Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/170 E. 2020/468 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/170
KARAR NO: 2020/468
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/04/2017
NUMARASI: 2015/675 E. 2017/402 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının demir işiyle uğraştığını, bu alanda faaliyet gösteren … A.Ş’den 21040 kg. ağırlığında demir profil satın aldığını, ürünlerin müvekkile teslim edilmek üzere … Firmasına ait fabrikadan yola çıktığını, şoförün istirahate çekildiği saatte aracın, üzerindeki demir profillerle birlikte çalındığını, aracın şoförünün …, sahibinin ise davalı … olduğunu, hırsızlıkla alakalı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/151810 sor. nolu dosyasında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin uğradığı zarardan davalının sorumlu olduğunu beyan ederek, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile … arasında her hangi bir hizmet sözleşmesinin olmadığını, bu kişiye bir başkası adına yük taşıma emir ve talimatı vermediğini, …’in müvekkilinin şoförü ya da hizmetlisi olmadığını, kamera kayıtları üzerinde inceleme yapılarak gerçek bir mal yüklemesinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, satıcı …’in hesabına davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ”Mahkememce yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamında bulunan icra dosyası, çalıntı tutanağı, Çengelköy Emniyet Müdürlüğü tutanağı, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı!nın 2014/151810 sorç nolu dosyası tüm ticari defter ve kayıtlar, incelenmek üzere dosyada toplanmış olmakla degter incelemesi için SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, defter incelemesinde dava dışı … A.Ş tarafından davacı şirkete hitaben düzenlenen 31/08/2014 tarihli .., … ve … nolu sevk irsaliyesinin alt kısmında sürücü … ve … plakası okunmuş, ticari defterlerde faturanın davacının ticari defterlerinde kayır altına alındığı tespit edilmiş olmakla sevk irsaliyelerinde kaşe ve imzası bulunduğundan bilgisinin bulunduğu kanaati belgelerden elde edilmiştir. Hırsızlık iddiası ile açılan dosyada hırsızların ve hırsızlığa dair delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kusur oranının tespiti taşıma sorumluluğunun ve iyiniyetin değerlendirilmesi ile ortaya çıkacağından taşıma konusunda uzman bilirkişi incelemesi gerektiğinden dosya mahkemece taşıma hukuku konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş davacının davalıdan alacak talebinde bulunabileceği belirtilmiş mahkememizce delil listesinde bulunan tanık delili de son olarak tanık dursun kucur ve tanık emin güreş dinlendiğinde mahkememizce bir taşıma işlemi olduğu davalının kendisi ve şoförü kendilerini aklayacak bir hırsızlık eymenini ispatlayamadığı bu nedenle taşımadan doğan hayatın olağan akışında defter kayırlarında geçen bir taşıma işleminin vuku bulduğu taşımadan sonra görev ve sorumluluklarının kendi kusurları dışında bir sebepten yerine getiremediğini ispatlayamadığı, tanıkların da bu olaylarda davalının sorumlu olduğunu işaret eder şekilde beyanda bulunduklarından mahkemece rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne, İstanbul Anadolu …İcra müd. … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Davalı vekil istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporlarının, itirazlarını karşılar mahiyette olmadığını, eksik ve hatalı olduğunu, mahkemece bu hatalı raporlara dayanılarak hüküm verildiğini, Kendilerine tebliğ edilen sevk irsaliyelerinde ne araç plakası, ne malı kimin teslim ettiğine ilişkin isim ve imza bulunmadığı gibi, malı teslim alan kişinin isim ve imzasının da olmadığını, sevk irsaliyelerinin usulüne uygun olarak düzenlenmediğini, Dava dışı şirketin kayıtlarında inceleme yapılarak doğru durumun tesbit edilmesi gerektiğini, Dava dışı şirketin, yüklemeyi yaparken taşıyan kişi tarafından düzenlenen taşıma faturası ile taşıma irsaliyesini düzenleyerek bu firmaya vermek zorunda olduğunu, oysa dosyada yükü taşıdığı iddia edilen kişi … tarafından düzenlenmiş taşıma faturası ve taşımaya ilişkin sevk irsaliyesinin ne davacı tarafından nede dava dışı şirket tarafından dosyaya ibraz edilmediğini, ibraz edilen sevk irsaliyesinin davacı ile dava dışı şirketçe düzenlenmiş (içeriği şüpheli) fatura ve sevk irsaliyesi olduğunu, Taşımayı yapan aracımız çalıntı bir araç olup taşımayı yaptığı iddia edilen … ile davalı arasında ne hukuki ne fiili hiçbir hizmet akdi mevcut olmadığını, davalının yüklemeyi alan …’e de hiçbir emir ve talimatı olmadığını, olduğu iddia edilen fatura ve sevk irsaliyelerindeki kaşe ve imzaların dava dışı şirkete ait olup olmadığı bu faturanın karşılığının nasıl hangi tarihte ödendiği, yüklemeyi yapan …’in müvekkilim adına taşıma irsaliyesi düzenleyip düzenlemediği, işbu yükün hangi bedelle taşınacağına veya taşındığına ilişkin hiçbir belge mevcut olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazminine yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı, dava dışı … A.Ş’den satın almış olduğu, 21.040 kg. ağırlığında demir profilin kendisine teslim edilmek üzere yola çıktığını, ancak yoldayken aracın, üzerindeki demir profillerle birlikte çalındığını, araç sahibi davalının kusuru bulunduğunu iddia ederken, davalı, sözleşme ilişkisini inkâr etmiş, araç şoförü … ile bir ilişkisinin olmadığını ileri sürmüştür. Dosyaya sunulmuş olan ve dava dışı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen 31.08.2014 tarihli, … nolu, 36.326,93 TL tutarlı faturaya dayanak olan 31.08.2014 tarih ve … ile … numaralı sevk irsaliye suretleri altında sürücü olarak ”…” ibaresi ile … sayılı plakanın yer aldığı, aracın davacı adına kayıtlı olduğunda bir ihtilaf bulunmadığı, yeminli tanık beyanlarına göre, sürücü …’in bahse konu konu aracı uzun yıllardır kullandığı, her ne kadar davalı cevap dilekçesinde, …’in aracı çalan şahıs olduğunu beyan etse de, bu yönde yapılmış herhangi bir suç duyurusuna ilişkin dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, bu durumun hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, ayrıca TTK’nun 856/2.maddesi uyarınca, eşyanın taşıyıcıya tesliminin taşıma sözleşmesinin varlığına karine oluşturduğu, yukarıda anılan sevk irsaliyeleri ve tanık beyanlarına göre, eşyanın taşıyıcı …’e teslim edildiğinin kabulü gerektiği, uzun yıllar davalıya ait araçta sürücü olarak çalıştığı anlaşılan dava dışı …’in, bu aracı davalının bilgisi ve rızası dışında aldığına dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı da dikkate alındığında, davalının bu şahıs ile aralarında hiç bir ilişki bulunmadığına yönelik iddiasının dinlenemeyeceği, dolayısıyla taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiği, sözleşmenin kurulduğu sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan her ne kadar müştekisi davacı şirket, şüphelileri davalı ile dava dışı … olan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/151810 soruşturma, 2015/4591 Karar sayılı dosyasında şüpheliler hakkında hırsızlık suçundan takipsizlik kararı verilmiş ise de, davalının kusur ve tazminat sorumluluğunun TTK’nun 875. vd maddeleri kapsamında tartışılması gerektiği açıktır. 6102 Sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi; (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır. Dolayısıyla taşıyıcı, ziyaın kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat etmedikçe eşyaya gelen hasarı tazmin borcu altındadır. 31.08.2014 tarihinde, … plakalı kamyonu sevk ve idare eden araç sürücüsü … tarafından yapılan taşımada, adı şahsın kendi beyanına göre, aracın abisinin evinde dinlendiği esnada çalındığı, dolayısıyla aracın keyfi olarak kontrolsüzce park edildiği ve sakıncalı sahaya bırakıldığı, gereken önlemlerin alınmadığı, bu nedenle meydana gelen hırsızlık olayında sürcünün kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Taşıma işini yapan aracın sahibi ve işleteni olan davalının ise, TTK’nun 879.maddesi hükmüne göre, sürücünün eylemlerinden kendi eylemi gibi müteselsilen sorumlu olduğu sunucuna ulaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2017 tarih ve 2015/675 E. 2017/402 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 2.526,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 632,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.894,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2020