Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1681 E. 2023/1033 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1681
KARAR NO: 2023/1033
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2018/28 E. – 2019/895 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin işyeri faaliyet adresine 02/05/2014 tarihinde hırsızlık olayı yaşanması sebebiyle müvekkil şirkete ait çek ve bonoların çalındığını, iş bu çalınan çeklerden bir kısmının boş ve imzasız olduğunu, çalınan çeklerle ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu ve ödeme yasağı konulduğunu, … Bankası AŞ.-Başakşehir Şubesine ait 28/02/2015 tarih ve … seri no.lu 54.000,00-TL bedelli çek için temlik eden … TAŞ. tarafından aleyhlerine Gaziantep … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından haklı olarak icra takipte borca, imzaya ve yetkiye itiraz edildiğini, akabinde … TAŞ.nin takibe konu alacağı alacağın temliki ile davalı alacaklı … AŞ.ye devrettiğini, çekleri çalan 3.kişilerin boş çekleri sahte imzalarla piyasaya sürdüğünü, bu hususun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, benzer nitelikteki boş çekler ile ilgili başkaca alacaklılar tarafından müvekkil şirket aleyhine birden fazla farklı icra takipleri başlatıldığını, davaya konu çek ve diğer çalınan çeklerdeki imzaların müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını ve tüm bu nedenlerle menfi tespit davalarının kabulü ile davalı şirkete karşı bir borcun olmadığının tespitine, müvekkilinin telafisi imkansız zararlarının doğacağından davaya konu icra takibinin dava sonuçlanıncaya dek teminatsız olarak durdurulmasına, kötü niyetli davalı alacaklının takip miktarının %20’sinden aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işyerinde gerçekleşen hırsızlık olayı sonucunda boş çeklerin çalınarak sahte imza ile piyasaya sürüldüğü yönünde iddiada bulunulmuş ise de davaya konu icra takibi dayanağı çek üzerindeki imzanın sahteliğinin tespiti için bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, davacı ve ciranta borçlusu dava dışı … Ltd. Şti. arasında ticari ilişki olup olmadığının tespiti için davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davacı tarafından davaya konu alacağın müvekkil davacı tarafından kötüniyetli olarak temlik alındığı iddia edilmiş ise de temlik alan konumundaki davacı müvekkilin icra takibi dayanağı çek üzerindeki imzayı inceleme imkanı bulunmadığından kötüniyetli olarak hareket etmesi mümkün olmadığını, davacının telafisi imkansız zararlarının doğacağından bahisle davaya konu icra takibinin dava sonuçlanıncaya dek durdurulması talep edilmiş ise de bu talebinin İİK m.72 gereği kabulü mümkün olmadığını ve tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla huzurdaki davayı ikame eden kötüniyetli davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Tarafların iddia ve savunmları ile toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davacının maliki olduğu boş çek yapraklarının çalındığı, daha sonra doldurularak icra takibine konu yapıldığı, çeki takibe alacağını temlik eden dava dışı … A,Ş.’nin koyduğu, … A.Ş.’nin çekte lehtar değil son ciranta olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşıldığından Gaziantep …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu çek sebebiyle davacı tarafın temlik alan …’ne borcu olmadığının tespitine, çeki takibe koyan … A.Ş. lehtar olmadığından” Davanın kısmen kabulü ile, Gaziantep … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu çek sebebiyle davacı tarafın temlik alan …’ne borcu olmadığının tespitine, davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının menfi tespit istemiyle açtığı davanın kabul edildiğini, müvekkil şirketin varlık yönetim şirketi olup 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 143/6 maddesi gereği harçtan muaf olduğunu, bu nedenler harç talep edilmeksizin taleplerinin kabulünü, yerel mahkemece yapılan incelemede Adli Grafolog tarafından hazırlanan raporun hükme esas teşkil edecek nitelikte olmadığını, teknik imza incelemesi yapılmadan basit bir inceleme ile yetinildiğini, büyüteç incelemesi ile imzaların kıyaslandığını, dosyada incelemeye konu imza örneklerinde kardeş olan şirket ortakları … ve … imzalarının birebir aynı olduğu görüleceğini, imza örneklerinin aynı olmasının dahi incelemenin eksik yapıldığının göstergesi olduğunu, davaya konu olayda bir kredi tahsisi ve temini vasıtasıyla dolandırıcılık söz konusu olduğunu, davacının çeki imzalamadığını iddia ettiğini ancak firmaya tahsis edilen krediye itiarz etmediğini, şirket merkezinden çek koçanlarnın çalındığını iddia eden davacının huzurdaki çeke yönelik açmış olduğu çekin iptali taleplerinin Bakırköy 4. ATM tarafından karar verilmeye yer olmadığı gerekçesiyle kabul edilmediğini, bu bilirkişi raporuna dayanak hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İİK 72. maddeye göre açılan menfi tespit davasıdır.Davacı Gaziantep … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında müvekkil hakkında kambiyo senedine istinaden icra takibi başlatıldığını, takibe konu çeklerin müvekkil şirkette yaşanan çelik kasa hırsızlığı neticesinde çalındığını, imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Kural olarak, imzası inkar edilmeyen senetlere karşı açılan menfi tespit davasında ispat yükü davacı borçludadır. Ancak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzasının borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (Yargıtay HGK’nın 2006/12-259 Esas,2006/31 Karar sayılı kararı).Kambiyo senetlerinde imzada sahtecilik mutlak defilerden olup, borçlu olunmadığı iddiası çeki elinde bulunduran herkese karşı ileri sürülebilir.Dava konusu çekte davacının keşideci olduğu, yasal süresi içinde bankaya ibraz edildiği, Küçükçekmece CBS’nin 2014/18336 sayılı kararı gereğince tedbir/el koyma kararı konulduğundan ödeme yapılamadığının belirtildiği görülmüştür.Adli Tıp Uzmanı Grafolog Bilirkişi tarafından düzenlenen 03.06.2019 tarihli raporda; Tersim tarzı bakımından tetkik konusu imzanın (8) rakamı yapar gibi başlayıp hareketin bitiminden sola eğimli sağa doğru gramalar oluşturularak devam edildiği ve son gramanın ait ucundan üçgen vari bir oluşum yapılarak bitirildiği bu itibarla imzaların başlangıcı ve bitirilişi, gramaların yapılanması, çizgisel hareketlerin biçimlenmesi, devinim noktaları, işleklik derecesi, ebat, istikamet, seyir sürat istif, kalem alışkanlıkları ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik bulunmadığı, dava konusu çek aslındaki keşideci … Ltd Şti’nin atfen imzanın … ve …’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, herhangi açık bir gerekçeye yer vermediği, bilirkişi raporunda Laboratuvar ortamında büyüteç, stereo mikroskop UV ışık kaynağı, beyaz ışık, değişik açılardan verilen ışık ışınları altında ve yüksek çözünürlü scanner tarayıcı ve bilgisayar programları ile taranarak analitik incelemeye ve objektif denetime uygun hale getirildikten sonra grafolojik ve kaligrafik esaslar dahilinde inceleme yapıldığı, incelemenin yeterli olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olduğu anlaşıldığından mahkemece bu rapor esas alınmak suretiyle karar verilmesi isabetlidir.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih ve 2018/28 E., 2019/895 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.493,35 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.123,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.369,85 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023