Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/17 E. 2020/11 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/17
KARAR NO: 2020/11
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI: 2015/457 E. 2017/384 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi olduğu dava konusu iki adet çeki dava dışı … Tekstil firmasına verdiğini, çekler bu firmanın uhdesinde iken işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle çeklerin çalındığını, olayla ilgili soruşturma başladığını, daha sonra çekin ciro silsilesiyle davalı hamilin eline geçtiğini, çeklerin arka yüzüne hayali ve sahte cirolar yapılmak suretiyle tahsile verildiğini,çekler hakkında ödeme yasağı kararı bulunduğunu, dava dışı firmanın çekte cirosunun bulunmadığını, çeklerin arka yüzünde bulunan …Ltd.Şti ile … firmalarını tanımadığını, icra takibi yapan kişi veya kuruluşlarla davacının ilgisinin bulunmadığını beyan ederek çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının çeklerin keşidecisi olduğunu ve imza inkarında bulunmadığını, müvekkiline çeklerin ciro yoluyla geldiğini, dolayısıyla çeklerin yasal hamili olduğunu, çekin üzerinde kendisinden önce cirantaların bulunduğunu, davacının çeklerin arka yüzünde ciro silsilesini takip etmediğini, çeklerin verildiği … Tekstil’in çekte cirosunun bulunmadığını bildirdiğini, müvekkilinin alacak hakkına zarar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin yasal hamil olduğunu, davanın haksız açıldığını beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının dava dışı … firması ile ticari ilişki içinde olduğu, dava konusu çeklerin bu firma tarafından kayda alındığı, dolayısıyla çeklerin bu firmanın uhdesinde olması gerektiği, davacının da bu firma olması gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Dava dışı şirket aleyhine yürütülmüş bir icra takibi bulunmadığını, dolayısıyla bu şirketin dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, hırsızlık olayı nedeniyle yürütülen soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava ayrı ayrı iki icra takibinin konusunu oluşturan iki ayrı çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.Davacı, dava dışı lehdara vermiş olduğu çeklerin, lehdarın uhdesindeyken çalındığını, daha sonra sahte cirolarla hamilin eline geçtiğini, çeklerin arka yüzünde ciroları bulunan şirketlerle ticari ilişkisinin bulunmadığını beyan ederek çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı ise çeklerin ciro silsilesine göre iyi niyetli meşru hamili olduğunu savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelemesinde, takip konusu çekin 30.01.2015 keşide tarihli ve 16.750,00-TL tutarlı çek olduğu, çekin hamili tarafından çekin arka yüzünde ciroları bulunan şirketler ile keşideci aleyhine icra takibi yürütüldüğü anlaşılmıştır İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelemesinde, takip konusu çekin 30/12/2014 keşide tarihli ve 16.750,00 TL tutarlı çek olduğu çekin hamili tarafından çekin arka yüzünde ciroları bulunan şirketler ile keşideci aleyhine icra takibi yürütüldüğü anlaşılmıştır.Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 03.06.2016 tarihli raporda; davacıya ait deterlerde çeklerin kaydının bulunmadığı, davacının çekleri verdiğini bildirdiği …Ltd.Ştine ait defterlerin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve bu şirketin davacı ile iş ilişkisi içinde bulunduğu, dava konusu çeklerin davacı tarafından verildiği tarihte düzenlenen tahsilat makbuzu ile adlındığı ve çeklerin bu şirket kayıtlarına intikal ettirilmiş olduğu, çeklerin arka yüzünde bulunan cirantalarla davacının ilgisinin bulunmadığı, herhangi bir alış verişinin olmadığı ve çeklerin arka yüzünde ilk cirantanın dava dışı şirket olması gerekirken bu firma cirosunun bulunmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.Gerek icra takip dosyaları, gerek soruşturma dosyası içeriği, gerek bilirkiş raporu ve gerekse taraflarca sunulan tüm deliller, iddia ve savunmalarla birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin konusu olan … Konyaaltı /Antalya şubesine ait … nolu 30.01.2015 tarihli 16.750,00-TL bedelli çekin keşidecisinin davacı olduğu, çekin arka yüzünde, sırasıyla …Ltd.Şti, … Ltd.Şti, …Ltd.Şti, … Ltd.Şti, … ve davalı hamil …’e vekaleten … cirolarının bulunduğu, çekte dava dışı … şirketine ait bir ciro bulunmadığı, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu olan 30.12.2014 keşide tarihli … nolu 16.750,00-TL bedelli çekin arka yüzünde, sırasıyla …, …, … Ltd.Şti, …Ltd.Şti, …, … Ltd.Şti, … Şti., … ve tahsile veren … vekaleten … cirolarının bulunduğu, çekte dava dışı … şirketine ait bir ciro bulunmadığı, şeklen ciro zincirinde bir kopukluk bulunmadığı, hırsızlık olayı nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/75098 soruşturma dosyasında soruşturma yürütüldüğü, faillere ulaşılamaması nedeniyle dosyanın daimi aramaya alındığı, bu nedenle beklenmesinde hukuki bir yarar bulunmadığı, çekleri düzgün ciro silsilesiyle elinde bulunduran davalı hamilin, ayrıca alacaklı olduğunu ve davacı ile ticari ilişki içinde olduğunu ispatla yükümlü olmadığı, aksi yöndeki düşüncenin mücerretlik ilkesini ortadan kaldıracağı, çeklerin çalıntı olması nedeniyle hamilin meşru olmadığını iddia eden davacının, davalının bu çekleri iktisabında ağır kusurlu olduğunu, bilerek borçlunun zararına hareket ettiğini ispat etmekle yükümlü olduğu, dosyada mevcut delil durumuna ve yukarıda açıklanan sebeplere göre davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmakla davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/457 esas, 2017/384 karar sayılı, 24/05/2017 günlü kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu harcın, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince varsa bakiye gider avansının taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b/1 hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/09/2020