Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1696 E. 2023/681 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1696 Esas
KARAR NO: 2023/681
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/02/2019
NUMARASI: 2018/484 E. – 2019/164 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında Finansal Kurumlar Birliği 16/02/2016 tarih … numaralı … tescil numaralı ve Finansal Kurumlar Birliği 17/08/2015 tarih … numaralı … tescil numaralı finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye konu malların finansal kiracıya kullanımı için teslim edildiğini, davalının finansal kiralama sözleşmesi gereği hazırlanıp kesinleşen ödeme planına aykırı hareket ettiğini, finansal kiralama taksitlerini ödemede temerrüde düştüklerini, davalılar adına Beyoğlu … Noterliğince 14/08/2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, Finansal Kiralama Kanunu’nun 31. maddesi gereğince temerrüde düşülen toplam 11646,88 TL ve 535,20 EUR tutarında kira, kira temerrüt, sigorta, sigorta temerrüt ve kira masraf borçlarının ödenmesi için 60 gün süre verildiğini, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğini, dava ve takip yoluna başvurulacağının bildirildiğini, daha sonra bildiri niteliğinde Beyoğlu … Noterliği’nce 23/10/2017 … y no’lu ihtarname keşide edildiğini, Finansal Kurumlar Birliği 17.08.2015 … numaralı … tescil nolu finansal kiralama sözleşmesi gereği kesinleşen ödeme planına aykırı hareket ettiğini, finansal kiralama taksitlerini ödemede temerrüde düştüğünü, bu sebeple davalılara Beyoğlu … Noterliği’nce 15/06/2017 tarih … y no’lu ihtarname keşide edildiğini, finansal kiralama kanunu 31. maddesi gereğince temerrüde düşülen toplam 8741,28 TL tutarında kira, kira temerrüt, sigorta, sigorta temerrüt borçlarının ödenmesi için 60 gün süre verildiğini, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği, dava ve takip yoluna başvurulacağının bildirildiğini, daha sonra bildirim niteliğinde Beyoğlu … Noterliği’nce 18/10/2017 tarih … y numaralı ihtarname keşide edildiğini, davalı kendisine tebligat yapılmasına rağmen 60 gün içinde ödeme yapmadığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin fesih olmasına neden olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmelerinin feshi için gerekli koşulların oluşmadığını, vadenin belirli olmadığı borç ilişkilerinde borçlunun temerrüdünden söz edebilmek için borçluya usulünce ihtar gönderilmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlıkta ise müvekkili şirkete usulünce gönderilen ihtarname bulunmadığını, müvekkili şirkete usulünce tebligat yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen ödeme tablosu dahilinde kira bedelini ödemediği saptanmıştır. 6361 sayılı Kanun 23/1.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana aittir. Yine 6361 sayılı Kanun’un 33/1maddesi hükmüne nazaran da sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile yükümlüdür. Davalı, finansal kiralama bedelini ödediğini, yahut ödememesi gerektiğini, bedelin istenebilir olmadığını, Türk Medeni Kanunun 6. maddesi ve HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu” gerekçesiyle, davanın kabulü ile Finansal Kurumlar Birliği tarafından tescil edilen 16/01/2016 tarihli, … numaralı, … tescil numaralı ve 17/08/2015 tarihli, … numaralı, … tescil numaralı Finansal Kiralama Sözleşmelerine,konu makine ve ekipmanların davacıya aynen iadesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davada müvekkil şirket ile aralarında imzalanan finansal kiralama sözleşmelerinin feshinin tespiti ile menkullerinin iadesi talebinde bulunduğunu, müvekkil ile davacı arasında finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete usulüne uygun olarak ihtar gönderilmemiş olup finansal kiralama sözleşmelerinin feshi için gerekli koşullar oluşmadığını, bu nedenle borçlunun temerrüdünden söz edilemeyeceğini, müvekkil adına yapılan tebligatın hangi sebeple yapılamadığının tebligat belgesine şerh edilmediğini, tüzel kişiye yapılan tebligatın temsile yetkili kişinin iş yerinde bulunup bulunmadığı araştırılmadan bulunmuyorsa bulunmama nedeni tebligat parçasına şerh düşülmeden iş yerinde temsile yetkili kişiden sonra gelen bir kimse ya da evrak müdürüne yapılmadığı, böylece tebligat kanununun hükümlerine uygun olmayan şekilde yapılan tebligatın geçerli olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda hatalı tespitler yapılmış olup yasaya ve gerçeğe aykırı raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, ek rapor alınması gerekirken bu itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, raporda diğer iki muhatap için tebliğ edildiği belirtilmiş ise de müvekkil şirkete çıkarılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında hiçbir tespitte bulunulmamasına rağmen sanki tebliğ edilmiş gibi hesaplama yapıldığını, bilirkişi raporundaki hatalı tespitlerden bir diğerinin ise müvekkil şirketin ödemeleri vadesinde yapmadığı, temerrüde düştüğü yönündeki tespit olduğunu, raporda geçen ve vade tarihi şeklinde adlandırılan tarihlerin davacı tarafça düzenlenen fatura tanzim tarihleri olduğunu, vade tarihinin taraflar arasında kararlaştırılması mümkün iken faturanın tek taraflı düzenlenen bir belge olup alacağın varlığını dahi kanıtlamaya yetmediğini ve fatura tarihinin vade tarihi olarak baz alınarak temerrüde sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını ve hal böyleyken rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmadığını, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, finansal kiralama konusu malın davalı kiracılardan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesi 6361 Sayılı Yasanın 22. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmış olup yasal şartları taşımaktadır. Sözleşmede yazılı mallar, kiralayan davacı tarafından kiracı davalıya teslim olunmuştur. Finansal Kiralama konusu mal, 6361 Sayılı Yasanın 23/1. maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan Yasanın 24. maddesi hükmü gereğince de, kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Yasanın 30/1. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 30/2. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde, aynı yasanın 33. maddesi gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları, kiralayana derhal geri vermekle yükümlüdür. Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama bedelini ödemediği saptanmıştır. Ancak malın iadesinin talep edilebilmesi için yasa ve sözleşme gereği ihtarnamenin tebliğ edilmesi ve belirlenen sürelerin geçmesi gerekmektedir. Somut davada, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi ve malın iade edilmesi talebini içerir Beyoğlu … Noterliği’nin 14/08/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin Beyoğlu … Noterliği’nin yazısında belirtildiği üzere davalı adına “muhatap şirket yetkilisinin adreste bulunmaması üzerine muhatap ile aynı iş yerinde çalıştığını beyan eden ehliyetli ve reşit olup daimi işçi …’e 17/08/2017 tarihinde tebliğ edildi” şeklinde olduğu, Beyoğlu … Noterliği’nin 15/06/2017 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesinin Beyoğlu … Noterliği’nin yazısında belirtildiği üzere “muhatap şirket yetkilisinin adreste olmaması üzerine muhatap ile aynı iş yerinde çalıştığını beyan eden ehil … imzasına 19/06/2017 tarihinde tebliğ edildi” şeklinde olduğu, noterliğe ait ihtarnamelerin tebliğine ilişkin şerhler göz önüne alındığında her iki tebligatta da tebliğ alan kişinin şirketin çalışanı olduğu beyan edilmiş ise de, hükmü şahıslara tebliğ salahiyetli mümessillerine (yetkili temsilcilerine) bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır, eğer hükmü şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekmekte olup, davalı şirkete yapılan tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı gibi davalıya yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 12 ve 13 maddelerinin aradığı sıralı kişiye yapılıp yapılmadığı, yapılma nedenlerine dair şerhleri içermediğinden davalı adına yapılan her iki ihtarname tebliği, Tebligat Kanunu 12 13 ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesine aykırıdır. Davalının temerrüdünden bahsedilmesi için ihtarnamelerin usulüne uygun tebliğ edilmesi gerekmektedir. Davalı adına yapılan ihtarnamelerin tebliğler, Tebligat Kanunu 12 13 ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesine aykırı olduğundan davalının temerrüdü söz konusu değildir. Davalının temerrüdü gerçekleşmediğinden mahkemece anılan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi bu nedenle hukuken yerinde değildir.Tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/02/2019 tarih, 2018/484 E., 2019/164 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davanın REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; /a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; /a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, /a-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 81 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 202,30 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 22 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, /a-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2023