası olarak dosyaya sunmuş olduğu belgelerin ve ödeme makbuzlarının takip konusu senetle ilgisi olmadığını, HMK’nın ispata ilişkin amir hükümleri gereği ispat yükü davacıda olup senet bedelinin ödendiği hususunun HMK m.200 gereği ancak HMK’da nitelikleri sayılmış, yazılı bir belge ile ispat edileceğini, dosya kapsamında bu şartlara haiz bir belge olmadığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/113985 hz. no’lu soruşturmasının takipsizlik kararının denetimden geçerek kesinleştiğini, davacının dava dilekçesinin 4 no’lu bendinde belirttiği CD’nin taraflarına tebliğ edilmediğini, yetkili merci kararı olmadan ses kaydı almanın TCK ilgili hükmü gereği suç olduğunu beyan ettiklerini ses kaydı içerikli CD’nin dosyadan çıkanlmasını ve lehte veya aleyhte hükme esas alınmamasını talep ettiklerini, davacının dilekçesinde 3 no’lu bendinde bahsettiği ödeme bilgileri irdelendiğinde bir kısmının takibe konu senedin vade tarihinden bile önce olduğu ve üçüncü kişilere yapılan ödemeleri içerdiğinin görüldüğünü, takibe konu senedin devir bedelinin bakiye kısmı için verildiğini, davacının kötü niyetli olarak icra takibini durdurduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini, hukuka aykırı yöntemler kullanılmak suretiyle elde edilen ve ses kaydı içerdiği iddia edilen CD’nin amir hükümler gereği dosya kapsamından çıkarılmasını alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Taraflar arasında 38.100 TL bedelli senedin davalıya verildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, ancak davacı tarafından, bu senedin, devralınan ticari işletmenin borçlarının ödeme karşılığında verildiğinin iddia edildiği, devir sözleşmesi ya da iş bu senedin bir borç ilişkisinden kaynaklandığını beyan eden herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacının, davalıya vermiş olduğu senedin, bir borç ilişkisinden kaynaklanan borcun ifa edilmesi karşılığında verildiğini ispat etmesi gerektiği, dava dosyasında yer alan belgelerden, davacının dava dışı üçüncü kişilere ödemeler yapmış olduğunun görüldüğü, ancak, bu belgelerin de senetten kaynaklanan borcun ifasına ilişkin olarak yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklık bulunamadığı, davacı tarafından senetten kaynaklanan borcun ifa edildiğine ilişkin iddianın da HMK uyarınca yazılı senetle yapılması gerektiği, ancak ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen, Mahkemece yemin teklif etme hakkının kendilerine hatırlatılmadığını, Davacı müvekkilinin ve ortağı …’in, 38.100,00 TL’lik senede karşılık olarak davalının piyasaya olan borçlarını ödediğini, bu durumun dava dosyasına sunulan makbuzlarla sabit olduğunu, makbuzlar incelendiğinde, davalı … adına yapılan ödemelerin davacı müvekkili ve ortağı … tarafından yapıldığını, bu durumun yapılan ödemelerin senede karşılık yapıldığının en büyük delili olduğunu, davalının 38.100,00 TL’lik senedin bedelini tahsil ederek haksız kazanç elde etme gayesinin hukuk düzeni tarafından korunduğunu, TMK madde 2/2 de göz önüne alınarak Yerel Mahkemece hakkaniyete aykırı bir şekilde verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemenin, kendisinin genel ve hukuki bilgiyle çözümlemesi gereken bir konuda hukukçu bilirkişiye başvurarak HMK m.266 hükmünü açıkça ihlal ettiğini, Yerel Mahkeme’nin 14/09/2018 tarihli ara kararı gereği dosyanın bilirkişilere tevdi edildiği dosya kendisine tevdi edilen bilirkişilerin dosyaya raporlarını sunduğunu, bu rapora göre davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, ancak Yerel Mahkemenin bu raporu dikkate almadan dosyayı yeni bir rapor alınmak üzere başka bilirkişilere tevdi ettiğini, yeni bilirkişilerin ise ilk raporun tam aksine olarak davalıya borçlu olduklarını tespit ettiğini, bu rapora karşı itirazlarını bildirmelerine rağmen itirazlar dikkate alınmadan ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, bu kararın usül ve yasaya aykırı olduğunu, Dosyadaki bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, Mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verildiğini, Yerel Mahkemenin, ödeme hususunu ödeme yapılan şirket ve kişilerden sormadığını, delillerinin toplanmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında bir iş yeri devri gerçekleştiği ve dava konusu senedin de bu devir işlemi kapsamında verildiği sabit olmakla birlikte, davacı iddiasına göre, senet borcunu karşılayacak şekilde davalının piyasaya olan borçlarının ödendiği ve senet nedeniyle borçlu olunmadığı, davalı iddiasına göre ise, senedin bakiye devir bedeli için alındığı ve senet bedlinin ödenmediği ileri sürülmüştür. Uyuşmazlık, davaya konu senedin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki devir sözleşmesinin içeriği ve senedin sözleşmedeki yeri konusunda dosyaya yansıyan bir delil bulunmamaktadır. Ancak kambiyo senedi soyut bir borç ikrarıdır. Her ne kadar davacı tarafça, senet bedelinin ödendiği iddia edilmiş ve bu hususta bir kısım belgeler dosyaya sunulmuş ise de, yapılan ödemelerin dava konusu senede mahsuben yapıldığına ilişkin bir açıklama veya delil bulunmadığı, bu ödemelerin dava dışı bir kısım çek ve senet ödemeleri ile elektrik borcu ödemelerine ilişkin olduğu sunulan belgelerden anlaşılmıştır. Ödeme defini ileri süren davacının bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, ancak Mahkemece yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2019 tarih ve 2017/1083 E. 2019/824 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021